logo

trugen jacn

ÇİN’İN İŞGALİNDEKİ DOĞU TÜRKİSTAN MESELESİ VE “ÇİN’İN TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜ”

Güncel Gelişmeler Işığında Doğu Türkistan” Konulu Konferans Düzenlendi - KLU - Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Birimi #iyileşeceğiz
Prof.Dr.Ekrem Barak ARIKOĞLU
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan  Birleşmiş Milletler kürsüsünde,  TBMM. Meclisimizde Uygur Türklerinin “insan hakları” sıkıntısını dile getirdi. Fakat bunu yapmadan önce “Çin’in toprak bütünlüğü” vurgusunu   Uygur Türkleri cümlesinin önünde  özellikle  dillendirdi. Dolayısıyla Uygurlara   temel insan haklarına  sahip çıkayım derken günümüzde büyük Türk milletinin en büyük acısı ve meselesi olan Doğu Türkistan’ın  Çin işgali altında olduğu  gerçeğini   bir nevi   olağanlaştırmış oldu.
Çin’le bilinen tarihten bu yana mücadele ediyoruz. Bu mücadele sonucu Çin “toprak bütünlüğü”nü sağlamak için Çin Seddini inşa etmiş. Yani günümüzde bizim sınırlarımıza duvar çekmemiz gibi ülkesinin sınırlarına duvar çekmiş. Ki Türkler, Moğollar zaman zaman bu duvarı da aşarak Pekin’e girmişler.
Haydi Çin Seddini bir yana bırakalım. Çin bugün Doğu Türkistan’a xin jiang (şin jan) adını vermiş. Yani “yeni sınır”. 1949 yılında işgal etmişler ve işgal ettikleri yerden “yeni sınır” çizmişler. Yarın Kırgızistan, Kazakistan, Özbekistan’ı işgal ettiklerinde de yeni sınırlarını ve işgallerini meşru mu göreceğiz? O zaman Kırım’ın Ruslar tarafından işgalini de hemen tanıyalım.
Doğu Türkistan Kırım’dan çok daha eski bir Türk beldesidir. Binlerce yıllık Türk beldesidir. Ayasofya, Süleymaniye, Selimiye ne ise Kaşgar’daki Eyidgah camii de odur bizim için.
Ülkeler arasındaki ilişkilerde “siyaset” farklı dil kullanmayı gerektirebilir. Yetkililerimiz “Doğu Türkistan Çin’in işgali altındadır.” demekten imtina edebilirler. Fakat bu Doğu Türkistan’ın Çin’in işgali altında olduğu gerçeğini değiştirmez. Bunu söylememek başka bir şeydir, “toprak bütünlüğü” vurgusuyla bu işgali meşrulaştırmak başka bir şey.
Bugün; ABD, İngiltere, Kanada, Hollanda, Litvanya, Çekya gibi  8 batılı ülke  Parlamentolarında  Çin’in işgalı altındaki Doğu Türkistan’da yaşayan Uygurlara,Kazaklara,Kırgizlara ve diğer Türklere yaptıkları  baskı ve zulmün SOYKIRIM olduğunu kabul ettiler ve bu soykırımdan  dolayı Çin’e müeyyide uygulama kararları aldılar.
Bu ülkeler ister Çin’e muhalefet olsun diye, ister sahiden Çin Faşizmine karşı böyle kararlar almış olsunlar önemli olan bu kararları almış olmalarıdır.
Bizim görünürde -Maocu- Xi’tlerci  topal Ördeğin  kendisine   sağlanan   her türlü  manfaatler karşılığı   Çin’in  Soykırım cinayetlerinin savunucusu,baskı ve zulmünün ortağı ve  yalayıcılığını kendine vazife edinmesi dışında- Çin’e karşı herhangi bir mecburiyetimiz yoktur.
Çin ile yaptığımız ticarette yılda en az 20 milyar dolar zarar ediyoruz. Stratejik ortak değiliz, aksine tarihin bütün dönemlerinde düşmanımız olmuş ve şu anda da Uygurlara uyguladığı faşist zulmüyle düşmanlık ediyor. İnsanlık suçu işliyor.
Haydi Türk tarih şuurumuz yok diyelim, Çin’in bütün dünyanın gördüğü ve kınadığı, müeyyideler uyguladığı insanlık zulmünü de mi görmüyoruz?
Görüyorsak hangi sebepten Batılılar kadar sesimizi çıkaramıyoruz?
Uygurlar Türk olduğu için mi? Uygurlar Müslüman olduğu için mi? Hani bütün mazlum milletlerin yanındaydık. Hani dünya beşten büyüktü. Çin’in işgal ettiği Türk topraklarının bütünlüğünü savunmak bize mi kaldı?
Doğu Türkistan’ın işgalinin 72. yılında Allah’tan Uygur kardeşlerimize yardım etmesini diliyorum. Allah mazlumlara yardım eylesin, zalimleri kahreylesin, Doğu Türkistan’ı hür eylesin.
Turan Eller Var Olsun, Tanrı Türk’e Yar Olsun.
Share
543 Kez Görüntülendi.