logo

trugen jacn

ÇİN’İN DOĞU TÜRKİSTAN’DAKİ GELENEKSEL SOYKIRIM UYGULAMALARI VE TARİHSEL GELİŞİMİ

Hamit Göktürk

Çin yönetimleri tarihleri boyunca  insanlık aleminin  temel argümanları olan komşuları ile  iyi komşuluk ve barış içinde ve bir arada yaşama   kültüründen yoksun  bir tutuum sergilemişlerdir.Aksine,sürekli olarak komşularını yok etmek,onların  önce topraklarını ele geçirmek,sonra ise bu toprakalar üzerindeki maddi zenginlikilere tek başına sahip olmak ve daha sonra ise,  işgal ettiği bu topraklar üzerinde yaşayan ve kendinden olmayan  yanı Çinli olmayan Milletleri tamaamen yok konya escort ederek bir Çin toprağı olarak Çin ana karasına ilhak etmek   olarak açıklanan bu yöntemi Milli bir Amaç olarak Çin  yönetimlerinin temel  politikası olmuştur.

Bu  Çin milli politikası üç aşamalı olarak sistemleştirilmiş ve ”  Düşmanlarını (Komşularını)   Parçalara ayırmak ve daha sonra Yok Etmek terorisi üzerine inşa edilmiştir.Bu Çin milli politikası PAX SİNİCİA olarak tanımlanmıştır.

Çin yönetimleri tarih içinde bu Milli   Teorilerini günümüze kadar  ısrarla sürdürmektedirler.Bu teorinin aşamaları şunlardır  ;
1. Komşuların ( düşmının)  arasına nifak ve fitne sokacaksın ve onları parçalara ayıracaksın
2. Uzakta kalan düşmanla işbirliği yaparak onun yardımı ile yakındaki Duşmanını yok edeceksin.
3. Daha sonra yalnız  ve tek başına  kalan  ve zayıf duruma düşürülen uzaktaki düşmanın işini  sen bitireceksin.
Çinli  Düşünür Gung Zijin’in Komşularını   Yok Etme Teorisi 
1792-1841 yılları arasında Çing Hanedanlığı Zamanınıda Yaşamış
Çinli şair-Düşünür Gung Zijin’in Yazdığı ve Çin’in Resmi Siyaset Belgeseli olarak Kabul Edilen “Yavların Tarihini Yok Etmek”Teorisi şöyledir ;

  1. Ok-Yay, Kılıç ve Hançer ve diğer kullandığımız  silahlar Ayaklanmacı Bihtuenci Çetelerinden ancak,birkaç yüzünü öldürdü.
  2. Ama, Onlar yabancıları teklit eden Çinlilerden birkaç yüz binini öldürmeyi başardılar.
  3.  Düşmanı (Türkleri) ebediyen yok etmek için öncelikle onların devletlerini yok etmek gerekir.
    • İlk Önce onun tarihini yok etmelisin
    • Onların Çocuklarını,kimliklerini ve zenginlik kaynaklarını yok etmelisin
    • Onların dinlerini ve inançlarını tahrip ve çöktürmelisin
    • Örf adet,gelenek ve göreneklerini velhasıl kaide yusunlarını bozmalısın
    • Onların Atalarının kabirlerini,mezarlarını ve tabutlarını tahrip ve yok etmelisin.
  4. Onların Ana babalarını,Çocuklarını ve tüm yakınlarını soyunu ve sopunu kurutarak tamamın yok edilmelidir.
  5. Bütün Bunları gerçekleştirmek için ilk önce onların tarihini yok etmelisiniz.

Modern Çin  Yönetimleri de Bu Çin Etnik Yok Etme Politikasını Israrla Sürdürmektedir

Çin’de 1644 yılından beri süren Çin’de Çing(Mancur)İmparatorluğu  1911 yılında devrilmiş ve  Cumhuriyet rejimi  kurulmuştur. Daha sonra iktidara gelen bütün Çin yönetimleri ; Sun Yatsen,YuanŞikey ve Cankeyşek  iktidarları de Türkleri Doğu TÜrkistan’da etnik olarak yok etme siyasetini devam ettirmişlerdir. Bu uygulama ilk önce  Uygur Türklerinin batı bölgelerinde uzun yıllar önce  Çin toplumundan ayrı kalmış ve  etnik olarak büyük Han  ırkının Müslüman olmuş ve Türkçe konuşan bireyleri olduğu yolundaki  aslı ve astarı olmayan Çin iddiaları ısrarla savunulmuş ama  bu sinsi Çin yalanları hiç bir zaman başarılı olmamıştır.

