logo

trugen jacn

TEPAV UZMANI : RUSYA’NIN,PUTİN’İH İHTIRASLARINI UZUN SÜRE TAŞIMASI MÜMKÜN DEĞİL

Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) Dış Politika Uzmanı Hüseyin Raşit Yılmaz, Rusya’nın agresifliğini uzun süre finanse edemeyeceğini kaydederek, “Orta vadede doğal sınırlarına çekilecek bir Rusya ile karşı karşıyayız” dedi

TEPAV

Uygur Haber ve Araştırma Merkezi(UYHAM)

QHA(Kırım Haber Ajansı) muhabirinin sorularını yanıtlayan, Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) Dış Politika Uzmanı Hüseyin Raşit Yılmaz Rusya’nın agresifliğini uzun süre finanse edemeyeceğini söyledi.

Rusya’nın saldırgan ve yayılmacı politikasına Batı’nın yeterli tepkiyi göstermemesinin Moskova’yı cesaretlendirdiğine işaret eden Yılmaz, Ankara’nın tepkisini de yüzeysel olarak değerlendirdi. Yılmaz, şunları söyledi: “Türkiye’de asgari düzeyde tarihten haberdar olan herkesin bileceği şeylerden birisi de Rus yayılmacılığının bize nelere mal olduğudur. Bu bakımdan son 3 asrımızda kaybettiklerimizin önemli bir bölümünü Moskova’ya karşı kaybetmiş bir milletin mensuplarıyız. Kırım’ın işgalini, Suriye’deki Rus askeri varlığını ve belki ileride olabilecek Irak’taki varlığını bu tarihi arka plan üzerinden okumak lazımdır. Görünen o ki; Moskova’daki siyasi irade çeyrek asırlık kısa bir aranın ardından yine kendisine yakın ve uzak ülkeler için açık bir tehdit oluşturmaya başladı. Avrupa’ya yaklaşırken Ukrayna’nın başına gelen felakete batının yeterli tepkiyi göstermeyip dolaylı tedbirlere başvurması da Rusya’yı cesaretlendiren başlıca faktörlerden kabul edilebilir. Benzer bir durum Türkiye için de söz konusudur. Kadim Türk yurdu olan, Tatar soydaşlarımızın meskun olduğu Kırım’ın işgalinin ardından Ankara’nın tepkisinin fevkalade yüzeysel kalması Moskova’nın cüretini arttıran bir etki yapmıştır. Dönemin Ekonomi Bakanı’nın basına yansıyan ”batı ambargosu sonrası Rusya’nın artan gıda ihtiyacının Türkiye için bir fırsat olduğunu, örneğin daha fazla beyaz et satabileceklerine dair ümidini” dile getirdiği beyanatı meselenin esasını ortaya koymaktadır. Kırım işgal edilmiş ama Türk ekonomi bakanı daha fazla beyaz et satmanın mutluluğunu yaşamaktadır. Hal böyle olup Kırım’a sessiz kalınınca yanı başımızda Türkmen Dağı’nın Rus uçakları tarafından bombalanması kaçınılmaz oluyor.”

“Doğal sınırlarına çekilecek bir Rusya ile karşı karşıyayız”

“Rusya’nın bütün agresif ilerleyişlerine rağmen bunun bir yalancı bahar olduğu açık” diyen Yılmaz, “Gelirinizin önemli bir bölümünü yeraltı zenginlikleri oluşturuyorsa ve bunun değeri başka başkentler tarafından belirlenebiliyorsa agresifliğinizi uzun süre finanse edemezsiniz. Dolayısıyla Putin’in ihtiraslarını Rusya’nın uzun süre taşıması mümkün değil. Orta vadede doğal sınırlarına çekilecek bir Rusya ile karşı karşıyayız. Türkiye için mühim olan kısa sürede olsa karşı karşıya bulunduğumuz bu agresif cüretin bize faturasının ne olacağı” ifadelerini kullandı.

“Türkiye’nin gücünün ve iddiasının dikkate değer olmadığı”nın Ankara’nın dostlarına da gösterilmesini hedeflemektedir”

Rusya’nın Suriye’de Türkmen bölgelerine düzenlediği saldırıları değerlendiren Yılmaz, burada Türkiye’nin önemine dikkat çekerek, “Ana hedeflerden birinin Türkmenler olması elbette tesadüf değil. Ve yalnız Suriye içi dengelerle de izah edilemez. Türkmenlerin yok edilmeye çalışılması “Türkiye’nin gücünün ve iddiasının dikkate değer olmadığı”nın Ankara’nın dostlarına da gösterilmesini hedeflemektedir. Bunu yapanlar tüm bölgeye “bakın Türkiye kendi insanını bile korumaktan aciz” mesajı veriyor. Bu da Türkiye’nin dostlarında günden güne artan bir duygusal travma oluşturmakta. Çevremizde Anadolu ile gönül bağları olan ciddi bir nüfus bulunuyor ve bu nüfus kriz anlarında gözlerini Anadolu’ya çeviriyor. Düştüklerinde ellerinden tutamazsak ya yok olacaklar yahut kendilerini kaldırmak için uzanacak başka bir eli tutmak zorunda kalacaklar” dedi.

