logo

trugen jacn

“UYGUR KÜLTÜRÜNÜN KORUNMASI” KONULU ULUSLARARASI SEMPOZYUM DÜZENLENDİ

ÇKP İşgal rejiminin Doğu Türkistan’daki soykırım uygulamalarının en önemlilerinden olan  Kültürel Soykırım Cinayetleri ABD ‘de  gerçekleştirilen ” Uygur Kültürünün Korunması Uluslararası Sempozyumu”‘nda gündeme getirildi. Uygur Akademisi’nce düzenlen Dünya Uygur Kurultayı başta diğer Doğu Türkistan Kuruluşlarının destek verdiği Sempozyuma tanınmış  uzmanlar, bilim  ve insan  hakları uzmanları katılarak hazırladıkları bildirilerini sunarak “Doğu Türkistan’da  başka neler oluyor?” konusuna cevap aramaya çalıştılar.

Rishat-Abbas-NED-Başkan-Damon-Wilson.jpg

UYGUR HABER VE ARAŞTIRMA MERKEZİ(UYHAM)

Uygur Akademisi, Dünya Uygur Kurultayınca ilan edilen 09 Aralık “Uygur Soykırımı Günü” münasebetiyle  ABD’nin başkenti Washington’da ” Çin’in  Uygurlara Yönelik Kültür  Soykırımı ve  Uygur Kültürünün Korunması İçin  Uluslararası Sempozyum”  adı i le bir sempozyum düzenlediği bildirildi.

09 Aralık’ta George Washington Üniversitesi Elliott Uluslararası İlişkiler Merkezi’nde gerçekleştirilen Sempozyum  George Washington Üniversitesi, Indiana Üniversitesi, Dünya Uygur Kongresi, Uygur İnsan Hakları Vakfı, Uygur  Hareketi  Uygur Amerika Derneği, Uygur İnsan Hakları  Projesi(UHRP) Vakfı,  Uygur İpek Yolu Barış Projesi, ile  Japonya Uygur  Derneği’nin katkıları  ve  katılımıyla düzenlendi.

09 Aralık’ta açılan Sempozyum,  Urumçi’de çıkan yangında hayatını kaybeden 44 masum kadın ve çocukların anılması  için bir dakikalık saygı duruşunda bulunuldu.

Açılış Konuşması Uygur Akademisi Başkanı Reşat Abbas tarafından yapıldı. 

Uygur Akademisi Başkanı Reşat  Abbas konuşmasında : ”  Çin’in  işgalindeki Doğu Türkistan’de  Uygur,Kazak ve diğer Türk halklarına yönelik insanlık suçları ile etnik soykırım  cinayetlerini sürdürdüğü hepimizce bilinmektedir.  Bu soykırımın durdurulması  uluslararası toplum ve insan hakları değerlerini önceleyen uygar ülkelerin  bunu durdurmanın acil bir mesele olduğu açıktır.  Uygur Akademisi olarak bu sebeple  ABD. başta olmak üzere ülkeler ve  uluslararası toplumu temsil eden uzmanların ve bilim insanlarının bu insanlık trajedisinin sona erdirilmesi için  bu  sempozyumda  tartışmalarının  çok  önemli bir adım ve  ve bu adımın pratiğe  dönüştürülebilmesi çok önem arzetmektedir. Sempozyumuza katılarak değerli görüşlerini bizimle paylaşan değerli bilim adamları,uzmanlar ve STK.ların ve resmi zevata çok teşekkür ediyorum.” sözlerini ifade etti.

Daha sonra sempozyumun bildirilerinin  sunulmasına geçildi.

Sırası ile söz alan  George Washington Üniversitesi Profesörü Sean Roberts, Drexel Üniversitesi Profesörü Rebecca Clothy, Indiana Üniversitesi Profesörü Gardner Bovingdon,  konuşmalarında bu Sempozyumun önemi  hakkında durdu ve  başarılı geçmesi temennilerini belirttiler.

NED Vakfı Başkanı  Damon Wilson :  Çin’in işgalindeki Uygur bölgesinde  uyguladığı  kültürel soykırım da dahil olmak üzere  her sahada bir çok soykırımın yaşandığını belirtti ve    özellikle bu süreçte Uygur kültürünü korumak,  ve ÇKP ‘nin güdümündeki  Çin başta diğer otoriter rejimlere karşı demokrasiyi savunmak gerektiğini  bildirdi. Diktatörler insanlara otoriter rejimleri dayattığı zaman muhalif siyasetçilere, gazetecilere, insan hakları savunucularına, bilim adamlarına, sanatçılara, film yapımcılarına ve şair ve yazarlara   saldırdıklarını biliyoruz.  Bugün  ÇKP Lideri, Xi Jinping’in  rejimi Uygurları  toptan bur millet olarak yok etmek için doğrudan onların diline ve kültürüne saldırmaktadır. Siz Uygurlar Çin’in  onlarca yıldan beri sizlere yönelik baskı, zulümleri ile  soykırım   uygulamasına  ve kimliğinizi yok etmeye çalışmasına rağmen  asla teslim olmadınız, Tibetliler de  de sizler gibi teslim olmadı. Bu  nedenlerden dolayı  Çin’in azınlık bölgeleri olduğunu iddia ettiği sizlerin ana vatanınızın birer savaş alanları olduğunu  sizlerin de  da insani ve ahlakı değerleriniz ile   demokrasi, özgürlük ve  var olma  mücadelenizin dünyada bunun mücadelesini veren  tüm insanlara örnek olduğunuzu ve  ilham verdiğinizi ilan ediyorum.  söylüyorum.  Ben NED(American Foundation for the Advancement of Democracy) başkanı olarak, Çin’in bugün sizlere reva gördüğü insanlık suçlarının  sadece sizilere yönelik değil tüm  özgür dünya için en büyük tehdit olmaktadır. Bugün sizler  bu değerler için  ağır bedeller   ödüyorsunuz.  Çin’in Uygurlara karşı bu insanlık ve soykırım suçları sürerken  sizlerin en başta ulusal kültürünüzü korumak zorundayız. Etrafına  kendisi gibi, müstebit ve otoriter güçleri toplayan Komünist Çin’den hesap sormak için yapabileceğimiz en önemli  elbette bu olmalıdır.” şeklinde konuştu.  George Washington Üniversitesi Profesörü Sean Roberts, "Uygur Soykırımı Günü" münasebetiyle düzenlenen konferansta konuşuyor. 9 Aralık 2022, Washington.