Mao Zedong En Büyük Çin Irkçısı  ve Han Şovenisti’dir

Doğu Türkistan’a hakim olan Çin rejimleri içinde bu Çin milli politikasını en  etkili  şekilde savunun ve uygulayanların başında aynı zamanda en büyük ve acımasız bir Çin Irkçısı  Komünist  Çin’in kurucu Lideri ve ilk Çin devlet başkanı Mao gelmektedir. 1949’da  Stalin’in askeri ve mali yardımı ile Doğu Türkistan’ı istila eden Çin Ordusuna  Verdiği gizli bir talimatname ile Doğu Türkistan’da ÇKP.yönetimine teslim olan 100 bin civarındaki  Çang Key Şek Ordusunu Doğu Türkistan’ın sınır boylarına Milis-Asker olarak yerleştirilmesini ve bunların bu ülke’de ebedi olarak kalmaları için ne gerekiyorsa yapmalarını emretmiştir.  Bu teslim olan eski etnik Çinli Askerlerden  oluşan bu yeni Paramiliter sömürge gücüne  Bingtüen  yanı sözde inşaat ve üretim ordusu adı verilmiştir.  ÇKP.ordusu’ndan emekli olanlar da bu yeni Paramiliter Sömürge gücüne ilave edilerek takviye edilmektedir.
Doğu Türkistan’ı işgal eden ve bu ülkeyi yönetmek üzere Pekin’den atanan yöneten bütün Çinli diktatörler geleneksel Çin Milli politikasını ısrarla devam ettirmişlerdir.

Günümüzde En Büyük Çin Irkçısı Şi Jingping ile Bölgesel  Diktatörü  Çin Çüvennggou 
Günümüzde geçmişi M.Ö.Çin yönetimlerine dayanan büyük Çin ırkçılığı  temelinde oluşturulan Çin  Milli politikalarının  Doğu Türkistan’daki uygulayıcıları ; şimdiki  Çin Lideri Şi ile onun DOğu Türkistan’daki eli ve kol çomağı ÇKP.bölge Diktatörü Çin Çüvenggou gelmeketedir.  Çin’deki ÇKP.diktoryasının bu tartışmasız ve hakimi mutlak  Hakimleri bu geleneksel  Çin Milli politikası  günümüzde de aynen devam ettirmektedirler.
Ağustos 2016’de Çin lideri Xi, Tibet’te hüküm sürmekte olan Çin Çüenggou adlı Hitayist  bir Çinli şövenist ve  Han Fenatığı  ÇKP.genel Sekreteri olarak atamıştır.
Bu Hitayist Diktatör Tibet’teki uygulamaları ile Tibet Canisi olarak tanınmaktadır.
Tibet’te budist Rahiplerin en çok kendilerini yakarak protesto etmeleri bu Tibet Canisinin zamanında gerçekleşmiştir.
Pekin,Bu Hitayist Nazı kafalı ÇKP. Genel Sekreteri Doğu Türkistan Türklerine Tibet’te kazandıkları tecrübeleri ile daha çok baskı,zulüm.etnik ayırımcılık,dini ve ırkı soykırım yapması için görevlendirmiştir.
Ağustos 2016’de Çin’in Urumçi’ye atanan Çin Nazisi, göreve başlarken ilk sözü şu olmuştur ; “ Biz Doğu Türkistan’ı su dolu bir kova gibi muhafaza edeceğiz.Kovadaki dolu suyun ne dışarıya taşmasına izin vereceğiz,ne de dışarıdan tek damla suyun  ilave edilmesine izin vereceğiz. Kova’daki suyun eksilmesi ve taşmasına kesinlikle izin vermeyeceğiz.” demiştir.
Doğu Türkistan’a yeni atanan Çin sömürge ve işgal yönetiminin başı Çin Çüenggou’nun son  son 10  aylık görev süresinde  Doğu Türkisitan’da hemen her ay onlarca kişinin hayatını kaybettiği ve yüzlerce kişinin yaralandığı kanlı etnik çatışmalar meydana gelmiştir.
Yıllardan beri yerel ÇKP.yetkililerinin keyfi uygulamaları ile,Namaz ve cami yasağı,Ramazan’da oruç yasağı ve diğer dini ibadetlere yasaklamalar  sürdürülmekte  idi.Ayrıca,Uygur Türklerinin geleneksel Milli bayaramları olan Nevruz Milli bölücülük ve ayrımıcılığı kışkırttığı gerekçesi ile yıllar önce yasaklanmıştı. Bayram ve Cuma namazların Çin işgal Ordusunun zirhlı araçlarının kuşatması altında ve silahlarının gölgesinde eda edilebiliyordu. Bu uygulamalar ÇKP.yönetimince “Aşırılığın 70 Türlü Tanımı= Alameti Farikası “ tanımlaması ile tarif ediliyordu.
Ancak,01 Nisan 2017’de yürürlüğe konan “Aşırılık ve Terörle Savaş yasası ile yıllardan beri  Çin’in kendi  yasaları çiğnenerek gayrimeşru olarak uygulanan bu yasaklar menzümesi yasal hale getirilmiştir.

