logo

trugen jacn

HRW. RAPORU : ÇİN’İN UYGURLARA YÖNELİK BASKI VE ZULMÜNDE HİÇ BİR İYİLEŞME YOK!

meschit-xitaylashturush-AFP.jpg

UYGUR HABER VE ARAŞTIRMA MERKEZİ(UYHAM)

İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW)’nün  2023 yılı yıllık raporunda Çin’in işgalindeki Doğu Türkistan’da yaşayan Müslüman Türklere yönelik  yönelik yaygın  baskı,zulüm ve etnik soykırım uygulamalarının şiddetinin azaldığı veya  durdurulduğuna  dair hiçbir kanıtın olmadığı bildirildi.   

Yılda bir kez yayınlanan yıllık raporda, Uygurların durumuna ayrılmış özel bir bölüm yer alıyor ve Uygurlara yönelik devam eden, insanlığa karşı suç oluşturan kitlesel zulme ve Uygurların toplu olarak serbest bırakıldığına dair hiçbir kanıt bulunmadığı belirtiliyor. Ayrıca, bölgede diğer Türk halkları cezaevlerinde ve kamplarda hapsedildiği kanıtları ile birlikte yer alıyor. ve Geçen yıl da ünlü Uygur  Halk bilimci ve antropolog Dr. Rahile Davut’un “ulusal güvenliğe tehdit oluşturma” suçundan ömür boyu hapis cezasına çarptırıldığı ve bunun ise kabul edilemez ve haksız bir cezalandırma olduğu belirtiliyor.

Raporda ayrıca Çin hükümetinin “İslam’ı Çinlileştirme ” uygulaması ile   Uygurları  dini asimilasyona zorladığı ve hükümetin şu anda bölgede turizmi teşvik ettiği ve ziyaretçilere yasaklanmış  Uygur kültürünün “sterilize edilmiş ve ‘kontrollü ”  bir versiyonunu sunduğu ve bu yolla kazanç elde ettiği bilgisi de yer alıyor.

İnsan Hakları İzleme Örgütü(HRW)’nün  2023 yıllık raporu 11 Ocak 2024’de yapılan özel bir basın toplantısı  ile açıklandı. Raporda  Çin’in  Uygurlara yönelik baskı, zulüm ve insanlık suçlarına  defalarca değiniliyor ve  Özellikle uluslararası toplumun Uygur meselesine yönelik zayıf yaklaşımı  özellikle vurgulanarak eleştiriliyor.

İnsan Hakları İzleme Örgütü Başkanı Tirana Hassan’ın açıkladığı rapor ana başlıkları ile şöyle ; 

