logo

trugen jacn
29 Ekim 2014

UYGUR EKONOMİST BİLGİN : ÇİN,İN DOĞU TÜRKİSTAN’DA İSTİKRAR VE GÜVENLİĞİ SAĞLAMASINİN İLK ÇARESİ,EKONOMİK KAYIRMA VE AYIRIMCILIĞA SON VERMESİDİR.

ata-bala-echinishliq-resim

Hamit Göktürk / UYgur Haber ve Araştırma Merkezi(UYHAM)
Son aylarda Çin ekonomisindeki yavaşlamanın, kalkınma temposunu aşağılara çektiği ,genel üretimi düşürdüğü buna bağlı olarak ticaret ve gayrimenkul piyasalarının de durma noktasına geldiği bildiriliyor.
Çin’deki bu ekonomik krizin Doğu Türkistan’a yansımalarının de sert ve güçlü olduğu ifade ediliyor. Son yıllarda bu ülkede gayrimenkul fiyatlarındaki olağanüstü artışın yapay olduğu,Çin’den ekonomik destek alan etnik Çinli göçmenlerin ve Tüccarların ileride daha büyük kazançlar elde edebilecekleri düşüncesi ile Urumçi, Karamay başta yeni iskana açılan bölgelerden büyük miktarda arsalar ve konutlar satın aldıkları biliniyor. Ancak, Çin’deki son ekonomik yavaşlama ve ardından ortaya çıkan ekonomik krizden büyük oranda etkilendikleri gayrimenkul fiyatlarının düşmesi ile büyük zararlara uğradıkları bildiriliyor.
ABD. merkezli G. Washington Üniversitesi’nde Doktora öğrencisi olan ve aynı zamanda aynı Üniversite’de Misafir öğretim üyesi olarak çalışan Uygur ekonomi uzmanı Ferhat Bilgin Hür Asya Radyosuna Çin’in genel ekonomik durumu ile Doğu Türkistan’a yansımalarını şöyle değerlendirdi , “ Çin genelinde ekonominin yavaşlaması ve buna bağlı olarak üretimin de düşmesi ister istemez büyük oranda Çinli iş adamlarının tekelinde olan Doğu Türkistan’daki ekonomik durumu de derinden etkilemiştir.
Çin yönetimince desteklenip teşvik edilen Çinli yatırımcılar Çin’deki gayrı menkul piyasasının geçmişteki yükselmesine bakarak,ileride bundan büyük karlar elde edebilecekleri düşüncesi ile Doğu Türkistan’a yöneldiler ve büyük miktarlarda bu sektöre yatırım yaptılar..Ayrıca,Çin’in umutla beklediği ABD,AB.,Australya gibi büyük yatırım potansiyeli olan ülkelerin Uluslar arası Şirketleri yatırım için Doğu Türkistan’daki güvensiz ve istikrarsız ortamı görerek bölgeye gelmedi ve yatırım yapmaktan de vaz geçti. Gayri menkul yatırımları tek yatırım aracı oldu.Batı’daki gibi,devlet tahvili,hisse senetleri ve yatırım ortaklığı gibi ekonomik kavramlar Çinli’lerin pek alışık olmadıkları ekonomik sektörlerdir.
Son yıllarda Doğu Türkistan’da peş peşe patlak veren şiddet olayları ve istikrarsız ve güvensiz ortamınin ekonomiye büyük darbeler vurduğu bilinen bir gerçek. Ayrıca,diğer büyük Çinli yatırımcılar yeni yollara,kömür,doğalgaz ve petrol madenlerine büyük yatırımlan yaptı.Çıkarılan bu madenlerin suratlı bir şekilde işlenerek satılması için bölge’de yeterli kapasitede tesisler ve işletmeler bulunmuyor.Çıkarılan doğal gazı depolayacak tesislere de sahip değiller. Böyle olunca Çin ekonomisi Doğu Türkistan’da duraklamış ve sekteye uğramış durumda.
Çin’deki bu genel durum böyle devam ederse, bu ülke’de İleri’de büyük iktisadi krizlerin ortaya çıkması güçlü bir ihtimal dahilinde görünüyor.
Doğu Türkistan’da büyük siyasi ve ekonomik baskıların olduğunu dile getiren bilgin,etnik Çinlilerin yönetim tarafından sürekli pozitif ayırımcılık yapılarak kayırıldığını, bu toprakların tarihi ve gerçek sahibi Müslüman Uygurların sürekli dışlandıklarını bunun ise,bölgede ekonomik dengesizliklere neden olduğunu belirterek konuşmasını şöyle sürdürdü ; “ Doğu Türkistan’da büyük siyasi ve sosyal baskıların olduğu bilenen bir durum.Baskı ve buna bağlı istikrarsızlığın olduğu yerde sürekli gelişme olmaz.Uzun süreli ve dengeli bir ekonomik kalkınma ve gelişme için siyasi serbestilik ve istikrar şarttır. Doğu Türkistan’da dini,mili,siyası ve ekonomik baskı ve ayırımcılık çok şiddetli şekilde devam ediyor.Böyle yapay bir ortamda ancak, geçici gelişmişlik sağlanabilir. Müslüman Uygurlar çoktan beri dışlayıcı ve ayırımcı politikalar yüzünden ekonomik hayatın gerisinde kalmıştır.Ekonomi belirli bir gurubun tekelinde kalırsa,dengesiz bir kalkınma hedefleniyor ise, orada gerçek manada gelişmişlik ve ekonomik kalkınma olmaz. Günümüzde Müslüman Uygur Türklerinin komşu Türkistan Cumhuriyetleri ile ticaret yapmaları engellenmiştir. Tarihi,dini,milli ve etnik kökleri bir olan bağımsız Türk Cumhuriyetleri ile Müslüman Uygurların ilişkileri kesilmeye çalışılmaktadır.
Çin yönetimi bölge’de istikrar ve genel güvenliği sağlamak, kalkınmış ve gelişmiş bir ekonomik ortam meydana getirmek istiyorsa, Müslüman Uygurları dışlamamalı ve dengeli ve doğal bir ekonomik  politikalar yürürlüğe koymalıdır.” Şeklinde konuştu.

Kaynak : rfa.org.Uighur/Mülahaza/Erkin-27.10.2014

Etiketler: » » » »
Share
1651 Kez Görüntülendi.