logo

trugen jacn

ÇİN’İN ÇİNVİRÜSÜ TEDBİRLERİ UYGURLARI KORUMAK İÇİN DEĞİL,ONLARI YOK ETMEK İÇİNDİR !

KÖRFEZ ÜLKELERİ  ÇIKARLARI İÇİN  ÇİN’İN  MÜSLÜMAN UYGUR SOYKIRIMINA  GÖZ YUMUYOR

UYGUR HABER VE ARAŞTIRMA MERKEZİ (UYHAM)

Çin işgal yönetiminin Doğu Türkistan’da yaşayan Müslüman Türk halkını sözde sağlıkları korumak adına aldıkları tedbirlerin onları korumak için değil,yok etmek için olduğu bildirildi.

Özgür Asya radyosunun Hong Kong merkezli Elementary News Ajansının bir haber yorumunu kaynak göstererek verdiği bilgilere Uygur bölgesinde Çinvirüsü salgının olmadığın iddia eden Çin İşgal yönetiminin bir süre önce aniden bölgede aldığı sert tedbirler bu konuda şüpheler ve çeşitli spekülasyonların ortaya atılması sonucunu ortaya çıkarmıştır. Bu korudaki yeni bilgilerin adı geçen Ajansın bazı Urumçi sakinleri ile yapılan görüşmeleri içerdiğini bildiriliyor.

Ajansın Makalesine göre Çin işgal yönetimi başkent Urumçi başta Uygurların çoğunlukta yaşadığı bazı büyük ve kalabalık kentleri karantinaya almış ve bu kentleri adeta 35 gün süre ile kuşatma altına almıştır. Uygurların kapıları mühürlenerek ve bazı evlerin kapıları dışarıdan normal olarak açılamayacak şekilde zencirlenmesi ve hatta kaynak yapılarak kapatılması bu evlerde yaşayanların dünya ile bağlantısını adeta kesmişti. Kanatina adı yapılan bu kuşatma sırasında kimse evini terk edemedi. Evlerin dış kapıları mühürlendiği veya zincirlenerek kaynakla kapatıldığı için bu kapıları zorla açanlar Çin işgal polislerince tespit edilir edilmez onları tutuklayarak bilinmeyen yerlere götürdükleri bilgisi yeralıyor. Hükümet kaynaklarına göre, bu sert ve acımasız karantina tedbirleri yer yer kırıldığı ve gıda ve diğer hayatı ihtıyaçlarının karşılanması noktasında her hangi bir aksama olmadığı iddia edildi.

Hastalar Ölüme Terk Edildi

Karantina tedbirleri adı ile Uygur yerleşim bölgelerinin kuşatma altına alınmasından sonra insanların sağlık sorunları dahi görmemezlikten gelindiği ibildirildi. Kuşatma altındaki Urumçi’de bazı Uygurların ağır ve ciddi hastalık teşhisi konmasına rağmen, abluka nedeniyle onların hastaneye götürülmelerinin engellendiği ve Sonuç olarak, bazı hastaların hiç bir sağlık müdahalesi yapılamadığı için çaresizce evlerinde öldükleri belirtildi.

Çin Karantina Sürecinde Çinvirusu Aşısı ve Bazı İlaçların denenmesinde Uygurları Zorla Kobay Olarak Kullandı

Çin’in sözde karantina tedbirleri süresince Uygurların gıda ihtıyaçlarını yeterince karşılamadığı,gıda fiyaatlarının aniden bir kaç kat arttırılması sonucu yeterli gıdaya erişemedikleri bazı fakir ailelerin haftalarca tek öğün yemekle yetinmek zorunda kaldıkları bildirildi.

Diğer yandan Çin işgal yönetimi kendileri geliştirdikleri Çinvirsü aşısı ile bazı adı belirtilmeyen ilaçları karantina altındaki Uygurlar üzerinde zorla denediği bildirdi.

Ajansın haberinde  bazı bölge sakinlerinin telefon röportajında ​​” Çin Hükümeti tarafından işkence görüyoruz. Şu anda bizim derdimiz Çinvirüsü salgını değil,Çin yönetiminin baskısıdır.” şeklinde konştukları ifade edildi.

Ajansa Uygur bölgesindeki dramatik durumu değerlendiren İsrail Kadima Partisi Knesset üyesi(Parlamenter) Roni Bar-On, bölgedeki Çin kuşatması sebebiyle insanların dışarı çıkmalarının   mümkün olmadığını açıkladı. İsrailli Parlamenter ayrıca Çin işgal yönetimine bağlı tüm polis güçleri, özel servisler ve ordu Birlikleri tayakkuz durumunda olduğu ve karantina tedbirleri adı altında kuşatılan ve evlerine zorla hapsedilen Uygurların en küçük tepki içeren eylemlerinin en ağır şekilde Çin devlet terörü kullanılarak bastırıldığını söyledi. Bölgede yaşayan insanların sürekli teşviş ve can korkusu içinde yaşadıkları ve korkufobisinin onların hayatlarının bir parçası haline geldiğini de ifade etti. Bölge sakinlerinin hala kendilerini korkudan kurtaramıyor çünkü insanlar virüsün tamamen yok olduğuna inanmıyor. dedi.

Hong Kong Ajansının haber analizini bölgede şimdiye kadar viral enfeksiyonların tespit edilmediği Karamay, Küytün ve Yultuz( Yıldız) gibi bazı önemli yerleşim bölgelerinde dahi benzer karantina ve kuşatma tedberlerinin alındığına dikkat çekerek ” İnsanlar bu bölgeleri asla güvenli bir yer veya barınak olarak görmüyorlar.” çarpıcı cümle ile sonlandırıyor.

Nurala Göktürk paylaştı: 15 Eylül 2020 Salı
Share
416 Kez Görüntülendi.