logo

trugen jacn

BAŞKAN Xİ’NİN UYGURLARI EZMESİ,STRATEJİK AHLAKSIZLIĞINI VE YALANINI ORTAYA KOYDU

Çin’in  Başkanı Xi Jinping’in Doğu Türkistan genelinde açtığı Toplama kampları ile bu Çin Nazi Kamplarında hukuksuz olarak tuttuğu 1 milyon Uygur’u hapsetmesi,  geçmişteki  Kızıl Khmer  rejiminin   yeniden eğitim programı  ile  onların acımasız uygulamalarını  akıllara getiriyor. Çin’in  güvenlik görevlileri artık dünyanın dört bir yanındaki Uygurları Fransa’dan Amerika Birleşik Devletleri’ne  varana kadar her yerde taciz edebiliyor. Başkan Xi Jingping’in Müslüman  Uygurlara karşı kötü ve baskıcı tutumu  ve onların  temel haklarını  kötüye kullanması, onun  küresel stratejisinin  ne kadar yalanlarla dolu   ve bu konudaki ahlaksızlığını net ve  açık olarak ortaya  koymuştur.   Chinese President Xi Jinping 082018

Tom Rogan  

Çin Komünist Partisi genel Sekreteri ve Çin devlet başkanı Xi Jingping yaptığı tüm konuşmalarınıda  sürekli olarak içte Çin vatandaşlarının yaşamlarını kolaylaştırmak  ve iyileştirmeye yönelik politikalar yürüttüğünü,uluslar arası ilişkilerde ise, istikrarlı ve huzurlu bir küresel ekonomik büyümeyi desteklediklerini iddia ediyor. Ayrıca, Lider Xi Uygur bölgesinde yaşayan ve Müslüman azınlık olarak tanımladığı Uygurlar,Kazaklar ve diğer halklara karşı da aynı iyileştirici uygulamalar yaptığını de öne sürüyor. Ancak,Başkan Xi’nin Ağustos 2016’de Tibet’ten naklen Urumçi’ye atadığı ÇKP.Bölge Sekreteri Çin Çuvenggou yönetiminin Uygur vatandaşlarına yönelik muamelesi, Xi’nin bütün söylemlerinin tamamen tersi bir durumu  ortaya koyuyor. Bu vaatlarının ne kadar yalan olduğuna dair en somut ve inandırıcı kanıtlar bunu doğruluyor. Trump yönetimi de Uygur bölgesindeki mevcut durumu kritik ve insani kriz olarak açıklıyor. Elbette ABD.başkanı  UYgurlar için  öyle demelidir de .
Başkan Xi’nin Müslüman Uygur  ve Kazak Vatandaşlarına yaptığı Baskıcı ve Ayırıştırıcı Uygulamalar çok Çirkin ve asla Ahlaki Değildir. 
Wall Street Journal’da geçtiğimiz hafta yayınlanan bir yazıda ayrınıtılı olarak beliritildiği gibi Çin yönetiminin bölge’de “Yeniden Eğitim” adı ile açtığı  Toplu Tutuklu Kamplarında günümüzde en az 1 milyondan fazla Uygur,Kazak ve diğer Müslüman halktan insanların hapsedildiği bildiriliyor. (Müslüman Uygurlar ve Kazaklar kuzeybatı Çin’de yaşayan bir Müslüman etnik grup) Bölgesel Yönetimin başı ve Bölge ÇKP genel sekreteri Çin ise, doğrudan başkent Pekin’deki ÇKP. Merkez Komitesine bağlı olarak bölgeyi direkt olarak yönetiyor. Ancak Lidere sıkı sıkıya bağlı ve onun kölesi gibi çalışan Bölgesel Yöneticiler bu kamplarda tutulan insanlara geçici tatil tarzı iş eğitimi  verildiğini ve bu kampların birer İş ve Meslek Edindirme Merkezleri olduklarını öne sürüyorlar. Ancak bu kamplarda bir süre tutuklu kaldıktan sonra serbest bırakılan ve bu kampların içlerinde zaman geçirenlerin ifadeleri ise,bunun tam aksini aksini gösteriyor. Müslüman halkların Keyfi şekilde gözaltına alındığı, Tutuklulara şiddet içerikli ve kaba ve kötü muameleler yapıldığı ve zorla siyasi ve ideolojik eğitime tabi tutulduklarını belirtiliyor. Onların bu kamplarda çektikleri acılar Çin’in Müslüman Uygurlar ve Kazaklara din özgürlüğü, kültürel haklar ile temel insan hakları konusunda büyük ve  daha geniş  baskılar yapıldığını kanıtlıyorGörüntünün olası içeriği: 1 kişi, yazı

