logo

trugen jacn

AVRUPA PARLAMENTOSUNDA ” ULUSLARARASI DOĞU TÜRKİSTAN FORMU”DÜZENLENDİ

Bir 7 kişi ve ayakta duran insanlar görseli olabilir

UYGUR HABER VE ARAŞTIRMA MERKEZİ(UYHAM)

Avrupa Parlamentosu’nda(AP) Çin’in işgalindeki Doğu Türkistan’da yaşayan Müslüman Türklere yönelik insanlık suçları ile etnik soykırım uygulamalarını konu alan  “İnsan hakları ihlalleri  Onlarla Mücadele edilmesi” başlıklı uluslararası Doğu Türkistan Formu gerçekleştirildi.

Anadolu Ajansının konu ile ilgili olarak verdiği  habere göre Çin’in  ” Uygur Özerk Bölgesinde yaşayan Uygur Türkleri başta diğer Müslüman Türk azınlıklara yönelik insan hakları ihlalleri ve onlarla mücadele konusu, Avrupa Parlamentosunda (AP) geniş uluslararası katılımla ele alındı.

Dünya Uygur Kurultayı (WUC), Hasene International (Uluslararası Hasene Vakfı) ve Uluslararası Doğu Türkistan Sivil Toplum Kuruluşları Birliği tarafından düzenlenen bu “Uluslararası Uygur Forumu – Uygur Soykırımı’na Küresel Yanıt”  başlıklı  toplantıda etkinliğe  dünyanın çeşitli ülkelerinden  politikacılar, ekonomistler, sivil toplum Kuruluşları, medya, akademi ve hukuk alanında önde gelen uzmanların yanı sıra  Çin’in Doğu Türkistan’daki Çin tipi toplama kamplarının tanık ve mağdurları de katılarak  görüşlerini  ifade edecekler.

Alman Sosyal Demokrat Parti’den (SPD) AP milletvekili İsmail Ertuğ   formun açılışındaki   konuşmasında, “İnsan hakları bu kadar açık bir şekilde ihlal edildiğinde, bunu kınamak dünya çapındaki demokratların görevidir ve bu Çin’in iç işlerine müdahale değildir.” ifadelerini kullandı.Bir 12 kişi ve ayakta duran insanlar görseli olabilir

Mücadelenin ön saflarında yer almak istiyoruz

İlerici Sosyalistler ve Demokratlar İttifakı Grubundan AP milletvekili ve Uygur Dostluk Grubu Eş Başkanı Raphael Glucksmann da  konuşmasında Uygurlara karşı “Bu parlamento sizin eviniz. Gerçekten bu parlamentoyu eviniz yapmak istiyoruz. Halkınızın hakları için verilen mücadelenin ön saflarında yer almak istiyoruz.” diye konuştu.

Ayrıca, APH. Milletvekili Glucksmann, AB’nin bu amaçla Çin’in Uygur bölgesinde yaşayan Uygurları “Köle/İşçi” olarak  zorla çalıştırma ve  ve onların çalıştırılması ile üretilen kölelik ürünlerinin yasaklanması ile şirketlerin insan hakları durum tespitinin (due diligence) yapılması için çalıştığını söyledi.

DUK  Başkanı İsa : Çin’le iş birliği AB’nin temel çıkarlarını tehdit ediyor

Formda konuşan Almanya merkezli Dünya Uygur Kurultayı  Başkanı Dolkun İsa da 31 Ağustos’ta  Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiseri Michelle Bachelet’in görevinin sonlanmasına dakikalar kala  açıkladığı Uygur  raporunda Çin’in terör ve aşırılıkla mücadele adı altında ciddi insan hakları ihlalleri işlediğini tespit ettiğini anımsatarak yaptığı konuşmasında şunları şöyledi : “BM’de söz konusu raporun kabul edilememesi, Batılı ülkeler ile ‘küresel güney’ ülkeleri arasında büyük bir destek açığı olduğunu gösterdi. Özellikle Endonezya, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri ve Pakistan gibi Müslüman çoğunluklu hükümetlerin  Çin’i destekleyerek Müslüman Uygurlara yönelik sergilediği   olumsuz tutumu   derece hayal kırıklığı yaratmıştır,” şeklinde konuştu.

