logo

trugen jacn

100 ÖNEMLİ ŞAHSİYET, ÇİN’E NAZI KAMPLARI İÇİN ORTAK İMZA KAMPANYASI BAŞLATTI

Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi'nin ziyaretini protesto eden Uygurların protesto mitingi sırasında bir Uygur çocuğun "Çin, büyükannemin kanı" sloganı tuttuğu görüldü.  1 Eylül 2020, Almanya.

UYGUR HABER VE ARAŞTIRMA MERKEZİ (UYHAM)

Dünyanın dört bir yanından yaşayan 100’den fazla önemli şahsiyet, Çin’in Doğu Türkistan’daki toplama kamplarını kapatması için bir imza kampanyası başlattığı açıklandı.

Özgür Asya radyosunun bildirdiğine göre Çin’in Doğu TÜrkistan’ı işgal tarihi olan 1 Ekim’de 27 AB üye ülkesinden ve dünyanın dört bir yanından 100’den fazla milletvekili, belediye başkanı, diplomat, sosyolog, sosyolog, ekonomist, siyasetçi, sanatçı ve insan hakları aktivisti “Dünya Uygurlarİçin Ayakta ” adı ile bin imza kampanyası başlattı. İmza kampanyasına Türkiye’den olmak üzere Amerika Birleşik Devletleri, Kanada, Avustralya ve hatta Cezayir ‘den çok sayıda profesör ve uzman bu imza kampanyasına katılarak Uygurlara destek verdiler.

” Dünya Uygurlar için Ayakta ” kampanyası 1 Ekim’de dünya çapında 60’tan fazla şehirde başlatıldı ve Uygurlar Çin’i protesto etti. Fransız parlamentosunun 53 üyesi, Çin Komünist Partisi’nin kuruluşunun 71. yıldönümü münasebetiyle “Uygurlara yardım” grubunun kurulduğunu duyurdu. Gelmişti.

Avrupa Yeşiller Partisi’nin Avrupa Parlamentosundan Alman siyasetçi Reinhart Butikofer tarafından başlatılan “Dünya Uygurlar için Ayakta ” kampanyasının imzalanmasına ilişkin açıklamasında “Dünya yıllardır insanlığa karşı suçlara tanık oldu. Çin’in Uygur bölgesindeki Toplama kamplarını kapatmak için dünyanın geri kalanının ayağa kalkması gerekiyor.” ifadeleri kullanıldı.

DUK Başkanı İsa : Çin’in Uygurlara yönelik Soykırım Suçu Cezalandırılmalı

” Dünya Uygurlar için Ayakta” kampanyasını değerlendiren Dünya Uygur Kurultayı Başkanı Dolkun İsa, bu imza kampanyasının önümüzdeki günlerde daha da genişleyerek devam edeceğini belirterek şöyle konuştu ; “Çin hükümeti milyonlarca insanı sırf Uygur olarak doğdukları için hapse atarak cezalandırmaktadır. Çin’in bu soykırımını yıllardır insanlık kayıtsızca izliyor.  Büyük suçları önlemek ve engellemek için güçlü şekilde tepki gösterilmesi gerekiyor.  Şimdi gözlerimizi açmanın ve Uygurların karşı karşıya olduğu zulme bir son vermenin zamanıdır. Dünya yıllardır Çin’in insanlığa yönelik işlediği suçlara tanık olmaktadır.Zorla doğum kontrolü, zorla Köle/İşçi olarak çalıştırma, Çocukların ana babalarından zorla ayrılan ve etnik kimliği değiştirilmek istenen Uygur çocuklar bu soykırım yönkemlerinin başlıcalarıdır. Bu soykırım uygulamalarına itiraz eden ve hayır diyenlere ölüm cezası verilmeketedir. ÇKP Üyeleri tarafından taciz ve tecavüze uğrayan kadınlar son yıllarda bölgede işlenen insanlık trajedileridir. , Komünist Parti üyelerine ulaşmaya zorlayan kadınlar. Uygur Özerk Bölgesinda yaşayan etnik kimliğini inkara zorlanmakta olup,bu da soykırım ve dönüştürmenin bir başka yönetimidir ve bu husus başka bir terim olarak karşımıza çıkmaktadır. Siyasi muhalefete ve tüm azınlık millete karşı bu baskıcı sistem, Çin Devlet Başkanı Xi Jinping’in doğrudan ve direk emir ve talimatı ile yürütülmektedir. ÇKP Lideri Şi  hükümetine Uygurlara “merhamet etmemesini” emrini vermiştir.

