logo

trugen jacn

ÇİN,TÜRKİYE’DE YAŞAYAN UYGUR SIĞINMACILARA SINIR ÖTESİ BASKILARINI SÜRDÜRÜYOR !

ICIJ-Recherche I China Targets I Illustration

UYGUR HABER VE ARAŞTIRMA MERKEZİ(UYHAM)

Çin, işgalindeki Doğu Türkistan’da yaşayan Türklere yönelik baskı, zulüm, İşkence ve etnik soykırım cinayetlerini Türk İslam alemi ve sözde Uygar dünyasının kayıtsızlığı ve sessizliğinden cesaret alarak  şiddetini günden güne arttırarak sürdürmeye devam ediyor. İşgalci Çin Doğu Türkistan’da uyguladığı bu insanlık dışı suçları ve soykırım cinayetleri ile de yetinmiyor. Çin’in  baskı, zulüm ve etnik ayırımcılık ve soykırımdan kaçarak Türkiye başta dünyanın çeşitli ülkelerine   sığınmacı olarak yaşamak zorunda kalan   Uygurlara SINIR ÖTESİ/ SINIR AŞAN olarak tanımlanan baskı, zulüm şantaj ve tehditlerini de sürdürüyor. DWD.Türkçe Haber Sitesinden  Muhabir Pelin Ünker’in  Çin’in Sınır Ötesi baskıları konusunda hazırladığı  araştırma  yazısını aşağıda bilgilerinize sunuyoruz ve kendisine de teşekkür ediyoruz.(UYHAM)

2024 yılının  yıl Şubat ayında Türkiye’nin bitmek bilmeyen siyasi gündeminin ortasında çok da fazla kimsenin dikkati çekmeyen bir haber ajanslara düştü. İstanbul’da Çin Halk Cumhuriyeti’ne ajanlık faaliyeti yaptığı düşünülen yedi Uygur tutuklandı.

Bu yedi kişi arasında Uygur bir tekstil tüccarı olan Mehmet Aziz  Sadık (Shadeke Maımaıtıaızazı) öne çıkıyordu. Öyle ki polise verdiği ifadede Çin Devlet Güvenlik Bakanlığı görevlisi ve Çin Komünist Partisi Kargalık  İlçesi Başkan Yardımcısı Li ve Çin Kamu Güvenliği Bakanlığı görevlisi “Alimcan” kod adlı ajanlarla görüşmeler yaptığını kabul ediyordu. Sadık’ın Pekin tarafından 20 yıldır aranan Müslüman Uygur aktivist Abdulkadir Yapcan ve İstanbul’daki diğer Uygurlar hakkında casusluk yapması için Çinli yetkililerden 100 bin doların üzerinde ödeme aldığı da öne sürüldü. Yetkililerin tüccara Yapcan’ı yakından izlemenin bir yolu olarak Yapcan’ın ikametgahının yakınında satın almak için bir ev aramasını söylediği iddiası da  hazırlık soruşturması dosyasında yer aldı. Mart/2025’te  görülen duruşmada bir yıldan fazla hapis yatan altı Uygur serbest kalırken Sadık 12 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı ve dosyası bir üst mahkemeye taşındı.

Türkiye’de Çin ajanlarının faaliyet göstermesi sıradan vatandaşlar için şaşırtıcı olsa da ülkelerindeki ağır insan hakları ihlalleri nedeniyle çareyi yurt dışına kaçmakta bulan Müslüman Uygur topluluğu için istihbarat kapasiteli Çin görevlileri tarafından bulunup iktidardaki Çin Komünist Partisi’nin üst düzey yetkililerine rapor vermeye zorlanmak adeta hayatlarının bir parçası.

Uluslararası Araştırmacı Gazeteciler Konsorsiyumu’nun (ICIJ) DW Türkçe ile ortaklaşa yürüttüğü “China Targets” (Çin Hedefleri) araştırması kapsamında incelediği belgeler, bunun resmi olarak belirlenen bir stratejiye dayandığını gösteriyor. Gazetecilerin incelediği 2004 tarihli Çin polis akademisi ders kitabı ve 2013 tarihli Çin iç güvenlik yönergelerine göre Çin’in Uygurlar da dahil muhalifleri gözetimi ülke  sınırları aşıyor. Bunun için belirlenen yöntemler arasında “aile bağlarının duygusal etkisi” adıyla muhaliflerin yakınlarının duygusal baskı aracı olarak kullanılması da öneriliyor.

