logo

trugen jacn

MISIRLI YAZAR NECİP KİYLANİ’NİN ” TÜRKİSTAN GECELERİ” KİTABI

UYGUR HABER VE ARAŞTIRMA MERKEZİ(UYHAM)

Türkistan Geceleri   Romanı Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri ve Özeti Hakkında Bilgiler

Türkistan Geceleri adlı kitap bir romandan çok   Türkistan’ın gerçek öyküsüdür. 1931-1951 yılları arasında, Türkistan’da başlayan ve dinmeyen bir direnişin tarih sayfalarında saklanan öyküsüdür.

Roman, kitabın yazarı Necip el-Kiylani’nin Mekke’de Mustafa Murat Hazret’le karşılaşmasıyla başlıyor. M. Murat Hazret Türkistan’ın canlı bir tarihi olacak kadar yaşlıdır. Kendini Türkistan gerçeğini, acılarını anlatmaya adamıştır. Bir yandan Ruslar  Türkistan’a saldırıyorlar, diğer yandan Çinliler…

Tabii sadece savaş değil onların yaptıkları. Halkı asimile etmeye çalışıyorlar. Romanda Hoca Niyaz ve Osman Batur hem manevi şahsiyetleri hem de gönüllü savaşçılara önderlik etmesi açısından kahraman birer komutan olarak anlatılmış. Romanın sonunda yığınla düşmana dayanamayıp Keşmir’e kaçmaya karar veriyorlar. Tabii çok azı oraya ulaşabiliyor. M. Murat Hazret bunlardan biri ama direnişin bitmediğini biliyor o: “Yenildik Necmetülleyl, yenildik. Ama kaybetmedik. Ben varsam, sen varsan ve Hoca Niyazlar büyüyorsa gecenin karanlık örtüsü kıpırdıyor demektir.”

Roman gerçekleri yüzümüze buz gibi çarpıp bir titreme getiriyor ruhumuza. Okuyalım bu romanı, çünkü en sağır kaldığımız acılı diyarlarımızdan birisinde yaşananlardır anlatılanlar. Zulme boyun eğmesini bilmeyen Müslüman bir halkın, haksızlığa karşın isyan etmekten bıkmayan, yalnızlığa terk edilmiş ama onurlu bir Müslüman halkın romanı.

Türkistan Geceleri Alıntıları – Sözleri

  • Umut ile umutsuzluk arasında bocalıyorum.
  • Zafer de, hezimet de Allah’ın bileceği bir işti.
  • ” — Ölünceye dek direniş ! “
  • Allah’ı tanımayan, merhametin ne olduğunu bilmez şüphesiz.
  • bu güzel ülkemde garibim, yalnızım..
  • Hürriyet ve özgürlük adına binlerce Çin kahpesi caddeleri doldurmuş !
  • Özgürlük başkaları tarafından alınıp bize verilecek kadar ucuz değildir!
  • Müslümanların bir hatası da tarihlerinden fazlasıyla habersiz oluşlarıdır.

Türkistan Geceleri İncelemesi – Şahsi Yorumlar

Cahit Zarifoğlu Üstad’ın ” Bir Değirmendir Bu Dünya ” kitabında bahsini geçirdiği , Doğu Türkistan zulmünü anlamak , müslümanların hislerine ortak olmak , düşman kim dost kim , Türkiye bu süreçte ne yaptı gibi soruların cevabını almak için okumaya başlayıp birçok sorularımın cevabını aldığım bir kitap Türkistan Geceleri..

Yazarımız Necip El Kiylani hac vazifesini yerine getirirken Mustafa Hazret adında Doğu Türkistanlı bir adamla tanışır . Doğu Türkistan’ın Çinliler ve Ruslar tarafından nasıl işgal edildiğini , halktan içinde cihad ve şehid şuuru olan mücahidlerin Hoca Niyaz , General Şerif Han ve Osman Batur liderliğinde nasıl savaştıklarını ve nasıl Şehit Edildiklerini , Rusya ve Çin’in halktan koparmaya çalıştıkları iman kuvvetini nasıl ilericilik diyerek empoze edilmelerini yaşamış bir kişiden Mustafa Hazret’ten dinliyoruz .

