logo

trugen jacn

TUTSAK DOĞU TÜRKİSTAN’DA GÜNEŞ NE ZAMAN DOĞACAK ?

Oğuzhan Bilgin

Oğuzhan BİLGİN

Türkiye’de 1977 yılında vizyona giren bir filmin gösterildiği sinema salonları dolup taşıyordu. Filmde Sovyet esareti altında yaşayan Türk halklarına mensup olan ve ezan okuduğu için tutuklanan bir Türk genci ile ona yardım eden yine bir Türk asıllı KGB ajanının Türkiye’ye kaçışı konu ediliyordu. Türk toprağına ayak bastıktan sonra Türkiye’deki Batıcı-sol grupları gördüklerinde yaşadıkları şaşkınlıkları ve mücadeleleri de filmde anlatılıyordu. Çünkü kaçtıkları komünist zulüm rejimini Türkiye’de savunanlar bulunuyordu.

Başrolünde Cüneyt Arkın’ın oynadığı “Güneş Ne Zaman Doğacak?” filmi gösterime girdiği yıllarda sinemadaki hâkim müstemleke zihniyetinin dışındaki nadir örneklerden biri olduğu için, bu filmlere hasret kalmış milliyetçi-muhafazakâr kitleler sinema salonlarını dolduruyordu. Hatta o dönem sokaklarda katliamlar yapan Stalinist- Maoist sol örgütler filmin gösterildiği sinema salonlarına saldırılar düzenliyor, gösterilmemesi için sinemalara baskılar yapıyordu.

İşte o filmde anlatılan ve uzun süre Sovyet esareti altında her türlü temel haktan yoksun halde, millî dilini, kültürünü ve dinini yaşayamayan Türk halklarının birçoğu sonrasında hürriyetlerine kavuştular.

HAYALİMDEKİ DOĞU TÜRKİSTAN” RESİM YARIŞMASI SONUÇLANDI – Dünya Uygur Kurultayı Vakfı

Lâkin kalbimizde bir sızı, vicdanları kanatan bir yara kaldı…

                     DOĞU TÜRKİSTAN

Hem bu köşede hem televizyon ekranlarında sık sık gündeme getirmeyi bir vazife bildiğim bir yara…

Doğu Türkistan’daki kardeşlerimiz çok uzun yıllardır Çin Komünist Partisi rejiminin uyguladığı büyük baskı ve zulüm politikası ile karşı karşıya…

Çin uzun süredir devam ettirdiği Uygur ve Kazak Türklerini asimile ve minimize etme politikasını çeşitli zulüm araçlarıyla devam ettiregelmektedirler. Yapılan sistematik ayrımcılığın ve zulmün derecesini sözlerle ifade etmek imkânsız.

Son zamanlarda “sıfır vaka” adını verdikleri, insanları evlere zorla kapatan, kapıları da dışarıdan kaynaklayarak çıkışı imkânsız hâle getiren Çin rejimi sadece Uygur Türklerinin değil Çinlilerin de tepkilerini çekmeye başlamıştı.

Özellikle geçtiğimiz 26 Kasım’da  Doğu Türkistan’ın başkenti Urumçi’de yaşanan yangında çoğu Uygur Türkü olmak üzere onlarca kişinin diri diri yanarak hayatını kaybetmesi önce Doğu Türkistan’da sonra da Şangay, Pekin ve Vuhan gibi şehirler başta olmak üzere tüm Çin’de büyük kitlesel gösterilere yol açtı. Gösterilerde belki de ilk defa bu derecede güçlü bir ÇKP protestosu ile karşı karşıya kalınmış oldu. Onlarca üniversitede öğrenciler Çin’in baskı rejimine karşı geri adım atmadan direnişe geçti. Ellerinde boş A-4 kağıtlarını alarak dünyaya Çin’deki ÇKP baskısını ve diktatörlüğünü haykıran göstericilerin sayısı ise her gün arttı.

Bu durum karşısında Türk Dışişleri de derhal harekete geçerek Çin’den izahat istedi. Zaten Cumhurbaşkanı Erdoğan da daha iki ay önce New York’ta Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda Doğu Türkistan’daki insan hakları ihlallerinden bahsetmişti.

Çin rejimi ve Xi Jinping belki de Tiananmen Meydanı’ndaki gösterilerden uzun yıllar sonra o gösterilerden kat kat daha zorlu bir meydan okuma ile karşı karşıya.

Çin Doğu Türkistan’daki Uygurları radikalleştirmek için uzun süre uğraşmış; onların haklı mücadelelerini gayrimeşru göstermek için “küresel 28 Şubat” dediğimiz İslam karşıtlığından faydalanmak istemişti. Buna rağmen Uygur Türklerinin medeniyet dersi veren tavırları Çin Devleti’nin planlarını suya düşürmüştü.

Hep söylediğim şu: Doğu Türkistan’daki zulüm rejiminin sona ermesini sağlayacak esas gelişme tüm Çin’deki baskı rejimini ortadan kaldıracak, Han Çinlilerinden, Huilere, Moğollardan Tibetlilere ve Hong Kong’lulara kadar Çin’deki tüm halkların baskı rejimini birlikte sona erdirecekleri bir devrimle mümkün olabilecek. Çünkü ÇKP rejiminden mağdur olanların arasında bizzat Çinlilerin kendisi de var.

Kuşkusuz bu süreçte de biz Türkiye Türkleri Amerikan emperyalizmine ve onun taşeronları olan Yunanistan, PKK ve FETÖ’ye karşı mücadele ederken; Rusya ve onun Karabağ’da, Kırım’da ve Suriye’de yaptıklarına karşı dimdik durur; İran’ın tehditlerine boyun eğmezken Çin’in Doğu Türkistan’daki kardeşlerimize yaptıklarına da sessiz kalacak değiliz ELBETTE.

Dualarımız Kürşad ve 40 çerisinin torunlarıyla birlikte.

KAYNAK : https://www.aksam.com.tr/yazarlar/oguzhan-bilgin/dogu-turkistanda-gunes-ne-zaman-dogacak/haber-1323451

Share
5722 Kez Görüntülendi.