Çin Büyükelçiliği: Çin’in Sınır  Ötesi Baskılarını Reddediyor

Çin ise sınır ötesi baskı iddialarını “asılsız” ve “birkaç ülke ve kuruluş tarafından Çin’i karalamak amacıyla uydurulmuş”  olduğunu öne sürerek kendisine yönelik iddiaları reddediyor. Çin’in Washington D.C.’deki büyükelçiliği sözcüsü Liu Pengyu, ICIJ’e  verdiği  yazılı açıklamada “sözde muhalifleri ve yurtdışındaki Çinlileri hedef almak için sınır ötesine uzanmak diye bir şey söz konusu değildir”  iddiasını öne sürdü.

Hak savunucuları ve araştırmacılara göre Çin hükümeti,  işgalindeki Uygur bölgesinde 2017’de başlattığı  “Terörizm ve dini aşırılıkla Savaş” kampanyası  bahanesiyle 1-3 milyon arasında olduğu tahmin edilen  Uygur Türklerini  toplu olarak  göz altına aldı ve ülke geneliinde açtığı yüzlerce Çin tipi Toplama Kamplarında esir olarak hapsetmiş bulunuyor. Bu kamplardaki tutuklular Köle/İşçi olarak  zorla çalıştırma ve diğer kadınlara sistematik cinsel  suistimaller de dahil olmak üzere yüzlerce çeşit  insan hakları ihlalleri gerçekleştirdi. Mehmet Aziz Sadık da bu nedenle ülkesini terk eden ve Türkiye’de yaşadığı bilinen yaklaşık 50 bin Uygur’dan biri.

 Sadık Ticari Olarak önce Batırıldı, Çaresiz  Kalınca Casusluğa Zorlandı 

DW Türkçe  Mehmut Aziz Sadık, hem Sadık’ın avukatı ve bir yakını hem de ajanlık faaliyetine konu olan Abdülkadir Yapcan ile görüştü. Sadık’in  anlattıklarına göre  Çin ilk önce  kendisinin  Türk malları ithal etmesini yasakladı. Kargalık’taki Türk Konfeksiyon Ürünleri Satan dükkanı iflas edince ve çaresiz kalınca kendisini Çin casusu olmaya zorladı. Bu görüşmeler iki Uygur’un topluluk içerisinde birbirini tanıdığını gösterirken Yapcan, Sadık’a yöneltilen ajanlık suçlamasını çok da önemsemedi. O, Sadık’in Çin  Yönetimince “Ailesi üzerinden tehdit edilmiş olabileceğini” söyledi Sadık, Sincan’ın Kargalık ilçesinde doğdu. Tekstil ticaretiyle uğraşıyordu ve 2003’ten itibaren Türkiye’yi sık sık ziyaret ediyordu. Ancak Çin, Kargalık’ta Türk ürünlerinin satılmasını  yasaklayınca yaptığı  ticaret sona erdi ve yatırımı de zarar etti.  Bu nedenle 2017 senesi itibariyle tamamen Türkiye’de yaşamaya başladı. Göçmenlerin yoğun olarak yaşadığı Fatih ilçesine yerleşti. Beş çocuğunun ikisi Türkiye’de, üçü Çin’de bulunuyor. Şu an 61 yaşında.

Sadık : Çin  ” Bize çalışırsan Kurtulursan.” Teklifinde Bulundu

Aziz, 2024 yılının Şubat ayında  yıl İstanbul Fatih’de Çin’e ajanlık yaptığı iddiasıyla gözaltına alındı. Polise verdiği ifadede, Kargalık’tan polis olarak tanıdığı “Alimcan” kod adlı istihbarat görevlisinin akrabaları ve sevdikleri üzerinden kendisine yönelik şantaj ve  tehditleri sonucu onunla buluşmak için Hong Kong’a gittiğini, ancak Hong Kong’da iki Çinli polisin onu Kargalık’a götürdüğünü ve burada başına çuval geçirilerek işkence  ettiklerini  ve 15 gün gözaltında tutulduğunu söyledi ve : “15 günün ardından Alimcan ve Çin uyruklu Le isimli şahıs yanıma geldi. Alimcan, ‘Çin çok büyük bir ülke bize çalışırsan kurtulursun. Yoksa seni, aileni  ve sevdiğin herkesi yok ederiz’ Hakkında tutuklama kararı veriildi.Eğer tekliflerimizi tekliflerini kabul edersen senin serbest kalmanı sağlar ve   tekrar Türkiye’ye gidebileceksın. Bu suretle bizde senin ğimi ve Kargalık’taki  ailen ve sevdiklerime zarar vermeyeceğiz.” dediğini anlattı.

