logo

trugen jacn

DR.SARE DAVUTOĞLU : ÇİN, UYGUR KADINLARINI ZORLA KISIRLAŞTIRARAK SOYKIRIM YAPIYOR

GP.Genel Başkanı Sayın Ahmet Davutoğlu’nun eşi Dr.Sare Davutoğlu ” Ben bir Kadın Hastalıkları uzmanı olarak Çin’in Uygur Kadınlarını kısırlaştırarak soykırım yaptığını açık ve kesin olarak ifade ediyorum. Çin yönetimi Uygur Kadınlarını sistemli bir şekilde çeşitli yöntemlerle kısırlaştırarak ve doğum yapma yeteneklerini yok etmiştir. Bu uygulama ise, soykırım tanımı ve katogorisine tam uymaktadır.” dedi.

سارە داۋۇتئوغلۇ خانىم: «خىتاي ئۇيغۇر ئاياللىرىنى سىستېمىلىق ھالدا تۇغماس قىلىپ قويغانلىقى ئېنىق»

UYGUR HABER VE ARAŞTIRMA MERKEZİ (UYHAM)

04 Mart 2021’de GP.Genel Merkezi’nce Ankara’da 08 Mart Dünya Kadınlar Günü müsebetiyle düzenlenen ” Doğu Türkistan’da Kadın Olmak” temalı toplantıda konuşan GP.Genel Başkanı Sayın Ahmet Davutoğlu’nun eşi Dr.Sare Davutoğlu ben bir Kadın -Doğum uzmanı olarak Çin’in Uygur Kadınlarını zorla kısırlaştırarak soykırım yaptığıni açık ve kesin olarak ifade edebilirim.”dedi.

Özgür Aasya radyosunun verdiği habere göre,Dr.Sayın Sare Davutoğlu Toplantıda “Uygur Türkü Kadınlarımızı Tedavim Sırasında Şahit Olduklarım.konulu bir konuşama yaptı. Dr.Sare Davutoğlu şöyle konuştu : ” Ben yıllardan beri Ülkemize sığınan Uygur Türkü Kadınlarımızı muayene ve tedavi ederek onlara yardımcı olmaya çalışıyorum. Benim Uygur Kadınları muayene ve tedavi surecinde şu sonuca kesin olarak ulaştım .Çin yönetimi Uygur Kadınlarını sistemli bir şekilde çeşitli yöntemlerle kısırlaştırarak ve doğum yapma yeteneklerini yok etmiştir.Bu uygulama ise, soykırım tanımı ve katogorisine tam uymaktadır.” dedi.

Doğu Türkistan'ın dinmeyen sızısı: Urumçi Katliamı

Çin Polislerinin Önünde Yiğitçi Direnen Tursungül Bir Kahramandır

Doğu Türkistan ilgi ve sevgisinin çocukluğundan beri devam ettiğini açıklayan Dr.Sare Davutoğlu 05Temmuz 2009 Urumçi direşinin sembolu ismi Tursungul’un kahramanlığı ve cesaretini çok takdir ettiğini ve değerli bulduğunu belirterek söyle dedi : “Urumçi’deki direnişte Çin Asker ve Polislerinin önünde yiğitce ve kahramanca karşı koyan Tursungul,bana Haziran 1989’de Çinli Öğrencilerin demokrasi ve özgürlük eylemlerinde kendilerini bastırmaya gelen Çin Ordsuna ait tankın önüne çıkan o genç adamı hatırlatıyor.

Davutoğlu'ndan Kaşgarlı Mahmut'a ziyaret – NationalTurk

Uygur Türkleri için “Yaşayan Ölüler ” Tanımının Doğruluğuna Şehit Oldum

Ben bir tıp Doktoru olan mağdur insanlara yardımcı olmak için Afrika ülkelerine,Hindistan’a Arakan’a ve dünyanın bir çok afet bölgelerine gittim. Eşim Dışişleri Bakanı iken, Ekim 2010’da eşimle birlikte Doğu Türkistan’a da gittim. Bu gittiğim bölgeler içinde bana en çok etkileyenler Uygur Kardeşlerim oldu. Ben Doğu Türkistan’da şunu gördem. Bu ülkede ve Türk dilinde konuşan “Yaşayan Ölüler Ülkesi ” deyiminin na kadar doğru olduğuna bizzat şahit oldum. Biz Türk Heyeti olarak Kaşgar’dan Kaşgarlı Mahmut’un Türbesini ziyarek için gittik.Yolda bir kaç Uygur köyünden geçtik. Rastladığım Köylüler eğer kıpırdamasa sankı Ölü diyesiniz geliyordu. Bu manzaraları görünce çok üzüldüm ve etkilendim. Uygur Kardeşlerimizin durumu için çok acı duydum. 2012’de de kısa bir ziyaret için Urumçi’de bulundum. Uygur Kardeşlerimiz ile bu ziyaret esnasında pek birebir temasımız olmadı.” ifadelerini kullandı.

