Basın toplantısının açılışında konuşan Tayvan Demokratik Kalkınma Partisi Milletvekili ve Tayvan Parlamentosu İnsan Hakları Komitesi Başkanı Bay Wang Dingyu  şöyle konuştu :  “Parlamentomuz geçen 27 Aralık’ta Çin hükümetinin Uygurlara yönelik insan hakları ihlallerinin “soykırım” olduğunu kabul ve  olarak ilan etti. Tayvan Parlamentosu İnsan Hakları Komitesi, ÇKP’nin Uygur  soykırımını gündemde tutmak amacı  ile  basın toplantıları  başta bir çok etkinlikler düzenleyerek sürekli katliamı konusunu gündeme getirmek için birçok basın toplantısı ve brifing düzenledi. Çin tipi toplama kamplarının mağduru ve tanığı  Gülbahar Jelilova’yı  Tayvan’a davet ederek konuşmasını sağladık. Uygurlar  için  ABD Kongresi’nde kabul edilene  benzer bazı yasaların Tayvan Parlamentosu’ndan da kabul ve çıkarılması için çabalarımız sürüyor.”şeklinde konuştu.  Ruşen Abbas :  Çin’in Uygur Katliamı Durdurulmaz ise, Sıra Kendilerine gelecektir

Daha sonra konuşması için söz verilen Uygur Hareketi Lideri   Abbas Uygurların maruz kaldığı etnik soykırıma, özellikle de Çin işgal yönetiminin  Uygur kadınlarına yönelik  iğrenç ve aşağılık  insanlık dışı suçlarından örnekler sunarak başladığı konuşmasına şöyle  sürdürdü : “Bugün Uygurlar dünya tarihinde görülmemiş insan hakları ihlallerine maruz kalıyor. Özellikle Uygur kadınları zorla  Köle/İşçi olarak  çalıştırılmakta, hamile kadınların çocukları  zorla kürtajla öldürülmekte  ve  Uygurların  soyunu keserek  yok etmek için  Uygur kadınları zorla kısırlaştırılmaktadır.  Uygur Kızları zorla Çinli erkeklerle     evlendirilmektedir. Ayrıca Çin hükümeti bir milyondan fazla Uygur çocuğu ailelerinden  zorla kopararak  Çocuk Kamplarına  yerleştirerek dönüştürmektedir. Ayrıca, Çin yönetimi diasporada yaşayan Uygurların ülkelerinde yaşayan aile ve yakınlarına tehdit ve şantaj yaparak onları susturarak baskı yapmaya çalışmakta ve zulmünü sürdürmektedir.  Çin hükümeti de yurtdışındaki Uygurları akrabalarını hapse atarak cezalandırmaktadır.

Abbas Hanım konuşmasında Çin’in Fransa Büyükelçisi Lu Xiaoyan dünya meydan okuyarak  Tayvan’i işgal  açıkça tehdit ederek : ” Eğer Tayvan’ı Çin ile birleştirirsek (işgal edersek)  Tayvan’da bir eğitim merkezi kuracağız.” sözünü hatırlatarak sözlerini şöyle devam etti : ”  ÇKP rejimi  insan hakları, özgürlük ve demokrasi başta tüm evrensel değerlerin  düşmanıdır. Tayvan, eğer   Çin’in  Uygur soykırımını durdurması  için uluslararası toplumu harekete geçirmez ise,  bugün Uygurların başına gelenler  yarın Tayvanlıların başına gelebilir. Tayvan hükümetinden tüm gücüyle biz  Uygurların Özgürlük Mücadelesine  destek vermesini, bizimle  daha sıkı işbirliği yapmasını ve Uygur öğrencilere  öğrenim bursu ve diğer imkanlar  tanıyarak onların yetişmeleri için  yardım ve katkılarını talep ediyoruz. ÇKP Lideri   Xi Jingping önderliğindeki Çin Komünist Partisi, Uygurları  yer yüzünden tamamen silmek ve  toptan soykırımla yok etmek için  karar vermiş ve uygulamaktadır.   İnsan haklarına saygılı ve Demokratik değerler ile yönetilen Tayvan Cumhuriyetinin   Çin Komünist Partisi’nin bu kötü niyetli amaç ve uygulamalarını  durduracağınıza yürekten inanıyoruz.” şeklinde konuştu.