Mustafa Hazret 1932 den 1950 ye kadar canla başla savaşmış en sonunda son birliklerinden kalan 300 kişilik bir grupla Keşmir tarafına çekilmek zorunda kalmış , orada zulümden kaçan karısını ve çocuğunu bulmuş , mücahidlerin tek tek şehit edilişlerini izlemiş ,en sonunda hizmetini Hacca giderek oradaki bütün müslümanlara Doğu Türkistanda yaşanan zulmü anlatmaya vakfetmiş  bir mücahittir .

” Kitapta da belirtildiği gibi Doğu Türkistan ‘a  ” TEK BİR MÜSLÜMAN DEVLET BİLE YARDIM ETMEMİŞ YALNIZ KALMIŞLARDIR”

Her müslüman ve Türk genci sadece şu anı değil geçmişte de neler yaşandığını ,ne zulümler görüldüğünü , hangi değerlerimize saldırıldığını , BİZLERDEN NELER ÇALINMAK İSTENDİĞİNİ bilmek ZORUNDADIR.

Son olarak kitapta ilgimi çeken ve bizi derinden yaralayan şeyi belirtmek istiyorum : -” İLERİCİLİK NEDEN ADALET VE ÖZGÜRLÜKLE BAĞDAŞMIYOR BİR TÜRLÜ ?” (sallapatti)

Mısırlı yazar Necip el-Kiylani’nin kaleme aldığı, Doğu Türkistan’ın bağımsızlık mücadelesini, Çin zulmünü anlatan bir eser… Cahit Zarifoğlu, Bir Değirmendir Dünya kitabında bu eserden bahsediyor. Türkiye’de çok bilinmeyen eserin orijinal ismi ‘Leyali Türkistan’. Doğu Türkistanlıların Çinliler tarafından uğradığı zulmü, Osman Batur ve mücahitlerin mücadelesi çok güzel anlatılmış. Biraz içeriğinden bahsedeyim. Necip el-Kiylani Hac ibadeti için gittiği Mekke’de Mustafa Murat Hazret isminde bir Doğu Türkistanlı ile tanışıyor. Mücahitliğin ve mücadelenin silinmediği yüzünde zülme uğramış bir milletten olduğu anlaşılıyor ve onun hikâyesini dinlemek istiyor. Mustafa Murat sadece kendisinin değil milletinin mücadelesini anlatmaya başlıyor. Kitabın bundan sonrası Mustafa Murat’ın anlatımıyla ilerliyor. “Hac, müslümanların üzerine, geldikleri şekilde gitmeleri için mi farz olmuş? Hiç sanmıyorum! Bunlara, orak-çekiç altında inim inim inleyen perişan müslümanların hikâyesini kimler anlatacak?…

Ben Doğu Türkistan’lıyım!.. Bu, anlatacaklarımın ilkidir.” Çinlilerin ve Rusların Doğu Türkistanlılara yaptıkları zulme sessiz kalmayan mücahitler dağa çekiliyorlar. Mustafa Murat Hazret de Osman Batur’un yanında mücadele ediyor. Çinliler Türk kızlarını kendileriyle evlenmeye zorluyor.

Mustafa Murat’ın sevdiği kız Necmetül Leyl de bu kızlardan biri. Necmetül Leyl, Çinli komutanla evlenerek mücahitlere yardım ettiğini söylüyor. Kitap, bir milletin mücadelesini gerçekçi bir üslupla anlatıyor. Kitabı ilk araştırmaya başladığımda Mısırlı bir Arapın böyle bir eser yazmış olmasına şaşırmıştım.

Günümüz Arap milletlerinin Doğu Türkistanlılara terörist demesi ve Çin zulmünü desteklemelerinden sonra, işte gerçek Müslümanlık budur dedim.

