logo

trugen jacn

ÇİN’İN UYGUR ZULMÜNÜ GÖRMEYEN VE AŞIRI YAKINLAŞAN PAKİSTAN’İN BÜYÜK SINAVI

ABD-Pakistan ilişkilerindeki gerginliğin elbette Rusya-Pakistan ilişkileri ile bir bağlantısı vardır. Fakat burada asıl hedef Rusya’dan ziyade Çin-Pakistan stratejik ilişkilerinin ulaştığı seviyedir. Çin’in Doğu Türkistan bölgesinin önemli kenti Kaşgar’dan başlayarak Pakistan’ın stratejik limanı Gwadar’a uzanan 2 bin 700 kilometrelik rota ile Çin, Güney Çin denizi ve Malakka Boğazı’nda kendisine karşı oluşturulmaya çalışılan kuşatmayı yarmayı planlamaktadır.

Dr. Necmettin Acar / Mardin- Artuklu Üniversitesi  Öğretim Üyesi

1980’li yıllardan beri inişli çıkışlı bir seyir izleyen ABD-Pakistan ilişiklerinde son günlerde belirgin bir tırmanma ile karşı karşıyayız. Pakistan yönetimi ABD’nin İmran Han’ı görevden uzaklaştırmak için Pakistan muhalefeti ve ordusunu başbakana karşı kullandığı iddiasını dillendiriyor. Her ne kadar ABD tarafı bu iddiaları yalanlasa da Washington’daki karar vericilerin Han ile önemli ölçüde bir gerilim yaşadıkları ve uzun zamandır Pakistan dış politikasında niteliksel bir değişim arzu ettikleri bilenen bir gerçek.Yaptırımların reddiBaşbakan Han’ın Rusya ziyareti, Moskova’da imzaladığı anlaşmalar ve Rusya’ya karşı uygulanacak yaptırımlara katılmayı reddetmesi ile ilintilendirilen bu gerginliğin bölgede yoğunlaşan jeopolitik rekabetle yakından ilişkisi bulunmaktadır. ABD-Pakistan ilişkilerindeki gerginliğin elbette Rusya-Pakistan ilişkileri ile bir bağlantısı vardır. Fakat burada asıl hedef Rusya’dan ziyade Çin-Pakistan stratejik ilişiklerinin ulaştığı seviyedir. Çin’i Güney Çin Denizi’nde kuşatmak ve sınırlandırmak isteyen ABD, Pakistan’ı sıkıştırarak Çin-Pakistan Ekonomik Koridoru (CPEK/ Koridor) üzerinden Çin’in bu kuşatmayı aşmasına engel olmak istemektedir.

2000’li yılların başlarından beri Çin-Pakistan arasında ciddi bir yakınlaşma ile karşı karşıyayız. Her iki aktörün yakınlaşmasının jeopolitik ve ekonomik gerekçeleri bulunmaktadır. Öncelikle iki ülkenin yakınlaşmasını anlayabilmek için Hindistan’ın, Pakistan açısından en büyük ulusal düşman, Çin açısından ise önemli bir bölgesel rakip olduğu gerçeğini bilmek gerekiyor. Dolayısıyla varoluşsal düşmanı olan Hindistan’ı dengelemek isteyen Pakistan açısından Çin’le yakınlaşmak oldukça rasyonel bir stratejidir.

İkinci olarak Çin-Pakistan yakınlaşmasının çok önemli ekonomik gerekçeleri bulunmaktadır. Pakistan yönetimi jeopolitik olarak kritik bir kavşakta bulunan, Hindistan ile askeri sahada rekabet etmek zorunda olan ve demografik olarak oldukça kalabalık olan ülkenin kronik ekonomik sorunlarını çözmek için Çin’i iyi bir alternatif olarak görmektedir.

Çin açısından ise Pakistan, ABD liderliğindeki Batı blokunun Güney Çin Denizi’nde Çin’e yönelik kuşatma hamlesini by-pass edebileceği önemli bir müttefiktir. Nitekim geçtiğimiz yıl Avusturya-İngiltere-ABD arasında kuruluşu ilan edilen ve nükleer silahlar alanında işbirliğini de içeren AUKUS Paktı Çin’in Güney Çin Denizi’nde sınırlanması amacı taşımaktadır.

Kritik su yolu

Küresel siyaset ve ekonominin ağırlık merkezinin Asya-Pasifik bölgesine doğru kaydığı günümüzde bölgede yeni alanların jeopolitik öneminin artışı ile karşı karşıyayız. Bu süreçte küresel ticaret ve siyaset açısından Malakka Boğazı’nın jeopolitik önemi tartışmasız bir biçimde artmıştır.

