logo

trugen jacn

DOĞU TÜRKİSTAN MERKEZİ :ÇİN’İN UYGUR SOYKIRIMINA KAYITSİZLİK,BU SUÇA ORTAKLIKTIR !

Fotoğraf açıklaması yok.

UYGUR HABER VE ARAŞTIRMA MEERKEZİ(UYHAM)

Almanya/Duisburg kenti  merkezli Doğu Türkistan Enformasyon Merkezi(ETİC)  Başkanı Abducelil Karakaş   işgalci Çin’in 28 Temmuz 2014 Yarkent/İlişku katliamının 12.yıl dönümü dolayisiyle  bir  mesaj yayınlamıştir.  ETİC açıklamasında  BM.başta olmak üzere ülkeler ve uluslar arası topluma Çin’in işgalindeki Doğu Türkistan’da sürdürdüğü insanlık suçları ile etnik soykırım uygulamalarını durdurması konusunda  Çin’e daha çok baskı  ve daha etkin ve sonuç alıcı yaptırımlar  uygulamalarının  insani sorumluluklarını yerine getirmek  olduğunu bunun için  derhal harekete geçme çağrısında bulundu

 İŞGALCİ ÇİN’İN YARKENT/İLİŞKU  KATLİAMININ 12.YILI BASIN AÇIKLAMASI 

28.07.2014  tarihinde  Çin yönetimi işgalindeki Doğu Türkistan’in  kadim  başkenti ve kültür- medeniyet merkezlerinden Yarkent’in İlişku Kasabasında  büyük bir katliam gerçekleştirmiştir. Bu katliamının 12.yıl dönümünde aziz şehitlerimizi rahmet ve saygı ile anıyor,  soykırımcı ÇKP  rejimini şiddetle  kınıyor ve  katilleri en güçlü şekilde lanetliyoruz.

Doğu Türkistan’ın Yarkent  İlçesine bağlı  İlişku Kasabasında   meydana gelen  ve  tarihe “Yarkent/İlişku Katliamı ” olarak geçen bu acımasız soykırım  Çin işgal  rejiminin Uygurlara yönelik  ırkçı  ve etnik baskı politikalarının  başlangıcının açık  ve net bir  bir örneği olmuştur.

Yarkent/İlişku katliamı Çin hükümetinin Uygur Türklerinin  temel insanı bir hakkı olan  dini ve kültürel haklarına getirilen  engel ve yasaklamalara  karşı barışçıl protestolar düzenleyerek temel insanı haklarını  arayan Uygurlara karşı işlediği vahşi  ve acımasız şiddet  ve ÇKP devlet terörü olarak tarihe geçmiştir.

Çin işgal rejimi 2014 yılından itibaren  Doğu Türkistan genelinde  dini ibadetleri yasaklamış  özellikle kadınların başörtüsü takmalarını ve tesettüre Uygun kıyafet  giymelerini ve erkeklerin  sakal bırakmalarını dini toplantılar düzenlemesini yasaklayan  bir dizi yeni uygulamaları uygulamaya koymuştur. İlişku’da yaşayan kadın ve çocuklardan oluşan bir gurup Ramazan bayramı arifesinde bir evde toplanarak kuran okuyarak ibadet ederlerken Çin işgal güçlerince aşırı şiddet kullanılarak  topluca tutuklanmış ve Polis Merkezine götürülerek hapsedilmiştir. Bunun üzerine tutukluların aileleri Polis merkezinin önüne gelerek eş ve çocuklarına uygulanan şiddeti protesto etmiş ve serbest bırakılmalarını  sözlü olarak talep etmiştir. Ancak  Çin İşgal Polisi bu barışçıl taleplerini reddetmiş ve  kendilerini göz altına alarak tutuklamıştır.  Bunu haber alan  diğer aile fertleri  ve kasaba halkı toplanarak bu yasadışı tutuklamaları   gösteriler yaparak protesto  etmiştir. Çin İşgal Polisi bunun üzerine   Çin silahlı güçlerini kullanarak protestoculara ateş açmıştır.  Bölgeden alınan  resmi olmayan  kaynaklara göre ise  bu olaylarda  onlarca Uygur Türkü vurularak katledilmiş ve toplu tutuklamalarda binlerce    kişi tutuklanmıştır.

