logo

trugen jacn

DÜNYA UYGUR KURULTAYI İNSAN HAKLARI GÜNÜ MÜNASEBETİ İLE BİR MESAJ YAYINLADI

Birleşmiş Milletler tarafından 10 Aralık 1948 tarihinde kabul edilen ve her yıl bu günün bütün dünya’da Evrensel İnsan Hakları Günü olarak kutlanması   tavsiye edilen  10 Aralık İnsan hakları günü dolayisiyle  Merkezi Almanya’nın Münih kentin’de bulunan  ve diasporadaki Doğu Türkistan Milli hareketinin en üst şemsiye örgütü olan Dünya Uygur Kurultayı   bir mesaj yayınladı. DUK .Genel başkanı Sayın  Dolkun İsa imzası ile yayınlanan mesaji aşağıda bilgilerine sunuyoruz .(UYHAM)

İNSAN HAKLARI GÜNÜ VE  DOĞU TÜRKİSTAN’DA ÇİĞNENEN İNSAN HAKLARI

Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun 10 Aralık 1948 tarih ve 217 A(III) sayılı Kararıyla İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ ilan edilmiş ve  bu günün her yıl dünya genelinde evrensel insan hakları günü olarak kutlanması de kabul edilmiştir. Ayrıca bu günün okullarda ve diğer eğitim müesseselerinde okutulması ve yorumlanması ve bu Beyanname hakkında medya’da dile getirilmesi ve kutlanması de tavsiye edilmiştir. .
BM.Güvenlik Konseyi’nin 5 daimi üyesinden biri olan Çin Halk Cumhuriyeti de bu beyannameyi imzalamış ve evresnsel insan hakları değerlerinin ülkesinde ve işgali altında bölgelerde uygulayacağı ve insan haklarına saygı göstereceğini de imzası ile taahhüt etmiştir.
İnsan hakları evrensel bildirisi 30 maddeden oluşmakta olup,gezegenimizde yaşayan bütün insanların ırk,renk,etnik kimlik,dil ve din vebenzeri farklılıkları nasıl ve ne olursa olsun olursa  adil,tam  ve  eşit olduğu bu haklardan her insanın kayıtsız ve şartsız ve özgürce yararlanabileceği  cümleleri yer almıştır.Ayrıca,ülke yönetimlerinin  de bu evrensel  hhakların kullanaması noktasında yükümlülük ve gereklerinhi yerine getireceklerini de imzaları ile garanti altına almışlardır.,
Doğu Türkistan’da İnsan Haklarının  Durumu
1949 yılından beri Çin Halk Cumhuriyeti  yönetiminin işgali altında olan Doğu Türkistan’da  günümüzde  insan haklarından bahsetmek mümkün  değildir. Çin yönetimi bu ülkenin  kadim sakin ve sahipleri olan Uygur.Kazak,Kırgiz ve diğer Türk asıllı halklarla diğer bu ülkede yaşayan diğer toplulukların bütün insani ve temel haklarını gasbetmiş ve engellemiştir. Yıllardan biri Çin yönetimlerinin ısrarla sürdürdüğü asimilasyon,dönüştürme,dini ve etnik soykırım ile ırkı ayrımcılık günden güne artararak devam etmektedir.
Çin’in Doğu Türkistan Evrensel Hak ve Hukuk İhlallerini Şöyle sıralanabilir ;