Çin’in Müslüman Uygur ve Kazaklara karşı giderek artan bir şekilde terörle mücadele  Söylemi  Onlara Karşı Bir Tehdittir

Çin yönetiminin kendisinin terör tehdidi ile  karşıya olduğu iddiaları kısmen doğru olsa da, bunun cevabıve karşılığı  bu tür  baskıcı uygulamalar olmamalıdır. Çin’in Müslüman Uygurlara karşı yaptığı 1940’ların başında ABD yönetiminin bu ülkede yaşayan Japon asıllı Amerikaları hedef alan ayrımcı uygulamalarının çok  çok daha kötü bir örneğidir. 2018 yılında Çin’in bölgede yaşayan Müslüman azınlıklara karşı , zorlayıcı ve yanlış yönlendirilmiş bir güvenlik politikası için değil, etnik ve bireysel kimlik üzerinden Otoriter-Komünist uygulamasına dönüştürmek için kullanmakta olduğu açıkça görülüyor.
Dahası, Lider Xi aslında 1970’lı yıllarda Kamboçya’da iktidarda olan Khmer Rouge-esque benzeri yeniden eğitim programının bir örneğini  Uygur bölgesinde uyguluyor ve onun kapsamını daha da genişletiyor. Çin’in Güvenlik görevlileri sadece Uygur bölgesinde değil, artık dünyanın dört bir yanında yaşayan Uygurları Fransa’dan ABD’ye kadar  olan bütün dünyada  tehdit ve taciz edebiliyor.
Bu konu hakkında Uygurlar daha geniş bir şekilde şikayetlerini dile getiriyor ve gündeme taşıyorlar. Ancak,Çin’in bu şikayetlere karşı tutumu sadece Uygurlara veya ABD’ye meydan okuması değil, aynı zamanda evrensel insan haklarına karşı kendi baskıcı uygulamalarını savunmaktan çekinmiyor. Çin’de yaşayan Müslüman Uygurlar ve Kazakların aynı zamanda bu haklarını ABD-Çin jeopolitik mücadelesiyle uyum içinde savunulmasıyla ilgili değildir. Çünkü Uygurlara olan baskıcı uygulamalar aynı zamanda ÇKP.genel sekreteri ve Çin’in tek Lideri Xi’nin Çin’in küresel feodal düzenini yeniden kurması ve bu konuda deneyim kazanama (ustası olma) çabaları ile yakından ilgilidir. Çin’in bu tavrı ise, ABD’nin özgürlük ve hukukun üstünlüğüne dayalı bir uluslararası düzeni koruma çabaları arasındaki keskin ayrılığı ve anlaşmazlığı de ortaya koyuyor. Çin’in bu kendinden emin tavrı küresel çapta ve günümüzün belirleyici olan değerlerine karşı açık ve belirleyici  bir meydan okuması olarak algılanıyor.
ABD’nin en yakın müttefikleri ve tarafsız aktörleri, şimdi Xi’nin sağladığı geniş Çin yatırımlarının karşılığı olarak Çin’in muazzam  baskıları ile karşı karşıya  bulunuyorlar.  ABD’nin tarihi dostu ve stratejik ortağı Britanya bile Xi’nin ekonomik imkan ve kazançları karşısında tereddüte düşüyor ve bilinçli olarak Çin tarafından cezbediliyor .
