logo

trugen jacn

KOMÜNİST ÇİN’İN MÜSLÜMAN UYGURLARA KARŞI ACIMASIZ VE KORKUNÇ BASKI VE ZULMÜ

Çin'de Uygur Müslümanlarının Korkunç İstismarı  

UYGUR HABER VE ARAŞTIRMA MEERKEZİ(UYHAM)

 Çin devlet  Başkanı Xi Jingping geçtiğimiz günlerde  1949 yılından beri  Çin’in işgalinde bulunan  Doğu Türkistan’a (Uygur bölgesine) anı ve bir günlük ziyarette bulundu. Başkent Urumçi’de ” İslam Çinlileştirilmeli ve Çin’deki İslam,  Çinli olmalı’ dedi. Ziyaretinde Çinli   yetkililerle görüştü ve  bütün dinlerin ” Sosyalist Topluma Uygun “hale getirilmesi gerektiğini   söyledi.

ÇKP Lideri Xi sürekli olarak  toplum üzerindeki sıkı  denetimi ve baskıları  ve özellikle  Müslümanlara baskı yapmak ve onları “yeniden eğitim kamplarında” alıkoymakla suçlandığı bilinimektedir.

Çin Komünist Partisi (ÇKP) İslam’ı “Günahkarlaştırmak” için  son 15. beş yıllık planını uygulamaya koyduğundan beri, Çin yönetimi Uygur bölgesindeki Müslümanlara ait Cami ve diğer ibadet mekanlarının çoğunu yıkarak yok etti. Tarihi değeri olanları ise  kültür merkezi,Restoran ve bar gibi amaç dışı mekanlar olarak kullandırdı.  Bu şekilde yıkıma  uğratılan veya  amaç dışı kullanılan sayısız Cami  bulunmaktadır.

Ancak,  Çin’in ibadet mekanlarına yaptığı yıkım ile zulüm, burada bitmiyor.2017’den beri ülke genelinde kurduğu yüzlerce  Çin tipi Toplama Kamplarında  tahminen  3 milyon civarında Müslüman Uygurlar hukuksuz ve suçsuz olarak göz altında tutuluyor.

Çin,  uluslararrası toplumu inandırabilmek için bu kampların “Eğitim Merkezleri olduğu iddia ediyor.Ancak,bu toplama kamplarından sağ kurtulabilenler  bu Kampların sözde “Yeniden eğitim kampları’ değil, her türlü baskı, zulüm ve işkencelerin uygulandığı  ve  “Hapishanelerden daha kötü mekanlar ”  olduğunu doğruluyor.

İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) , Çin’in kuzey batısındaki  Uygur  eyaletindeki en büyük azınlık etnik grubu olan Uygurların yoğun gözetime tabi tutulduğunu ve DNA ve biyometrik örnekler vermeye zorlandıklarını belirtiyor.  Türkiye, Türkistan Cumhuriyetleri ve bazı İslam ülkelerinin de içinde bulunduğu en az  26 ülke  “Hassas ülkeler” olarak tanımlanıyor ve bu ülkelere geçmişte ziyaret edenler ile bu ülkelerde akraba ve yakınları  olan herkes  “Potansiyel Şüpheli-Suçlu” olarak   tutuklanarak bu kamplara zorla hapsediliyor.  Birçoğu,  normal ve sıradan  islam dini inancından veya  dini ve milli kültürürün izlerini taşıyan resim,işaret ve simgeler kullananları da “Terörcü-Aşırı Fikirlere Sahip” damgası  ile tutuklanmışlardır.  Geçmişte Müslüman nüfusa sahip ülkeleri ziyaret  edenler de bu katogoriye alınıyorlar. Erkeklerin Sakal bırakmaları ise,  “Dini aşırılığı tetiklemek ve onun   etkisi altında kalmak olarak algılanıyor.

Cenazelerin islam dini kurallarına göre defedilmesi de aşırılık olarak kabul ediliyor. Belgelerde  Uygur  etnik ve dini kimliğinin ifade edilmesi de  yasadışı olarak  tanımlanıyor. belirlediler.

Çin tipi toplama kamplarına hapsedilen tutuklular zorla  Mandarin Çincesi öğrenmeye ve etnik kimlik ve dini inançlarını eleştirmeye veya reddetmeye yönlendirilirler.

Yaklaşık yarım milyona yakın Müslüman çocuk ailelerinden zorla  koparılarak yatılı okullarda  Çinli öğretmeneler tarafından etnik Han Çinlisi olarak dönüştürülüyor.

Toplama kamplarındaki tutuklu Uygurlar Köle/İşçi olarak zorla   çalışmaya tabi tutuldular,.

Kamptaki Uygur Kadınların çocuk sahibi olmalarını önlemek için onların  adet dönemlerini durdurmak için zorla ilaç veriliyor.