Çin'in en büyük camisini ziyaret etti

Çin Yönetiminin Uygur Kadınları Doğum Yapma Yeteneğinden Mahrum etmiştir

Doğu Türkistan ziyareti esnasında gördüklerinden çok etkilendiğini anlatan Dr.Sare Davutoğlu sözlerini şöyle sürdürdü : ” İstanbul’da çalıştığım Hastanede Uygur Hanımlarına elimden geldiğince yardımcı olmaya çalıştım. Kadın-Doğum uzmanı olarak onların bu konudaki rahatsızlıklarını tedavi etmeye çabaladım.Ben bu Kadınları tedavi ederken karşılaştığım sorunları sizlerle paylaşmak istiyorum. Uygur Kadınlarımızın her birinin hikayesi ayrı ayrı birer trajedi. Ben bu kadınlarımızı tedavim esnasında Çin yönetimini onları sistematik olarak çocuk sahibi olabilme kabiliyetlerini yok ettiklerine şahit oldum. Onları yanlış ve hatalı ilaçlar vererek tedavisi imkansız hastalıklara düçar ettiklerini bizzat gördüm. Onların anlattıkları yürek parçalayıcı ve dehşet verici idi. Uygur Hanımlar çocuk sahibi olabilmek için önceden yönetimden izin almaları gerekiyor. İzinsiz olarak hamile kaldıkları takdirde onları kürtajla çocukları katlediyor. Bu mecburi kürtaj operasyonları üstelik çok kötü ve sağlıklı ve hijyenik olmayan sözde klinik şartlarında yapılıyormuş. Bu gibi sağlık olmayan ortamlarda yapılan müdahalelerde annenin rahmi yaralanır. Rahim yolları yaralanan kadınlar bir daha evlat sahibi olmaları çok zor veya imkansız hale gelmiş demektir.

Köklüdeğişim | ÇİN'DEN UYGURLARIN İADESİ TALEBİ!

Ben Uygur Hanımlarını tedavi ederken, korkunç Tıbbı Hatalara şahit oldum:

Ben,çalıştığım İstanbul’daki bir Hastanede bana tedavi için gelen Uygur Türkü Hanım Kardeşlerimizi muayene ve tedavi ederken, Çin yönetimine bağlı Çinli Doktorların onlara yönelik, Hekimlik mesleği ile asla bağdaşmayan çok korkunç tıbbı hataları bilinçli olarak uygulamalarına şahit oldum. Hipokrat yemini etmiş bir hekim olarak bu durumdan çok kahroldum ve utanç duydum. Çinli Doktorların Çin İşgal yönetiminin emir ve talimatları doğrultusunda şu insanlık suçlarını Uygur Hanımlara işledikleri sonucuna vardım :

1- Uygur Kadınlara bilinçli olarak yanlış ve hatalı ilaçlar verilmiştir.

2- Bir Uygur Kadınına birden fazla küntaj operasyonu yapılarak sakat bırakılmış ve sağlıkları mahvedilmiştir.

3- Çoklu kürtaj ameliyatları sonucunda Uygur kadınlarının vucütlarında neşter vurulmadık yer kalmamıştır. Benim muayene ve tedavi ettiğim Uygur Kadınların tenleri yara izleri ile dolu idi.

Uygur Hanımlarının Çocuk Sahibi Olabilmeleri İçin Onlara Yardımcı olmaya çalıştım

Çin yönetimince çeşitli yöntemlerle evlat sahibi olmaları engellenen Uygur Hanımlar Türkiye’ye geldikten sonra çocuk sahibi olabilmek için kendisine müracaat ettiklerini ve onlara yardımcı olmaya çalıştığını ve bunlardan bir Uygur Hanımı örnekleyeceğini belirterek konuşmasına şöyle sürdürdü ; ” 40’lı yaşlarda bir Uygur hastam var. Onun 4 evladı Doğu Türkistan’da kalmış, Onlarla 2017’den beri görüşemiyor. Onun evlat özlemini giderebilmek için çocuk sahibi olmak istedi.Bu hanımın rahim ağzı Çinli doktorlar tarafından operasyonla kapatılmış. Biz uzun tedavi sürecinden sonra normal hale gelmesini sağladık. Önümüzdeki aylarda inşallah İstanbul doğumlu 5.çocuğunu kucağına alabilecektir. Bu mutlu haberi dört gözle bekliyoruz.” dedi.

Çin Zulmünden Kaçan Uygur Türkleri Türkiye Cumhuriyeti'ne Kabul Edilsin  İmza Kampanyası

Türkiye’ye Gelmeyi Başarabilen Uygurlar Yine de Zor Durumda

Türkiye’ye gelebilen Uygurların her ne kadar baskı,zulüm ve bunun gibi soykırım uygulamalarından kurtulmuş olsalar da yine de sıkıntılarının devam ettiğini belirterek konuşmasnı şöyle sonlardırdı : ” Eşleri Doğu Türkistan’da kalmış yüzlerce Uygur hanımlarının olduğunu biliyorum.Bunların eşleri Doğu Türkistan’da kalmış ve bir çoklyarı Çin toplama kamplarında tutuklu. Bakması gereken çocukları var.Tekrar evlenmeleri imkansız gibi. Elbette Türkiye onların özvatanı.Ancak,onlar çin yeniden bir hayat kurmak çok zor. Bu Kardeşlerimiz ayrıca psikolojik olarak çok yıpranmış.Allah yardımcıları olsun.Bir Uygur Türkü Hanım hastam var.7 evlad ile birlikte kaçak yollarla Güneydoğu Asya ülkeleri yolu ile Ülkemize gelmiş. Türkiye’ye geldikten sonra Kocası memleketindeki ev mülklerini satıp parasını getirmek için ülkesine gitmiş Ancak. tutuklamışlar ve şimde Toplama kamplarında tutuklu. En büyük evladı daha 16 yaşında. Biz Gelecek Partisi olarak bu Parçalanmış Uygur Türkü Ailelerimizin tekrar bir araya gelebilmesi ve Kardeşlerimizin sıkıntı ve zorluklarının giderilmesi için için çabalarımızı sürdüreceğiz. Allah Kardeşlerimizin yardımcıları olsun. ” dedi

Kaynak : https://www.rfa.org/uyghur/xewerler/turkiyede-uyghur-mesilisi-03102021162219.html

Share
549 Kez Görüntülendi.