Çin’in ABD.Liderliğindeki mevcut küresel düzene karşı bu meydan okumasıyla yüzleşmek için;  İnsanlık tarihinde  olduğu gibi,  insanları yoksulluktan kurtarmak ve refah içinde yaşamalarını sağlamak ve insan hak ve özgürlüklerini garanti altına almak gerekiyor. Ayrıca,Çin’in bu konuda başka herhangi bir düzenden daha fazlasını yapmış olması lazımdir. ABD, yönetimi bölge’de büyük sorunlar ve insani krizler içinde yaşamakta olan Uygurların yaşamları arasındaki uçurumun çok uzak olduğunu göstermelidir. Günümüzdeki Pekin’in çok uzağındaki Uygur bölgesinde (Şinjiang’da) olanlar  çok yakın bir gelecekte Brazilya, Londra, Yeni Dehli, Paris ve veya başka bir merkez ve başkentteki Pretoria (etnik ayırımıcılık içerikli) yönetimi ile yaşam biçimine dönüşme ihtimal ve tehlikesi pek uzakta görünmemektedir.
Nihayetinde aradaki bu uçurum, coğrafi mesafeyle değil, Xi’nin vizyonunun nihayetinde ortaya çıktığı gerçeğin ölçüsü ile asla ölçülemez . Çin’in kendi vatandaşlarının “yeniden eğitimi” ne bile   olsa, Çin’in bireysel özgürlük ve fırsat eşitliği konusundaki nihai tutum ve kararı konusundaki tutumuna çok  dikkat etmeliyiz. Çin,bir yandan ülkelere cazip yatırım imkanları sunuyor , diğer yandan ise, demokrasi  denizinden okyanuslar çalıyor. Ayni Çin bir diğer yandan ise, herkesin yararına olacağını iddia ettiği “Bir Kuşak-Bir Yol – 21. Yüzyıl yeni bir ipek yolu “ gibi projelerden bahsediyor.  Buna karşılık  başka ülkelerin buluşlarını ve  fikri mülkiyetini çalıyor. Çin Lideri Xi. mütemadiyen Çin’in başka ulus ve ülkelerin hak ve hukuklarına her zaman  saygılı olduklarını,  kendisinden başkalarına da saygı duyduğunu iddia ediyor.Buna karşılık ise yönetimi altındaki Uygur bölgesinde yaşayan Müslüman etnik Azınlıklar olan Uygurları,kazakları ve diğer Türk asıllı halkları yani etnik Çinli olmayan kendi vatandaşlarını “Yeniden Eğitim Merkezleri” olarak tanımladığı Toplama kamplarına hapsediyor

Çin Lideri Xi’nin Çaldığı Müziğe Göre Dans Etmemeliyiz.
Başkan Trump, Çin Lideri Xi’nin bütün bu yalan ve ahlaksızlıkları ile  saldırılarına karşı Dışişleri Bakanı Mike Pompeo ve Savunma Bakanı Jim Mattis’i Çin saldırganlığına karşı koyabilmek için yeni ittifaklar kurma ve insanlığın ortak değerlerini daha iyi koruma ve  insanlığın geleceğini daha iyi savunmaya yönelik mevcut çabalarını iki katına çıkarmalıyız,  talimatını vermiştir.

Özetlersek : Başkan Xi Jingping’in Müslüman  Uygurlara karşı kötü ve baskıcı tutumu  ve onların  temel haklarını  kötüye kullanması, onun  küresel stratejisinin  ne kadar yalanlarla dolu   ve bu konudaki ahlaksızlığını  açık olarak ortaya  koymuştur. 

 
Kaynak :  https://www.washingtonexaminer.com/opinion/chinas-abuse-of-the-uighurs-unveils-the-immorality-of-xi-jinpings-global-strategy

Etiketler: » » » » » » »
Share
1756 Kez Görüntülendi.