logo

trugen jacn

DÜNYANIN KAYITSIZLIĞI, KORKU VE ÇARESİZLİK, UYGURLARI ÇİN ZULMÜNE ALIŞTIRDI

Doğu Türkistan’dan son günlerde yurt dışına çıkmayı başaran ,ülkesindeki aile ve yakınlarının güvenliği nedeniyle ” Cemal”  takma adını kullanan  Uygur Türkü  Doğu Türkistan’daki  son  gelişmeleri  dünya medyasına : ” Çin’in Uygurlara yönelik soykırım cinayetleri ile insanlık suçlarına karşı Türk-İslam dünyasının sessizliği, Uygar dünyanın  kayıtsızlığı Çin’in soykırım ile yok olma tehdidindeki Uygurları  yalnızlık, ümitsizlik, korku ve çaresizliğe  alıştırmıştır.” dikkat çeken ve çarpıcı cümleler ile açıkladı.

UYGUR HABER VE ARAŞTIRMA MERKEZİ(UYHAM)
Çin’in işgalindeki Doğu Türkistan’dan  yabancı uyruklu eşinin  bu durumundan yararlanarak  yurt dışına çıkabilen bir Uygur Türkü ülkesinde yaşayan ailesi ve yakınlarının hayatlarının tehlikeye girmemesi için   “Cemal” takma adını kullanarak ülkesindeki son durum hakkında medya konuştu.  Cemal adlı Uygur Türkü Doğu Türkistan’daki son durumu ve Uygur Türklerinin Türk dünyası ile İslam aleminden beklentilerini  şu çarpıcı sözlerle açıkladı : ”  Çin Komünist İşgal yönetimi 1949’dan beri işgal altında tuttuğu Doğu Türkistan’da yaşayan Uygurlara karşı tam bir etnik soykırım politikası uygulamaktadır. Çeşitli yol ve yöntemlerle milli ve dini kimliklerinden koparamadığı bu ülkenin gerçek sahiplerini günümüzde  açıkça fiziksel  soykırımla toptan yok etmek istemektedir. Çin’in Uygurlara yönelik soykırım cinayetleri ile insanlık suçlarına karşı Türk dünyasının kör ve sağır kalması, İslam dünyasının sessizliği ve uluslararası toplum ile  Uygar dünyanın  kayıtsızlığı Çin’in soykırım ile yok olma tehdidindeki Uygurları  yalnızlık, ümitsizlik, korku ve çaresizliğe  alıştırmıştır.” sözleri ile açıkladı.
 Doğu Türkistan’dan Aralık ayının sonralarında ayrıldığı bildirilen “Cemal” adındaki Uygur Amerika’nin Sesi (VOA) radyosuna  şöyle konuştu : ” Ülkemden 2 hafta önce ayrıldım, Memleketimdeki aile bireylerinin güvenliği nedeniyle gerçek adımı açıklamayacağım. Yabancı uyruklu eşim dolayisiyle  Pasaport almayı başardım. Çok zor şartlar altında  onlarca  inceleme,  kontrol ve onaydan sonra  ancak, pasaport  alarak yurt dışına çıkabildim. Çin hükümeti Uygurlara yönelik kapsamlı baskı ve zulüm  politikası nedeniyle  Uygurlara pasaport vermeyi yasaklamış ve yurt dışına çıkmalarını  bu şekilde engellemektedir. Ben de Pasaport alabilmek için yıllarca çok zorlu  süreçlerden geçtim.
Cemal takma adı ile konuşan Uygur Türkü Doğu Türkistan’daki son gelişmeleri şöyle anlattı :
  1. Çin işgal yönetimi geçtiğimiz yıl yıllardan beri Toplama Kamplarında tuttuğu  bir kısım Uygurları  Uygur bölgesi  veya  merkezi Çin’deki fabrikalarda  ve üretim tesislerinde zorla Köle/İşçi olarak çalıştırmak üzere  naklettiler
  2. Toplama  Kampına hapsedilen ve sanra  serbest bırakıların hiç birisine   eski işlerine dönmelerine izin verilmiyor. Onlar işsizlik ve açlık ile boğuşuyorlar.
  3. Üniversiteden  tanıdığım ve bize ders veren  bir edebiyat profesörü Hocamın kamptan çıktıktan sonra çalıştığı Üniversitenin  kampüsündeki  gözlem odasında güvenlik görevlisi olarak  çalıştığına şahit oldum.
  4.  2017’den beri Toplama Kamplarında hapsedilenler  zaman zaman serbest bırakılıyor. Ancak, bir süre sonra tekrar tutuklanarak kamplara atılıyorlar
  5. Tanıdığım bir üniversite öğretim üyesi  2022’den önce iki kez tutuklandı, ancak  geçtiğimiz yıl tekrar üçüncü kez gözaltına alınarak kampa hapsedildi. Ancak,   nerede tutulduğu hakkında  ve başına gelenlerden  ailesinin hiç bir bilgisi yok.

Doğu Türkistan’daki Son Durumun Özeti : Ümitsizlik,Çaresizlik ve Korku

 “Cemal” takma adın ile açıklamalar yapan Uygur doğu Türkistan’daki son durumu şu sözlerle  sonlandırdı :  ” Mayıs 2022’de dönemin BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Michelle Bachelet’nin Urumçi’yi  ziyaret ettiğinde  ben de bu kentte idim. Çinli işgalcılar, Başkomiser Bacahlet’i  Uygurların çoğunluk olarak yaşadığı Tenritagh bölgesini  Kovid salgını bahanesiyle  Karantina Kuşatması altına aldılar. Bunun amacı Uygurların Michelle Bachelet ile bir şekilde temas kurmasını veya bizzat onu görmesini veya  görüşmesini engellemekti.

Doğu Türkistan’da yaşayan  Uygurların  son 2022’deki durumunu  ve yaşamlarını  özetleyecek olursam,  onların normal hayatı ve olağan yaşantısı  ümitsizlik, korku  çaresizlik ortamına alışmış durumda. Onlar Kardeşleri, Soydaşları, Dindaşları ve insandaşlarından adeta ümidini kesmiş durumdalar ve bu hayatı   normal  olarak  karşılıyor ve kabul  etmek zorunda kalıyorlar.” şeklinde konuştu.

Share
5673 Kez Görüntülendi.