logo

trugen jacn

MİLLİ DÜŞÜNCE MERKEZİ : UYGUR TÜRKLERİNİN İADE ANLAŞMASI ASLA KABUL EDİLEMEZ!

Kurucu Genel Başkanlığını Devlet Eski Bakanı Sayın Sadi Somuncuoğlu’nun yaptığı,Ülkemizin önde gelen Türk Dünyası,Türk düşüncesi,Bilimi ve Kültürü ile ilgili çalışmaları ile tanınan Ankara Merkezli Milli Düşünce Merkezi(MDM) Çin ile Türkiye arasında Mayıs 2017’de imzalanan Suçluların karşılıklı iadesine ilişkin anlaşma ile ilgili olarak bir bildiri yayınladı. MDM.’nin resemi kurumsal sitesinde yayınlanan bildiride ” Hukuksuz uygulamalarına devam eden Çin Halk Cumhuriyeti’nin ülkemizle imzaladığı Suçluları İade Antlaşmasıyla bu insanlık suçlarına Türkiye’yi de ortak etmek istediği açıktır. Antlaşma bahane edilerek bir kişi dahi Çin’e verilemez.” açıklamasında bulundu.

Doğu Türkistan Türkleri İade Edilemez!

UYGUR HABER VE ARAŞTIRMA MERKEZİ (UYHAM)

Dünyada zulüm gören bütün Türklerin iki devleti vardır. Biri tâbi oldukları devlet, diğeri de darda kaldıklarında gelebilecekleri Türkiye…

Basında çıkan haberlere göre Çin Halk Cumhuriyeti ile ülkemiz arasında Suçluların İade Antlaşması imzalanmış ve Çin, geçtiğimiz günlerde bu antlaşmayı onaylamıştır. Bilindiği gibi Çin Halk Cumhuriyeti, Doğu Türkistan, Güney Moğolistan ve Tibet gibi Çinli olmayan bölgeler üzerindeki baskı ve zulüm politikasını devam ettirmektedir.

Hatırlayalım ki Doğu Türkistan, milat öncesinden başlayan ve günümüze kadar gelen Türk yurdudur. Türkler burada insanlığa da katkıda bulunan yüksek bir medeniyeti ve kültürü inşa etmişlerdir. Doğu Türkistan 1878’de Çin işgaline uğradığından bu yana baskı ve zulüm hiç eksik olmamıştır. Çin’in Doğu Türkistan Türklerine yönelik baskı siyaseti, halkın tepkisine yol açmış ve Doğu Türkistan halkı, hakkını aramak için defalarca mücadele etmek zorunda kalmıştır. 2009 yılında Urumçi’de insanlığın gözleri önünde, Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından da soykırım olarak nitelendirilen büyük bir katliam yaşanmıştır. Sonrasında Çin Halk Cumhuriyeti, bölgeyi dünyaya kapatmıştır.

Bütün dünyanın 2017’den itibaren dehşetle öğrendiği üzere Çin’in kan dondurucu diğer bir uygulaması, toplama kamplarıdır. Uydulardan tespit edilen toplama kamplarının varlığını uzun süre inkâr eden Çin, en sonunda bunları eğitim kampları adı altında kabul etmek zorunda kalmıştır. Bir toplumu toptan imhaya yönelik bu facia BM tarafından da gündeme alınmış, ABD senatosundan da tedbirlere yönelik kararlar çıkmıştır.

Çin Halk Cumhuriyeti’nin baskıcı siyaseti, son yıllarda yeni bir ivme kazanmış, akla hayale gelmeyecek uygulamalara imza atılmaya başlanmıştır. Bunlardan biri, Doğu Türkistanlıların evlerine Çin’den insanlar getirilerek yerleştirilmesidir. İnsanlığa ve kutsal aile birliğine aykırı bir biçimde Doğu Türkistanlıların evlerine yerleştirilen Çinliler burada aylarca kalmışlardır. Bugün suçlu gibi gösterilebilecek Türklerin büyük çoğunluğunu, bu ve bunun gibi uygulamalara muhatap olanlarla, bunlara itiraz eden aydınlar, sanatçılar, iş insanları ve akademisyenlerin teşkil edeceği malumdur.

Hukuksuz uygulamalarına devam eden Çin Halk Cumhuriyeti’nin ülkemizle imzaladığı Suçluları İade Antlaşmasıyla bu insanlık suçlarına Türkiye’yi de ortak etmek istediği açıktır. Antlaşma bahane edilerek bir kişi dahi Çin’e verilemez.  Türk hukuku, uluslararası hukuk ve uygulamalar esas alınmalıdır. Çözüm, devletimize sığınan ve büyük bir kısmı uzun yıllardır ülkemizde yaşayan Doğu Türkistanlıların Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı yapılmasındadır. Bu yapıldıktan sonra da Çin’in iade talebine, “ilgili vatandaşımızın dosyasını verin, biz yargılayalım” cevabı verilmelidir.

Bu büyük vebal karşısında devletimizi ve milletimizi uyanık olmaya çağırıyoruz.

MİLLİ DÜŞÜNCE MERKEZİ

Share
605 Kez Görüntülendi.