logo

trugen jacn

ÜLKESİNE GERİ DÖNEMEYEN DOĞU TURKİSTANLI UYGUR TÜRKÜ SIĞINMACILAR

Tayland'daki Uygurlar Çin'e İade Edilmesinden Endişeleniyor

UYGUR HABER VE ARAŞTIRMA MERKEZİ(UYHAM)

Araştırmacı Yazar Sayın Ebubekir Tavacı’nın Persfektif.eu.sitesinde yayınlanan bu uzun    ve araştırma yazısının Doğu Türkistan ve Uygur Türkleri Bölümünü  Sayın yazara teşekkür ederek  aşağıda bilgilerinize sunuyoruz.  (UYHAM)

Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliğinin raporlarına göre, 2021 itibarıyla yaklaşık 90 milyon insan, evlerinden ve yaşadığı yerlerden zorla  sürgüne gönderildi ve kendi toplumları dışında başka topluluklar  ile birlikte yaşamak zorunda bırakıldı.

24 Ekim 2023’teki son bilgilendirmeye göre, bu rakam 20 milyonluk bir artışla 110 milyona yükseldi. Sayısı giderek artan bu insanların 58 milyonunu ülkesini terk etmek zorunda kalanlar oluştururken uluslararası hukuk bu kişilere geri dönme hakkı tanımış durumda. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinin 13. maddesinin 2. fıkrasına göre herkes, kendi ülkesi de dâhil olmak üzere, herhangi bir ülkeden ayrılma ve kendi ülkesine dönme hakkına sahiptir. Eğer “herkes” ifadesi, yerlerinden zorla edilen kişileri de kapsıyorsa, o zaman neden bazı durumlarda geri dönüş “herkes” için mümkün olmuyor? Bu durumda geri dönememek ne anlama geliyor?

Yaşadığı  ülkeden ayrılmak ve köken ülkeye gitmek, popüler tabiriyle “kesin dönüş” dünya üzerindeki herkes için geçerli değil. Bugün birçok halkın yaşadığı topraklara geri dönüş hakkı elinden alınmış durumda.

Bu Sığınmacılar ve Kaçtıkları Ülkeler Şunlardır ;

  1.   İktidardaki Myanmar  Askeri Cuntasının zulmünden kaçan Rohingyalar
  2. Çin’in işgalindeki Doğu Türkistan’daki baskı, zulümleri ile insanlık  ve etnik soykırım uygulamalarından kaçmak zorunda kalan Uygurlar
  3. Ülkelerindeki  iç savaştan kaçan Suriyeli sığınmacılar
  4.  İsrail’ın yüzlerce  yıllık topraklarından zorla kovulan ve dünyanın dört bir yanına sığınmacı olarak yerleşen   Filistinliler

Uygur Türkleri Çin'e böyle getirildi!

Kaçabilenler ve Kalanlar: Doğu Türkistan Meselesi

Doğu Türkistan halkı Uygurlar, Çin’in bölgede nüfuz kurma çabalarının bir sonucu olarak çeşitli baskılara maruz kalıyor ve sistemli yıldırma politikalarıyla yurtlarını terk etmeye zorlanıyor. Bu durum, bölgenin demografik ve kültürel yapısını temelden sarsmış durumda. Çin, Uygur Türklerinin çoğunlukta olduğu Doğu Türkistan topraklarını yüzyıllardır taşıdığı ismin aksine, resmî kaynaklarında “Sincan/Yeni Kazanılmış Topraklar Diyarı” olarak adlandırıyor.

Doğu Türkistan tarihindeki mülteci sorunu, özellikle 1949 sonrasında gerçekleştirilen büyük göçlerle başlamış olup, 1950’lerden itibaren devam etti. 1950, 1958, 1959 ve 1961 yıllarında farklı sayılarda Doğu Türkistanlılar, Tibet, Afganistan ve Türkiye’ye göç etti. Ancak, asıl toplu göçler 1952, 1965-66 ve 1977 yıllarında gerçekleşti. Bu dönemlerde ülkelerini terk etmek zorunda kalan Doğu Türkistanlıların sayısı on binleri bulmuş durumda. Örneğin, sadece 1962 yılında Çin’e karşı yürütülen ayaklanmalar sonucunda göç eden Doğu Türkistanlıların sayısı 50.000’i aştı.

Göçler 1980’li yıllar boyunca da devam etti. Dünya genelindeki Doğu Türkistan diasporasının 1 ila 3 milyon civarında olduğu tahmin ediliyor. Ancak, bu süreç Uygur mültecileri için zorlu bir hâle geldi. Çin’in Uygurlara yönelik baskıları sadece ülke içinde sınırlı kalmıyor, aynı zamanda mültecilerin zorunlu geri dönüşü konusunda komşu ülkelerine de baskı uyguluyor. Geri dönmek zorunda kalan mülteciler, hapis, işkence ve hatta idam tehdidi altında yaşamak zorunda. Bu durum, 1951 Mülteci Sözleşmesi’ne aykırı bir politikanın sonucu.

Uygurları başlarına çuval geçirip Çin’e götürdüler - Sputnik Türkiye

Kesin Dönüş Mümkün mü?

Doğu Türkistan’dan ayrılan Uygurların Çin’e zorla geri gönderilmesiyle ilgili bilgi edinmek oldukça zor. Zira Çin, bilgi aktarımına getirdiği sıkı kısıtlamalar ve misilleme tehditleri ile geri dönen Uygurların akıbetini gizli tutuyor. Bu insanlar, terörist ya da benzeri nitelendirmelerle damgalanarak, ciddi insan hakları ihlallerine maruz kalabiliyor. Çin’in ayrıca Uygur ailelerle diasporadaki akrabaları arasındaki iletişimi sıkı bir şekilde kontrol ettiği ve bu iletişimi sınırlamak için önlemler aldığı da biliniyor. Sürgündeki Uygur aktivistlerin aileleriyle yaptığı telefon görüşmeleri dinlendiği için Doğu Türkistanlı aileler sürekli güvenlik sorunu yaşıyor.

Bu bağlamda, Doğu Türkistanlı mülteciler sadece ekonomik zorluklarla değil, aynı zamanda ciddi güvenlik sorunlarıyla da başa çıkmak zorunda. Çin’in uyguladığı baskılar, ailelerin parçalanmasına ve iletişim bağlarının tamamen kopmasına neden oluyor. Bu durum, uluslararası insan hakları normlarına aykırı bir şekilde devam ediyor ve Uygur mültecilerinin maruz kaldığı zorlukları artırıyor.

 Ebubekir Tavacı  Kimdir ?

Share
282 Kez Görüntülendi.