Aziz’in Avukatı Ejder : Çin Polisi Kendisine Kargalık’ta Yaşayan Kızları  Üzerinden Şantaj ve Tehdit Etti 

DW/Türkçe’ye konuşan Sadık’ın avukatı Fatih Davut Ejder de Çinli yetkililerin, Sadık’ın Doğu Türkistan’da bulunan kızlarıyla alakalı çok  kötü ve aşağılık  ifadeler kullandığını, Sadık’ın onlardan kurtulmak için tekliflerini kabul ettiğini aktardı.  Av.Ejder Aziz’in  kamuya açık kaynaklar dışında bir bilgi paylaşmadığını belirtti.

Ayrıca, Kendisi hakkında hazırlanan İddianamede sadece kamuya açık Facebook grupları veyahut  Özgür Asya(Free Radio Asia) gibi  Çin karşıtı haber kanallar ile Dünya Uygur Kurultayı  gibi STK.ların  sosyal medya hesaplarından alınan haberleri ve görsel içerikleri paylaşmış olduğunu öne sürüyor.”

Av. Ejder : Sadık’in Ruh sağlığı ciddi derecede bozuldu

Av. Ejder Sadık hakkında   hazırlanan iddianamede  Sadık’ın Yapcan’ı gözetlediğine dair  hiçbir somut delil bulunmadığını, bu suçlamanın  soruşturma  dosyasına  nasıl girdiğini bilmediklerini  belertiyor.Ayrıca, Sadık’in  Depremden çok  korktuğunu oturduğu Fatih ilçesinin alt yapısının  çok dayanıksız olduğunu, buna karşılık . Yapcan’ın yaşadığı ilçeyi(Küçükçekmece/Sefaköy)’ün  depreme  daha dayanıklı olduğunu düşündüğünü söylüyor.

Av. Ejder : Olayda tamamen bir tehdit unsuru olduğunu  Düşünüyorum.

Av. Ejder Yapçan olayının tamamen bir tehdide dayandığını düşündüğünü belirterek  şunları da  ekliyor: “Yani diyor ki bunu yapmak zorundasın ve ben sana para vereceğim bunun için. Ama şimdi zaten hukuka aykırı bir eylemin hukuka aykırı bir yargılaması var. Çünkü burada ne aktarıldığına dair, bu aktarılan şeyin devletin hangi  kaynak veya materyaline zarar verdiğine dair dosyada herhangi bir kanıt yok.”

Sadık Tek Kişilik Hücrede Tutuluyor ve Psikolojisi Çok Kötü Durumda

Sadık, cezaevinde de tek kişilik hücrede tutuluyor. “Yalnız kalması, psikolojisini daha da kötü etkiledi” diyen yakını, Sadık’ın ruh sağlığının ciddi şekilde bozulduğunu söyledi. Öte yandan Sadık, gözaltına alınmadan 20 gün önce kaçırılarak işkence gördüğünü ve kötü muameleye maruz kaldığını belirterek suç duyurusunda bulundu. Avukat Ejder, “Sadık gözaltındayken hem fiziksel hem de psikolojik işkenceye uğradı. İlk anda korktuğu için bunu açıkça dile getirmekten çekindi. Kendisine yapılan İşkenceye ilişkin  sağlık  raporlarını  mahkemeye sunulmuş olsa da  bu konuda kendisi  lehine bir karar çıkmadı.