Çin işgal yönetimi bu yasal ve barışçıl hak arama olayını “terör saldırısı”  olarak tanımlamış  kendilerinin soykırım cinayetlerini  bu gibi yalan haberleri örtbas etmeye çalışmıştır. İlişku katliamı  Çin’in Uygurlara yönelik sistematik  etnik soykırım uygulamalarının bir denemesi ve 2017’de başlatacakları   toplu tutuklamalar, Toplama kampları,  Kadınları zorla  kısırlaştırma  başta diğer   ayırımcı etnik soykırım uygulamalarının bir  başlangıcı   olmuştur

Çin Kurtuluş Ordusu olarak nitelenen bu Üniformalı Katliam Ordusu  İlişku ve civarında masum sivil halka karşı toptan katliam yaparak ağır bir insanlık suçu işlemiştir.  Çin’in  ilişku katliamını  Çin’in  sansür duvarının aşarak dünyaya duyuran kahraman Uygur genci Ebubekir Rahim, Çin İşgal Ordusunun  tank ve zırhlılar dahil  çeşitli ağır silahlar, hava araçları ve Helikopterler kullanarak  15.-16. Ve 17.bölge olarak tanımlanan yerleşim yerlerinde büyük bir katliam yaptıklarını ve bu katliamlarda 3-5 bir arasında tahmin edilen kadınlar,çocuklar ve yaşlıların da içinde bulunduğu  masum sivil halkın öldürüldüğünü açıklamıştır.

Doğu Türkistan Enformasyon Merkezi(ETİC) olarak işgalci Çin’in Yarkent/İlişku’da masum halka yönelik işlediği bu insanlık suçları ile etnik soykırım cinayetlerini şiddetle kınıyor ve protesto ediyor ve  Çin  işgal rejimini en güçlü şekilde lanetliyoruz.

Yarkent/İlişku katliamının  12.yıl dönümünde Çin  işgal Yönetimine ve uluslar arası topluma  şu çağrıda  bulunuyoruz :