Uygurların Çin Tipi Toplama Kamplarına Gönderilmesine Sebep Olan Suçlar

1- İçki içmeyi reddetmek

2- Uygurların bir birlerine Selamünaleykum sözü ile selam vermeleri

3- Yurt dışında yaşayan yakınları ile temas kurmak

4- Dini inançlarınızı, kültürünüzü ve etnik kimliğinizi terki kabul etmemek

5-

Açıklamada, “Alkol içmiyor musunuz? Sonra kampa gönderileceksiniz. Bayram selamı mı gönderdin? Sonra kampa gönderileceksiniz. Kuran okudun mu? Sonra kampa gönderileceksiniz. Yurtdışındaki akrabalarınızı aradınız mı? Sonra kampa gönderileceksiniz. Bir kampa gönderilirseniz, her sabah dilinizden, kültürünüzden ve dini inançlarınızdan vazgeçen bir törene katılmanız gerekecektir. Kimlik reddi, Çin hükümetinin “yeniden eğitim” politikasının merkezinde yer alıyor. “Bu halkın bir üyesinin statüsünden vazgeçtiğiniz sürece, muhtemelen bir birey olarak hayatta kalacaksınız.”

Açıklamada, “Uygurlar evrensel bir kara deliğin içine düştü. Çin’in yasal kara deliğine bakın: Burada gerçekleşen herhangi bir suç eylemi herhangi bir Çin yasal çerçevesine girmiyor. Batı demokrasilerinin kara deliğine bir bakın: Liderlerimiz uzun süredir Çin ile ilişkilerinde Uygur sorununa değinmiyorlar. Müslüman Dünyasının Kara Mağarasına bir bakın: Müslüman ülkelerin liderleri, Pakistan ve Suudi Arabistan’ın yaptığı gibi Çin’in Uygurlar üzerindeki baskısına resmen yanıt vermedi. Herkese açık forumlarımızdaki kara deliğe bir göz atın:

Uygurları kurtarmak için acilen harekete geçilmesi gerektiğini vurgulayan açıklamada, “Sonuç olarak vicdan uyandı. Bilge insanlar, Sincan’daki suçun boyutunu anlamaya başladılar. Bu tür Çin terörizminin dünyanın her yerindeki vicdan sesleri tarafından kınanması gerekiyor. Ama sadece suçlamak yeterli değil. Ruanda soykırımından Suriye soykırımına kadar Ruanda’da son zamanlarda yaşanan katliamlar, bize, sert önlemler almazsak “Bir daha olmayacak” sloganının işe yaramayacağını hatırlattı. Bu yüzden derhal daha güçlü önlemler almamız gerekiyor. “

Açıklamada, Batı demokrasilerinin Uygurları bastırmaktan sorumlu Çinli yetkililere ambargo politikası izlemesi gerektiği belirtildi. “Ülkelerimizin insanlığa karşı suçları kınamaması düşünülemez. Hepimiz hükümetlerimizi, Sincan’daki baskıdan sorumlu Çinli yetkililere karşı hedefli ambargo önlemlerini derhal uygulamaya çağırmalıyız. “Bu, Pekin liderlerine suçlarını şiddetle kınadığımızı bildirmenin bir yolu.”

Share
266 Kez Görüntülendi.