logo

trugen jacn

BM. 45.TOPLANTISINDA ÇİN’İN TÜRKLERE KARŞI SOYKIRIM CİNAYETLERİ GÜNDEME GETİRİLDİ

Dünya Uygur Kongresi Temsilcisi Bayan Zumrat, BM İnsan Hakları Konseyi'nin 45. oturumunda konuşma yapıyor.  24 Eylül 2020, Cenevre.

UYGUR HABER VE ARAŞTIRMA MERKEZİ (UYHAM)

BM. İnsan Hakları Yüksek Konseyi’nin 24 Eylül 2020’de İsviçre’nin Cenevre kentinde başlayan 45. oturumunda tehdit altındaki halklar adına konuşan Dünya Uygur Kurultayı Temsilcisi Zümrüt Uygur Çin’in işgali altıdaki Doğu Türkistan’da yaşayan Uygur,Kkazak,Kıngiz ve diğer Türklere yönelik soykırım cinayetlerini gündeme getirdiği açıklandı.

BM İnsan Hakları Konseyi’nde bir buçuk dakikalık konuşma fırsatı verilen Zümrüt Uygur Uygurların karşı karşıya olduğu baskıyı vurgulamak için Çin’in soykırım cinayetlerini kısa başlıklar halinde ancak kapsamlı bir şekilde gündeme getirdiği bildirildi.

Genel Kurulda ayrıca ABD’de yaşayan ve babası Çin Nazi Kamplarında tutulan Uygur aktivist Behram Sinteş ile Çin Toplama kamplarında hapiste tutulan babası Kurbah Mahmut ile Çin Nazi Kamplarında tutulan Dr.Gülşen Abbas’ın kızı Ziba Murat da ebeveyinleri ile ilgili olarak tanıklık ettiler ve Konsey üyesi ülkelerin temsilcileri ile uluslararası toplumdan Çin’in bu insanlık dışı baskı ve zulmünü durdurmak için bir an önce harekete geçmeye çağırdılar.

BM.İnsan Hakları Yüksek Konseyinin 45. toplantısında söz alan DUK Temsilcisi Zumrüt Uygur şöyle konuştu ;

Sayın Başkan, ben burada tehdit edilen Milletler adına konuşacağım. Çin’in 71 yıl önce işgali altındaki Uygur bölgesinde yaşayan ve Çinli olmayan Müslümanlara yönelik baskı ve zulüm uygulamalarının şiddeti günümüzde soykırım noktasına ulaşmıştır. Üç yıldır Çin, Uygur bölgesindeki Din ve bilim adamları, Akademisyenler yazarlar,şairler sanatcılar ve hatta sporcular ile yüzlerce entellektüel aydınları eğitim adı altında Çin tipi toplama kamplarına hapsetmiştir.  Çin hükümeti keyfi olarak milyonlarca Uygur’u hapse attı ve onları sözde eğitim adı ile ÇKP’ye köle yapmak istemektedir. Müslüman Türklere ait  Camiler,ibadet mekanları,Türbeler mezarlıklar tahrip edilerek yok edilmektedir. Okullarda Uygur dilinin öğretimi yasaklanmıştır. Uygur aile yapısı zorla tahrip edilmekte ve aileler parçalanarak yok edilmektedir. Uygurlara yönelik şiddetli baskılar devam etmekte ve onların ulusal kimliklerini, kültürlerini ve toplumsal değerlerini yasaklayarak ve engelleyerek ortadan kaldırmaya yönelik baskılar yapmaktadır. Onları insan haklarından ve temel hak ve özgürlüklerinden tamamen mahrum bırakılmıştır. Yakın tarihli bir rapor, Uygurların nüfusunu üremelerini engelleyerek yok etmek için Uygur kadınlarının zorla kısırlaştırıldığını,kabul etmeyenlerin ise,Çin Nazi Kamplarına hapsedildiğini ortaya koymuştur.

