logo

trugen jacn

ÇOCUK VAKFI,DOĞU TÜRKİSTAN ÇOCUK RAPORU : ETNİK VE KÜLTÜREL SOYKIRIM(2.BÖLÜM)

Bir 2 kişi ve ayakta duran insanlar görseli olabilir

UYGUR HABER VE ARAŞTIRMA MERKEZİ (UYHAM)

3- Çocukların Aileden Uzaklaştırılması
Bir Çinli gönüllü öğretmenin gerçek hayat deneyimi bize sistematik nesiller arası ayrılığın korkunç sonuçlarını göstermektedir.

Bir taşra ilkokulunda öğretmenlik yapan bu kişi çocukların genellikle mesleki eğitim kamplarından dolayı ebeveyninden uzak olduğunu, çocukların aşırı derecede perişan duruma düştüklerini, dondurucu Aralık ayı soğuğuna rağmen ince kıyafetler giydiklerini, sınıflarda kokudan durulmadığını, zira çocukların kıyafetlerinin ne yıkandığını ne de değiştirildiğini ifade
etmektedir (Zenz, 2019).

Dr. Zenz’in (2019) farklı kaynaklardan derlediği kanıtlara göre; Çalışılan günlerde ve haftalarda tam zamanlı bakım veya uzun vadeli tam ayrılık gibi nesiller arası ayrılığın farklı biçimleri ve düzeyleri olabilmektedir.
Sürgündeki Uygur ebeveynlerin anlatılarına göre, iki yaş da dâhil olmak üzere ebeveyni sürgünde veya temerküz kampında bulunan çocuklar ya sosyal hizmet kuruluşlarına ya da yatılı okullarına alınmaktadır. Sosyal hizmet kuruluşları
kimsesiz çocuk yurdu veya “çocuk sığınma evi”, “çocuk refah danışma merkezi” veya “koruma merkezi” biçiminde tanımlanabilmektedir.
Bir başka anekdota göre, çocuklar ebeveynleri kamplarda olmasa bile belli bir yaşa eriştiklerinde yatılı okullara alınmakta ve sadece hafta sonları ve tatillerde ebeveynleri ile görüşebilmektedir.

Hükümet ve medya kaynakları olgunun boyutlarını küçük göstermek amacıyla söz konusu kamplardan “mesleki eğitim merkezi” diye bahsetmektedir.
Devlet bu kampların nasıl bir beyin yıkama işlevi gördüğünü itiraf etmektedir: “Mesleki Beceri Eğitimi Merkezleri insanların ‘Üç Güç’ün aşırı dini ideolojisi ile efsunlanmış beyinlerini  yıkamaktadır”.
Bazı hükümet propaganda metinlerinde çocukların yatılı bakım kuruluşlarına alındığı, böylece ebeveynlerinin “ders çalışmaya” veya “çalışmaya” odaklanabileceği ifade edilmektedir. Örneğin, Hoten kenti Mesleki Beceri Eğitimi Merkezinin  hemen yanında “günışığı” anaokulu ve ilkokulu bulunmaktadır ve ebeveynlerin “bakım yükü olmaksızın çalışabilecekleri”
ifade edilmektedir.
Çocuklar okullarda yatılı kalmakta ve çoğunun öğretmenlerini “anne” diye çağırmaya başladığı bildirilmektedir. Anne ifadesi öğretmenler ve çocuklar arasında nasıl yakın bir bakım ilişkisi olduğunun kanıtı gibi sunulmaktadır ama bu gerçekte  çocukların kendi ebeveynlerini ne kadar nadir gördükleri veya
hiç görmedikleri gerçeğinin bir tezahürü olabilir. Rapora göre, çocuklara hem kendilerinin hem de ebeveynlerinin “ders çalıştığı”, böylece “ilerde daha mutlu bir aile hayatlarının olacağı” söylenmektedir. Hoten Şefkat Anaokulu hakkındaki bir başka rapor ise çocukların yalnızca birkaç aylık olduğunu kabul etmektedir.
Keriye Mesleki Beceri Eğitimi Merkezi hakkındaki bir rapor çocukların okullarda bedava yediklerini ve yaşadıklarını ve böylece ebeveynlerinin gelirlerinden çocuklarının gelecekteki eğitimi için tasarruf edebileceğini ifade etmektedir. Aynı merkez hakkındaki bir makalede ise çocuklara anaokulunda
bakılırken kadın işçilerin meydanlarda dans ederek hayatın tadını çıkarabileceği ifade edilmektedir.
Mısırlı bir ekibin ziyaretine dair bir raporda Hoten Mesleki Eğitim Merkezinin bir kreşi bulunduğundan, çalışanların bölgedeki mesleki eğitim merkezinin mezunları olduğundan ve  burada 1,5 yıl eğitim gördüklerinden bahsedilmektedir.
İnsan Hakları Gözlem Evi (Human Rights WatchHRW)’nın  (2019) ülke dışında yaşayan ve çocuklarıyla irtibatı yitiren ebeveynlerle yaptığı mülakatlara
göre Çin Hükümeti çocukları aile rızası olmaksızın devlet kurumlarına yerleştirmiştir ve ailelerin çocuklarıyla irtibatını koparmıştır. Bu mülakatlardan bazı pasajlar aşağıdadır:

