logo

trugen jacn

BÜKREŞ’TEKİ MEDYA VE GÜVENLİK FORMU’NDA ÇİN’İN UYGUR SOYKIRIMI GÜNDEME TAŞINDI

رۇمىنىيە پايتەختى بۇخارېستتا چاقىرىلغان ئېچىلغان خەلقئارا پارلامېنت ئەزالىرىنىڭ 22-نۆۋەتلىك ئاخبارات ۋە بىخەتەرلىك مۇنبىرى يىغىنىدىن كۆرۈنۈش. 2022-يىلى ئىيۇل.

 UYGUR HABER VE ARAŞTIRMA MERKEZİ(UYHAM)

Küresel düzeyde faaliyet gösteren Uygur Hareketi Kurucu Başkanı ve İcra Direktörü Ruşan Abbası ile   Uluslararası Dini Özgürlükler Komitesi Başkanı  Dr.Nuri Türkel   Romanya’nın başkenti Bükreş’te düzenlenen 22. Uluslararası Medya ve Güvenlik Forumu’na  online üzerinden katılarak  Çin’in işgalindeki Doğu Türkistan’da işlediği insanlık suçları ile etnik soykırım  cinayetlerini  gündeme taşıdılar. Bu  uluslararası bu forma ABD, İngiltere, Fransa, Almanya, İtalya ve Kanada’nın da bulunduğu 61 ülkeden 300’den fazla devlet adamı, politikacı, insan hakları aktivisti ve  medya mensupları katıldı. Formun  Açılış törenine Romanya Cumhurbaşkanı Yardımcısı Robert, Başbakan Nikolai Chuke ve Temsilciler Meclisi Başkanı Marcel  NATO  eski Güvenlik Danışmanı Orgeneral  James Gane ,ABD Temsilciler Meclisi Üyesi  Tammy Baldwin ile  ABD’nin Romanya Büyükelçisi Carn Enstrom  iştirak ederek birer konuşma yaptılar.

7 Temmuz’da başlayan  Ukrayna Dışişleri Bakanı da dahil olmak üzere birçok ülkeden  70 üst düzey yönetici katıldı.  “Ukrayna Savaşı’nın Sonlandırılması, Küresel Güvenliğin Yeniden Kurulması” ve “Diplomasinin Bugünü ve Geleceği” başlıkları   altında bildirilerin sunulduğu Formda  toplam 70’e yakın katılımcı  düşüncelerini paylaştı.Amerikan Uluslararası Din Özgürlüğü Komisyonu Başkanı ve Hudson Enstitüsü'nde kıdemli araştırmacı olan Nuri Türkel, Romanya'nın Bükreş kentindeki Uluslararası Parlamenterler Meclisi'nde düzenlenen 22. Uluslararası Basın ve Güvenlik Forumu'nda konuşuyor. Temmuz 2022.

Dr.Nuri Türkel :  Soykırımcı Çin de en Az Saldırgan Rusya Kadar Tehlikelidir

ABD. Uluslararası Dini Özgürlükler Komitesi Başkanı ve Hudson  Düşünce Enstitüsü Yüksek Araştırmacısı   Dr.Nuri Türkel uluslararası toplumun ve Forma iştirak eden yetkili kişilerin  Rusya’nın Ukrayna’ya saldırması ve savaşı devam ettirmesine dikkat etmelerinin elbette önemli olduuğunu belirterek : ” Ancak, özgür dünya bu süreçte Çin’in tehditlerine de dikkat etmesi gerektiğini düşünüyorum. Çin’in dünya barışını tehdit eden girişimlerini durdurmak ve   bu tehlike için çareler  geliştirmeye  şimdiden başlanmadığı takdirde Çin’in  uluslararası toplum için sorun yaratan tavrını değiştirmenin çok daha ağır bedellere mal olabileceğine dikkat çekmek istiyorum.  Ayrıca,   Çin tehdidinin göz ardı edilmemesini ve dünya barışına yönelik tehditleri için yeni  tedbirler ve  formüller   üretilmesinin önemini bir kez daha vurgulamak istiyorum.

“Uluslararası toplum Putin’in saldırgan tutumuna karşı karşı tavır koyma ve  Ukrayna’ya yardım etme fırsatını değerlendirirken, Çin’i  asla gözden kaçırmamalıyız.  Çin’in mevcut küresel gündemi  ve bu gündemi gerçekleştirmek için yaptığı hazırlıklar , dünyayı Ukrayna’daki durumdan daha tehlikeli bir duruma sokabilecektir.  Çin’in emperyal tehdidine yönelik  duyarsızlık veya  Çin  tehlikesinin farkında olunmaması gibi   tedbirsizliklerin bedeli Ukrayna’ya yapılan silah yardımında bulunarak Rusya’yı durdurulmasından daha ağır bir bedel ödemeyi gerektirecektir.” şeklinde konuştu.

khelkara-parlamento-ezaliri-yighini-roshen.jpg

 Ruşen Abbas : Uygurlar Asla Çinli Değildir ve Kadim Kültüre Sahip  Onurlu Bir Ulustur