Yalnız kitapta OLDUKÇA RAHATSIZ OLDUĞUM bir durum var. O da Doğu Türkistanlı bir kız olan Necmetül Leyl’in mücahitlere yardım ediyorum diyerek bir o Çinli komutanın kucağında, bir bu Çinlinin kucağında… Tövbe tövbe… Gerçekten bir Türk kızına yakışmayan davranışlar o kadar çoktu ki… Bizler Tomris Hatun, Nene Hatun, Kurmanjan Datka, Senem Ayşe gibi hatunların torunlarıyız. Böyle bir kitapta bir Türk kızının böyle gösterilmesi büyük saygısızlık!!!! Velhalsıl kelam, kitap genel itibariyle güzel, akıcı, anlaşılır bir eser. Necmetül Leyl gerçek bir Türk kızı gibi anlatılsaydı çok daha övgüye layık olabilirdi. Yine de Necip el-Kiylani’ye Doğu Türkistan’ın mücadelesini anlattığı için teşekkür ediyorum. (ASİLTÜRK)

Mısırlı yazar Necip el-Kiylani’nin kaleme aldığı, Doğu Türkistan’ın bağımsızlık mücadelesini, Çin zulmünü anlatan bir eser… Bu kitap 1931-1951 yılları arasında, Türkistan’da başlayan ve dinmeyen bir direnişin tarih sayfalarında saklanan öyküsüdür bu öyle bir direniş ki bir yandan Ruslar Batı Türkistan’a saldırıyorlar, diğer yandan Çinliler mücadelenin kararlılığın direnişin öyküsü bir kitap okurken bazen kızdığınız bazen üzüldüğünüz bir eser ama ön önemlisi insanı şoklayan bir eser (Düşünen Bir Genç)

Türkistan Geceleri PDF indirme linki var mı?

Necip Kiylani – Türkistan Geceleri kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Türkistan Geceleri PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Necip Kiylani Kimdir?

1 Haziran 1931 tarihinde Mısır’ın Garbiye vilâyetinin Ziftâ şehri merkezine bağlı Şerşâbe köyünde doğdu. Köy mektebinde okuma yazma, hesap ve Kur’an öğrendi. İlkokula devam ederken ailenin en büyük çocuğu olarak ziraat işlerine yardım ediyordu. Küçük yaştan itibaren çeşitli hastalıklarla uğraştı. Ziftâ’da başladığı orta öğrenimini Tanta şehrindeki Ziraat Lisesi’nde tamamladı (1949). Kendisinin edebiyat veya hukuk tahsili yapma arzusuna rağmen babasının ısrarı üzerine tıp öğrenimine yöneldi. I. Fuâd Üniversitesi (Kahire Üniversitesi) Kasrülaynî Tıp Fakültesi’ne girdi (1951). 1947 yılından beri İhvân-ı Müslimîn ile yakın ilişki içinde bulundu. Topluluk mensuplarının dinî günleri çeşitli etkinliklerle kutlamaları, Filistin’e gönüllü cihad kafileleri göndermeleri ve liderleri Hasan el-Bennâ’nın bir suikast sonucu öldürülmesi (12 Şubat 1949) gibi olaylar dolayısıyla teşkilâtla alâkasını yoğunlaştırdı; İslâm davetçisi, hatip ve şair olarak etkin bir konuma yükseldi. Tıp fakültesi öğrencisi iken, 26 Ekim 1954 tarihinde İskenderiye’nin Menşiye Meydanı’ndaki konuşması sırasında Cemal Abdünnâsır’a suikast düzenlenince bu olay İhvân-ı Müslimîn üzerine yıkıldı, birçok idam ve hapis olayı gerçekleşti. İhvân-ı Müslimîn’le ilgisi dolayısıyla Kîlânî de on yıl hapse mahkûm edildi; Kîlânî, Mısır’ın birçok hapishanesinde dolaştırıldığı bu dönemde çeşitli işkencelere mâruz kaldı. Hapiste yazdığı ilk eseri olan eṭ-Ṭarîḳu’ṭ-ṭavîl’in 1957’de Eğitim Bakanlığı’nın roman dalında birincilik ödülünü kazanması üzerine ödülünü almasına izin verildi ve tekrar hapishaneye gönderildi.