Çin, Uygur Aktivistler İçin İnterpoldan   Kırmızı Bülten Çıkardı

Çin hükümeti  kendi iç  belgelerinin de gösterdiği üzere, Uygur aktivistlerine karşı özel bir  muamele etmek ve onların tutuklanması için büyük gayret gösterdi. Onların  sözlü olarak dile getirdikleri Temel İnsan Hakları Taleplerini ayrılıkçı bir hareket olarak niteliyor veya ayrılıkçı güçleri desteklemekle  itham ediyor. Ayrıca, bazı durumlarda terör eylemleri yapmakla  suçluyor. Kilit isim olarak belirlediği Uygur aktivistlere karşı Interpol’ün kırmızı bülten mekanizmasını da kullanıyor. Casusluk iddiasına konu olan Abdülkadir Yapcan da bu isimlerden biri. Türkiye ile Çin ile arasındaki  suçluların iadesi anlaşması Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Mayıs 2017’deki Çin ziyareti sırasında imzalandı. Ancak Çin Ulusal Halk Kongresi Daimi Komitesi(Sözde Çin Parlamentosu)  tarafından onaylanan anlaşma, Türkiye’de 2019’da Erdoğan tarafından TBMM’ne  gönderilmiş ise de  genel kurulun gündemine henüz getirilmedi. Türkiye’de yaşayan Abdülkadir Yapcan da diğer 10 Uygur ile birlikte Çin’in kenedisine iade edilmesini talep ettiği kişilerin başında geliyor ve Çin’in  tüm baskı kampanyalarının  en bilinen hedeflerinden biri oldu.

Uygur Türklerinin kanaat önderlerinden Yapçan Çin’e iade ediliyor

Yapçan : Ben Sadece Kendi  Uygur/Türk Kimliğimin Tanınmasını Talep Ettim 

Abdulkadir Yapçan, Çin’in kendisine yönelik Teröristlik yaptığı ve başka diğer suçlar işlediğine dair  suçlamalarını tümden reddediyor.Yapçan, kendisinin Çin yönetiminden barışçıl yollar kullanarak  sadece kendi dini ve milli  kimliğinin tanınmasını talep ettiğini ifade ederek : ” Ben sadece kendi kimliğim için mücadele ettim.Elime silah almadım, kimseye zarar vermedim.” sözlerini ifade ediyor. Yapçan  Çin’in kendisi hakkında kırmızı bülten kararını öğrendiğinde Türkiye’de olduğunu ve  2007’de ise Birleşmiş Milletler’den (BM) uluslararası koruma hakkı kazandığını belirtiyor.Ayrıca, kendisinin başvuru süreci sırasında  Ankara’daki BM yetkilileriyle yaptığı görüşmede kırmızı bülten konusundan da  söz edildiğini  söylüyor.  BM  Ankara Ofisi Yetkililerinin hakkındaki kırmızı bültene rağmen beni kabul ettiğini,  BM.lerin kendisinin  gerçekten   suçlu olduğuna inansalardı kendisinin Koruma talebini kabul etmeyeceğini belirtiyor. Yapçan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 2016 yazında  Pekin’deki G-20 zirvesine giderken Çin’in terörizm suçlamasıyla yaklaşık 34 ay(yaklaşık 3 yıl)  yıl  Polis Merkezleri(Polis Karakolları) Göç İdaresine bağlı  geri gönderme merkezi ve cezaevinde  yaklaşık 3 yıl tutuklu kaldıktan sonra Nisan 2019’da  adli kontrol kararıyla serbest bırakıldı. Ancak, Çin’in  suçlamalar  yeterli ve inandırıcı delillere dayanmadığı için kamu davasından da bir sonuç çıkmadı.Çin Halk Cumhuriyeti, Kamu Güvenliği Bakanlığı  Terörle Mücadele Yüksek Komiseri’nin 6-8 Haziran 2016 tarihlerinde Ankara’ya  yapacağı ziyaret öncesinde aralarında Yapcan’ın da yer aldığı 17 kişinin iadesi için Türkiye’ye nota verdi. Bunun sonucunda  Türkiye Yapçan’in ve diğerlerinin Çin’e  iade sürecini başlattı ve  Çin’e iadesi istemiyle İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca  haklarında kamu davası açıldı. Ancak, davalar Mahkemelerce  Çin’in kendilerine yeterli ve inandırıcı kanıtlar  ibraz edemediği için iade taleplerini reddetti.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi

Anayasa Mahkemesi Yapçan’ın  İade  Talebini Reddedilmesine Hükmetti

Yapcan, Çin’e iade edilmesi tehlikesine karşı 2016’da Anayasa Mahkemesi’nden (AYM)tedbir talebinde de bulunmuştu. AYM, Çin’in Yapcan’ın iadesi kararını 2019’da siyasi olduğu gerekçesiyle reddetti. Kamu davasının görüldüğü İstanbul 29. Ağır Ceza Mahkemesi ise 2021 yılında Yapcan hakkındaki adli kontrol kararını kaldırdı. Yine de Yapcan, dosyanın halen açık olduğunu, bir üst mahkemenin kararını beklediğini aktarıyor. Öte yandan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin de Yapcan’ın Türkiye dışına gönderilmemesi doğrultusunda 2017’de aldığı bir tedbir kararı bulunuyor.

