logo

trugen jacn
06 Temmuz 2014

GÖKTÜRK : ÇİN, EĞER BASKI VE ZULME BÖYLE DEVAM EDERSE, SOVYETLER GİBİ HELAK VE YOK OLACAKTIR.

hamitbey  Uygur Haber ve Araştırma Merkezi Sorumlusu ve Uyghurnet.net Türkçe editörü Hamit Göktürk, 5 Temmuz 2009 Urumci katliamının yıl dönümü dolayisiyle ABD.merkezli Hür Asya Radyosu Uygurca Bölümünün soruların cevaplandırdı.
5 Temmuz 2014’da yayınlanan ve adı geçen radyo’ nun Türkiye Temsilcisi sayın Erkin Tarım ile yapılan söyleşinin metnini aşağıda sunuyoruz.

Uygur Haber ve Araştırma Merkezi (UYHAM)

RFA : Sayın Göktürk, bu yıl 5 Temmuz 2009 Urumçi katliamının 5.yıldönümüdür. Bu günü Muhaceretteki Uygurlar bulundukları ülkelerde çeşitli etkinlikler düzenleyerek anmaya ve gündeme getirmeye çalışıyorlar.
Size göre Çin yönetiminin bu olay’dan 5 yıl sonra Uygurlar ve bölge politikasında bir iyileşme,yumuşama ve olumlu gelişme var mı ?
Göktürk : Bana göre Çin’in Doğu Türkistan ve Uygur siyasetinde ve insan hakları ve hukuk açısından hiçbir olumlu gelişme ve iyileşmeye yönelik bir değişiklik görülmüyor.Dünya’nın bütün ülkelerinde 5 Temmuz 2009’da Urumçi olayları gibi sosyal problemler ve olaylar olduğunda,ilgili ülkeler ve Hükümetler derhal bu tip olaylarını nedenlerini ve niçin bu olayların meydana geldiğini bundan sonra olmaması için ne gibi önlemler ve    tedbirler alınması noktasında çareler arar ve çözümler geliştirirler. Bu konuda uzmanlara ve bilim adamlarına müracaat ederek bu konuda bilimsel raporlar hazırlatırlar. Hükümetler bu bilimsel raporlar doğrultusunda ve muhtemel bu tür  olayların olmaması için gerekli tedbirleri alırlar ve uygulamaya koyarlar. Çin bunları yapmanın yerine eski uygulamalarını, geçmişteki göz boyama ve halkı kandırma,bastırma ve tehdit etme  yöntemlerini uygulamayı sürdürmekte.Bu sebeple 5 Temmuz’dan sonra Uygurlar Çin yönetiminin yıllardan beri kendilerine dayatmaya çalıştığı Cunguha Büyük Milletler Ailesinin  onurlu bir üyesi safsatası ile ebedi olarak vedalaşmıştır, Uygurlar artık, bu safsataya inanmıyorlar. Uygurlar bundan sonra kendilerini “Cunghua Milletler ailesi”’nin üyesi değil.tamamen Müslüman Uygur Türkü  olarak tanımlıyorlar. Çünkü, 5 Temmuz’da etnik göçmen  Çinliler ellerine verilen sopalarla,Palalarla ve Silahalarla, yıllardan beri birlikte ve komşu olarak  yaşadığı Uygurlara acımasızca saldırdı, Onları vahşice yaraladı ve öldürdüler. Uygurlar duygusal ve manevi olarak de Çinlilerden tamamen ayrıldılar. Çinlilere karşı güvensizlik  ve duygusal ayrışma şekillendi.
Rfa. : Önceki yıllarda Türkiye’ye gelen bazı Uygurlarda Çin’in Doğu Türkistan’da Uygurlara karşı yürüttüğü politikalarında bazı iyi taraflarının olduğunu iddia ediyorlardı. Bunu dillendirenler mevcuttu. 5 Temmuz’dan sonra gelenlerde ise,bu anlayışın tamamen değiştiğini görüyoruz. Gelenlerin hemen tamamı Çin’in icraatlarından şikayetçiler. Çin’e güvenmeme duygusunun şekillendiğini görüyoruz. Siz bu görüşü katılıyor musunuz ?
Göktürk : Elbette. Son gelenlerin tamamı,büyük küçük,genç yaşlı,toplumun bütün kesimlerine mensup kişiler ve hatta devlet kademelerinde önemli görevlerde bulunanlar dahi,Çin’in uygulamalarından şikayetçiler,Hiçbir olumlu icraatın olmadığını,Uygurları dışladıklarından şikayet ediyorlar. Gelen Uygur Kardeşlerimiz ile zaman zaman sohbet ettiğimizde kalp sözlerini ifade ettiklerinde, 5 Temmuz’dan sonra Çin yönetimine olan güven duygularının yok olduğunu ve duygusal olarak koptuklarını ifade etmekte.Hatta bazıları Çin’e yıllarca çalışarak yaptığı hizmetlerinden dolayı nedamet duyduklarını ve pişman olduğunu ifade ediyorlar. Olaylardan sonra devlet kademelerindeki Uygur görevlilere Çin’in güven duymadıklarını bu yüzden Uygur görevli ve memurları sistemli bir şekilde görevlerinden uzaklaştırdıklarını belirtiyorlar. Ayrıca,Uygurlar ile etnik Çinliler arasında kesin kez duygusal birlikteliğin de yok olduğunu bildiriyorlar. devlet kademelerinde bu duygusal ve Ruhi ayrışmanın açık şekilde görüldüğünü ifade ediyorlar.