805 kilometre uzunluğunda ve bazı yerlerinde genişliği 1.7 mile kadar düşen bu kritik su yolu, bugün küresel ticaretin can damarı mesabesindedir. Küresel ticaretin neredeyse yarısının, petrolün 1/3’ünün geçtiği bu suyolu ABD’nin askeri olarak güçlü olduğu bir alandır. Özellikle 2012 yılında ilan edilen “Pivot” stratejisi ile ABD bölgede daha yoğun bir askeri konuşlanma gerçekleştirerek boğazdaki gücünü konsolide etmiştir.

Ekonomi koridor

Çin’in ihraç ürünlerin büyük bir kısmının ve ithal ettiği petrolün yüzde 80’inin geçtiği boğaz Çin ile küresel pazarlara arasındaki en önemli bağlantılardan biridir. Kapanması veya aksaması durumunda Çin ekonomisi ve güvenliği açısından telafisi imkânsız zararlar ortaya çıkabilir. Son dönemde Çin’le yoğun bir jeopolitik rekabete girişen ABD, Malakka üzerindeki gücünü tahkim ederek Çin’i sınırlandırma politikasında önemli avantajlar elde etmeyi hedeflemektedir.

Çin yönetimi AUKUS ile Güney Çin Denizi’nde ve ABD askeri konuşlanması ile Malakka Boğazı’nda karşı karşıya kaldığı kuşatmayı yarmak için son yıllarda önemli projeler geliştirmektedir. Kuşak ve Yol İnisiyatifi bu projelerin en büyük olanıdır. Ancak Çin’in maruz kaldığı bu kuşatmayı yarması açısından en kullanışlı jeopolitik hat Çin’in batı tarafını Hint Okyanusu ile birleştirecek “Koridor” projesidir. “Koridor” projesi 2013 yılında ilan edilen Kuşak ve Yol İnisiyatifi’nin pivot projesidir.

Çin’in Doğu Türkistan bölgesinin önemli kenti Kaşgar’dan başlayarak Pakistan’ın stratejik limanı Gwadar’a uzanan 2 bin 700 kilometrelik bu rota ile Çin, Güney Çin denizi ve Malakka Boğazı’nda kendisine karşı oluşturulmaya çalışılan kuşatmayı yarmayı planlamaktadır. Çin, 50 milyar doları aşan bir miktarda yatırım yaptığı “Koridor” sayesinde enerji rotasını yaklaşık olarak 10 bin kilometre kısaltmakta ve stratejik geçiş noktası olan Malakka’yı by-pass etmektedir. “Koridor”un, inşa edilecek demiryolu ve karayolu hatları ile Çin’in küresel piyasalara açılan yeni ve alternatif bir kapısı işlevi görmesi beklenmektedir.

Yeni Kuşağa Eski Yol, Çin Batı'ya Açılan Kapısı: OBOR | DefenceTurk

Gerginliğin gerçek gerekçesi

Burada Çin’in ticari ve ekonomik hedeflerine ilaveten uzun yıllardır işlettiği ve geliştirmek için milyarlarca dolar yatırım yaptığı Pakistan’ın derin su limanı Gwadar’a yönelik özel bir ilgisinin olduğunu da söyleyebiliriz. 2010’lu yıllara kadar “kuş uçmaz kervan geçmez” niteliğindeki Gwadar’a bir anda milyarlarca dolar yatırım yapmak şüphesiz Çin’in uzun dönem askeri hedefleri ile de ilintilidir. Orta Doğu ve Körfez bölgesine yönelik bir askeri güç projeksiyonu açısından Gwadar’a konuşlu Çin donanmasının sağlayacağı stratejik avantajların farkında olan Pekin yönetimi bu yüzden limana özel bir ilgi duymaktadır.

Son günlerde ABD-Pakistan ilişiklilerinde gerilimin tırmandığı bir süreç ile karşı karşıyayız. Rusya-Ukrayna savaşında Pakistan’ın aldığı Rus yanlısı tavır bu gerginliğin gerekçesi olarak sunulmakta. Ancak Asya-Pasifik bölgesindeki jeopolitik rekabete ve bölgedeki dengelere yakından baktığımızda ABD’nin son dönemde Pakistan’a yönelik gerilimi tırmandırma stratejisinin, Pakistan yönetimini dış politikada niteliksel bir değişime zorlayarak Çin-Pakistan ilişiklerinin düzeyini düşürmeye yönelik olduğunu söyleyebiliriz. Çünkü Çin-Pakistan ilişkilerindeki yakınlaşma, özellikle “Koridor” projesi, ABD’nin Malakka Boğazı ve Güney Çin Denizi’nde Çin’i kuşatma girişimlerini akamete uğratacak bir boyuta ulaşmış bulunmaktadır. ABD, Çin’in Pakistan ile geliştirdiği yakın ilişkiler sayesinde Hint Okyanusu ve Basra Körfezi’ne serbeste bir geçiş elde etmesinden son derece rahatsız olduğu için Pakistan üzerindeki baskıyı artırmaktadır.   (necmettinacar@artuklu.edu.tr)

Share
3828 Kez Görüntülendi.