Yapçan : “Çin Sınır Kapılarını Açsın- Kimin doğru ve Kimin Yalancı Olduğunu herkes görsün”

Yapçan, günümüzde Çin yönetiminin tüm Doğu Türkistanlılar suçlu ilan ederek onlara savaş açtığını  ve “Çin için Uygur annenin karnındaki bebek bile suçludur. “diyor.  Diğer yandan insan hakları ve demokrasinin olmadığı, hukukun işlemediği bir yapıda Çin’in zulüm gören Uygurlara silahlı mücadeleden başka bir şans bırakmadığı görüşünü paylaşıyor. Yapçan, “Biz yalancıysak Çin gerçekleri söylüyorsa o zaman açsın kapılarını bütün dünya görsün. Aç kapıyı, aç kapıyı, aç. Biz yalancı olalım. Sen  doğru ve gerçekleri  söylemiş ol. Ama Çin’in buna yanaşacağını sanmıyorum. Çünkü,Doğu Türkistan’a girmek,seyahat etmek hala yasak” diyor.

Yapçan hakkındaki kırmızı bülten kararının devam edip etmediği ise belirsiz. Interpol, Uluslararası Araştırmacı Gazeteciler Konsorsiyumu (ICIJ)’na  verdiği resmi yanıtta kırmızı bültenin halen aktif olup olmadığı sorusunu yanıtsız bıraktı.

Yapçan, Çin’in Hakkında Çıkardığı  Kırmızı Bülteni  Gözaltında  İken, öğrendi

Yaklaşık 11 yıldır Türkiye’de yaşayan  Abdulkadir Yapçan  Uluslararası Polis Teşkilatı İnterpol’un   Çin’in talebiyle hakkında kırmızı bülten çıkardığını göz altında iken öğrendi. Çin’in  Uygur  bölgesinde doğan ve Genç yaşta  Doğu Türkistan’daki gelişmeleri dış dünyaya aktaran bir bilgi ağının içinde yer aldı. 2013 yılında, arkadaşlarından biri Çin polisi tarafından yakalandı. Bunun üzerine  Pakistan üzerinden 2014’te eşiyle birlikte Türkiye’ye geldi. İlk başta ailesiyle irtibatı devam ediyordu. Ancak 2017’den sonra  diğer Doğu Türkistanlı Uygur Türkleri gibi iletişimi tamamen kesildi.  Yapçan; “Annemin ölüm haberine ancak iki yıl sonra  ulaşabildim. Kardeşlerim yıllarca Hapiste ve Toplama kamplarında tutuklu kaldı. Bir akrabam sadece yurtdışına çıkmak istediği için  tutuklandı ve  30  yıl hapis cezasına çarptırıldı. Onun hayatta olup olmadığını hala bilmiyorum.” diyor.

Türkiye’ye Geldikten  4 Yıl Sonra Gözaltına Alındı

Yapçan  Türkiye’ye geldikten dört yıl sonra ikamet süresi dolduğu için gözaltına alındı. Önce Erzurum’a götürdüler, daha sonra Aydın’daki bir Geri Gönderme Merkezinde toplam bir sene kaldım. Çin’in kendisinin  teslim edilmesi  talebini de bu süreçte öğrendi. Çin’in iadesini  2015’te istemiş, ama  Çin’in bu iade talebi gizli tutulmuş.  Hakkında 2018’de dava açılmış.  Hakkında açılan bu  dava 2024 yılında sonuçlandı.  Türk Mahkemesi  Çin’in iade talebini reddetti. Öte yandan hakkındaki kırmızı bülten de birkaç ay önce kaldırıldı. Uluslararası Araştırmacı Gazeteciler Konsorsiyumu’nun (ICIJ) analizine göre, 2021 yılında CCF, Interpol sisteminden kurallara aykırı olduğu gerekçesiyle yaklaşık 300 kırmızı bülteni kaldırmıştı.