İMMG Başkanı Ergün : Çin Zulmüne Avrupa’nın temel değerleriyle karşı çıkmalıyız”

Formda söz alan  İslam Toplumu Milli Görüş (IGMG) Genel Başkanı Kemal Ergün  Doğu Türkistan’daki Çin Zulmüne Avrupa’nın temel değerleriyle karşı çıkılması gerektiğini vurgulayarak yaptığı konuşmasında  şöyle konuştu:  “Sayıları yüz binlere ulaşan Uygur Türk’ü, sözde ‘eğitim kampları’ adı verilen hapishanelerde özgürlüğünden edilmiş durumda. Salt Müslüman olduğu için ve İslami kimliğin gereklerini yerine getirmek istediği için baskı gören kadın ve erkeklerin haberleri bizlere ulaşıyor. Bugün, Uygur Türklerine yönelik baskı ve soykırım politikasının boyutlarını öğrenmemiş olan bir siyasetçi, bir akademisyen, bir devlet adamı var mıdır? Bu çığlık, dünyayı sarsmış durumda. Bu çığlık, televizyonlara, meydanlara, evlere, parlamentolara yansımış durumda.”

Dünya Doğu Türkistan’la daha fazla ve doğrudan iletişim kurmalı”

Uluslararası Doğu Türkistan STK’lar Birliği (IUETO) Başkanı Hidayet Oğuzhan da milyonlarca masum sivilin Çin’de faaliyet gösteren toplama kamplarında tutulduğunu, Müslüman kadınların benzeri görülmemiş saldırılara ve vahşete maruz kaldığını ifade ederek, organ toplama, İslam inancına ait dini, tarihi ve kültürel anıtların imhası, milyonlarca genç neslin sistematik ve zorla “Çinlileştirme”nin bunlardan bazıları olduğunu aktardı. Doğu Türkistan halkının tek arzusu, uluslararası sistem ve düzenin ayrılmaz bir parçası olabilecek egemen   ve  özgür düzenini  yeniden kurmaktır. Çin’in Uygurlara ve diğer etnik gruplara yönelik soykırımını anlamak için dünyanın Doğu Türkistan ile daha doğrudan ilişki kurması gerekiyor.” değerlendirmesinde bulundu.

AP.Milletvekili Lexmann : AB  Uygurlar İçin daha fazlasını yapmalı”

Hıristiyan Demokratlar (EPP) Grubundan AP milletvekili Miriam Lexmann da AB ülkelerinde Çin tarafından muhalifleri izlemek için kurulan “karakolların” mevcut olduğunu, Kovid-19 salgını sırasında AP’ye “zorla çalıştırma” kullanan Hikvision isimli şirket tarafından yapılan termal kameraların kurulduğunu, öte yandan 2019 Sakharov Ödülü’nün Uygur hakları savunucusu İlham Tohti’ye verildiğini ifade etti. Lexmann ayrıca “Bu meclis(AP) nasıl olur da bu kadar zıtlık içinde davranabilir?” sorusunu yönelterek, “Gözlerimiz yavaş yavaş açıldı, başarısızlıklarımızı gördük.” dedi.

AP milletvekili ve Uygur Dostluk Grubu Eş Başkanı David Lega : Geçtiğimiz Haziran ayında Sincan polis dosyalarının sızdırılmasının ardından, AP’nin güçlü bir destekle Çin’in eylemlerinin insanlığa karşı suç olduğu yönünde bir kararı kabul ettiğini anımsattı.

Çin'in soykırımını anlatmak için Anadolu seferine çıktılar

Toplama Kampı Mağdurları : Çin ölüm Kampında  Yaşadıklarımızı  Hiç Unutamıyoruz

Açılışta, kamplarda bir süre kaldıktan sonra özgürlüklerine kavuşan  Çin’in  Toplama Kampları mağdurları  yaşadıklarını gözyaşlarına hakim olamayarak anlattı.

Sayragul Sauytbay : kampta yaşadığı korkunç hayatı unutamadığını ancak sonunda adaletin kazanacağı konusunda umudunu kaybetmediğini söyledi.

Gülbahar Hatiwaji :  halen uykusuzluk çektiğini, kabuslar gördüğünü, fiziksel ve psikolojik rahatsızlıkları olduğunu paylaştı.

Ömer Bekali :  Bedeninin özgür dünyada yaşadığını ancak ruhunun hala tutsak olduğunu belirterek, ailesinden uzak yaşamanın acısını çektiğini ifade etti.

Gülbahar Jelilova :  2017 yılında terör suçuyla tutuklandığını ancak iş kadını olduğunu ve terör suçuna karışmadığını dile getirerek, fiziksel ve psikolojik sağlık sorunlarıyla baş etmeye çalıştığını söyledi.

