logo

trugen jacn

DR.M.VOLKAN KAŞIKÇI, KAZAKİSTAN OLAYLARINI YORUMLUYOR-1

Kazakistan’ in Alma-Ata kentinde yaşayan İnsan hakları Aktivisti   Dr.Mehmet Volkan KAŞIKÇI bir kaç gündür Kazakistan’da devam eden gösteriler ve  sonrası gelişmeler hakkındaki  görüşlerini : ” Kazakistan’daki durumu anlamaya çalışanlar için birkaç not yazacağım. Öncelikle şunu söylemem lazım. Dün gece gösteriler belli bir yere gelmişken, Kazakistan bir daha asla aynı olmayacak yazmıştım. Yine de, ne ben, ne başkası olayların bu seviyeye geleceğini tahmin edemezdi.” sözleri ile  açıkladı. Sayın Dr.Kaşıkçı’nin   kişisel twitter hesabından paylaştığı bu konudaki gözlem ve yorumlarını  aşağıda bilgilerinize sunuyoruz.Verdiği bilgiler ve yorumları için de ayrıca kendisine teşekkür ediyoruz.(UYHAM)

UYGUR HABER VE ARAŞTIRMA MERKEZİ(UYHAM)

  • Bu sefer olayları farklı yapansa ülkenin her tarafından bir anda Janaözen’e destek gelmesi. Bunu anlamak ve açıklamak daha zor. Son yıllarda özellikle seçimler ertesinde protestolar artmıştı Almatı gibi şehirlerde. Ama bunlar Janaözen’deki işçi protestolarından daha naif kalıyodu.
  • Bu protestolar daha  çok şehirli orta sınıf halk  tarafından başlatıldı. Liberal ve feminist gruplar  daha sonra ortaya çıktı ve  Toplumun politizasyonuna  katkı yaptı. Ancak çok hızlı bir şekilde sosyal sorunlardan milliyetçi sloganlara dönüştü. Polis de  gösterileri çok sert şekilde  bastırdı.
  • Önemli bir nokta polisin bu tepkisi. Aslında bence çok da ciddi olmayan protestolara çok acemice ve çok ayan beyan sert tepki verildi. Bu hareketler tabi ki özellikle gençler arasında rahatsızlıkları arttırdı. Ama kaçak muhalif Ablyazov gibi isimler kolay manipüle edebildi.
  • Nihayetinde esas sorun ülkedeki yolsuzluğun çapı. Nazarbayev’e karşı yıllar içinde birikmiş büyük bir öfke var ülkede. Eğer yoksul insanlarla muhatap olmamışsanız, bunu fark etmeyebilirsiniz. Ama ben daha 2010’da Nazarbayev’e karşı  tutumun sosyal sınıfla çok değiştiğini görmüştüm.
  • Geçen yıllar içinde  biriken öfke her gün arttı. Bizzat Nazarbayev’in kendi aile üyelerinin yüzlerce milyon dolarlar harcayarak Avrupa’da evler aldığı vs. artık herkesin bildiği bir şey. Öbür taraftan ülkede değişen hiçbir şey yok. Aksine var olan cılız muhalif kanallar da bastırıldı.
  • Neticede yönetimle halk arasında işleyen bir kanal kalmadı ve öfkenin burada patlama noktasına geldiğini görüyoruz. Aslında bazı işaretleri vardı. Mesela muhalif grup İrina Kayratovna’nın şarkıları nüfusu az bir ülke için çok müthiş izlenme/dinlenme sayılarına ulaşmıştı.
  • Daha 19 Aralıkta youtube’ta paylaştıkları ve hala masaüstü sekmemde açık olan ama bir türlü izleyemediğim filmleri “Otızdan Asıp Baramın” şu an için 6 milyon 780 bin izlenmiş durumda. Bunlar Kazakistan gibi bir ülke için görülmemiş bir politizasyon ve rahatsızlığın işaretleriydi.