  • Ne zaman sokakta bir çocuk görsem ağlamaya başlıyorum. Gözlerim ağlamaktan perişan oldu.
  • Çocuklarımı çok özlüyorum. Nerede olduklarını bilmiyorum. Tüm akrabalarm tutuklandı. Kimse çocuklarıma bakamıyor. Çin Hükümetine 50 mektup yazdım. Çocuklarımın özgür bırakılmalarını ve Kırgızistan’a,
    anavatanlarına gelmelerini istiyorum.
  •  16 torunum nerede bilmiyorum. Herkes gitti. Onları çok özlüyorum. Hep hayaller kuruyorum. Tüm torunlarımla bir gün yeniden bir araya gelmenin hayalini kuruyorum.

 

4- Çin Hükümet Kaynakları Durumu Nasıl Açıklıyor?
Çin Hükümeti kampların varlığını evvela reddetmeyi tercih etmişti. Ancak uluslararası kamuoyunun artan baskısından dolayı 2018 yılında kamplardan “mesleki eğitim ve yetiştirme programları” diye bahsetmeye başladı. 2019 yılında kampların resmi adı “mesleki eğitim merkezleri” oldu.
Çinli ve yabancı gazetecilerin mevcut bulunduğu bir toplantıda “Xinjiang Bölgesel  Hükümeti Başkanı” Shohrat Zakir kampların varlığını reddetmiş ve kampların gerçekte öğrencilerin özgürce yemek yediği ve yaşadığı yatılı okullara benzer eğitim merkezleri olduğunu ifade etmiştir. Zakir’e göre, bir gün toplum
bu merkezlere ihtiyaç duymayıncaya değin merkezler azalarak işlevini sürdürecek ve nihayet ortadan kalkacak (Buckley ve Qin, 2019).
Bölgesel  Hükümet Başkanı Zakir, Çin’de bir gazeteye verdiği röportajda söz konusu merkezlerin Çin’de terörizm, ayrılıkçılık ve dini aşırıcılık biçimindeki “Üç Güç” karşısında başarılı olduğunu ve Çin’de  sağlıklı ve huzurlu bir sosyal çevrenin ortaya çıktığını savunmaktadır (Xinhuanet, 2018). Bununla birlikte Çin Hükümeti durumu anlamaya dönük objektif raporları ve sayıları kamuoyu ile paylaşmaktan kaçınmaya devam etmektedir. Bunun yerine Amerikalı bir görevlinin ifadesiyle bölgeye “koreografik turlar” düzenleyerek uluslararası kamuoyunu yanıltmaktadır (Blanchard, 2019).

