logo

trugen jacn

SAYRAGÜL : TEDBİR ALINMAZSA ÇİN,DOĞU TÜRKİSTAN ÜZERİNDEN DÜNYA’YI İSTİLA EDER

sayragul stock-guahliq-mukapat.jpg

UYGUR HABER VE ARAŞTIRMA MERKEZİ(UYHAM)

Çin işgal yönetimince Doğu Türkistan’daki bir Çin Toplama Kampında Çince öğretmeni olarak  zorla çalıştırılan ancak, Çinli Polis ve askerlerin  tutuklulara yaptığı insanlık dışı  baskı, zulüm ve işkencelere dayanamayarak Kazakistan’a kaçan Doğu Türkistanlı  Kazak Türkü Sayragül Savutbaykızı  ” Dünya, uykusundan  uyanmazsa  Çin’in yayılmacı  politikası  Doğu Türkistan  üzerinden  Türkistan topraklarına ve daha sonra tüm dünyaya yayılır ve tüm ülkeler Çin emperyalizminin   istila ve işgaline uğraması makadder hale gelecektir.” açıklamasında bulundu.

Doğu Türkistan’in İli bölgesinden Kaçak yollardan Kazakistan’a kaçan ve bir süre bu ülkede hapiste tutulan ve daha sonra İsveç’e sığınan  Sayragül Savutbaykızı’nin   21 Aralık’ta İsviçre’de yayınlanan “Zofinger” gazetesine ” Dünya Çin’in gerçek Yüzünü  ve  Gizli  amacını mutlaka görmelidir !” başlığı ile yayınlanan raportajinda  dünyanın   Çin emperyalizminin  istilacı  yayılmacı politikalarına karşı acilen tedbirler alması gerektiği belirterek şöyle konuştu :

Keyfi Tutuklamalar, Vahşi ve Acımasız İşkenceler 

Ben Doğu  Türkistan’in İli vilayetinde doğup büyüyen ve 2018 yılına kadar bu ana vatanım Doğu Türkistan’da yaşayan bir Kazak Türküyüm. Doğu Türkistan Uygurlar, Kazaklar başta  tarihten beri bu ülkede doğup büyüyen Müslüman Türk halklarının ana vatanıdır.  Çin’in Nazi/Toplama  ceza kamplarında   Uygur,Kazak ve diğer Müslüman Türk tutuklulara yapılan acımasızca ve insanlık dışı  baskı zulüm ve işkencelerin canlı tanığı oldum. Toplama kamplarında şahit olduklarım  hala  kafamda ve zihnimden gitmiyor. Adeta bir  filim  şeridi gibi gözümün önünde tekrarlanmaya devam ediyor. Cin yönetiminin Keyfi tutuklamaları ,  insanlık dışı acımasız  çeşitli işkenceler ve 7/24  sürekli gözetim altında tutulmak toplama kamplarında bir olağan yaşam şekli idi.

Çin Esaretinde  Yaşayan Biri  Kendini Güvende Hissetmez

 Uzun yıllar Doğu Türkistan’da baskı ve zulüm altında yaşayan ben ve diğerleri Doğu Türkistan’dan kaçmış olsa bile  kendini asla  güvende hissedemez. Çin hükümeti  yurt dışına sığınan bizleri ve  sığındığımız ülkelerde de sürekli izliyor ve burada  ne yaptığımızı  çok iyi biliyor. İsveç’te yaşıyorum ama, hayatımı tehdit altında. Çin yönetimi  beni kamplar ve ÇKP rejimi hakkında konuşmamam ve  sessiz kalmam için  hala tehdit telefonları almaya devam ediyorum.”

Çin Toplama Kamplarının canlı bir tanığı  olarak Çin’in işgalindeki  Doğu Türkistan’daki baskı, zulüm ve soykırım  uygulamalarını  bir tanık olarak dünyanın dikkatini  çekmek ve uluslararası toplumun bu insanlık suçlarının sonlandırılması için   ÇKP’nin acımasız ve vahşi cinayetlerini ifşa   bir  insanlık görevim olduğuna inanıyorum.  Şahsıma  yönelik tehditler artmış  ve   geç de olsa dünyanın Çin’in gerçek yüzünü  görmesi gerekiyor.  Ben gerçeklerin ortaya çıkarılması için mücadele ediyorum.