Birleşmiş Milletler Çin’in Doğu Türkistan bölgesinde ortaya koyduğu böylesine ciddi bir kriz karşısında somut bir adım atmamıştır. En kısa zamanda bu acımasız uygulamaların sonlandırılması için acil olarak eyleme geçmesi gerekmektedir.
Doğu Türkistan’daki insani Kriz günden güne daha da kötüleşmektedir. BM İnsan Hakları Konseyi bu iğrenç suça karşı derhal girişimlere başlamalıdır. Bu konuda bazı ülkeler ile bir kısım uluslararası toplum üyeleri ve aktivistler Çin’in işlediği bu insanlık suçuna karşı tepkilerini ortaya koymakta ve protesto etmektedir. Ancak uluslararası kuruluşlar, özellikle Birleşmiş Milletler bu girişimlere önderlik etmelidir. Çin’deki koronavirüs salgını Uygur bölgesindeki durumu daha da kötüleştirmiştir. ÇKP yönetimi Doğu Türkistan Türklerine bir cehennem hayatı dayatmaktadır. Çin işgal yönetiminin bundan sonra ne yapacağı şu anda bilinmiyor.

Dünya Uygur Kongresi Başkanı Dolgun Isa, da BM İnsan Hakları Konseyi toplantısına katılanlara Doğu Türkistan’daki durum hakkında bilgi verdi, DUK Başkanı isa, bu yıl Ağustos ayında Dünya Uygur Kurultayı’nin bir heyet kurduğunu ve bu heyetin birçok ülkenin büyükelçiliğiyle irtibat kurduğunu ve onlara ülkesindeki insani krizi anlattıklarını de bildirdi. BM binası önünde bir çadır-Kamp kurduklarını ve Uygur kadınlarının zorla kısırlaştırılması cinayetleri ile Uygurların modern köle/İşçiliğe zorladıklarına dair bir fotoğraf sergisi düzenlediklerini de dile getirdi. DUK Başkanı Çin’in Uygurlara yönelik baskı ve soykırım uygulamalarından uluslararası toplumu haberdar etmek ve onları harekete geçmek için çaba gösterdiklerini de anlattı. Dolkun İsa, İnsan Hakları Konseyi de dahil olmak üzere Birleşmiş Milletlerin uluslararası ilişkilerdeki rolünün hala önemli olduğunu, bu nedenle Dünya Uygur Kongresi gibi kuruluşların veya temsilcilerin uluslararası topluluğun toplantılarına katılarak Uygur bölgesindeki insani krizi anlatmaları ve bu konunun ele almasının, farkındalık yaratmanın Uygur meselesini çözümünde önemli rol oynayacağını de bildirdi.

Behram Sintaş : Çin Babam Kurban Barat Hakkında Bilgi Vermeli

BM İnsan Hakları Konseyi’nin 21 Eylül’deki 45. oturumunda tanık olarak konuşan ve ABD’de yaşayan Uygur aktivist Bahram Sintaş da babası Kurban Mammut hakkında konuştu. Sintaş babasının  Xinjiang Kültürü dergisinin eski yazı işleri müdürü olduğunu ve 2 yıl önce Çinli yetkililer tarafından kaçırıldığını Çin’in babası hakkında bilgi vermesini talep etti.

Ziba Murat : Annemden haber alamıyorum ve Nerede Olduğunu da bilmiyorum

2 yıl önce Çin yönetimi tarafgından kaçırılan ve şimdi nerede olduğu bilinmeyen Dr. Gülşen Abbas’ın kızı Ziba Murat da ,25 Eylül’de düzenlenen konferansta annesi hakkında tanık olarak söz aldı. Ziba Murat ayrıca, din özgürlüğünün korunması konulu bir konferansta konuştu ve annesi hakkında ifade verdi. Ziba Konuşmasında annesinden 2 yıldan beri hiç bir haber alamadığını yakınlarda onun bir Çin tipi Nazı Kampmında hapeste olduğunu öğrendiğini bildirdi. Toplama kamplarında kalan birçok Uygurlar ile annesinin hayatından endişe ettiğini de belirtti.Kamplardaki kötü yaşam şartlarından dolayı her gün tutukluların acı içinde vefat ettiğini de bildirdi. Ziba Murat ayrıca BM.başta ülkeler ve uluslararası toplumdan Çin’in yurtiçi veya yurtdışında yaşayan Uygurlara yönelik baskı ve zulmüne, modern köle/İşçi uygulamalarına ve Uygurların içinde bulunduğu insani krize bir an önce son verilmesi için Çin’e baskı yapmalarını ve derhal harekete geçmelerini de talep etti.

Share
417 Kez Görüntülendi.