Toplama kamplarında kalan tutuklu genç kadınlar Çinli asker ve Gardiyanlar tarafından sistematik olarak cinsel taciz ve tecaüvze uğuruyor

Toplama kamplarından sağ kurtulabilen kadınların ifadelerine göre kendilerinin Çinli asker ve   gardiyanlar tarafından toplu tecavüze uğradıklarını bildirdi.

BBC başta bir çok medya organı ile Küresel Haber Ajanslarında geçtiğimiz aylarda hackerler tarafından elde edilen Sincang Polis Arşiv Belgeleri” yayınlandı.  İfşa edilen bu Çin polis arşiv belgelerinde  Çin’in   toplama kamplarına hapsettiği Uygurları   çeşitli insanlık dışı işkenceler ile nasıl  paramparça ederek katlettiklerini belgeleri ile birlikte ortaya koşmuştur.  Sincan Polis Dosyaları olarak bilinen bu sızdırılmış gizli ÇKP belgeleri , kimliği belirsiz bilgisayar korsanları tarafından elde edildi ve yetkililerin “Mesleki Eğitim Merkezleri” olmak için ısrar ettiği toplama kamplarının  birer kötüden de öte birer  Hapishaneler olduğunu ortaya koymuştur.

Bu Çin Polis belgeleri arasında kamplar ve Hapishanelerde uygulanacak Kural ve yönetmelikler tüm ayrıntıları ile yer alıyor. Bu belgelerdeki dosyalar arasında  Korkunç  talimat ve emirler de yer almaktadır :

  • Toplama Kampları ve Hapishanelerden kaçmaya çalışan herhangi bir  tutuklu Uygur’u  derhal vurun ve öldürün !
  • ÇKP’nin emirlerine karşı gelen veya itiraz eden tutuklu ve hükümlülere asla acımayın !
  • Çin’in bu polis belgelerinde yer alan klavuzlarda Çin’in Vur-Öl politikası bütün açıklığı ile ortaya konuluyor.

Sincan Polis belgelerinde  ayrıca Uygur kimlik ve kültürürü ile  dini inançlarını konu alan  herhangi bir ifadesinin nasıl hedef alındığı bunları  hedef alan bir politikaya yönelik sağlam kanıtlar de yer almaktadır.

Sincan Polis Belgeleri olarak adlandırılan sızdırılmış bu gizli belgelerde   ÇKP’lı yerel yöneticilerinden başlayan  ve en üst konumda bulunan ÇKP Genel Sekreteri ve Çin devlet Başkanı ve Çin lideri Xi Jinping’e kadar uzanan sıkı  bir emir komuta zinciri ile dikkatle takip edildiği hususu de açıkça görülüyor.

Uygur tutukulular Çinli bilim insanları tarafından labratuvarlarda kobay (denek) olarak kullanılıyor. Nitekim Urumçi’nin Tumşuk bölgesinde  Çinli bilim adamları, bir DNA örneği kullanarak bir kişinin yüzünün görüntüsünü   değiştirmek ve yeniden oluşturmak için bur tutuklu Uygur’u denek olarak kullandığı ortaya çıkmıştır.

Çin yönetimi Uygurların tüm hareket ve faaliyetlerini takip ve gözetlemek için onlar için özel bir Yüz Tanıma Tteknolojisi geliştirmiş bulunuyor.

Çin yönetimi bu tanıma sistemini kullanarak  insanları etnik kökenine göre  tesbit etmek ve ona göre yeni yöntemler uygulamak için  kullanılıyor

Uygurların DNA’larının tesbit edilerek  veritabanı oluşturularak  her bir bireyin Uygur olup olmadığını  tesbit ve anlamak için kullanılıyor.

Çin yönetimi Uygurlara yönelik bu uygulamaları ile Bilim etiğini kişisel   mahremiyet sınırlarının ötesine  taşıdığını ve  bu bilgileri  “Uygurları  avlamak için kullanılan teknolojiler” yaratmakla suçlanıyor.

Müslüman Uygurlara dini  söylemler yerine ÇKP ve onun Liderlerini öven sözler kullanmaları  için  telkinler dayatılıyor

Müslümanların Allah’ı  zikretmek, övmek ve yüceltmek için söylediği geleneksel “Allah Ekber” (Tanrı büyüktür) yerine ” ÇKP Ekber = Komünist Parti  En Büyüktür!” sözünü söylemeye zorluyor.

Çin yönetiminin  “Yeniden eğitim kampları” adını verdikleri bu Çin tipi Nazi/Toplama Kamplarında  tutuklu Uygurlar   yavaş yavaş ancak,  acı ve isitirap içinde ölmeleri isteniyor.

Toplama kamplarında ölümlere yol açan  Fiziksel ve zihinsel işkence, dayak, kalabalık  ve Tek kişilik karanlık  hücreler, tuvaletsiz mekanlar ve ne olduğu bilinmeyen  ilaçlar zorla içirilerek ” ilaç tedavisi” uygulanıyor.

Share
11854 Kez Görüntülendi.