UYGUR HABER VE ARAŞTIRMA MERKEZİ(UYHAM)

 Geçtiğimiz yıllarda Çin’in Doğu Türkistan’da kurduğu Çin tipi Toplama Kamplarında baskı,zulüm ve işkencelere maruz kalan ve daha sonra yurt dışına çıkmayı başaran  Kamp Mağdurlarından Gülbahar Htivazı(Fransa) ile Kalbinur Sıddık   ABD kongresine bağlı Çin işleri  Komitesi’nin  özel oturumunda tanık olarak  ifade verdiler. Kamp mağdurları  Çin toplama kamplarında moruz kaldıkları bzulüm ve işkenceleri anlatırken, Çin’in işgalindeki Doğu Türkistan’da yaşayan  Uygur ve diğer Türk halklarına karşı  sürdürdüğ  baskı, zulüm soykırım  uygulamalarını de  dile getirdiler.  

Doğu Türkistanlı Uygur Türkü Kamp mağdurları ABD kongresinde  oluşturulan Çin Komünist Partisi (ÇKP) özel Komitesinin, 23 Mart 2023 tarihlı özel oturumunda tanık olarak ifade verdikleri bildirildi.

Özel Oturumda  bir Tercüman aracılığı ile  ifade veren  Kamp Mağdurları   Gulbahar Haitiwaji ile bir ÇKP Toplama  kampında  Çince  öğretmeni olarak görevlendirilen ancak daha sonraları tutuklanarak işkencelere tabu tutulan Kalbinur Sıddık’in yanı sıra, ABD Uluslararası Dini Özgürlükler Komitesi Başkanı  ve  Uygur asıllı  Hukukçu  Nuri Türkel, Toplama kamplarının ifşa edilmesi ve bu kamplardaki baskı,zulüm ve işkenceler hakkında araştırmalar yaparak dünyaya duyuran Alman asıllı  Araştırmacı Adrian Zenz  ile ABD Holokost Anıtı Müzesi’nden Naomi Kikoler da özel oturumda söz alarak  tanıklara sorular sordular ve ayrıca Çin’in soykırım uygulamaları hakkında da konuştular.

Naomi Kikoler : Soykırım konusundaki  çalışmaları ile tanınan  Naomi Kikoler,  Çin’in  “Eğitim Merkezleri” olarak dünyaya açıkladığı Uygur bölgesindeki Toplama Kamplarının, gerçekte  Uygur kökenli kadın ve erkeklerin  hapsedilerek baskı, zulüm ve çeşitli işkenceler yapıldığı  zulüm kampları olduğunu söyledi.

Dr. Av. Nuri Türkel : “Kongre, Uygur İnsan Hakları Politikası Yasası’nın tam olarak uygulanması için tüm gücünü kullanması gerektiğini  ve  ABD yönetiminin Uygur Türklerine uygulanan baskıya teknolojik yöntemlerle katkı sağlayan Çinli şirketlere yaptırım uygulaması gerekir.

Dr.Adrian Zenz :  Çin işgalindeki Uygur bölgesinde Çinli olmayan azınlık Müslüman Uygurlar ve diğer Türk halklarına yaptığı işkence iddialarını şiddetle reddederken,  bu Kampların ” Terörizmi, ayrılıkçılığı ve dini radikalizmi dizginlemek için “mesleki eğitim merkezleri” kurduğunu iddia ediyor. Gerçekte ise, bu tesisler Çin’in Uygur bölgesinde yaşayan  Çinli olmayan halklara yönelik baskı ve zulmün yapıldığı ve soykırım uygulamaları için kurduğu zulüm kamplarıdır. Çin yönetimi bu   toplama kamplarını   son zamanlarda  Önemli ölçüde genişletmiş olup, bu devasa tesislere yüz binlerce  kişinin   yeniden gözaltına alınarak hapsedildiği  tahmin edebiliyoruz.

Doğu Türkistan'daki Çin toplama kamplarında işlenen tecavüzü anlatmakta zorlandı - QHA - Kırım Haber Ajansı

Kalbinur Sıddık :  Kadınlara Erkek Çinli Gardiyanlar İşkence  Yapıyordu  

Çin işgal yönetimince Toplama kamplarında tutuklu Uygurlara Çince öğretmek için  görevlendirilen  ve daha sonra kendisi de tutuklanarak işkencelere maruz kalan  Kamp mağduru  Kalbinur Sıddık  tanık oldukları ile kendisine yapılan işkenceleri  göz yaşları içinde şöyle anlattı :

  • Kamplardaki  Uygur tutuklular elleri zincirlenmiş ve  ayakları prangalı olarak  çok küçük  ve karanlık  küçük hücrelerde tutuluyorlardı
  • Tutukluların her biri numaralanmıştı ve Kamp görevlileri onlara  bu numaraları ile  hitap ederlerdi.
  •  Özellikle geceleri Kampın  Çinli Gardiyanları  onları  numaraları ile çağırarak    sorgulanmak üzere götürürlerdi. Onlara işkenceler yapılıyordu.
  • Sorgulama  sırasında onlara acımasız ve vahşice işkençeler yapıldığını tutukluların  korkunç   feryatlarından ve çığlık seslerinden biliyorduk.
  • Masum Uygur kadın tutukluların  saçları sıfıra vuruluyor ve gri üniformalar giydiriliyordu,Üniformalarının üzerine de onların numaraları yazılı idi.
  • Etnik Çinli asker ve polisler aynı zamanda toplama kamplarında gardiyan olarak görev yapıyorlardı.
  •  Kadın tutukluları erkek Çinli gardiyanlar sorguluyorlardı. Sorgulama sırasında onlara etnik içerikli hakaretler ve aşağılayıcı sözler ve küfürler ediliyordu.
  • Uygur  kadın tutuklulara  şu işkence türleri yapılıyordu : – Elektrik  vererek işkence   2-  Kadın tutuklulara toplu tecavüz