5- Birleşmiş Milletler ve Birleşmiş Milletler’e Bağlı Örgütlerin Tutumu
2018 yılının sonunda BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Michelle Bachelet gazetecilere bölgedeki insan hakları ihlallerinedair kaygı verici raporlar geldiğini ve bölgeye doğrudan erişim için çabaladıklarını ifade ediyordu. Bachelet, insan hakları örgütlerinin bölgede Uygur Müslümanlarının terörizm karşıtı mücadele adı altında adil olmayan bir biçimde tutuklandıklarını ve korkunç koşullarda “yeniden eğitim”e tâbi tutulduklarını rapor ettiklerini de ekliyordu (UNPO, 2018).
Birleşmiş Milletler’in Çin’deki insan hakları kayıtlarının değerlendirildiği oturumunda Çin Dış İşleri Bakan Yardımcısı Le Yucheng iddiaları şu ifadelerle reddediyordu: “Birkaç ülkeden gelen önyargı yüklü siyasal suçlamaları kabul etmeyeceğiz” (Keaten ve Wang, 2018).
2019 yılında Birleşmiş Milletler üyesi 23 ülke bölgede Çin’in
uygulamalarını eleştiren bir tutum aldı. Birleşik Krallık Büyükelçisi Karen Pierce 23 ülkenin eleştirel tutumunu şu ifadelerle temsil ediyordu: “Çin Hükümetini Şincan’da ve Çin’in diğer bölgelerinde din veya inanç özgürlüğünü de içermek kaydıyla insan haklarına saygı göstermek üzere kendi ulusal yasalarının ve uluslararası yükümlülüklerinin ve taahhütlerinin gereğini yerine getirmeye dâvet ediyoruz” (Whong, 2019).
Birleşmiş Milletler’in kaygı duyduğunu açıkça ifade eden çağrılarına rağmen Birleşmiş Milletler’e bağlı örgütlerin Doğu Türkistan’daki insan hakkı ihlallerine dair herhangi bir yüksek sesli çağrısı, raporu veya çalışması mevcut değildir. Doğu Türkistan’da söz konusu insan hakkı ihlallerinin en önemli
mağdurlarının başında çocuklar gelmektedir ve örneğin UNICEF Doğu Türkistan’da çocukların durumuna dair sessizliğini henüz bozmamıştır.
UNICEF Çin biriminden Ruoqiao’nun (2013) bölgedeki çocuklara dair hazırladığı makalede 2011 yılından itibaren UNICEF’in bölgede sokakta yaşayan çocuklar başta olmak üzere incinebilir durumda olan çocukları korumak amacıyla Sivil İşler Bakanlığının bir programını desteklediği ve bu program sayesinde 350 çocuğun hayatlarında yeni bir yön tayin edildiği ifade edilmektedir. Makale incinebilir durumda olan çocuklara odaklanırken ve Çin Hükümetinin işbirliğiyle yapılan çalışmalardan övgüyle bahsederken söz konusu insan hakkı  ihlallerini göz ardı etmektedir.
Benzer şekilde UNICEF’in ne “Unicef in China and Beyond” raporunda (2016) ne de “Population Status of Ethnic Minority Children in China in 2015” raporunda (2015) insan hakkı ihlallerinden bahsedilmektedir.

SONUÇ VE ÖNERI
Sonuç olarak, Çin Hükümetinin uyguladığı baskı ve asimilasyon politikaları soykırım iddialarını gündeme getirecek boyutlara ulaşmıştır ve bu soykırım sadece yetişkinleri değil, aynı  zamanda çocukları da etkilemektedir. Yetişkinler politik eğitim ve endoktrinasyon kamplarında tutsak edilirken çocuklar
da devlete bağlı yurtlarda alıkonulmaktadır. Bu yurtlara ironik bir biçimde sevgi, şefkat vb. isimler verilmekte ve çocukların bu yurtlarda aileleriyle bağları koparılmaktadır.Yurtlarda kalmaya zorlanan çocukların sayısı bilinmemektedir. Çin Hükümetinin “aileden kopuş”u bir politika olarak benimsediği anlaşılmaktadır.
Söz konusu bu politika ve uygulamaların BM Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin özellikle “ayrımcılığa uğramama”, “çocuğun üstün yararını gözetme”, “çocuğun varlığını ve gelişimini sürdürmesini sağlama” ve “katılım” haklarını açıkça ihlal ettiği ortadadır.

Sözleşmeye göre çocukların diline, dinine, ırkına, kültürüne
bakılmaksızın evrensel hakları vardır ve bu haklar ihlal edilemez. Doğu Türkistan çocukları istisna değildir ve dünya kamuoyu Doğu Türkistan çocuklarının uğradığı hak ihlallerine kayıtsız kalmamalıdır.
Çin Hükümetinin aileden kopuş politikası ve çocukları devlet yurtlarına ve okullarına zorla yerleştirmesi çocuğun üstün
yararı ve katılım ilkelerini açıkça ihlal etmektedir. Kendi hayatlarını etkileyecek kararlarda çocuklara danışılması gerekir.
Çin Hükümetini çocuk ve yetişkin ayrımı gözetmeksizin insan’a ve insan onuruna saygıya davet ediyoruz.