  1. Çin kendi anayasası ve 01 Ekim 1955’da ilan ettiği sözde Uygur Özerk Bölgesi  özel kanununda  taahhüt ettiği azınlıkların hakları olarak tarif edilen temel haklar ÇKP.yönetimi tarafından gasbedilmiştir.
  2. Ülkenin demografik yapısını etnik Çinliler lehine değiştirmek amacı ile ülkede yeni bulunan zengin enerji kaynakları kullanılarak etnik Çinlilerin Doğu Türkistan’a göç ettirilerek yerleştirilmesi uygulaması son hızla devam etmektedir. Cin’in resmi rakamlarına göre Çin işgalinin başladığı 1949 yılında ülkedeki Çinli nüfus oranı % 5 mertebesinde iken(toplam 300 bin) bu rakam günümüzde zoraki,  sosyal,ekonomik ve siyasi teşvikler neticesinde bölgeye göç ettirilip yerleştirilen etnik Çinli göçmenlerin sayısı eşitlenmiştir.(Yaklaşık15-20 milyon arası)
  3. Ülkenin zengin yer altı ve üstü kaynaklarının kullanımı Sözde Özerk Bölge yasasında açık ve net olarak belirtilmesine rağmen,Çin yönetimi kenedi çıkardığı bu yasaya uygulamamakta dır.Kaynaklardan bölgenin kalkınması, alt yapısının inşaası ve  yerli halkın refah seviyesinin yükseltilmesi için pay ayrılmamakta ve ve bölgeden çıkarılan bütün kaynaklar Çin’e transfer edilmektedir.
  4.  Uygur,Kazak ve Diğer Türk halklarının dillerini korumak,çocuklarına öğretmek  ve devam ettirilmesi özerk bölge yasasında yer almasına rağmen,günümüzde bu yasa ayaklar altına alınmıştır. Çift dilli eğitim maskesi altında Türk çocuklarına daha Kreşlerden itibaren sadece Çince eğitim verilmektedir.
  5. Türklerinin kendi ana dillerinin öğretilmesi yasaklanmıştır.Türklerin kendi ana vatanlarında öz ana dilleri her hafta birkaç saatlik olarak yanı yabancı dil statüsünde okutulmaktadır.
  6.  Çin yönetimi 01 Nisan 2017 tarihinde sadece Uygur bölgesinde ve yine sadece Türklere  uygulanması için 15 bölüm ve 50 maddeden oluşan sözde “Aşırılık ve Terörle Savaş Yasası” çıkarmıştır.Bu yasa ile ailelerin kendi çocuklarına evlerinde dini  eğitim vermeleri ve milli örf adetlerini öğretmeleri  dahi  terör suçu kapsamına alınmıştır.
  7. Türklerin Doğu Türkistan dahilinde  ve merkezi Çin’e seyahat etmeleri yasaktır.Bir köyden diğer köye gitmek özel izine tabi kılınmıştır.
  8. Müslüman Türklerin Umre,hac dibi dini ibadet içerikli  seyahatler ile  ziyaret ve turistik amaçlı olarak yurt dışına  seyahat etmeleri engellenmektedir. Uygurların pasaportlarına geçtiğimiz yıl el konulmuştur.Kazak ve Kırgizların pasaportları  ise son aylarda ellerinden zorla geri alınmaya başlanmıştır.
  9. Yurt dışında kendi imkanları ile öğrenim gören öğrenciler geri çağırılmakatadır. Öğrencilerin Doğu Türkistan’da yaşayah Anne baba ve yakınlarına  şantaj yapılmakta  ve tehdit edilmektedir.Öğrenim gören  çocuklarının ve yakınlarının geri gelmellerini  istemeye zorlanmaktadır.
  10. Çin yönetimi bir yıl önce  “Mesleki,Siyasi ve İdeolojik Eğitim  kampları adı ile uygulamaya koyduğu yeni bir eğitim zulmü başlatmıştır.İnsanlar bahaneler, gerekçeler ve sebepler icat (!)  edilerek ucu açık bu Nazi Kampları benzeri Gettolara kapatılmaktadır. Günümüzde bu Çin Nazi Kamplarında yaklaşık 2 milyon Türk’ün   tutulduğu açıklanmıştır.

Otomatik alternatif metin yok.

Çin Halk Cumhuriyeti yönetiminin işgali altındaki Doğu Türkistan’da uyguladığı bütün bu icraatlar insanlık dışı ve Nazı Almanyası’nın Yahudi ulusuna karşı uyguladığı  ırkçı,  dışlayıcı,ayırımcı ve zalimce uygulamalarını hatırlatmaktadır.

Aynı ülke’de yaşayan bütün etnik Çinli göçmenler bu zulüm ve baskı   uygulamasından tamamen vareste tutulmuştur.
BM.Güvenlik Konsenin daimi üyesi de oyan Çin,insan hakları ihllelerinii gözeterek  yanlışları düzeltmesi konumuunda olması gerekirken, aksine  bu uygulamaları ile Doğu Türkistan’da  evrensel insan haklarını bizzat kendisi çiğnemektedir.Bugün güçsüç,kimsesiz ve himayesiz bir durumda olan  Doğu Türkistanlıları bu insanlık dışı baskı ve zulümlar ile toptan yok ederek bu dünyadan  külliyen  silmek istemektedir.
BM. İnsan Hakları  Yüksek Komiserliği  başta ,İlgili Ülke yönetimleri ve  küresel düzeyde  faaliyet gösteren insan hakları ve hukuk kuruluşlarının bir an önce harekete geçmesini ve Çin’in Doğu Türkistan’daki bu insanlık dışı uygulamalarına son vermesi için çağrıda bulunmaya davet ediyoruz,

Saygılarımla

Dolkun İSA
Dünya Uygur Kurultayı Genel Başkan

Etiketler: » » » » » » » » » » » » »
Share
1609 Kez Görüntülendi.