logo

trugen jacn

İSLAM İŞBİRLİĞİ ÖRGÜTÜ’NÜN DESTEĞİNE İLK ÖNCE MÜSLÜMAN UYGURLARIN İHTİYACI VAR!

Çavuşoğlu, İslam İşbirliği Teşkilatı'nın Uygur meselesindeki duruşunu eleştirdi

UYGUR HABER VE ARAŞTIRMA MERKEZİ(UYHAM)

 Hindistan’ın en büyük düşünce kuruluşu olan Observer Research Foundation (ORF), 7 Kasım’da kuruumsal internet sitesinde  “İİT,  sadece Keşmir’e  değil. Çin’in işgalindeki  Soykırım Uygulamalarına  odaklanmalı” başlıklı bir makale yayınladı.

Makalede , İslam İşbirliği Teşkilatı’nın (İİT) Keşmirli Müslümanlara ve Uygur Müslümanlarına karşı “çifte standart”  kullanarak  utanmazca ve  ikiyüzlü davrandığını belirtti,Makale şöyle devam ediyor :

” İslam İşbirliği Teşkilatı geçen hafta bir basın açıklaması yayınlayarak, “Cammu ve Keşmir halkının kendi kaderlerini belirleme hakkını tamamen destekliyoruz.” Açıklamada bulunarak Cammu ve Keşmir sorununun BM Güvenlik Konseyi’nin ilgili kararlarına uygun olarak çözülmesi savundu.

“Bu açıklaması ile, İslam İşbirliği Teşkilatı kendisinin  Müslümanlara arasında ayırımcılık yaparak  “çifte standartlı’ bir örgüt olduğunu bir kez daha gözler önüne sermiştir.İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) ve üye ülkeleri, Çin Komünist Partisi’nin Uygurlara yönelik dini kısıtlamaları, zorla doğum kontrol politikaları, zorla çalıştırma, soykırım ve Müslüman kadınlara yönelik cinsel saldırılar da dahil olmak üzere   bu ülkenin Uygur Müslümanlarına uyguladığı baskı konusunda sessiz kaldı. Çin toplama kampları dahil Çin’in tüm acımasız  vahşetlerini destekledi.  Uygurların maruz kaldığı zulme ilişkin şu ana kadar herhangi bir açıklama yapmadı. Bunun yerine, geçen ay BM’de Uygur sorununun İnsan Hakları Konseyi’nde tartışılacağı bir oylamada  Çin’in destekleyerek onun baskı ve zulmünün yanında yer aldı.  Pakistan, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri, Kazakistan, Özbekistan, Endonezya, Gabon, Kamerun ve Moritanya’nın Çin’e oy veren 19 Müslüman ülke arasında İslam İşbirliği Teşkilatı üyesi o ülkeler bulunmaktadır. Şimdiye kadar bu ülkeler Çin zulmünden kaçan 682 Uygur’u Çin’e iade etti ve Uygurların sesini bastırmak için Çinlilerle birlikte çalışıyorlar.

Çin Komünistleri 1949’da Sincan’ı işgal ettiğinden beri, kültürel istila, şiddetli nüfus kontrolü ve doğal kaynakların Çin’e taşınarak ülkenin sömürülmesi   temel hedefleri olmuştur.  Doğu Türkistan’daki etnik Çin  nüfusu 1949’da yüzde 5’ten 1980’de yüzde 40’ın üzerine çıktı. Ancak Uygur nüfusu  ise, yüzde 80’den yüzde 45’e düştü. 2017’den sonra Çin Devlet Başkanı Xi Jinping’in önderliğinde Çin Komünistleri 700 milyon ABD dolarından fazla harcadı ve bölgede  1.200 toplama kampı inşa etti. Uygurlar, Kazaklar ve Özbekler de dahil olmak üzere 1 milyondan fazla insan, tıraşlı ve özel giysiler içinde  esir olarak  tutuluyor, Bu insanlar dini ibadetlerini yerine getirdikleri, Hükümetin aile planlaması politikasına karşı çıkmak gibi suçlardan bu ceza kamplarında hapsedildi. Pekin, Uygurları kültürlerinden uzaklaştırmak için hükümet yetkililerini namaz kılmamaya  zorladı, hatta camileri ve türbeleri yıktı. Toplama kamplarındaki Müslüman kadınlar, Komünist Parti üyeleri tarafından işkenceye, sistematik tecavüze ve cinsel tacize maruz kalmaktadır.

Yazı şu cümlelerle son buluyor : “ABD ve Avrupa ülkeleri Uygur Müslümanlarına yönelik şiddetli baskı nedeniyle Çin’i soykırımla suçlarken, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Uygurları ezmek için Çin ile el ele çalışıyor. İki yüzlülüğt ve  utanmazlığı da  bu örgütün cabası. Örgüt Keşmir halkının haklarını güya savunurken  Uygurları hiç  görmüyor ve suskun kalıyor.

Günümüzde İslam İşbirliği Teşkilatı’nın  desteğine öncelik ve ivedilikle   Keşmirlilerden önce Uygurların ihtiyacı var” cümlesiyle son buluyor.

Share
9736 Kez Görüntülendi.