Kaynaklar
1- Allen-Ebrahimian, Bethany (2019) “Exposed  Allen-Ebrahimian, Bethany (2019) “Exposed: China’s Operating Manuals for Mass Internment and Arrest by Algorithm,” International  Consortium of Investigative Journalists. https://www.icij.org/ investigations/china-cables/exposed-chinas-operating-manuals-for-mass-internment-and-arrest-by-algorithm/. Son Erişim:13.02.20

2-Blanchard, Ben (2019) “U.S. official denounces ‘choreographed’ visits
to China’s Xinjiang”, https://www.reuters.com/article/us-china-xinjiang-usa/u-s-official-denounces-choreographed-visits-to-chinas-xinjiang-idUSKCN1R503R. Son Erişim: 13.02.2020
3- Buckley, Chris ve Qin, Amy (2019) “Muslim Detention Camps Are
Like ‘Boarding Schools,’ Chinese Official Says”, https://www.nytimes.com/2019/03/12/world/asia/china-xinjiang.html. Son Erişim:13.02.2020.Federation of American Scientists (2019) https://fas.org/sgp/crs/row/IF10281.pdf. Son Erişim: 24.01.2020 Council  on 4- Foreign Relations (2020) https://www.cfr.org/backgrounder/chinas-repression-uighurs-xinjiang. Son Erişim: 24.01.2020
5- Euronews (2020) https://tr.euronews.com/2019/01/31/dogu-turkistanli-cocuklarin-tutuldugu-toplama-kampi-gizli-kamerada. Son Erişim:
24.01.2020
6- Human Rights Watch (2019) https://www.hrw.org/news/2019/09/15/
china-xinjiang-children-separated-families. Son Erişim: 24.01.2020
7- Keaten, Jamey ve Wang, Yanan (2018) “China dismisses criticism about
mass detentions at UN”, 1d6211f928fa4010bac41750da35c044. Son Erişim: 21.02.2020.

8- Leibold, James (2020) “Surveillance in China’s Xinjiang Region: Ethnic Sorting, Coercion, and Inducement,” Journal of Contemporary China 29, no. 121.
9- Millward, J. ve Peterson, D. (2020) “China’s System of Oppression in
Xinjiang: How it Developed and How to Curb it”, Global China Assessing China’s Growing Role in the World Raporu. https://www.brookings.edu/wp-content/uploads/2020/09/FP_20200914_china_oppression_xinjiang_millward_peterson.pdf. Son Erişim: 18.03.2021
10- Newlines Strateji ve Politika Enstitüsü ve Raoul Wallenberg İnsan
Hakları Merkezi (2021) “The Uyghur Genocide: An Exmination of the
China’s Breaches of the 1948 Genocide Convention”.

11- Ruoqiao, Liang (2013) “A new start, a new dream”, en/stories/new-start-new-dream. Son Erişim: 21.02.2020. The New York Times (2020) https://www.nytimes.com/interactive/2019/11/16/world/asia/china-detention-directive.html. Son Erişim: 24.01.2020
12-UNICEF (2015) “Population Status of Ethnic Minority Children in
China in 2015”,https://www.unicef.cn/media/8866/file/ Population%20Status%20of%20Ethnic%20Minority%20Children%20in%20
China%20in%202015.pdf. Son Erişim: 21.02.2020.
13- UNICEF (2016) “UnUNICEF (2016) “Unicef in China and Beyond”, https://www.unicef.cn/media/8391/file/unicef-in-china-and-beyond-en.pdf. Son Erişim: 21.02.2020.
14- UNPO (Unrepresented Nations and Peoples Organization) (2018)
“East Turkestan: United Nations Attempting to Access Xinjiang for
Monitoring Mission”, https://unpo.org/article/21289. Son Erişim:
21.02.2020
15- Wang, Maya (2018) “Eradicating Ideological Viruses”, https://www.
hrw.org/report/2018/09/09/eradicating-ideological-viruses/chinas-campaign-repression-against-xinjiangs. Son Erişim: 24.01.2020
16- Whong, Eugene (2019) “Two Dozen UN Member States Condemn China’s Treatment of Uyghurs in Xinjiang”, https://www.
rfa.org/english/news/uyghur/uyghur-un-statement-house-passes-bill-10302019173527.html. Son Erişim: 21.02.2020.
17- Xinhuanet News (2018) “Full transcript: Interview with Xinjiang government chief on counterterrorism, vocational education and training in Xinjiang”, http://www.xinhuanet.com/english/2018-10/16/c_137535821.htm. Son Erişim: 13.02.2020.
18- Zenz, Adrian (2019) “Break Their Roots: Evidence for China’s Parent-Child Separation Campaign in Xinjiang”, Journal of Political Risk 7(7)

(2,bölümün sonu.Yazı bitmiştir.) 

Kaynak : http://www.cocukvakfi.org.tr/wp-content/uploads/2021/04/DOGU-TURKISTAN-RAPOR.pdf?fbclid

 

Share
311 Kez Görüntülendi.