“Asıl sıkıntı Türkiye’nin bu ciddiyette özel bir projesinin hala görünürde olmamasıdır”

Benzer bir durumun Irak’ta da yaşandığını hatırlatan Yılmaz, Rusya ve İran’ın Türkmenler ile ilgili özel projeleri olduğunu vurgulayarak, “İran sıkıntıda olan Şii Türkmenlere doğrudan askeri yardımda bulunmakta tereddüt etmeyince telafisi çok zor bazı duygusal kopuşlar yaşandı. Bu bağlamda hem Rusya’nın hem de İran’ın Türkmenlerle ilgili özel bir projeleri, ilaveten takvimleri olduğu görülüyor. Asıl sıkıntı Türkiye’nin bu ciddiyette özel bir projesinin hala görünürlerde olmamasıdır. Barış zamanında mesafe alınabilen yumuşak gücün savaş zamanlarında gücünü kaybettiğini biliyoruz. Zorun oyunu bozduğu devirde askeri inisiyatifler geliştirmekte çekingen davranmamız önümüzü tıkıyor. Burada doğrudan bir askeri müdahaleden bahsetmiyorum. Ama 50’lerin sonunda Kıbrıs’ın Türk yoğun bölgelerinde organize ettiğimiz Türk Mukavemet Teşkilatı gibi yapılar oluşturabilir ve sahada aktif bir varlık gösterebilirdik. Bunu yapmadık. Halbuki Suriye’deki nüfusu Türkmenlerin çok altında olan Kürtler hızlı organize olmalarının avantajlarını kullanarak her geçen gün arttırıyorlar” diye konuştu.

“Rusya’ya evinin camdan olduğunu hatırlatmak iktiza eder”

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın Moskova’da Dışişleri Bakanı Lavrov ile görüşmesini ve burada Türkiye aleyhine açıklamalarda bulunmasını değerlendiren Yılmaz, Rusya’nın hamlelerinin ise akıl dışı olduğunu vurgulayarak şunları kaydetti: “Putin geçtiğimiz ay “Türkiye’de çok eski dostlarımız var” mealinde bir açıklama yaptı. Elbette söylediği bizim için yeni bir durumu ifade etmiyor. Biliyoruz Türkiye’de çok eski dostları olduğunu. Onların kimler olduğu izahtan varestedir. Ankara ve Moskova arasında hararet yükseldiğinde Rusya’nın uyuyan dostları uyanır ve çalışmaya başlar. Bugün de olan budur. Görünen Moskova’nın Türkiye’nin terör sorununa çok daha fazla müdahil olacağı ve bu ilginin bize bir ek maliyet getireceği. Bu noktada Rusya’ya evinin camdan olduğunu hatırlatmak iktiza eder. İçerisinde milyonlarca Türk ve Müslüman yaşayan, her an krizlere açık bölgeleri elinde tutan bir ülkenin Türkiye’nin huzuruna kasteden davranışlar içerisine girmesi pek akıllıca sayılmaz.”

“Yeni düşmana karşı eski düşmanla işbirliği….”

Moskova’nın Taliban ile DAİŞ’e karşı mücadelede çıkarlarının örtüştüğünü ve Taliban’la bilgi paylaşımında bulunduklarını açıklamasının “Bu Rusya’nın çıkarları gerektirdiğinde herkesle masaya oturabileceğini, bu noktada herhangi bir ilkesel kriterinin olmadığını gösteren bir örnek” olduğunu belirten Yılmaz, bunun Sovyetleri çöküşe götüren önemli bir aşama olan Afganistan müdahalesi sonrası bölgede gerileyen Rus varlığını yeniden arttırmak için yeni düşmana karşı eski düşmanla işbirliği yaptığı anlamına geldiğini kaydetti.