Picture of Baş Tanık

Çin Yayılmacı  ve Emperyalist Bir  Güç. Dünyayı Kendi Sınırlarına Katmak İstiyor 

Doğu Türkistan meselesi  sadece  bu ülkede baskı ve zulüm gören biz Uygurlar, Kazaklar ve diğerlerinin şahsi sorunu değil, tüm onurlu insanları   aynı zamanda  dünya barışını ilgilendiren bir sorundur. Çünkü Çin’in  tüm dünyayı kendi ulusal sınırlarına katma  gizli planı vardır. Çin, önümüzdeki yıllarda “Bir Kuşak- Bir Yol ” veya ” Yeni Demir  İpek Yolu ” ve benzeri küresel projelerin  arkasına gizlenerek     önümüzdeki  yıllarda kendi yayılmacı etki alanını genişletmeyi planlıyor.  Uygar Batı dünyası Çin’in bu gizli amacını mutlaka bilmeleri gerekir.

Doğu Türkistan’da Her Yer   Kontrol ve Polis Tehdidi Altında 

Çin’in işgalindeki Doğu Türkistan’da her yer polis  kontrolü ve tehditleri altındadır. Bu ülkede her  yer ve gök, Anne ve babalarından zorla koparılmış masum çocukların acıklı  hikayeleri ve yürek yakan  feryatları kaplamış durumda. İnsanlar, ne zaman bir  gece yarısı  gözaltına alınacağı,  baskı ve işkence ile sorguya çekileceği ve  hapse atılacağı korkusu ile yaşamak zorunda. Kimse yarınından emin değil ve ne olacağını  kimse bilmiyor.  Bu yüzden ben ülkemde iken, pijama yerine normal iş kıyafetlerim ile uyuyordum. Kendime sık sık ” Bana tutuklanma Sırası  ne zaman gelecek?” sorusunu sorardım. Her gün bu tehdit ile yaşamak zorunda idim.

Tüm Dünya Çin Tehdidini Çok İyi Bilmeli ve Tedbirlerini  Almalı 

Ben İsveç’e sığınmacı olarak yerleştikten sonra Çin tehdidi konusunda tüm dünyayı uyarmak için çalışıyorum. Medyaya açıklamalar yapıyorum. Tv.larda dile getiriyorum. Ayrıca. bu konuda anılarımı de kaleme alarak yayınladım. Kitabım bir ülkede çeşitli dillerde yayınlandı. Çok olumlu dönüşler aldım. Ben kitabımda özellikle  Çin’in baskı ve zulmünü “Ebedi Ruhsal Soykırım” olarak tanımladım.

Doğu Türkistan’a Yapılan yardım, Aslında Tüm İnsanlığa Yapılmış Demektir.

Ben Doğu Türkistan’a yapılan  her türlü yardım  ve katkının aslında tüm  insanlığa ve dünyaya yapılmış olduğuna inanıyorum.  Bu konuda Alman yazar Alexander Cavilius ile birlikte “Yalnız Tanık” adlı bir anı  kitap de  yazdım. Çin  işgal rejimi, insanların bir araya gelerek kendi acımasız uygulamalarına karşı gelememesi ve tepki göstermemesi için aile üyeleri, Mahalle  Komşuları ve iş arkadaşlarını yanı  herkesi birbirine  şüphe ile bakan ve bir birlerine   güvenmeyen insanlar haline getirmiştir.   Herkesi adeta bir birlerinin Casuslar haline getirdi. Herkesi bu casusları ile sürekli izliyor ve kontrol ediyor. Aile üyeleri arasındaki güveni yok ediyor ve  insanları bir birlerine   güvenmez hale getiriyor.

Share
8982 Kez Görüntülendi.