7 Başlık 16 Bölüm ve 50 maddeden oluşan bu yeni  Yeni Aşırılık ve Terörle Savaş Yasasından sonraki Faşist Uygulamalar şunlardır ;

  1. Doğu Türkistan’da yaşayan bütün Uygur Türklerinin  pasaportlarına el konulmuş ve yurt dışı çıkışı engellenmiştir.
  2. Uygur Türklerinin Merkezi Çin’i gitmeleri izine bağlanmıştır.(İç Vize)
  3.  Sadece bölgenin yerli sakinleri olan Türklerin (Etnik Çinlilere değil)  bir bölgeden diğer bir bölgeye gitmeleri yerel ÇKP.yönetiminin iznine tabi  kılınmıştır.
  4. Eğitim ve öğretim başta olmak üzere ziyaret,ticaret,çalışma vebenzeri sebeplerle yurt dışında bulunanların Ülkeye dönmeleri istenmiştir.
  5. Yurt dışında öğrenim görmekte olan Öğrencilerin ise 20 Mayıs 2017’e kadar Ülkelerine geri dönmeleri yolunda ailelerinden  Taahhütnami ve Vaadnameler  alınmıştır.
  6. Özellikle Türkiye’de öğrenim görmekte olan öğrencilerin ana ve babaları Polis merkezlerine çağırılmakta ve polisler tarafından ve onların nezaretinde  Çoçuklarına telefon ettirilerek, eğitimlerini bırakarak geri dönmeleri yolunda baskı ve şantaj yapılmaktadır.
  7. Şimdiye kadar Türkiye’den bu şekilde ailelerine yapılan baskı ve şantaj sonucunda yaklaşık 100 civarında öğrencinin ülkelerine döndüğü tahmin edilmektedir.
  8. Geri dönen öğrenciler Urumçi veya giriş yaptıkları hava alanlarında gözaltına alınıp sorgulanmanka ve pasaportlarına el konulmaktadır.
  9. Türkiye’de şirket kuran,yatırım yapan veya resmi şekilde ticaret yapan Uygur Türkleri baskı ve şantaj ile geri çağrılmaktadır.Geri dönmedikleri takdirde ülkelerindeki mal ve mülk ve servetlerine el konulacağı ve nüfus kayıtlarının silineceği yolunda tehdit edilmektedir.
  10. Her ne sebeple olursa olsun geçmişe dönük yurt dışına çıkanlar “Terbiyeleş = Eğitim Merkez”‘ lerine kapatılımakta ve yurt dışında iken görüştüğü kişiler ve temas ettiği her hangi bir kurum ve kuruluş ile ne konuştuğu hakkında itirafname yazdırılmakta ve  binlerce kişinin katıldığı toplantılarda kendi kendilerini  eleştirmesi istenmektedir.
  11. Çin işgal yönetimi ile yıllardan beri kendileri ile işbirliği yapan ve kendi Milletine ihanet eden Uygur asıllı devlet memurları sebepler ve gerekçeler ileri sürülerek tutuklamakta ve mahkum etmektedir.
  12. Nitekim geçtiğimiz  Nisan ayında  72 yaşındaki  HOten Narbağ Cami İmam-Hatibi, ÇKP. Siyasi Danışma Konseyi üyesi ve İslam Dini Cemiyeti Başkan Yardımcısı Abdurrahim Karı bu yeni Aşırılık ve Terörle savaş yasasındaki Dini nikah akdinin  yasaklanmasına karşı  fikir beyan ettiği için  görevinden alınmış ve 3 yıl hapse mahkum edilmiştir.
  13.  Yine aynı şekilde Yarkent İslam Cemiyeti Başkanı ve Merkezi Altunluk Mescid İmam Hatibi Muhtar Hacı(55 yaşında) görevinden uzaklaştırılmış ve hapsedilmiştir.
  14. Müslüman Uygur Türklerinin Cami ve Mescitlere giderek ibadetelerini yasaklayan Çin yönetimi,cemaatı 15’den az olan Camileri yıkmakta,yıktığı Mescitlerin yerini Çocuk Parkı ,Camilerin arsasına ise, park inşa etmektedir.
  15. Sigara ve İçki içmeme,Tv. Ve radyoları izlememe de “Aşırılık ve Terörle Savaş” suçu kapsamına alınmıştır. Hoten’de Abdulcelil Tohtiniyaz adında bir ÇKP.yerel Genel sekreteri yaşlıların yanında saygıdan dolayı sigarasını söndürdüğü için görevinden alınmış ve cezalandırılmıştır.
  16. Çin’in Yeni Terör yasasına göre dini nikah kıymak,yeni doğan çocuğa ezan okuyarak isim koymak suç kapsamına alınmıştır. Bu dini ritüelleri yerine getirenler hapse mahkum edilmektedir.