Çin’in Uygur Soykırımında Uluslararası topluluğun sorumlulukları

ABD’nin eski BM Büyükelçisi Kelley Currie konuşmasında,  Çin’in ödeyeceği bedelleri ödemesinin  önemine işaret ederek, bu noktada demokratik ülkelerin yeterli siyasi iradeyi göstermesinin ve ekonomik yaptırımların önemini vurguladı. ABD’nin Uygurların “soykırıma” maruz kaldığını kabul etmesine rağmen yapması gereken her şeyi yapmadığını söyledi.

ABD.USCIRF Başkanı  Dr.Nuri Türkel : Kendisi de bir Doğu Türkistanlı  Uygur Türkü olan ABD Uluslararası Dini Özgürlükler Komisyonu (USCIRF) Başkanı Nuri Turkel  Uygurların köle/İşçi olarak de zorla çalıştırma konusuna değinerek, bu yolla elde edilen ürünlerin ithal edilmesinin önüne geçilmesi gerektiğini dile getirdi.

Prof.Nick Vetch : Çin’in ödeyeceği maliyet artırılmalı”

Londra merkezli bağımsız Uygur Mahkemesi (Uyghur Tribunal) Başkan Yardımcısı Nick Vetch de Çin yönetiminin halkı ile sürekli ekonomik ilerleme ve artan zenginlik sağlayacağı konusunda üstü kapalı bir tür anlaşma yaptığını bildirdi. Vetch ayrıca, uluslararası camianın bunu bozmaya çalışmasının Çin’in ödemesi gereken maliyetini artıracağını ve Uygurlar üzerindeki baskıyı kaldırabileceğini kaydetti.

Çin ile Siyaset, ekonomi, hukuk, medya ile sivil toplum alanlarındaki mücadele

AP’ merkezinin  ardından program, uluslararası siyaset, ekonomi, hukuk, medya ile sivil toplumun verdiği tepkilerin ele alındığı panellerle Crowne Plaza Otel’de devam etti.

Uygur Formu Başkan Yrd.  İleri : IGMG Genel Başkan Yardımcısı ve Uluslararası Uygur Forumu Komisyon Başkanı Murat İleri programın ikinci kısmının açılış konuşmasında birçok insan hakları raporunun ve sızdırılmış belgelerin Doğu Türkistan’daki kültürel mirasların yerle bir edildiğini ve “kültürel soykırım” işlendiğini dünyaya gösterdiğini söyledi.  Onun için bugün buradan Çin yönetimine bu maddi ve manevi soykırım politikasından, işkence ve toplama kampları uygulamalarından, insanlık dışı muamelelerden acilen ve derhal vazgeçmeleri çağrısında bulunuyoruz. İnsanların inançlarına, dillerine ve kültürlerine müdahale etmemeli.”

HASENE Vakfı Başkanı Gülbahar : Hasene International Başkanı Mesud Gülbahar da bu konuda çalışan STK’ların hedef birliği içinde olmaları gerektiğini ifade ederek, stratejilerini birleştirerek ortak hareket etmeleri tavsiyesinde bulundu. Uygur STK’larının özellikle kadın, çocuk veya travma yaşamış kişilere yönelik çalışmalar da yapması gerektiğini vurgulayan Gülbahar, hükümetin uygulamalarını Çin halkının geneline mal etmemeleri gerektiğine dikkati çekti.

Milletvekilleri : Siyasi Alanda Yapılabilekler

Kanadalı milletvekilleri Sameer Zuberi ile  Alexis Brunelle Duceppe, Belçikalı milletvekili Samuel Cogolati, İngiltere milletvekili Afzal Khan, siyasi alanda neler yapılabileceği konusunda görüşlerini iletti.

Hukukçu ve İnsan Hakları Aktivistleri 

Hukukçular ve insan hakları savunucuları Hamid Sabi, Dr. David Matas, Dr. Michael van Walt van Praag, Siobhan Allen hukuk alanında, sivil toplum temsilcileri Hanno Schedler, Mia Hasenson-Gross de çalıştıkları alandaki faaliyetleri aktardı.

Dr. Adrian Zenz, Dr. Aldo Zammit Borda, Dr. Rian Thum’da Uygurların maruz kaldığı durum hakkındaki akademik perspektiflerini paylaştı.

Program, 10 Kasım günü  Crowne Plaza Otel’deki interaktif panellerle devam edecek.

KAYNAK : Anadolu Ajansı(AA)

Share
5800 Kez Görüntülendi.