logo

trugen jacn

BİZ TÜRKLER…İMTİHAN… VE DOĞU TÜRKİSTAN…

Köşe Yazarları | Sonnokta Haber

Elşan KURBANLI

3.Yazı – Boykot, ekonomi ve sorular

Boykot konusu gelince birçok insanın yönelttiği sorulardan başlayalım: 1. Bir tek benimle ne olur ki? 2. 1.4 milyarlık nüfus üretim yapıyor, başkasına satarlar, biz kaybederiz. Elimize ne geçer? 3. En ucuz Çin malı, daha ucuzu mu var? 4. Pazar Çin malıyla dolu, elini neye atsan onlarınki. Başka ne alalım? 5. Bu malı zaten toptancı alıp getirmiş. Ben almazsam ne olacak? ve b. benzer sorular yöneltiliyor.

Öncelikle ilk sorumuzdan başlayalım ve soruyu birkaç açıdan cevaplamaya çalışalım.

  1. Çin malı almayan bir bireyin dolaylı yoldan bile olsa Çinin Doğu Türkistan’da gerçekleştirdiği cinayetlere katkısı olmaz (Çin malını üreten şirketin satıştan elde ettiği gelirin bir kısmını devlet bütçesine ödemesi ve bütçeye giren paranın Çin polisi ve askerine maaş olarak ödenmesi yoluyla) ve bireysel olarak vebalden kurtulur; Bu konuda 1933 yılında Nazilerin hakimiyete gelmesiyle Almanya’da Yahudilere karşı uygulanan devlet ambargosuna Avrupalı Yahudiler tarafından aynı boykot cevabının verildiğini hatırlayalım. Halbuki o yıllarda tıpkı bir üretim makinesi gibi çalışan Alman sanayisine, Avrupa’nın toplam nüfusunun 2%-ni bile oluşturmayacak kadar az olan Yahudilerin bu yanıtının bir şeyi değiştirmeyeceği aşikardı. Bu bakımdan boykot insani bir mesele olarak ilkesel bir duruş demektir.
  2. İkinci sorumuzun cevabı aslında çok basittir. Dünya artık birçok üretim merkezinin ürettiği ve arz bolluğunun yaşandığı bir pazara sahiptir. Belirli bir ürünü üreten sadece bir ülke olması ihtimali çok düşük olsa da böyle bir durumda paraza alternatif sunacak olan başka bir üreticinin ortaya çıkışı çok uzun sürmüyor.
  3. Çin malının ucuz olduğu iddiası artık günümüz gerçekliğini yansıtmayan basmakalıp bir düşüncedir. Öncelikle bir malın rekabetcil oluşunu sadece onun ucuza satılması belirlemez. Bundan başka artık yıllardır aynı kalitede bir ürünü en ucuza üreten üreticinin de Çin menşeli olduğu söylenemez. En azından çoğu kalemde kalite-fiyat denklemi dikkate alındığında Çin malının en iyi seçenek olduğu iddia edilemez. Buna ek olarak, artık orta sınıf vasfını kazanmış ve doğal olarak daha fazla maaş talep eden 350 milyonluk Çinli nüfus ucuza üretimi zorlaştırdığı gibi, nüfus politikaları nedeniyle yaşlanan Çin nüfusunun da en ucuz iş gücü teklif edemediği aşikardır. Karşılığındaysa Tayland, Bangladeş, Vietnam gibi ülkelerin bu boşluğu doldurduğu görülmektedir. Örneğin, Samsung telefonları Vietnamda, Dekatlon ürünleri ise büyük oranda Bangladeş ve Vietnam’da üretilmektedir. Ayrıca Çin malının ucuz olduğunu varsaysak bile sırf insani-ahlaki açıdan onu tercih etmememiz gerektiği de unutulmamalıdır.
  4. Dördüncü soru, onu yöneltenin kısa zaman kesitinde kısmen haklı olduğu bir sorudur. Fakat unutulmamalı ki, Çin malının az bir kesim tarafından dahi boykot edildiği bir ortamda pazar rekabeti ilkeleri kapsamında hemen alternatif üretici ve ürünlerin ortaya çıkacağı da eminlikle söylenebilir.
  5. Beşinci sorunun cevabı en kolaylarındandır. Meşhur müşteri her zaman haklıdır prensibine dayanırsak ürününün satışının neden düştüğünü araştıran, öğrenen ve bunu önlemeye çalışan ithalci ve toptancı başka kaynaklardan ürün temin edecek ve pazar kendi kendini düzenleyecektir. Satılmayacak malı ne ithalci ne de toptancı riske girip almaz. Kısacası, ben almazsam ne olur ki? sorusunun cevabı “bir daha ithal edilmez veya en azından ithal miktarı düşer” şeklindedir.

 

Elbette buna benzer başka sorular da olabilir fakat sadece müşteri her zaman haklıdır prensibi bile konuyla ilgili istenilen soruyu cevaplayacaktır. Burada müşterinin ilkesel oluşu kritik unsurdur diyebiliriz.

Devamı olacaktır

KAYNAK : http://www.sonnoktahaber.com/yazarlar/elsan-kurbanli/bizimtihandogu-turkistan/908/

Share
676 Kez Görüntülendi.