logo

trugen jacn

ÇİN’İN İŞGALİNDEKİ DOĞU TÜRKİSTAN’DA TÜRK SOYKIRIMI

Şahin Zenginal

Şahin ZENGİNAL

Basın yayın organlarının büyük çoğunluğu haberi “Çin’de yangın” başlığıyla verdi.

Haberlere göre Covid 19 sebebiyle karantinaya alınan binada yangın çıkmış ve 10 kişi hayatını kaybetmişti. Çoğu haberlerde yangının Doğu Türkistan’da çıktığı bile yer almadı.

Haberler Çin’in istediği veya verdiği şekildeydi. Ama gerçek hiç de öyle değildi.

Olayın aslı ise Çin, Doğu Türkistan’ın başkenti Urumçi’de “salgından korumak” yalanı ile giriş çıkışları ve site kapılarını kapatarak Doğu Türkistan Türklerini kuşatma altına altı.

Karantina bahanesiyle giriş çıkışların kapalı olduğu 21 katlı bir binada yangın çıktı. Doğu Türkistan kaynaklarından gelen bilgilere göre aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu 50 kişi yangında yanarak veya dumandan zehirlenerek hayatını kaybetti.

O kadar dramatik durum ki; güya karantina yalanıyla yollar kapalı olduğundan yangın yerine itfaiye ancak 3 saat sonra ulaşabildi.

Çin “karantina kuşatması” adıyla ayan beyan yaklaşık 4 aydır Doğu Türkistan’da bir nevi Türk soykırımı yapıyor. Doğu Türkistan Türkleri kuşatma altına alındı, evlerine hapsedildi, Çin bunu güya salgından korumak için karantina diye dünyaya duyuruyor.

Ne yazık ki, ülkemiz dahil neredeyse tüm dünya Çin’in bu yalanına inanıyor, çünkü Doğu Türkistan’dan Çin baskı ve zulmü sebebiyle sağlıklı haber alınamıyor.

Ne yaparlarsa yapsınlar Doğu Türkistan Türkleri seslerini dünyaya duyuramıyor…

Sözde karantina yalanıyla evlerine hapsedilen insanların yangında hayatlarını kaybetmesi üzerine Doğu Türkistan’da protesto eylemleri yapıldı.

Protesto gösterileri bile ülkemiz dahil neredeyse tüm dünyada eksik ve yanlış aktarıldı.

Sanki Doğu Türkistan Türkleri salgındaki karantinayı protesto ediyor algısı oluşturulmaya çalışıldı.

Televizyonlarda gördüğümüzde, haberlerde okuduğumuzda sıradan bir eylem gibi algıladık. Çünkü Çin kaynaklarına dayandırılan haberler o şekil servis edildi.

Yanlı haberlere bakınca Doğu Türkistan’daki zulmü, soykırımı anlamak şöyle dursun, sanki Çin mazlum gibi düşünüyor insan.

Halbuki, Çin, Doğu Türkistan’da Türklere soykırım yapıyor, karantina bahanesiyle Türkleri evlerine hapsediyor… Evlerine hapsedilen insanlar, nasıl çıktığı, belki de çıkarıldığı hâlâ bilinmeyen yangında can veriyor…

Hâlâ karantina protestosu deniliyor. Doğu Türkistan Türkleri, karantinayı değil, karantina görünümünde yapılan ev hapislerini, baskıları protesto ediyor ancak seslerini duyan olmuyor.

Ne yazık ki, fazla sesi çıkanın, çok bağıranın, sesini çok duyurabilenin haklı olduğu bir dünyada yaşıyoruz.

Biz de Doğu Türkistan Türkleri ile birlikte haykıralım ki, haklı davalarını tüm dünya duysun.

*****

Kayıtsızlık, vurdumduymazlık neden?

Doğu Türkistan Vakfı eski başkanlarından, www.uyghurnet.org sitesi yöneticisi Hamit Göktürk’ün Doğu Türkistan’daki yangın sonrasında sosyal medyada paylaşılan sitemli yazısını aynen aktarıyorum.

Çin işgalindeki Doğu Türkistan’ın başkenti Urumçi’de ÇKP faşistlerinin ‘Salgından korunma” yalanı ile evlerine hapsettiği Uygur kardeşlerimiz çeşitli yöntemlerle açılamayacak şekilde kapatılan kapılardan dışarı çıkamadıkları için çoğunluğu kadınlar, anneler ve çocuklarından oluşan ve 50 civarında tahmin edilen kişi yanarak veya dumandan zehirlenerek feci şekilde can verdi. Aslında bu bir kaza değil, bilinçli olarak yapılan bir katliam, soykırımdı.