Aynı zamanda Uluslararası  Medya ve Güvenlik Forumu Daimi Üyesi  de olan  Uygur Hareketi Direktörü Ruşen Abbas  07 Temmuz 2022’de “İnsan Ticareti ve Terörizm”  başlıklı oturumda bir konuşma yaptı. Ruşen  Abbas, konuşmasında  dünyanın  Uygurlar hakkındaki yanlış anlama ve algıları  hakkında  özellikle durarak şunları söyledi. ” Ben Doğu Türkistan’da doğup büyüyen ve yıllar önce ABD’ye yerleşen bir Uygur’um.  Çin’in işgalindeki Doğu Türkistan’da yaşayan  bir Uygur,  asla Çinli değildir. Hiç bir Uygur asla Çinli sayılamaz ve tanımlanamaz.  Uygurlar  binlerce yıllık  kadim geçmişe sahip, kendi dilleri, kültürleri ve dini inançları  örf adet- gelenek ve göreneklere sahip ve Çinlilere asla benzemeyen  ayrı bir millettir. Bu yüzden Çin hükümeti onları  toptan soykırımla yok etmek istemektedir.

Ben  bugün burada bir zorunluluk sebebiyle  sizlere hitap etmek zorunda kaldığımı özellikle ifade etmek istiyorum. Ben yıllar önce  ABD’ye yerleşen bu ülkenin bir vatandaşı ve  normal  bir yaşam tarzına sahip, kariyer sahibi   başarılı bir Anne idim.  Ben işimi kaybedeceğimi  ve tüm dünyayı dolaşarak  gittiğim ülke insanlarına Çin’in  işgalindeki ana yurdum Doğu Türkistan’da yaşayan halkıma yönelik  insanlığa Karşı  işlediği  suçlarını ifşa  ederek onlara anlatmak  için çabalayacağımı hiç tahmin etmemiştim. Ayrıca böyle bir  Ben bu zamana kadar böyle  mecburiyetimin olabileceğini hiç düşünmemiştim. 21.yüzyılda Çin komünist yönetiminin ülkemde  tüm   dünyanın gözü önünde  yüzlerce Toplama kampları kuracağını, milyonylarca kardeşlerimi bu Çin tipi Toplama Kamplarına hapsedeceğini,  halkımı Köle/İşçi olarak  zorla çalıştırarak  köleleştireceğini  hiç tahmin etmemiştim.

Ben 2018’de Hudson Enstitüsü’nde  Çin’in  halkıma karşı uyguladığı etnik soykırım cinayetlerini  anlatan bir konuşma yaptıktan  bir hafta sonra  bunun intikamını almak için Urumçi’de yaşayan   ve bir tıp doktoru olan Ablam Dr.Gülşen Abbas’i  rehin alarak onun izini kaybettirdi. 4 yıldır, kendisi hakkında hiç bir bilgeyi ulaşabilmiş değiliz. Çin Ablamı rehin alarak  onun takdiri için  mücadele etmek gibi  bir kısmete  beni  düçar  etmiştir.

Ablam Dr. Gülşen Abbas çok iyi niyetli, insanların dert ve istıraplarını dindirmek için onlara bir doktor olarak yardım eden  barışçıl ve siyasetle hiç ilgisi olmayan bir  kişi idi. Ben bugün onun özgürlüğü için bedel ödemekte ve sizlere onun  ve halkımın  mevcut durumu hakkında   söz etmeye mecbur kalmaktayım.

Uygur Soykırımına Sessiz Kalanlar   Çin’in  Bu Cinayetinden Sorumludurlar 

Uygur Hareketi Lideri Ruşen Abbas konuşmasına şu çarpıcı  cümleler ile sonlandırdı : ”   Hümanızm, insan hakları, özgürlükler  ve demokrası diğerlerini ağızlarından düşürmeyen dünya Liderlerine,  Siyasetçilere, Sanat ve Kültür Çolpanlarına, önde gelen entellektüellere ve Aydınlara   özellikle seslenmek istiyorum : sizlerin  bu insanı değerlerinizi önceleyen  ve sürekli  tekrarlanan  bu  söylemleriniz  Çin’in Uygurlara yönelik insanlık suçları ile soykırım cinayetleri karşısında  kesiliveriyor   aniden  kayıtsızlık ve suskunluk deryasına  gark oluyorsunuz.   Sizlerin Çin’den  elde edeceğiniz çıkarlarınız  ileride sizlerin  özgürlükleriniz ve demokratik değerleriniz için  gelecekte ağır tehditler oluşturacağını  lütfen unutmayınız.  Bütün bunları göz önünde bulundurarak Çin’in Uygurlara yönelik İnsanlık suçları ile soykırım cinayetlerine sessiz ve kayıtsız kalarak Çin’in zulüm ve soykırım  ortağı olmayınız.” şeklinde konuştu.

Share
584 Kez Görüntülendi.