logo

trugen jacn

TÜRK DÜNYASI VE DOĞU TÜRKİSTAN

Av.Halil Altıparmak

Av. Halil  ALTIPARMAK 

Ülkemizde ne yaşanırsa yaşansın, birbirimiz ile nasıl bir ilişki içerisinde olursak olalım, ülkede şartlar ne kadar ağır olursa olsun, devletimiz olan Türkiye Cumhuriyeti, ülke dışındaki bütün Türklerin vatanıdır, son sığınağıdır. Bunu değiştirmek, bunu kabul etmemek, bunu yok saymak mümkün değildir.

Şöyle basit bir düşünce ile hareket edemeyiz: Bizim kimsenin toprağında gözümüz yok, bu nedenle kendi ülkemiz dışında kimsenin sorumluluğunu alamayız. Ya da biz emperyalist bir ülke değiliz, bu nedenle dışarıda kimse ile ilgilenemeyiz. Hayır! Bin kere hayır!

Türkiye Cumhuriyeti dışındaki Türkler konusu, ne emperyalizm meselesi, ne de toprak meselesidir. Bu mesele, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kuruluş ilke ve felsefesinin bir yönü olması gerçeği meselesidir. Bu konu bu kadar açık, seçik ve anlaşılır bir meseledir.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin 10. Yıl Nutkunda kurucu iradenin, yani Mustafa Kemal ATATÜRK’ÜN şu sözlerine bakalım:

“Asla şüphem yoktur ki, TÜRKLÜĞÜN unutulmuş medenî vasfı ve büyük medenî kabiliyeti, bundan sonraki inkişafı ile âtinin yüksek medeniyet ufkundan bir güneş gibi doğacaktır.”

Kurucu iradenin bu sözleri içerisindeki TÜRKLÜĞÜN ibaresi sadece biz Anadolu Türklüğü değildir.

Özetle, Türkiye Cumhuriyeti Devleti, bütün Türk Dünyası’nın sorumluluğunu üzerinde hissetmelidir, hisseder ve hissedecektir.

Durum böyle olunca, Çin’in Doğu Türkistan bölgesindeki yaşananlara hiç bir nedenle kayıtsız kalamayız, kalmamalıyız.

1949  yılından itibaren Mao Çin’inin işgaline uğrayan ve kurduğu Türk Devleti yıkılan Doğu Türkistanlı soydaşlarımız o günden beri akıl almaz sıkıntılara maruz kalmaktadırlar. Özellikle, 2016 yılından itibaren çok sayıda kamplar kurularak kardeşlerimize işkenceler yapılmaktadır.

Bu konuda, ABD bu olayları abartıyor, çıkartıyor gibi yaklaşımlar ciddiye alınacak yaklaşımlar değildir. Bu gibi avuntularla, bu gibi hedef saptırmalarla, bu gibi kişisel çıkar hesapları ile vakit kaybedemeyiz. Bu konuda ABD, durumdan görev çıkarıp yararlanmak istiyor olabilir. O kendilerinin meselesidir. Bizim ilgimiz, oradaki kardeşlerimizedir, soydaşlarımızadır ve onların yaşadıkları ağır şartlaradır.

Son olaylarda, dışarıya çıkan bilgilere göre, bir apartmanda çıkan yangın, itfaiyenin son derece yakın olmasına rağmen gelmemesi ve 50 soydaşımızın yanarak hayatını kaybetmesi gündeme bomba gibi düşmüştür. Bu insanlık dışı olayları nefretle kınıyoruz, telin ediyoruz ve Çin’i bu konuda kardeşlerimizin yalnız olmadığını bilmeye davet ediyoruz.

Ülkemizdeki bir grup Uygur Türkü kardeşimiz de, oradaki akrabalarının başına gelen bu olayı protesto etmek üzere bir kaç gün önce İstanbul Trabya’daki Çin Başkonsolosluğu   önünde kınama bildirisi için toplanıyor. Fakat, maruz kaldıkları muamele, inanılmaz ve akıl almaz bir durum. Oradaki bütün polis gençlerimizi elbette aynı töhmet altında bırakamayız, bırakmamalıyız. O amir denen kişinin “sizi süpüreceğiz, geri göndereceğiz” ifadelerini duyunca acaba rüya mı görüyoruz dedim.

Sen ne konuşuyorsun ya! Kimi, nereden süpürüyorsun? Bu sözleri kabul etmek, sindirmek mümkün mü? Gerçi İçişleri Bakanlığı bir özür yazısı yayınladı ama, bu yetmez, bu yetmez ve bu yetmez.

Türk Milleti, egemenliğini silahlı güçlerinde görür, arar ve bulur. Bu nedenle, gerek iç güvenlik güçlerimiz ve gerekse dış güvenlik güçlerimiz Türk Milleti için egemenlik garantisidir, egemenlik şartıdır. Bu nedenle, Türk Askeri ve Türk Polisi, şartlar ne olursa olsun, Türk Milletinin bağrındadır, gönlündedir ve kalbindedir. Bu gerçeği yok saymak mümkün değildir. Yani, bu tek kişinin ve bu gibilerin sözlerine bakıp Türk Polisini onun ve onların sözleri doğrultusunda değerlendirmek doğru değildir. Ama, ilgililerin bu kişileri mutlaka tespit etmesi ve gerekeni yapması da beklenir.

Saydığım iç ve dış güvenlik güçlerinin iktidara göre hareket edip etmemesi ayrı bir konudur. Bu tip tavırlar, günlük olaylar içerisinde olağan görülebilir.

Ancak, tarihî boyutlarıyla ele alındığında böyle günlük olağanlılıklarla geçiştirilemez ve geçiştirilmemelidir.

Dünyada nerede bir Türk’üm diyen varsa onun yanındayız, onun ve onların acıları acımızdır, onun ve onların sevinçleri sevincimizdir.

Çünkü, devletimizin adı Türk(iye) Cumhuriyetidir. Binlerce yıllık Türk tarihinde Türk adı ile kurulmuş 3. Büyük devletimizdir.

KAYNAK : https://www.5ocakgazetesi.com/yazi/turkler-ve-dogu-turkistan Y4mLsQhuNzE.whatsapp

Share
2409 Kez Görüntülendi.