Indiana Üniversitesi’nden Prof.Dr. Gardner Bowingdon,
konferansta yaptığı konuşmada Çin Komünistlerinin Uygur bölgesi üzerindeki egemenliğinin tarihini kısaca anlattı. Ona göre Mao Zedong hükümeti, Sovyetler Birliği’nin etnik politikasının bir modeli olarak 1955’te  özerklik ilan etmesine  rağmen, gerçek bir özerklik politikasını hiç bir zaman  uygulamadığını belirterek ; ” Ancak,  1980’lerde  iktidara gelen Çin Lideri Hu Yaobang, Uygurlar için gerçek özerkliğin gerekliliğini  samimi olarak savunmuştu. Ancak onun  1989’daki ölümünün ardından Çin hükümeti  sahte özerkliğini yine eskisi gibi  sürdürdü ve   Uygurların etnik asimilasyon  politikası  günümüzde  soykırım  olarak devam ediyor.  Çin yönetiminin sözde Özerklik Yasası’nda tüm etnik grupların kendi dillerini ve kültürlerini koruma ve geliştirme hakkı var  ibaresi yer alıyor  ancak, bugün bölgede yaşayan  Uygurlar ve diğer etnik guruplara bu hak asla tanınmamaktadır. Bugün burada Uygur dilinin ve kültürünün korunması ve geliştirilmesini tartışıyoruz. Bunu Uygur bölgesinde  yapmak imkanı yoktur ve bunu dillendirmek  dahi mümkün değildir.”  ifadeleri ile sözlerini tamamladı.  

"Uygur Soykırımı Günü" münasebetiyle düzenlenen toplantıya Özgür Asya Uygur Dairesi Müdürü Ulima Setov başkanlık ediyor. 9 Aralık 2022, Washington.

  DUK Başkanı Dolkun İsa :    ” Dünya Uygur Kuruultayı olarak, 2021 yılında Londra’da toplanan Bağımsız Uygur Mahkemesinin “Çin’in işgalindeki Doğu Türkistan’daki İnsan Hakları İhlallerinin İnsanlığa karşı  ve etnik Soykırım suçu  olduğu”  yolundaki  hükmünü ilan ettiği 09 Aralık gününü “Uygur Soykırım Günü = Uyghur Genosid Day” günü olarak ilan ettik ve  diasporada yaşayan tüm Uygurlar  bu günü  yaşadıkları ülkelerde çeşitli etkinlikler yaparak Uygur Soykırımını anmışlardır.  Bugün burada yaptığımız bu Sempozyumun da çok önemli olduğunu  belirtmek istiyorum.  Çin’in Doğu Türkistan’da şiddetini arttırarak sürdürdüğü etnik soykırımın bir an önce durdurulması için  BM.başta olmak üzere  demokratik ülkelerin daha caydırıcı  tedbirler ve yaptırımlar uygulanması gerekmektedir.  ÇKP diktatörlüğünün hüküm sürdüğü Çin ve kendisi gibi müstebit yönetimler günümüzde demokratik ülkelere göre daha  çok birlik ve daha sıkı bir şekilde  hareket etmektedir.  İnsan hakları ve demokrasi değerlerine önem veren ve bu değerlere  bağlı   politikacılar, insan hakları  Savunucuları ve aydınlar bu değerleri   korumak  ve devam etmesini sağlamak için  daha çok birlik ve beraberlik ve işbirliği içerisinde hareket etmeleri gerekir. ” dedi.

Uygur Hareketi Örgütü Başkanı  Ruşen Abbas : ” Çin’in Doğu Türkistan’da işlediği soykırım cinayetlerinin  en büyük kurbanları  Uygur Kadınlar ve onların çocuklarıdır. BM.başta ülkeler ve uluslararası toplum öncelikli olarak Çin’in  ilk ve esas hedefi haline gelen kadın ve çocukların haklarının korunması  konusunda bir an önce harekete geçmelidir. Birleşmiş Milletleri  bu konuda şimdiye kadar  etkin olamamış ve pasif kalmıştır. Dünyadaki birçok ülke ve  küresel büyük şirketler Çin soykırımının ortaklığını hala sürdürmektedir.Bu durum ise utanç verici ve affedilmez bir insanlık suçudur. İfadelerini kullandı.

Uluslararası İnsan Hakları İzleme Örgütü(HRW) Asya İşleri Direktörü Sophie Richardson    da söz alarak görüşlerini paylaştılar.

Share
7056 Kez Görüntülendi.