  1. Ülkelerin İsrail-Hamas çatışmasına verdiği tepki ile  Çin’in Uygurlara yönelik baskılara   gösterdiği barız farklılıklara vurgu yapılıyor ve bu durum eleştiriliyor.
  2. 2023 yılının insan hakları ihlalleri ve  savaşlar  nedeniyle derin  acılar ve büyük maliyetlerle dolu bir yıl olduğu belirtiliyor.
  3. İsrail ile Hamas arasında  ve Sudan’da yaşanan çatışmaların yanı sıra Ukrayna, Burma, Etiyopya ve Afrika’nın kıyı bölgelerinde devam eden çatışmalar büyük acılara neden olduğu bilgilisine yer veriliyor.
  4. . İnsan haklarının geliştirilmesinde rol oynayan hükümetlerin , insan haklarının korunması ve  uygulanmasında  farklı standartlar benimsemiştir. İsrail hükümetinin Gazze’de sivillere karşı işlediği savaş suçlarını kınayan hükümetler, Çin’in Uygur bölgesinde  insanlığa karşı işlediği suçlar konusunda sessiz kalmaları  eleştiriliyor. Bu tür  adil olmayan çifte standartla yaklaşımların  insan haklarını korumaktan sorumlu kurumlara olan güveni yok ettiği ifade ediliyor.
  5. Hükümetlerin diplomaside insan hakları ilkelerine dayalı uzun vadeli ilişkilerin faydalarını göz ardı ettiği ve bunları kısa vadeli ticaret veya güvenlik uğruna feda ettiğini kaydediliyor.
  6. Hükümetlerin  yükümlülüklerini yerine getirirken seçici   ve farklı davrandıkları ve   bu durumun insan hakları  konusunda Suistimaller, krizler ve savaşlar suçların daha da yaygınlaşmasına ve  İnsanlık suçu işleyen kötü yönetimlerin cesaretlendirilmesine zemin hazırladığına vurgu yapılıyor.
  7.  İnsan Hakları ve  hukukun korunmasında Uluslararası düzeyde insan haklarının ahlaki temele  uygun hareket edilmesi, olaylar karşısında  tutarlılık ve kararlılık gerektirdiği hususları da özellikle ifade ediliyor.
  8. İnsani krizlerin 2024’te sona erdirilebilmesi için  insan hakları ihlalleri konusundaki Çifte standarta son verilmesinin gerekliliği  ve önemi  hususları belirtiliyor.
  9. Çin’deki insan hakları ihlallerinin 2023 yılında daha da  derinleşerek ve yaygınlaşarak devam ettiği,Çin’in Uygurlara yönelik  uygulamalarının “insanlığa karşı suç” teşkil eden suçlar  olarak  tanımlanıyor.
  10. Yurtdışında yaşayan Uygurların ülkelerindeki  aile ve yakınları  ile  iletişim kuramadıkları bunun ise bir haberleşme hakkı olduğu  belirtiliyor.
  11.  Uygur bölgesinde ana dillerini, kültürlerini ve dinlerini savunanların  cezalandırıldıkları ve onların “Bölücülük” suçlaması ile  “ağır hapis cezalarıyla cezalandırıldığı” belirtiliyor.
  12. HRW Başkanı  Tirana Hasan, basın toplantısında , Uygurlara yönelik Çin’in baskı ve zulmünün  hafifletildiğine dair bir kanıtın bulunmadığını da vurguluyor.
  13. Çin’in Uygurlara yönelik baskı ve zulmünün devam ettiği Özellikle Çin’in   “Yeniden eğitim kampları” olarak tanımladığı Çin tipi Toplama Kamplarına dikkat çekiliyor.
  14. Son zamanlarda Çin yönetiminin Toplama Kamplarını kapattığını iddialarının uydu görüntüleri ile bazılarının kapattığını gösteriyor. Ancak Uygurlara yönelik kapsamlı zulmün durduğuna dair hiçbir kanıt bulunmadığı  bilgisine yer veriliyor.
  15. Çin’in işgalindeki Uygur bölgesinde yaşayahn  Uygurlara ve diğer Müslüman uluslara yönelik baskının daha da kötüleştiğin dair kanıtlar görüldüğü, gözaltına alınanların/Kaçırılanların Toplama kampları  yerine cezaevlerine kapatılarak merkezi sisteme entegre edildiği  ifade ediliyor.
  16.   Kendilerine ulaştığımız ve tanıştığımız  Uygurların  çoğunluğunun  tutuklu ve hapisteki aile bireylerinin nerede tutuldukları, ceza süreleri ve sağlıklar Vb. özel durumları  hakkında   doğru ve inandırıcı bilgilere sahip olmadıkları ve onların akibetlerinden derin endişe içinde olduklarını ifade ettikleri de bildiriliyor.
  17. 2023  yıllık raporunda Uygurların Çin hükümetince orantısız,sert  ve çok ağır şekilde  cezalandırıldıkları  de belirtiliyor.
  18. Çin’in Henan eyaletinin  Shangqiu Teknoloji Enstitüsü öğrencisi Uygur  Kamila Wahit’in durumuna  da yer verilen raporda  Kendisinin yargılanması ile ilgili  çarpıcı  bilgilere de yer  alıyor
  19. 2022’de Çin Mahkemesi  Çinli  aralarında Sao Jixin, Li Yuanjing, Jay Dengruy ve Li Siqi’nin de bulunduğu Beyaz Kitap Hareketi’ne katılan bazı protestocuları kefaletle serbest bırakmıştır. Ancak Mart/2022’de   aynı gurup içinde olduğu iddia edilen  Uygur üniversite öğrencisi Kamile Vahit, sırf protestoların görüntülerini internette paylaştığı için “aşırılığı teşvik etmek” suçlamasıyla üç yıl hapis cezasına çarptırıldığı bu ceezalandırmada da etnik ayırımcılık yapıldığı bilgisi de yar alıyor .
  20. Çin’in baskısından kaçarak Tayland’a sığının ve Tayland’daki bir göçmen gözaltı merkezinde dokuz yıl  tutuklu kalan 2 Uygur sığınmacının  Şubat ve Nisan 2023’te  ölümü ve Çin’den kaçarak Pekin’in etkisi ve güdümü  altındaki ülkelerde sıkışıp kalan Uygurlar da dahil olmak  dünyanın çeşitli ülkelerinde yaşayan  Uygurların  Çin yönetiminin sınır aşan baskı ve tehditlerine (sınır ötesi baskılarına) maruz kaldıkları da  vurgulanıyor.
  21. İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün bu  ve benzeri önemli raporlarının, Çin’in baskı ve zulmünün  “Evrensel Periyodik İncelemesi “çerçevesinde  değerlendirilmesi ve  Birleşmiş Milletler tarafından  23 ve 24 Ocak/2023  tarihlerinde yayınlanan bu konudaki   rapora atıf yapıldığı  belirtiliyor.
  22.  Bu ve benzer diğer raporların  Çin’in  bu tür sınır aşan ” baskı ve zulüm ve diğer suçların” ortadan kaldırılmasına yönelik bir dizi  girişim ve  faaliyetlere  esas alınabileceği bildiriliyor.