“…bu çok önemli hususa dikkat edilmedi”

Türkiye Rusya arasınaki ekonomik ilişkiler seyrini yorumlayan Yılmaz, şunları söyledi:

“İki ülke arasındaki iktisadi münasebetler son yıllarda oldukça artmıştı. Büyük bir hata yaparak Türkiye doğalgazda Moskova’ya ciddi oranda bağımlı hale gelmişti. Şimdi can havliyle bu bağımlılığı azaltmak için sağa sola koşturduğunu görüyoruz yetkililerin. Halbuki tarihi Rus realitesini bilen hiç kimse herhangi bir hususta Rusya’ya bağımlılığa yol açabilecek bir adım atamaz. Demek ki bu süreçte bazı anlamlan karmaşaları yaşandı ve bu çok önemli hususa dikkat edilmedi. Biz mevcut durumda, en azından yakın gelecekte enerji bakımından Rusya’ya bağımlıyız, onlarda bilhassa tarım- gıda, tekstil ve yan sanayi ürünlerinde bizimle yoğun çalışıyor. Kriz devam etmese de, kısa süre içerisinde ne kadar tırmanabileceği net olarak görüldüğü için iki ülkede birbirine olan bağımlılıklarını minimize etme yoluna gidecektir. Alternatif pazarlar bulma konusunda iki ülkenin de ciddi bir problemle karşılaşacağını sanmıyorum.”

“Akdeniz’e açılan Rus savaş gemileri bu maliyetin parçaları”

Bölgede Rus askeri varlığının artışının Türkiye’nin hareket kabiliyetini kısıtlayan bir işleve sahip olduğunu ifade eden Yılmaz, “Soğuk Savaşın bitişinden sonra ilk defa bu kadar ısınıyor bölgemiz. Rusya gibi askeri varlığını büyük ölçüde koruyan eski bir süper gücün uçağını düşürmenin bir maliyeti olacaktı şüphesiz. Bugün sınırımızın hemen dibinde kurulan Rus üsleri ve hava savunma sistemleri, boğazdan gövde gösterisiyle Akdeniz’e açılan Rus savaş gemileri bu maliyetin parçaları. Rus askeri varlığının artışı Türkiye’nin hareket kabiliyetini kısıtlayan bir işleve sahip. Bu durumu müttefiklerimizin kabiliyetlerini kendi mevzimize çağırarak dengelemeye çalışıyoruz. Rusya’da iktidarı sarsacak bir sosyo- ekonomik sıkıntı baş göstermezse bu durum kısa sayılamayacak bir süre daha devam edebilir” değerlendirmesinde bulundu.

“Kırım ve Karabağ’daki pozisyonuna uluslararası meşruiyet kazandırmak için…”

Rusya’nın cepheyi genişleterek sürecin sonunda uzak coğrafyadan pazarlıklarla çekildiğinde bile yakın bölgelerindeki sorunları kendi lehine çözmüş olmak istediğine işaret eden Yılmaz, “İlerde Türkiye sınırından yani NATO sınırından çekilmeyi, Kırım ve Karabağ meselesiyle beraber masaya getirebilir. Kırım ve Karabağ’daki pozisyonuna uluslararası meşruiyet kazandırmak için yeni varlık sahalarını feda etmekten çekinmeyebilir. Elbette bu oradaki askeri varlığının yükünü çekmekte zorlandığı ve Suriye’de Esad’ın pozisyonunun daha sağlamda olduğu bir zamanda mümkün olur” diye belirtti.

“Türkiye bir yol ayrımındadır”

Türkiye’nin izlediği dış politikayı da değerlendiren Yılmaz, Türk dış politikasında artık seçenekler döneminden mecburiyetler dönemine geçildiğini kaydederek, “Artık karşımızda yollar değil, bir yol ve uçurum var. Askeri kabiliyetimizi sınır boyunda sahaya yansıtmak ve kriz bölgelerinde dostlarımızı hızla teşkilatlandırmak lazımdır. Bugün Tuzhurmatu’da peşmerge Türkmenleri katletmeye başladığında Irak’ın güneyinden Şii milisler yardıma koşuyorsa, Türkmen Emirli kasabası Işid kuşatmasında aylarca hayatta kalma mücadelesi verirken İran Devrim Muhafızları çatışmaya müdahil olup soydaşlarımızı kurtarıyorsa Ankara’nın sözü ve ağırlığı çoktan tartışmaya açık hale gelmiş demektir. Bu sürecin sonunda ya bütün güney ve doğu sınırımızdan tamamıyla kuşatılmış bu kuşatmanın sancılarını içerde de ağır bir şekilde yaşayan, başını kendi dertlerinden kaldırmaya mecali olmayan bir ülke olacağız yahut zorun oyununu bozduğu bu coğrafyada bu kuşatmayı kendi öz gücümüzle kıracağız. Türkiye bir yol ayrımındadır” ifadelerini kullandı.

Asya Atila

Kaynak : QHA(Kırım Haber Ajansı – Asya Atilla)

Etiketler: » » » » » »
Share
885 Kez Görüntülendi.