Sağlık sorunları yüzünden 1958’de hapisten çıkarılan Kîlânî yarıda kalan tıp tahsilini 1960’ta tamamladı, aynı yıl doğduğu köyde hekimlik görevine başladı. İslâm edebiyatçısı Kerîme Şâhîn ile evlendi. 1961-1965 yıllarında Ulaştırma Bakanlığı’nda tabiplik yaptı. 1965’te ikinci defa hapse girdiyse de yine sağlık sorunu sebebiyle 1967’de çıkarıldı. Hapishane hayatındaki anılarını, orada mâruz kaldığı zulüm ve işkenceleri Müẕekkirâtü’d-duktûr ve Lemeḥât min ḥayâtî adlı eserlerinde dile getirdi. 1968 Martında hekim olarak Küveyt’e gitti, ardından Birleşik Arap Emirlikleri’ne geçip Dübey’de (Dubâi) sağlık bakanının başmüsteşarı oldu. Tıp konseyi, okul sağlığı, et-Teskīfü’s-sıhhî idaresinin inşası ve yönetimiyle görevlendirildi. Zamanla bu üç kuruluşun görev alanı genişleyince sadece et-Teskīfü’s-sıhhî idaresinin yönetimine devam etti. Tıpla ilgili eserlerini bu devrede kaleme aldı. 1992’de emekliye ayrıldı, Mısır’a (Tanta) dönerek yakalandığı pankreas kanseriyle altı ay mücadele etti. Nihayet ramazan bayramının ardından 6 Mart 1995 tarihinde Tanta Hastahanesi’nde öldü.

Necîb Mahfûz’un da ifade ettiği üzere Necîb el-Kîlânî, İslâm edebiyatının nazariyesine ilişkin olarak 1950’li yılların sonlarından itibaren yazmaya başladığı birçok eserle İslâmî edebiyatın teorisyeni sayıldığı gibi kırkın üzerinde romanı, çok sayıda hikâye ve tiyatrosuyla da İslâm edebiyatının uygulamasını yapmış bir ediptir. Bu eserlerinde Hz. Peygamber’in ve sahâbenin sîretinden, eski ve yeni İslâm tarihinden kesitleri edebî türlerle tasvir etmiş, dünya müslümanlarının sorunlarını, komünizm, siyonizm, emperyalizm gibi akımların pençesindeki müslümanların mâruz kaldıkları zulüm ve katliamları edebî şekil içinde dile getirmiştir. Bu arada Türkistan, Endonezya, Nijerya, Bosna, Filistin, Etiyopya’daki müslüman kıyımlarını romanlarıyla edebiyata taşımıştır. Eserlerinin birçoğu İngilizce, Fransızca, Türkçe, Rusça, Farsça, Çince, Endonezyaca, İtalyanca ve İsveççe gibi dillere çevrilmiştir.

Tabiplik hayatına dair anı, izlenim ve hikâyelerini Ḥikâyâtü ṭabîb adlı eserinde topladığı gibi bunları Birleşik Arap Emirlikleri’nde Şârika Radyosu’nda program olarak da sunmuştur. On kadar şiir divanı bulunan Necîb el-Kîlânî ilk şiir denemesini ilkokul son sınıfta iken Filistin hakkında yazmış, ilk şiir divanı olan Naḥve’l-ʿulâ’yı Tanta’da lise öğrencisi iken kaleme almış, 1956’da hapiste iken köyüne olan özlemini elli beyitlik el-Ḳaryetü’l-ʿaẕrâʾ adlı kasidesinde dile getirmiş, Eġāni’l-ġurebâʾ adlı divanında hapishane hayatını ve zulmünü şiire dökmüştür. Şiirlerinde genellikle toplumun ve bireylerin yöneticilerden çektiklerini anlatmış.

Kaynak :  https://www.mardinlife.com/turkistan-geceleri-necip-kiylani-kitap-ozeti-konusu-ve-incelemesi.html

Share
2756 Kez Görüntülendi.