  1.  Çin işgal yönetimi Yarkent/İlişku’da sivil halka karşı  katliam yaparak  bir insanlık suçu işlemiştir. Bu acımasız  vahşetin emrini veren ve uygulayan   asker ve sivil  tüm sorumlular hakkında   soruşturulmalı  ve  suçlular en ağır şekilde  cezalandırılmalıdır.
  2. Yarkent/İlişku katliamı üzerindeki sır perdesi ve gizlilik kaldırılmalı ve olayların şeffaf şekilde soruşturulması ve güvenilir bilgilerle   kamu oyu aydınlatılmalıdır.
  3. BM. ve Güvenlik Konseyi üyesi olan Çin yönetimi Doğu Türkistan halkının temel  insani haklarını taleplerini  ve   yasal ve Barışçıl  hak arama eylemlerine karşı ölümcül şiddet  ve devlet terörü kullanmaktan kaçınmalıdır.
  4.  Uygurlara karşı Keyfi ve kolektif tutuklamalara son verilmeli, çağdışı ve insanlığın yüz karası Çin tipi Toplama kampları  kapatılmalı ve bu kamplarda yıllardan beri esir tutulanlar  derhal serbest   bırakılmalıdır.
  5. Doğu Türkistan Türklerine yönelik devam eden insan hakları ihlalleri BM.İnsan Hakları Yüksek Konseyinin 31 Ağustos 2022 tarihli Uygur insan Hakları raporu ile İnsanlığa karşı işlenen bir insanlık suçu ve etnik Soykırım olarak tanımlanmıştır. Çin yönetimi bu raporda belirtilen hak ihlallerinin sona erdirilmesi için  derhal girişimlere başlamalıdır.
  6. Çin yönetimi işgalindeki Doğu Türkistan’da  kendisinin de  bizzat imzaladığı ve taahhüt ettiği 1948 tarihli Birleşmiş Milletler Soykırım Suçunun Önlenmesi ve bu suçu işleyenlerin Cezalandırılması Sözleşmesini sürekli ihlal etmektedir.  Çin yönetimi bu suçları  işleyen Çinli yetkili ve sorumlular hakkında gerekli  kovuşturmalar yapmalı ve yargı önüne çıkarmalıdır.
  7. Bu suçları işleyen sorumlular cezalandırılmalı ve bir daha  bu suçların tekrarlanmaması için yasal  önlemler alınmalıdır.
  8. Toplama kamplarında  tutulan Uygurlar ve diğer Türk gençlerinin Çin yönetimince batılı tedarik Firmalarına mal üretmek için kurulan üretim tesislerinde zorla Köle/İşçi olarak çalıştırılması yani İnsan şeref ve  haysiyetini ayaklar altına alan uygulamalara derhal son verilmesi
  9. Yarkent/İlişku katliam, Kaşgar/Semen olayı Hoten Cuma Namazı  sonrası olaylar ile 05 Temmuz Urumçi katliamı başta olmak üzere  Doğu Türkistan’da  baskı ve zulme karşı  yasal haklarını kullanarak   barışçıl şekilde tepki ve  protesto eylemlerinin aşırı güç kullanılarak  bastırılmasında   devlet terörü içerikli uygulamaların  bağımsız uzmanlar tarafından araştırılması ve düzenlenecek raporlar açıklanmalıdır.
  10. Doğu Türkistan’da devam eden ağır insan hakları ihlallerinin BM.lere bağlı ilgili kurumlar, uluslar arası hukuk ve insan hakları örgütlerince yerinde incelenmeli ve  düzenlenecek sonuç raporlarının  uluslar arası toplum ile paylaşılmalıdır.
  11.  Doğu Türkistan’daki Çin baskı, zulüm ve etnik ayırımcılık, ırkı ve dini aşağılamalar ile  diğer engel ve yasaklamalar yüzünden ülkesine teretmek zorunda kalan  Uygur mültecilere  sığınma hakkı tanınmalıdır.
  12. Bu Uygur Sığınmacıların iltica ettiği  ülkelerde onlara Mülteci hakkı tanınmalıdır.
  13. Tayland  yönetiminin 2015 ve 2025 yıllarında  kendisine sığınan Uygur mültecileri Çin’e teslim etmesi gibi  BM. kararları ile insani kurallara tamamen aykırı uygulamaların tekrarına fırsat verilmemelidir.

Doğu Türkistan Enformasyon Merkezi olarak;

  • Çin yönetiminin işgalindeki  ana vatanımız Doğu Türkistan’da yaşayan Uygurlar başta diğer tüm  Türk halklarına karşı işlediği sistematik baskı, zulum ve soykırım uygulamalarının ısrarlı ve yakın takipçisi  olmaya devam  etmeyi ısrarla  sürdüreceğiz.
  • Doğu Türkistan Türklerinin gasbedilen temel insanı haklarının  tekrar kendilerini iade edilmesi, korunması  hak hukuk, adalet ve özgürlük talep eden seslerinin  seslerinin uluslar arası topluma duyurulması onların  özgürlük ve hak hukuk ve adalet   arayışlarında  onların vicdanı olabilmek için  sesimizi daha da yükseltmeye ve  haykırmaya devam edeceğiz.
  • Çin’in Doğu Türkistan’da işlediği insanlık suçlarına  kayıtsız ve sessiz kalmak,  Çin’in  bu insanlık suçlarına ortak olmaktır. Bu nedenle BM.başta demokrasi ve insan haklarını öncelediklerini  her fırsatta  ifade  ve taahhüt eden ülkelere ve uluslar arası topluma  insanlık onuru ve değerlerinin  çiğnenmesine ve Doğu Türkistan’da devam eden soykırım uygulamalarına   sessiz kalmamaları çağrısında bulunuyoruz.

                                                                                      Abdulcelil Karakaş

                                                                                             Doğu Türkistan Enformasyon Merkezi Başkanı

Share
265 Kez Görüntülendi.