Uygur Türkü Haitiwaji Çin'in toplama kamplarındaki sistematik işkenceyi anlattı

Gülbahar Hativacı : Toplama Kampında Uygulanan  İşkenceler Korkunç

Makina Mühendisi olan ve Ailesi ile birlikte Paris’te yaşamakta iken, emeklilik işlemleri için ülkesine gittiğinde  gözaltına alınan  Toplama kamplarına hapsedilen ve 2 yıl tutuklu kalan Gülbahar Hatıvacı’nin tanık olarak anlattıkları şöyle ;

  •  Uygur mahkûmlar eğitim adı verilen psikolojik işkence seanslarında  dillerini, dini inançlarını ve geleneklerini  inkara zorlanıyorlardı.
  • Çin’in Yeniden eğitim kampları adını verdiği bu Çin tipi Toplama Kamplarında tutulan mahkumlara her gün  toplamda 11 saat süre ile ” beyin yıkama dersleri”  veriliyordu.
  •  Tutuklular kendilerine verilen Yemekleri yemeden önce  yüksek sesle ÇKP rejimini övmeye Çin Komünist Partisi’ne minnettar olduğum  ve (Başkan) Xi Jinping’e  teşekkür ettiklerini  Çince olarak söyletiyorlardı.
  • Yemeklerini yedikten sonra da Çince övücü sloganlar tekrar ettiriliyordu. 
  •  9  kişilik bir hücreye 30 – 40 kişi  hapsediliyordu. Tutuklular  yer yokluğundan nöbetleşe uyuyabiliyorlardı.
  • Ben dahil, tüm Uygur tutuklular   yataklarımıza zincirli olarak  tutuluyorduk. Bu zincirli işkenceler  bazen 20 gün devam ediyordu.

Toplama Kampındaki  İşkencelerin Etkisinden Hala Kurtulabilmiş değilim

Gulbahar Hativacı,  Çin’in Toplama kampındaki  baskı ve işkencelerin etkisinden hala kurtulamadığı ve kendisini çok zayıf ve  tükenmiş olarak hissettiği belirterek şöyle konuştu : ”  Paris’te yaşayan  eşim ve kızımın Fransız yönetimi nezdindeki ısrarlı ve etkili girişimleri sonucunda  2019’da  kamptan kurtuldum  ve Fransa’ya aileme tekrar kavuştum. Çin yönetimi beni Kamptan serbest bırakırken “Toplama kampında tanık olduklarımı  asla  ifşa etmeyeceğime, tutukluların durumu  hakkında konuşmamam için bana  yazılı belge ”  imzalattılar. Bunun tersini yaptığım takdirde ülkemde yaşayan akrabalarına karşı misilleme yapacakları konusunda  şantajla tehdit edildim. Ancak, Toplama Kamplarında tanık olduklarımı  anlatmamın  hala  Toplama Kamplarında çeşitli işkencelere maruz kalan  ve hayatlarının baharında  çürütülerek yok edilen Kardeşlerim  adına konuşmamın vicdani bir sorumluluk olduğu için  konuştum ve bundan sonra Çin’in bu insanlık dışı uygulamalarını anlatmaya devam edeceğim.”

ABD Yönetimi de Kanada Gibi  Uygurlara Sığınma Hakkı tanımalı

Gülbahar Hativacı tanık olarak  yaptığı konuşmasında ABD Kongresi Üyesi Milletvekillerine de seslenerek  şu talepte bulundu . ” Sayın  Milletvekilleri, Çin’in baskı,zulüm ve etnik soykırımlarından canlarını kurtarmak için ülkelerinden kaçmak zorunda kalan Uygur sığınmacılar dünyanın dört bir yanından  hiç bir yasal güvenceye sahip olamadan hayatlarını Çin’in tehdit ve şantajlarına maruz kalarak sürdürmeye çalışıyorlar.  Bu yılın Şubat ayında Kanada Parlamentosu en az 10 bin  Uygur mülteciyi  göçmen olarak kabul  edeceğine dair bir yasa yı kabul etti.  ABD. yönetiminin de dünyanın çeşitli ülkelerinde  zor durumda  olan  Uygurlara sığınma hakkı  vermesini talep ediyorum.” dedi.

Lütfen  Türk Soylu Doğu Türkistanlı Sığınmacıları Kurtarın

ABD.yönetimi de Lütfen Kanada’nın yaptığı gibi dünyanın çeşitli ülkelerinde Çin’in şantaj ve tehditleri altında korku ve baskı altında  yaşayan  Uygurları ve diğer Türk mültecileri  bu sıkıntılardan kurtarınız. kurtarın. Lütfen ABD. şirketlerinin insanlarımızı gözetleme ve emeklerinden kâr elde etme konusunda suç ortağı olmaya devam etmelerini durdurun” ifadesini kullandı.

Temsilciler Meclisi’nin ÇKP  Özel Komitesi  Komitesi’nin Cumhuriyetçi başkanı Kongre Üyesi Mike Gallagher,  özel oturumun başlamasından önce gazetecilere şu açıklamayı yaptı : ” Çin’in Doğu Türkistan’daki  insanlık dışı uygulamalarının  “ÇKP liderliği altındaki dünyanın nasıl bir hal alacağına” dair bir  açık bir uyarı olarak anlaşılması gerekir.” şeklinde konuştu.