  17. Doğu Türkistan’ın geleceği için en büyük tehdit ve tehlike Çinli göçmen yerleştirilmesi ve demografik asimilasyon tehlikesidir.1949’da Doğu Türkistan’daki Çinli nüfus oranı % 5 mertebesinde iken,günümüzde bu rakam % 50’e ulaşmıştır.
  18. Doğu Türkistan’ın bütün yer altı ve yer üstü kaynakları etnik Çinli göçmenlerin bu ülkeye yerleşmeleri için kullanılmaktadır.
  19. Doğu Türkistan’a göç ederek yerleşmek isteyen bir Çinli’ye 24 saat içinde işe yerleştirileceği vaat edilmektedir.Yeni yapılan bütün binalar ve konutlar Çinli göçmenlere tahsis edilmektedir.
  20. Çin yönetimi Doğu Türkistan’ı 19.yüzyılda batılı sömürgeci güçlerin yöntemlerinden daha beter, çok daha adaletsiz ve  insafsız,insanı hak,hukuk ve adalet duygusundan yoksun ve acımasız yöntemler kullanarak sömürmektedir.
  21. Çin’in son uygulamalarından biri ise,Doğu Türklerinin Türk ve Müslüman olmadıklarına inandırmak ve bu yalan ve asılsız söylemlere inanmalarını sağlamaktır.Nitekim Çin’in işbirlikçi Hoten Valisi Aziz Musa geçenlerde “ Biz Uygurlar Hunların veya Göktürklerin evladı değil,büyük Çunghua(Çin) Milletinin ahfadıyız.” tarzında  beyanda bulunmuştur.
  22. Sözde Özerk Bölge Halk Kurultayı Üyesi ÇKP.lı Gülnaz  Abdurrahman adındaki işbirlikçi ise, “Ben Uygurum ancak,Müslüman Değilim.” Söyleminde bulunmuştur.
  23. Uygur asıllı devlet memurları ve Bürokratlar bir biri ardı sıra “İtirafname ve Vaadnameler”  kaleme alarak kendilerinin Türk asıllı ve Müslüman olmadıklarını açıklamaya zorlanmaktadır.Bu ise,açıkça bir asimilasyon ve soykırım dayatmasıdır.
  24. Çin işgal yönetimi günümüzde Doğu Türkistan’da Müslüman Türklere topyekün savaş açmış bulunmaktadır.Çin bugün bu savaşta kimseden çekinmemekte ve korkmamaktadır.Çin’in tek korkusu yaptığı baskı zulüm ve insanlık dışı cinayetlerinin bu ve benzeri toplantılar ve basın yolu ile dünya’ya duyurulmasından son derece rahatsız olmakta ve çekinmektedir.
  25.  Çin,Uygurlara sadece Doğu Türkistan’da değil,Türkiye’de de baskı ve zulüm yapmaktadır.Doğu Türkistanlıları Türkiye’de ve diğer ülkelerde  çok yakından takip etmekte yeri geldiğinde şantaj,tehdit ve korkutma ile insanları susturabilmektedir.
  26. Türklüğü ve İslam dinini çağırıştıran isimlerin çocuklara ad olarak verilmesi ve kullanılması yasaklanmıştır.
  27. Doğu Türkistan’da sırf Türkiye sevgisi sebebiyle popülür olan ve talep edilen Türk mallarının satışı dahi yasaklanmıştır.
  28. Türk  filim ve dizilerini seyredenler 5-10 yıl arasında hapse mahkum edilmektedir.
  29. Geçtiğimiz yıllarda Turist Kafileleri ile Ülkemize gelen   ve Kurtlar Vadisi dizisinin yapımcı ve yönetmeni  Necati Şaşmaz(Polat Alemdar) ile  görüşen Doğu Türkistanlı sanatçı ve aydınlar tutuklanmıştır.
  30. Doğu Türkistanlı bilim adamları,edipler,şairler,sanatçılar ve  Türk kimliği,kültürü ve medeniyeti için çalışanların tamamı hapsedilmiştir.
  31. Türkiye’de çok Popülür olan  ve milyonlarca kişi tarafından  beğenilerek dinlenen ve seyredilen “Karşılaşınca= Uçraşkanda” şarkısının bestesi ve icracısı  ünlü sanatçı Abdurrahim Heyit geçtiğimiz aydan beri tutukludur.

NOT :  Bu  metin  05 Mayıs 2017’de Türk Ocakları İstanbul Şubesi’nde verilen ” Doğu Türkistan’daki Son gelişmeler” adlı konferastaki konuşmamızın   yeniden gözden geçirilmiş ve ilaveler yapılmış   halidir.)

Etiketler: » » » » » » » » » » » »
Share
1430 Kez Görüntülendi.