Kendimi Hiç Güvende Hissetmiyorum, Ama Buna Alıştım”

Doğu Türkistan’da biraz okumuş  yazıp  çizme bilen ilim öğrenmiş  her Türk’e  Çin’in “Terörist” olarak suçladığın ve hapsettiğini belirten Yapçan : ” Öğretmenler, profesörler, bilim adamları, Sporcular, Sanatçılar, Ozanlar  başta olmak üzere toplumun her kesiminden herkesi tutuklanabiliyor. Bunların kendilerini hukuki olarak savunma imkanları yoktur.  Kendisinin  Türkiye’de  iki senelik geçici insani ikamet belgesi  ile yasal olarak  yaşamını sürdürüyor. Belgesinin süresi dolduğunda  tekrar uzatılması için müracaat ettiğinde her seferinde geri gönderme merkezine götürülerek tutuklanıyor.

Çin ve Türkiye arasındaki ekonomik bağların son yıllarda arttığı biliniyor. Artan ilişkiler, Uygur meselesinin gündemden düşüp düşmediği sorusunu gündeme getiriyor. Türkiye’de Çin yapımı olan Xiaomi ve Huawai cep telefonları, Chery marka araçlar çok daha görünür hale geldi. Ülke Türkiye’de hem medyada hem de bankacılık sektöründe aktif. Çin, Manisa’da bir milyar dolar yatırımla yıllık 150 bin araç elektrikli araç üreteceği BYD fabrikası da kuruyor.

Yapçan, Türkiye’de kendini tam güvende hissedip hissetmediği sorumuzu ise; “Hiç güvende hissetmiyorum ama  bu duruma alıştım. Her halde bundan sonra bu şekilde yaşayacağız her halde. Dört çocuğum var. Hepsi okulda okuyor. Vatandaşlık için yaptığım  hiç bir  başvurumdan olumlu bir  sonuç alamadım. Üç sene önce çocuklarım için vatandaşlık başvurusu yaptım.  Buna da geçtiğimiz günlerde yine  ret kararı geldi. Ben çalışma iznim olmasa da her yerde iş buluyorum.  T.C. Vatandaşlığı bana verilmesin ama Çocuklara versin  istedim. Ama o da olmadı. Talebim reddedildi.” şeklinde cevaplandırdı.

Türkiye, Tarihinde  Hiç bir Doğu Türkistanlı Türkünü   Çin’e Teslim Etmemiştir ! 

Şu anda 66 yaşında olan Abdülkadir Yapcan, soyadını doğduğu  Kaşgar’ın Yapcan kasabasından alıyor. Çin işgalindeki Doğu Türkistan’daki hapishanelerde toplam 9 sene  tutuklu kaldı, baskı zulüm ve  işkence gördü. 2001 yılından bu yana 24 yıldır ise İstanbul’da yaşıyor. Çin, Interpol’den Yapçan  başta diğer 10 Uygur hakkında ilk kez 2003    kırmızı bülten çıkardı ve onları Teröristlik yapmak başta bir çok suç işlediklerini iddia etti.  Ancak, Yapçan ve diğer 10 Uygur  Türkü Çin’in kendilerine yönelik  terörizm ve diğer suçlarla ithamlarını  şiddetle reddediyor. Çin Türkiye’de yaşayan Uygur Türklerine karşı sürekli sınır ötesi olarak tanımlanan baskılarını sürdürüyor ve hatta bazılarının kendilerine teslim edilmesini  talep ediyor.

Ama, Türkiye Çin’in bu taleplerini her keresinde  Türk  devlet geleneğinde  kendilerine sığınanları kaçtıkları rejimlere  teslim etme   uygulaması olmadığı belirterek sürekli reddediyor. Türkiye, Tarihinin hiç bir döneminde  hiç bir Doğu Türkistanlı Türkü   Çin’e Teslim Etmemiştir ! 

Kaynak : https://www.dwturkce1.com/tr/turkiyedeki-uygurlar-nas1l-bask- goruyor?72390598?fbclid(  Muhabir : Pelin Ünker)

Share
443 Kez Görüntülendi.