Gelecek Partisi Muğla Milletvekili ve Saadet-Gelecek Partileri TBMM. Gurup Başkanı Sayın Doç.Dr. Selçuk Özdağ TBMM’de Çin’in işgalindeki Doğu Türkistan Türklere yönelik işlediği insanlık suçları ile etnik Soykırım uygulamaları hakkında yaptığı konuşma, gösterdiği tepki ve Çin Yönetimine bu acımasız ve vahşi uygulamalarını sonlandırması yolundaki çağrılarına İktidar Partilerine mensup Milletvekillerinin(AK Parti 265 MHP 50 = 315) tepki göstermeden ve dikkatle dinlemelerinin çok önemli ve değerli olduğunu Belirtti. AK Parti ve MHP Milletvekillerinin ve kendisinin konuşmasını hararetle alkışları ile onaylayıp destek verdiklerini bunun nedeninin ise daha önce TBMM’ye verdikleri Doğu Türkistan ile ilgili araştırma önergelerini İktidar ve destekçisi Milletvekillerinin reddettikleri ve Uygurlara sahip çıkmadıkları için üzüldükleri ve utanmalarından dolayı olduğunu düşündüğünü açıkladı.
Özgür Asya Radyosu(rfa.org/Uyghur) radyosu Ankara Temsilcisi Erkin Tarım’a konuşan GP Milletvekili ve Saadet Gelecek TBMM. Gurubu Başkanı Selçuk Özdağ kendisinin geçtiğimiz 30 Ekim tarihinde TBMM Gurubu Başkanı olarak Genel Kurulunda Dünya Uygur Kurultayının 24-27 Ekim 2024 tarihlerinde Bosna-Hersek’in başkenti Saray-Bosna yapılan 8.genel Kurulu ve Çin’in işgalindeki Doğu Türkistan’daki son uygulamaları hakkında yaptığı konuşmasına İktidar Partisi Milletvekilleri ile Hükümeti destekleyen MHP. Milletvekillerinin itiraz etmeden dikkatle dinlemiş olmalarının çok önemli ve değerli olduğunu belirterek şöyle konuştu :”Ben TBMM’deki konuşmamda iktidarı Doğu Türkistan ve Uygurların dramatik durumuna sessiz ve ilgisiz kaldıklarından dolayı eleştirdim ve bir Araştırma heyetinin gönderilmesinin 3 yıl önce gündeme geldiğini hatırlattım. Şu ana kadar bu konuda herhangi bir ilerleme kaydedilmediğini belirttim. Çin’in işgalindeki Doğu Türkistan’da yaşayan Uygurlar başta Kazaklar ve Kırgızlar gibi diğer Türk Halklarının insan haklarına ve haklarına saygı göstermesi gerektiği dile getirdim. Ancak, Çin bunun Batılı ülkeler tarafından icat edildiğini söylüyor. ABD başta diğer batılı demokratik ülkeler Doğu Türkistan’da insan hakları ihlalleri olduğunu belirtiyorlar. Ama Çin hükümeti Doğu Türkistan’da işlemekte olduğuunu insanlık suçları ile etnik soykırım uygulamalarını sürekli inkar ediyor ve insan hakları ihlalleri olduğu iddialarını sürekli reddediyor.
Çin, İşgalindeki Doğu Türkistan’ı Dünyaya Açmalıdır
Çin’in başından beri Doğu Türkistan’daki insan hakları ihlallerini inkar ettiğine göre Doğu Türkistan’ın kapısını dünyaya ve uluslararası topluma açması gerektiğini vurguladı ve konuşmasını şöyle sürdürdü : ” Çin mademki Doğu Türkistan’da insan hakları ihlallerinin olmadığına aksine, burada yaşayan halkın huzurlu ve mutlu yaşadığı tezini öne sürüyor; o zaman Çin yönetimi Doğu Türkistan’ın kapısını dünyaya açsın. TBMM. üyesi Milletvekilleri, gazeteciler, STK liderleri ve insan hakları Aktivistleri serbestçe ve kayıtsızca Doğu Türkistan’a giderek durumu yerinde araştırsınlar. Eğer Çin’in iddia ettiği gibi Uygur dilinde eğitim- öğretimden kaldırılmadığı, Uygurların dini inançlarına yasak konulmadığı ve dini ve kültürel değerlerini serbestçe yaşadıklarını yerinde görsünler. Uygur bölgesinde insan hakları ihlalleri ve etnik soykırım yapılmadığını yerinde tesbit ederlerse ben Çin yönetiminden bu söylediklerimden dolayı özür dileyeceğim. Bu konuda Birleşmiş Milletler başta batılı demokratik ülkeler tekrar bu ihlalleri gündeme getirirlerse onlardan bunlara derhal son vermelerini bizzat talep edeceğim. ” dedi.
Dünya Uygur Kurultayı Başkanı ve Diğer Uygur Aktivistlere Konulan Türkiye’ye Giriş Yasağı Kaldırılmalı
SP-GP Partileri TBMM Gurubu Başkanı Doç. Dr. Selçuk Özdağ Konuşmasında Dünya Uygur Kurultayı eski Başkanları Rabia Kadir ve Dolkun İsa başta olmak üzere uluslararası çapta Uygurların temel insan hakları mücadelesini yürüten Uygur Aktivistlere Türkiye’ye giriş yasağının kaldırılmasını istedi ve konuşmasını şu sözlerle sonlandırdı : ” Ben Partim ve Gurubum adına 2022’de Tokyo’da düzenlenen Uygur Formu ile , 2021’deki Prag ve 2024’te Saraybosna’da yapılan Dünya Uygur Kurultayı Genel Kurullarına davet üzerine katıldım. Ancak, Türk hükümetinden hiç bir yetkili veya Tokyo, Prag ve Saraybosna’daki Türk Büyükelçiliklerinden hiç bir Temsilci bu toplantılara katılmadı. Bunun için Türk hükümetini tenkit ediyorum. Halbuki Türk Hükümeti ve diğer Tük Siyasi Partilerimiz bu toplantılara davet edilmişlerdi. Ama bazı Siyasi Partilerin katılmaması ve Uygur Türkleri gerçeğini görmezden gelmesini kabul etmek mümkün değil. Biz bunları yüzlerine söylediğimiz zaman bize verdikleri cevap şu : “Biz bu toplantılara kimin sponsor olduğunu biliyoruz.” Bu tamamen mantık dışı bir iddia. Japonya’da yapılan Uygur Formuna Japonya Yönetimi, Dünya Uygur Kurultayına 7.kurultayını Çek Cumhuriyeti ve 8.Kurultayına ise, Bosna-Hersek Hükümeti izin verdi ve ev sahipliği yaptı. O halde siz Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti olarak niye izin vermiyor ve ev sahipliği yapmıyorsunuz ? Bizimle aynı dini ve milliyeti paylaşan soydaş ve dindaş ve Kardeşlerimiz olan Uygurlara neden destek olmuyorsunuz ? Her şey maddi çıkar veya maddi kazanç mıdır sizce ? ” şeklinde konuşmasını sonlandırdı.