logo

trugen jacn

ALAEDDİN’İN SİHİRLİ AMPÜLÜNDEN İŞGALCİ VE SOYKIRIMCI ÇİN ÇIKTI

Alaaddin'in Sihirli Lambası - Kolektif - Altın Kitaplar | Kitapkolik.com
Adnan NACAR
Çin’in Uygur Türklerine uyguladığı zulümlere dünyanın pek çok yerinden tepkiler yağıyor. Aralarında Türkiye ve Müslüman ülkelerin olmadığı, büyüklü küçüklü birçok devlet Çin’i protesto ediyor ve dünyaca ünlü markalardan bazıları Çin’le olan ticarî ilişkilerini sınırlandırıyor, bazısı da Çin gibi büyük bir pazardaki müşterileri kaybetme pahasına da olsa baskıcı Çin politikalarını kınıyor.

Amazon, Nike, Adidas, New Balance ve H&M gibi markalar, pamuk tarlaları ve fabrikalarında zorla işçi çalıştırılan Uygur bölgesi pamuklarını ürünlerinde kullanmayacaklarını bildirdi.

Batılı ülke ve firmaların ideolojik farklılık veya ticarî rekabet saikiyle hareket ettiklerini iddia edebilir, samimiyetlerini sorgulayabilirsiniz. “Zaten ‘pamuk ipliği’ gibi zayıf bir bağ var arada, onu da koparsalar ne olur ki?” diyebilirsiniz. 2 milyara yakın nüfusu ile ciddî bir tüketim potansiyelini kullanamamak, ucuz hammadde veya işçilikten mahrum kalmak gibi bir maliyeti var bu tavırların. Çinliler’in eli de armut toplamıyor ne de olsa, onlar da karşı boykotla cevap veriyorlar.

Zulme uğrayanların dindaşı ve soydaşı Türkiye ise ne yaptı? Çin Dışışleri Bakanı’nın Türkiye’yi ziyareti sonrasında Çin resmî gazetesine göre “Sincan ile ilgili sorunların özünün terörizm ve ayrılıkçılıkla mücadele olduğunu vurguladı…” Üstüne, ziyaretin hemen ertesinde Ziraat Bankası’nın Çin’den kredi aldığı haberi geldi. “Bugün para alan yarın da emir alır” gibi bir söz vardı, ama kim söylemişti acaba ?…

Adeta Çin tarafı Türkiye’ye şöyle bir şarkı söylüyor:

“Kapat gözlerini, halkın bilmesin

Hazır senin için, dolar yeşil yeşil

Sözlerin ülkeme zarar vermesin

Hazır senin için, dolar yeşil yeşil…”

Tabiî, bizimkiler de durur mu, şöyle cevap verirler muhtemelen:

“Gülünce gözlerinin içi gülüyor

Krediyi senden başkasından alamıyorum

Bilmem Uygur Türkleri neler söylüyor

Cesaretim yok ki, soramıyorum”

H&M’in (eyç-en-em diye okunur) yaptığını yapamayanlar, ‘Ey Çin’im…’ diyerek oradan medet umuyorlar.

AKlaattin’in sinirli ampülü içinden Çin çıktı, iyi mi?

Bu Çin artık üç direk hakkı mı verir, üç kazık fırsatı mı sunar bilemem. Havalimanları, gümrükler, gemi liman işletmeleri gibi stratejik noktalarda ortaklıklar ve işletim hakkı isteyebilir. Elimizi verip, kolumuzu kaptırmayalım sonra.

O sinirli ampül ki, sağa sola “eyyyy…” diye çıkışmasıyla meşhurdur, yakında “Eyyyyç en em! Sen kimsin ya!?” derse hiç şaşırmayacağız. Neden derseniz, Çin Büyükelçiliği önünde eylem yapmak isteyen bir grup Uygur Türkü, Ankara Valiliği’nden destek beklemişler. Destek nasıl gelmiş biliyor musunuz? Kaldıkları binanın önüne gelen polisler sokağı kapatarak dışarı çıkmalarını engellemiş. Gerekçe olarak güvenlik gösterilmiş, ama yerseniz…

Doğrusunu isterseniz, korona öncesi dönemde HES denince aklımıza barajlar ve ırmağımızın akışını kesen setler gelirdi.

Şimdi de insan akımının önüne set olarak HES kodlarını kullanıyorlar, inşaat kafası etkisi olmalı. Kimini kolluk gücü ile, kimini de kod’luk gücü ile durduracaklar artık demek ki…

KAYNAK :  https://www.yeniasya.com.tr/adnan-nacir/aklaattin-in-sinirli-ampulundeki-cin_540075

Share
298 Kez Görüntülendi.