HRW Asya Direktörü Maya Wang : Bu ve benzeri  Raporlar  Sorumluluk  Noktasından Çok Önemli 

Özgür Asya radyosuna yayınlanan bu yeni rapor ile ilgili  konuşan İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün Asya  Bölgesi  Direktör Yardımcısı Maya Wang, 11 Ocak’ta  açıklanan  bu raporun  Çin yönetiminin Uygur bölgesinde etnik Müslüman Türklere yönelik baskı ve zulüm uygulamaları konusunda  Çin’i sorumlu tutma fırsatı verdiğini belirtti ve ” İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün yıllık raporu BM.lerin  Çin’in bu yılki BM Kapsamlı Periyodik Çin İncelemesinden öncesi yayınlanması önem taşımaktadır. BM. ve diğer Hükümetlerin,  insan hakları konusunda Çin hükümetini sorumlu tutmak ve bu hak ihlalleri konusunda   sorular sormak fırsatı verecektir. BM.lerin bu rapor içeriğinde yer alan hususlar konusunda  4 yıllık periyodik inceleme fırsatını değerlendirmeleri gerektiğini düşünüyorum. Çin hükümeti  Uygurlara karşı  yine aynı şekilde  ciddi suçlar işlemeye devam ederse ve bu konuda  sorumlu tutulmazsa ,  işlediği her suçun yanına kar kalacaktır. “sözleri ile değerlendirdi.

İnsan Hakları İzleme Örgütü de  yayınladığı bu 2023 yıllık raporunda, Mayıs 2023’te BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Turk’un Ağustos 2022’de  BM.lerce açıklanan Uygur raporunda yer alan  ve Çin hükümetinin Uygurlara yönelik eylemlerinin ” Oluşturulması Muhtemel özet raporun “somut olarak takip edilmesi” çağrısında bulunuyor. Ayrıca, yayınlanan bu yeni  rapor hakkında henüz BM İnsan Hakları Konseyi’ne bilgi vermediğini ve ilerlemeye yönelik herhangi bir somut planın ana hatlarına yer ver verilmediği  ancak taviseyeler kısmında  önerilen hususların pratikte uygulanması veya bölgede yaşayan Uygurlar ve diğer Türk halklarına yönelik baskı ve zulme son verilmesi çağrısı de yapılıyor.

Share
271 Kez Görüntülendi.