logo

trugen jacn
13 Mart 2018

MEŞALE UYGUR GRUBU’NDAN KAMPANYA : UYGURLARIN DNA’LARINI TOPLAMAYA SON VER !

Uygur Haber ve Araştırma Merkezi (UYHAM)

Ey  Çin  :  Bütün Uygurların DNA’larını Toplamaya Son Ver  !!!

 Uygurlar, 1949 yılından beri Komünist Çin yönetimi tarafından işgal altında tutulan ve kendi anavatanları olan Doğu Türkistan’da ( günümüzde Çin’e bağlı XINJIANG Uygur Özerk Bölgesi diye anılan) etnik ayrımcılık ve asimilasyon politikaları altında yaşamaya başladılar. Zamanla Çin yönetimi, Uygurlara yönelik uyguladığı politikaları değiştirdi, çok sert baskıcı politikalar takip ederek, Uygurlara daha önce hiç yaşamadıkları 2. sınıf vatandaş muamelesini öz yurtlarında yaşattı. Bununla birlikte, Çin Yönetimi, 5 Temmuz 2009 Urumqi ( Ürümçi ) katliamını müteakip, yaptığı devlet terörü uygulamalarını, Chen Quanguo’nun, Çin Komünist Partisi (CCP) Doğu Türkistan genel sekreterliği görevine getirilmesiyle birlikte tahammülü imkansız bir noktaya getirdi.

 Chen Quanguo’nun, korkunç eli altında, bütün Uygurlara suçlu muamelesi ve dindar olan Uygurlara da terörist muamelesi  yapılmaya başlandı. En çok öne çıkan uygulamalardan biri, Doğu Türkistan’da yaşayan bütün Uygur ataşehir escort toplumunun DNA’larının yasal koruma ve rızası olmadan alınması ve niçin alındığı hakkında her hangi bir açıklama vermemesidir.

2017 yılında bazı medya kaynaklarından elde edilen raporlara göre, Doğu Türkistan’daki Çin yönetimi, DNA örneklerini test ve analiz etmek için 12 DNA ardıştırıcısına 10 milyon Dolar’dan fazla harcama yaptı. Bazıları, yeni jenerasyon DNA ardıştırıcıları, genetik örneklerden soy bilgisi, göz rengi ve diğer fiziksel özellikleri belirlemek için alındı. Bazı biyologlar, eğer tam kapasiteyle kullanılırsa, yeni ekipmanların günde 10.000 ve yılda da birkaç milyona varan DNA örneği alabileceğini vurguluyorlar. Yakın dönemde Çin’den kaçan görgü tanıklarından ve Çin medyasına ait bazı raporlardan edindiğimiz bilgilere göre, çok sayıda Uygur’un DNA örnekleri alınmaya başlanmış; görünüşe göre de Çin Devleti, Uygurların tamamının DNA örneklerini almadan bu duruma bir son vermeyecek.

 Çok sayıda ülke, suçu çözme ve önleme de DNA ve parmak izini kullanıyor, ama yurtdışında yaşayan Uygurlar, Doğu Türkistan’da toplanan DNA’ların Çin yönetimi tarafından başka amaçlar için kullanabileceği konusunda son derece endişeli. Mart 2017’de, Çin resmi medya organı 4 aylık bir programda 17,5 milyon insanın- ağırlıklı olarak Uygur-sağlık kontrolünden geçirilip, kan tahlillerinin yapıldığını detaylı olarak bildirdi. Geçen yıl, ortaya çıkan diğer raporlara göre de, bu tür kontrollere tabi tutulan birçok insan, bu testlere zorla tabi tutulmuştur.

 Doğu Türkistan’da yaşayan bütün Uygur halkı, her taraftan Komünist Çin yönetimi tarafından saldırı ve tehdit altında. Doğu Türkistan’ın stratejik önemde olmasının bir nedeni de, Çin’in Bir Kuşak Bir Yol projesidir. Bu girişim, Uygur Halkı için çok büyük zorluklar getiriyor ve bu girişimin ne zaman biteceği de belli değil, bitecek mi o da belli değil. Uygurların 10%’luk bir kesimi şu anda illegal olarak ya hapiste ya Nazi uygulamalarını andıran “Yeniden Eğitim Kamplarında” ya da yetimhanelerde (http://chn.ge/2CAIJFR , http://chn.ge/2Dw8YAU ).

Edindiğimiz bilgilere göre, Doğu Türkistan topraklarında çok büyük hapishane ve toplama kampı yapımı devam etmektedir.(http://www.xjjsxx.com/zhaobiaogonggao/2017/0914/2032.html ).

Aralarında İnsan Hakları  İzleme Komitesinin de bulunduğu bazı insan hakları kuruluşları, Uygurlara yönelik DNA toplama uygulamasının politik kontrol için kullanılacağı yönünde görüş bildiriyor. Ancak, Uygurların, Çin’de hiçbir resmi temsil hakkı olmadığından ve fiilen bir kurum desteğine sahip olmadıklarından, herhangi bir insan hakları kuruluşunun insani gözlemde bulunması Çin hükümetinin baskıları yüzünden mümkün değil. Sırf bu yüzden, yurtdışındaki birçok Uygur, Uygurların biodatalarının alınmasının çok daha korkunç amaçlar için kullanılabileceğinden dolayı büyük endişe duymaktadır. Örneğin, Çin’in geniş çapta tutuklama, gözaltına alma siteminin “kara deliklerinde” kaybolmuş olan ve akıbetlerinden haber alınamayan çok sayıda Uygur’un organlarının çalınması ve donör olarak kullanılmış olma ihtimali çok yüksektir.

Bizler Meşale Uygur Topluluğu Olarak, Birleşmiş Milletlerden, Bütün Devletlerden, Uluslararası İnsani Yardım ve İnsan Hakları Kuruluşlarından, Çin’in Uygurlara uygulamış olduğu DNA ve Biodata toplama uygulamasını sonlandırma ve daha önce toplanan DNA ve Biodataların akıbeti hakkında açıklama yapma çağrısında bulunmasını istiyoruz.

 Biz Uygurlar, şu anda aciz ve çaresiziz. Dolayısıyla, Çin Devletinin, bizlere karşı uyguladığı korkunç işkence ve zulümlere tek başımıza karşı koyup, hayatta kalmak için yapmamız gereken mücadeleden yoksunuz. Bizler, bu yolda bütün dünyanın desteğine ihtiyaç duyuyoruz. Eğer dünyanın her yerinden on binlerce kişi, kampanyamızı imzalarsa, büyük bir ihtimalle Birleşmiş Milletler’de bu konu gündeme gelebilir. Birleşmiş Milletler, Uygurların karşılaştığı Çin zulmünü durdurmak için harekete geçip, Doğu Türkistan’daki Uygurlara uygulanan trajediye ve işlenen korkunç suçlara bir son verdirebilir.

 Lütfen, Doğu Türkistan’ daki Çin’in vahşet dolu uygulamalarına karşı yürüttüğümüz mücadelemize katılın. Lütfen, bu kampanyayı imzalayıp, paylaşın. Teşekkür ederiz.

Etiketler: » » » » » » » » » » »
Share
1489 Kez Görüntülendi.