Ancak ülkemizde bu trajik olay-katliam, Konya’da öldürülen 2 köpek kadar gündem olamadı maalesef. Ben birkaç milliyetçi, Türkçü whatsapp grubundayım. O kadar paylaşım yapıyorum. Çok az kişi dışında pek ilgi görmüyor. En azından hiç olmazsa bir geçmiş olsun veya ölen masumlara rahmet bile dilemek akıllarına gelmiyor. Buna çok hayret ediyorum ve çok üzülüyorum.

Hani hep diyoruz; Doğu Türkistan başta Türklük davasının merkezi Türkiye; Türk’ün Türk’ten başka dostu yoktur vesaire…

Aslında öyledir.  Ama bu gerçeklerin gereği yapılmıyor. Neden yapılmıyor veya yapılamıyor? Bunun iyi irdelenmesi gerektiğini düşünüyorum. Bu anlaşılmaz kayıtsızlık, duygusuzluk ve vurdumduymazlık neden acaba?

STK’ların görevi, devletimizin konjonktür gereği yapamadıklarını sosyal ve siyasal durumlar karşısında temsil ettiği Türk Milletinin düşünce ve duygularına tercüman olmak değil midir?

Uygur Türklerinde bir makal (temsil) var: Özümden ötken, kolumdan ketken. (Kusur bende ama iş işten geçti) Acaba bu duyarsızlıklar bunun için midir?

Irkdaşlarımız, kandaşlarımız, dindaşlarımız ve soydaşlarımız acaba Uygurları kendi kaderlerine terk mi ediyor? Çok düşündürücü ve çok üzücü bir durum. Gecenin şu saatinde uykularımızın kaçması, depresyon yaşamamız, bunları düşünmek, uykusuz geceler yaşamak  ve bunları yazmak zorunda kalmak…

Bizimkisi, kişinin bir derdi olsa yarı/dostu/kardeşinin önünde çekinmeden dile getirsin ve ağlasındır. Mazlumların ve mağdurların yegâne yarı, yardımcısı, koruyucusu Tengdaşsız (Dengi olmayan eşsiz) Yaradanımızdır. Umutsuzluk bitmek, ölmek demektir. Sürçü lisan etti isek af ola.

*****

TEBESSÜM

Tarihi cevap

1947 yılında Doğu Türkistan Türklerinin efsanevi Lideri İsa Yusuf Alptekin ve arkadaşlarını evinde yemeğe davet eden Çin Devlet Başkanı Çan Kay Şek; “Sizler bizden muhtariyet değil, bağımsızlık istiyorsunuz. Biz sizin bağımsızlığınızı tanırsak, ülkenizi idare edemezsiniz çünkü yetişmiş idari kadrolarınız yoktur. Sonra Sovyetler sizi işgal eder” der.

İsa Yusuf Alptekin, Çin Devlet Başkanına şu tarihi cevabı verir: “Bizim yetişmiş kadrolarımızı, âlim ve aydınlarımızı yaklaşık 10 yıl despot ve derebeyi olarak hüküm süren, Doğu Türkistanlıların katili Şeng Sisey, katlederek yok etmiştir. Yine de biz kendi kendimizi idare edebilecek yeterli kadro ve imkânlara sahibiz. Ben Taşkent’te Başkonsolosluk memuru iken, Sibirya demir yolu üzerinden Çin’e gitmek için tren bileti almıştım. Başkonsolosun eşine, şu saatte hazır olmasını ve tren garına araba ile gideceğimizi anlattığımda bana: ‘Biz araba ile o dediğiniz yere gideceğimize, tren bizim evin önünü kadar gelsin. Söyleyin’ demişti. Yani bir Başkonsolosunuzun eşi bana bunları söylemişti.”

Çin Devlet Başkanı Mareşal Çan Kay Şek, bu sözlerden çok bozulur ve konuyu bir daha açmaz.

*****

GÜNÜN SÖZÜ

Doğu Türkistan meselesi, insanlık adına halledilmedikçe ve renkleri solan insanların ülkesinde hürriyet güneşi doğmadıkça, alınlarında kara bir lekeyi daima taşıyacaklardır.          İsa Yusuf Alptekin

Kaynak :  https://www.istanbulgazetesi.com.tr/soykirim-makale,78960.html

Share
2224 Kez Görüntülendi.