  • Ve bir nokta daha önemli. Belarus karşılaştırması çok sık yapılıyor. Ama Kazakistan’a bakarken anlamamız gereken önemli bir fark var. Kazakistan hep otoriterdi, ama kapalı değildi. Ülke hep dışarıya açıktı, hem Rusya’ya, hem Amerika’ya, Avrupa’ya, hatta Türkiye’ye.
  • Yani Belarus gibi Türkmenistan gibi bir ülkeden, dünyaya kapalı bir halktan bahsetmiyoruz. Muhtemelen ülkenin aynı anda hem hep daha fazla otoriterliğe gitmesi ve dünyaya açık olması aslında çok önemli bir yapısal çelişki doğurdu otoriterliğin sürdürülmesi açısından.
  • Devletin tepkisi de, en azından şu ana kadar Belarus gibi değil. Belli bir uzlaşma aradıkları net. Ama ilerde ne olur tabi, gerçekten çok belirsiz bir dönem olduğu için kesin hiçbir şey söyleyemem. Yine de Belarus gibi olacağını düşünmüyorum.
  • Kazakistan Halkınının  taleplerine gelirsek;   Halk, çok açık sosyal, ekonomik ve siyasi reformlar istiyorlar. Ancak bu talepler sarih ve güçlü bir siyasi dile dökülebilecek mi, burdan siyasi bir irade çıkabilecek mi henüz bilmiyoruz. Şu an öfke patlamasının ötesi belirsiz.
  • Hep söylediğim Kazakistan’ın bir sorunu ülkede Kazak milliyetçiliğinden başka hiçbir siyasi söylemin var olmaması. Öfke patlamasının çıkış noktası hep siyasi ve ekonomik reformlar yönünde. Ama bunun şövenist bir dalgaya çok kolay bir şekilde döndürülmesi de mümkün.
  • Ne yazık ki ülkede bu talepleri bir ajandaya dönüştürecek sol bir siyaset tamamen namevcut. Liberal ve feminist seslerse çok iyimser olsalar da kendi rollerini ve güçlerini fazla önemsiyorlar. Bunlardan protestoların nasıl milliyetçilikle alakası olmadığını falan okursunuz.
  • Ama nihayetinde yönelinebilecek tek siyasi söylem Kazak milliyetçiliği ve hatta açıkça şovenizmi. Ancak dediğim gibi bu gösteriler yeni bir şeylerin sebebi olacak. O yüzden inşallah bu durum değişir ve yeni yaklaşımlar, siyasi hareketler görürüz.
  • Yoksa  ülkede yaşayan Uygurlar, Dunganlar(Çinli Müslümanlar), Çeçenler, Türkler,Kürtler ve diğerlerinin  köylerinin mahallerinin yakıldığını da okuyabiliriz yakın zamanda. Hazır kitlelerin böylesi bir şiddet tecrübesi de oluşmuşken. Orta vadede azınlıkların Kazakistan’ı daha fazla terk edeceğini öngörmek zor değil.
  • Ben ne iyimserim ne de tam kötümserim. Bir yerde böyle bir sürecin yaşanması kaçınılmazdı belki de. Bundan sonrası için ben de herkes gibi merak içindeyim. Dünden önce bugün olanları öngöremiyorduk, bugün de yarından sonra olacakları öngörebilen olduğunu pek sanmıyorum.
  • Kazakistan’da internet kesildiği için arkadaşlarımla haberleşemiyorum. Nihayet birkaç tanesiyle mesajlaşabildim. Genel olarak bir korku havası hakim anlaşılan. Hatta protestolara sempatik olanlar bir belirsizlikten ürkmüş durumda. Şimdilik alabildiğim  haberler bu kadar.
Kaynak : Sayın Dr.Mehmet Volkan Kaşıkçı’nin kişisel twitter hesabı 
Share
1769 Kez Görüntülendi.