RFA : 5 Temmuz olayı, Doğu Türkistan’ın ve Uygurların tarihinde çok önemli ve etkileri bakımından da çok büyük bir hadise olarak tarihe geçti. Bu hadise Uluslar arası toplumun de dikkatini bölge’ye ve Uygurlar üzerine çeken büyük bir olaydı. Bu olaydan sonra Çin yönetimi, Uygurların ekonomik durumlarının iyileştirilmesi için bölgeye yönelik bazı yatırımlara hız verdiklerini ve bazı ekonomik tedbirleri aldıklarını ilan ettiler. Sizce bu doğru mu ? Çin yönetimi bu vaadını yerine getirdi mi
GÖKTÜRK : 5 Temmuz’dan sonra Çin yönetimi Ankara Üniversitesi mezunu,Türkçe’yi iyi bilen ve Ankara’da büyükelçi olarak görev yapan Sung Ang Vu isimli bir önemli diplomatını Ankara’ya Olağanüstü Büyükelçi olarak gönderdi. Bu kişi aynı zamanda Dış İşleri Bakan Yardımcısı de idi. TRTTürk Tv.’da 45 dakikalık bir programa konuk edildi. O,konuşmasında Çin’in Uygurların ekonomik durumlarının iyileştirilmesi,hayat seviyelerinin yüseltilmesi ve işsizliğe çare bulunması   için  gerekli tedbirler aldığını ve bölgeye büyük yatırımlar yapacağını iddia ve vaat etti. Sonra’dan Uygurlara 5 bin kişilik yeni bir kontenjan verildiğini ilan ettiler ve çoğunluğu Üniversite mezunu,işsiz olan Uygurlardan Geçici Güvenlik elemanı olarak istihdam ettiler.Uygur’lara güvenmedikleri için silah vermediler,bunun yerine silah olarak ellerine birer ağaç sopa tutuşturdular. 10 Kişi’den oluşan bu Güvenlik Timi’nin başına Silahlı bir Çinli’ye komutan veya amir olarak atadılar. Yoksa Uygurlara Devlet Memurluğu,Petro-Kimya tesislerinde teknisyenlik ve İşçilik vebenzeri gibi, sürekli işe yerleştirmediler.Doğu Türkistan’a yapılan büyük yatırımlardan yararlanan sadece etnik Çinlilerdir. Adalet duygusu taşıyan ve buna  inanan ve insaf sahibi bazı Çinli aydınlar dahi Çin hükümetinin bölgede yürüttüğü bu adaletsiz ve etnik ayırımcı insafsız uygulamalarından şikayet ediyorlar.Bölgenin esas sahibi olan Uygurların bölgeden çıkarılan zenginliklerden hiçbir şekilde yararlandırılmadıklarını itiraf ediyorlar ve bunu örnekleri ile dile getiren yazılar yazarak  yayınlıyorlar.
RFA : Çin’in Uygurların kendi topraklarında insanca yaşama talep ve isteklerini “Terörist”likle itham ediyor ve bu insani ve masum talepleri sert şekilde bastırıyorlar. Bunun sonu ne olacak ?
Göktürk : Çin,Doğu Türkistan’i zorla ve askeri güç kullanarak kanla işgal etti. Uygurlar Çin hakimiyetini hiçbir zaman kendi isteği ile kabul etmedi. Mao’nun generallarından Uygur Celladı Van Cing’ın 8.Ordusu bağımsız Doğu Türkistan Cumhuriyetini silah zoru ile ortadan kaldırdı. Masum insanlarımızı katlederek Ülkemizi istila etti. Doğu Türkistan bugün Çin’in işgalinde. Doğu Türkistan bugün Çin’in bir sömürgesi durumunda.Çin ülkemizin bütün zenginliklerini insansızca, pervasızca talan ediyor ve sömürüyor.Doğu Türkistan’ın zenginliklerini gabederek çalarak Çin’e taşıyor. Çin yönetiminde bu konuda  en ufak bir insaf ve adalet duygusu yok.Bu zenginliklerin bu toprakların tarihi sahipleri olan Uygurlara hiç olmazsa bir miktarının tahsis edilmesini kabul etmiyor.Ülkenin alt yapısının iyileştirilmesine  dahi ayırmıyor..
Liyu Vang adında bir Çinli yazar,bir dergi’de yayınlanan makalesinde 2013’te bölge genelinde 295 olay meydana geldiğini ifade ediyor.Elbette zulmün olduğu yerde bunun karşılığı mutlaka olacaktır.
Çin, Doğu Türkistan’i işgal ederken Stalin’den yardım aldı ve  ülkeyi sömürürken ve halka zulmederken de  Sovyetler Birliğini örnek aldı. Sovyetler de aynı Çin yönetimi gibi kendi halkına zulmetti.Öldürdü. Afganistan’i de işgal etti. Masum insanları şimdi Çin’in yaptığı gibi barbarca katletti.İnsanlara insan gibi muamele etmedi. İnsan gibi davranmadı. Sovyet sisteminde da Çinli’deki gibi insaf ve adelet duygusu yoktu. Acımasızdılar. Sonunda Ne oldu ? Tarih’in karanlıklarında  helak ve yok olup gitti. Bu insanlık dışı tutumlarından,uygulamalarından ve zulümlerinden dolayı en sonunda yok oldu. Çin yönetimi de  yine baskı,zulüm ve şiddat’e devam ederse, aynı Sovyetler Birliği’nin akibetine uğrayacak ve en sonunda HELAK VE YOK olacaktır.

Kaynak  :  http://www.rfa.org/uyghur/xewerler/kishilik-hoquq/hamid-gokturk-07042014190736.html

Etiketler: » »
Share
1440 Kez Görüntülendi.