Kültür, inanç ve töre bakımından Uygur Türkleriyle Anadolu Türkleri etle tırnak gibidir. Aynı dili konuşur, aynı yemeği yer, aynı türküyü söyler. Düğünleri töreleri aynıdır. Dinsel yaşayışları ehl-i sünnet üzeredir.
İşgalci Çin rejimi vahşi materyalizmin bir başka boyutu olan, vahşiler vahşisi komünizm sisteminde ve özellikle sözde Uygur Bölgesel Komünist Parti Sekreteri Chen Quangua zamanında uyguladıkları vahşi zulmü, şimdiki kapital kominal çiftleşmesiyle melezleşmiş yönetim biçiminde de hala daha uygulamaya devam etmektedir.
Çin zulmü altında yaşayan Uygur Türklerine uygulanan şiddet ve baskılardan bazıları şunlardır:
- Bir Uygur kadını, kendi ırkı bir Uygur erkeğiyle evlendiği takdirde zorunlu olarak erkek ve kadın kısırlaştırılır. Zorla kürtaj yaptırılır. Çok yoğun bir gözlemle doğum kontrolü uygulanır.
- Uygur kadınları zorla Kısırlaştırma operasyonu olmaya zorlanır.
- 2017’den sonra Uygur aileler zorla dağıtıldı ve ortada kalan çocukları devlet eliyle dönüştürme eğitimine tabi tutularak Çinlileştirilir.
- Çinli erkekle evlenmek istemeyen Uygur kadınlarına suçlu muamelesi uygulanır. Bu yolla Uygur Türklerinin nesilleri yok edilmeye çalışılır.
- 2017’den beri Doğu Türkistan’da uygulamaya konulan “Aşırılık ve Terörle Savaş” kampanyası ile Doğu Türkistan dünyadan tamamen izole edilmiştir.Ülkeye giriş çıkışlar yasaktır. Bölgeye diplomatlar, araştırmacılar, basın mensuplarının girişlerine dahi izin verilmez.
- Uygur Türklerinin yurü dışında yaşayan aile ve yakınları ve dostları ile telefon veya internet üzerinden dahi iletişim kurmaları yasaktır.
- Uygur Türklerinin milli ve dini bayramlarını kutlama dahil Kültür ve geleneleklere yönelik hiç bir sosyal etkinlik yapamazlar.
- Türkçe eğitimden yasaklanmıştır. Her Uygur Türkü mutlaka Çince bilmek zorundadır.
- Ülkede bulunan yüzlerce yıllık tarihi Camiler, Medreseler tahrip edilerek ortadan kaldırılmıştır, Her kentte 1-2 camı göstermelik olarak bırakılmış ve turistler için müçe olarak kullanılmaktadır.
- Namaz kılmak, oruç tutmak, Kur’an-ı Kerim öğrenmek öğretmek başta dini faaliyetler yasa dışı olarak ilan edilmiş ve suç kapmasına alınmıştır.
- İşgalci Çin yönetiminin koyduğu kurallarına aykırı hareket edenler veya 2017’den önceki dönemde aykırı hareket edenler tutuklanır, Çin tipi toplama kamplarında esir olarak hapsedilirler. Kamplarda tutulanlar hakkında ailelerinin bilgi almaları imkansızdır.
- Çin İşgal rejiminin Doğu Türkistan genelinde Eğitim Merkezleri adı ile kurduğu bu Çin tipi toplama kamplarında esir tutulanların sayısı bağımsız araştırmacı ve uzmanların tahminlerine 2öre 1-3 milyon civarındadır.
Sözde Özgür Dünya,Türk-İslam Alemi Uygur Soykırımına Sessiz !…
Dünyanın gözleri önünde yaşanan bunca akıl almaz, vicdanlara sığmaz, insanlık dışı zulümlerle inim inim inleyen Uygur Türkleri’nin acılarını kimse görmüyor. Çığlıklarını kimse işitmiyor.
Bu konuda İslam coğrafyasında yaşayan iki milyar müslümanın neden gözleri yumulu? Neden kulakları sağır?
Kendisini uygar kabul edip dünyaya demokrasi ve insanlık dersi vermeye kalkan Batılı Beyaz Adam neden sessiz?
Hele hele dünyanın her yerinde Kedi Köpeklerin hakları için haykıran Hümanistler ile Türkiye’de demokrasi ve insan haklarını her fırsatta öncelediklerini iddia eden eşi ve benzeri olmayan kişiliksiz sözde insan hakları savunucuları ; neden Çin’in Uygur soykırımına sesiniz çıkmıyor ?
Ah Uygur’um Ah!…
Allah Seni Çin’in işgalinden ve soykırımından tez zamanda kurtarsın !Amin
Kaynak : Sayın yazarın sosyal medya(Facebook) paylaşımı Teşekkür ederiz.