logo

trugen jacn
12 Ekim 2019

KOMÜNİST ÇİN’İN İŞGALİNDEKİ DOĞU TÜRKİSTAN’DA TÜRKLERİ SUSTURMA POLİTİKALARI

Görüntünün olası içeriği: 1 kişi, yazı

KAZİM GÜLTEPE – ALMANYA


Tarihçi İlber Ortaylı bir konuşmasında Türkiye’yi uyardı ve ”Türkler ve Türkiye’yi yönetenler farkında değil, ama Çin Doğu Türkistan’ı yutacaktır. BM’nin aldığı kararlar ve yasalar ancak bize geçer.Ama Çin gibi bir devlete asla geçmez”demiştir.


Günümüz dünyasına baktığımızda Türk ve Türk soylu insanlardan ,devletlerden başka,esir yoktur..Bunlar içinde ki Doğu Türkistan ise,en sahipsiz ve en yalnız olanıdır.
Burada hemen şu akla gelebilir ; Türk devletleri neden sessiz diye.

Çünkü Çin Türk devletlerinin iradesini adeta satın aldı.Özbekistan,Kazakistan,Türkmenistan,Kırgızistan ve Azerbaycan.Sovyet Rusya devletinin parçalanmasından sonra,bağımsızlıklarına kavuşunca büyük ekonomik sıkıntı yaşadılar.Doğu Türkistan Çin’in kırmızı çizgisi olduğu için bu ülkelerle işbirliğine gitti,küçümsenmeyecek krediler verdi.
Zalim,sömürgeci ve hilekâr Çinliler konusunda ise Bilğe Kağan 1300 yıl önceki vasiyeti Orhun kitabelerinde hala yerini ve önemini korumaktadır.

”Çin’in tatlı sözüne,yumuşak ipek kumaşlarına aldanıp çok çok Türk milleti öldün.Türk Milleti öleceksin.”


Demek ki tarihten ders alınmadığı müddetçe,tarih tekerrürden ibaretir.
Türkiye ise, ABD,AB ve İsrail’le olan ilişkilerindeki istikrarsızlık karşısında. altarnatif olarak Çin’i buldu,bunu bilen Çin yönetimi bunu fırsata çevirmekte gecikmedi.
Peki Çin ile ilişki kurulmamalı mı?.elbette kurulmalı.Merhum İsa Yusuf Alptekin ”Esir Doğu Türkistan”adlı hatıratında Türkiye ye geldiğinde Türkiye-Çin münasebetleri hiç yoktu.Hatta bizzat İsmet İnönü’yü ziyaret ederek,Türkiye’nin Çin ile ilişki kurması gerektiğini söylediğini yazmaktadır. Burada amacının belki Doğu Türkistan’dan talebelein Türkiye de okumaları için önlerinin açılabileceğini de bizzat söylediğini yazmaktadır.
Türkiye ile Çin Halk Cumhuriyeti arasında ki ilişkiler 1971 yılından sonra başlar,ve Başbakan Nihat Erim’in arzusu üzerine bir heyet Çin’e gitmiştir.1972 yılında Türkiye ve Çin arasında diplomatik ilişkiler kurulur.1981 de Dışişleri Bakanı İlker Türkmen Çin’i ziyaret eder,sonra 1982 yılında cumhurbaşkanı Kenen Evren Çin’e gitmiştir. 1984 yılında Çin devlet başkanı Li Şiannian Türkiye yi ziyaret etmiştir.1985 yılında Turgut Özal’in Çin’i ziyareti izler. Yüksek düzeyde sürdürülen bu temasların bir sonucu olarak Çin işgali altında ki Doğu Türkistan’dan sözde Özerk Bölge Hükümeti Başkanı İsmail Ahmet başta bazı mahalli liderlerin Türkiye’ye gelmelerini sağlamıştır.
Cumhurbaşkanı Erdoğan 2012’de Çin’i ziyaret etmiş ve Doğu Türkistan’a uğramışı .Başkent Urumçi’deki Büyük pazar yerini ziyaret etmiş ve bu ziyaret esnasında Uygurların olağanüstü ilgisine ve sevinç gösterilerine bizzat şahit olmuştur.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın son ziyareti ise Temmuz 2019 da doğrudan Pekin olmuştur.Burada üzücü olan Çin medyasında çıkan haberlere göre.Çin’in Doğu Türkistan politikasına,destek vererek.”Sincan’da insanlar mutlu bir yaşam sürüyor”ifadesini kullandığı iddiasıdır. Bu Çin iddiaları daha sonra Cumhurbaşkanlığı iletişim Başkanlığınca düzeltilmiştir.
Ülkeler arasındaki karşılıklı ilişkiler ve diplomatik kurullar bir ülkenin diğer bir ülkeye iradesini rehin koymak, teslim etmek

veya onun her yaptığını onaylamak ve yaptıkları insan hakları ihlallerine sessiz kalmak demek değildir ve olmamalıdır de.
Ama Çin ile olan son ilişkilerde üzülerek görüyoruz ki ; Atalarımızın ”Parayı veren düdüğü çalar” veya “Para konuşunca doğruluk susar.” sözü gerçek olmaya başladı.
Çin Halk Cumhuriyeti yönetiminin Doğu Türkistan Türklerine yönelik baskı,zulüm etnik ayırımcılık,ırkı soykırım ve en kötüsü milyonlarca Müslüman Türkü “Eğittikleri ” yalanı ile Çin Toplama Kamplarına hapsetmesi olayına karşı Türk ve İslam aleminin bu sessizliği umursamazlığı,vefasızlığı,pısırıklığı vicdanları sızlatmaktadır. Bu tepkisizlik, Kızıl Çin’e adeta ” Sen Uygurlara istediğin kadar zulüm ve katliam yapabilirsin.” anlamına gelmektedir.
Hele hele ülkemizdeki vicdanları körelmiş, ruhsuz yazılı ve görsel medyanın Doğu Türkistan’daki insanlık dramı karşısındaki tutumu yüzyılımızın bir yüz karası olarak tarihe geçecektir.

Kaynak : Sayın Kâzım Gültepe’nin sosyal medya paylaşımından alınmıştır.

Etiketler:
Share
496 Kez Görüntülendi.