logo

trugen jacn

ÇİN İŞGALİNDEKİ DOĞU TÜRKİSTAN VE GÜNÜMÜZDEKİ DURUMU

Denizli merkezli YENİ  UFUK  dergisinin kuruluşunun 10.yılı münasebetiyle 23-24 Şubat  2024 tarihlerinde  Denizli’de düzenlenen  bir dizi etkinlikler çerçevesinde  Ülkemizin önde gelen fikir adamı Türklük Bilgini(Türkolog) Prof. Dr.  Sayın Ahmet Bican  Ercilasun Hocamızın oturum başkanlığını yaptığı TÜRK DÜNYASI PANELİ’inde   ” ÇİN İŞGALİNDEKİ DOĞU TÜRKİSTAN VE GÜNÜMÜZDEKİ DURUMU ” başlığı altında  bir bildiri sunduk. Ayrıca bu bildiri  02 Mart 2024 günü  Türk Dünyası Araştırmaları  Vakfı(TDAV) tarafından 34 yıldır  aralıksız  sürdürülen   Turan Kültür Merkezi Süleymaniye Kürsüsü Konuşmaları  başlıklı konferansta  da slayt(Sunum) şeklinde ve özet olarak  tekrarladık. Yeni Ufuk Dergimize ve Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı(TDAV)’na  Doğu Türkistan Meselesinin gündeme getirilmesindeki bu değerli ve önemli  katkısına teşekkür ediyoruz. Bildirimizin  tam  metnini aşağıda bilgilerinize sunuyorum. (HG)  

Bir 6 kişi ve yazı görseli olabilir

Hamit Göktürk(hgokturk50@gmail.com)

Doğu Türkistan, Büyük Türkistan’ın  doğusunda,1.8 milyon yüzölçümünde,  çoğunluğu Uygurlar  olmak üzere Kazak, Kırgiz,Özbek,Tatar ve Salur  Türkleri olmak üzere 30 milyon Türk yaşamaktadır.

Doğu Türkistan’da  yapılan arkeolojik  ve tarih araştırmalarda elde edilen bulgular özellikle Tarım  Hazasında bulunan ve  Türklerin Krern  güzeli/Melikesi olarak tanımlanan  Türklerin  büyükannesi  olarak  bilinen ve günümüze kadar   bozulmadan günümüze gelen mumyanın ve diğer arkeolojik buluntuların  incelenmesinden Türklerin  bu topraklarda  en az 5 bin yıldan beri  yaşadıklarını  kanıtlamaktadır.

Doğu Türkistan, Tarihte  Orhon Vadisi ve Türkistan bölgesinde kurulan bütün  Türk devletlerine merkezilik yapmış veya  o devletlerin  bünyesinde yer alarak varlığını günümüze kadar sürdürmüştür.

Tarihte Doğu Türkistan toprakları üzerinde kurulan devletler şunlardır ;

  1. Turfan ve civarında kurulan İdikut(Koçu)Uygur Kağanlığı 744-1335
  2. Karahanlı Devleti 840 – 1212
  3. Yarkent – Saidiye devleti  1514 – 1680
  4. Osmanlı devletine tabi Kaşgariya İslam devleti 1863- 1877
  5. Kaşgar-Doğu Türkistan İslam Cumhuriyeti 1933- 1937
  6. Gulca- Doğu Türkistan Cumhuriyeti 1944-1949

Doğu Türkistan Meselesenin  Temel Sebepleri  

  • Doğu Türkistan’in doğudan komşusu Çin’in hiçbir hak ve  hukuk tanımayan saldırgan, yayılma, genişleme ve sömürgeleştirme  politikaları  temel sebeptir.
  • Çin’in devlet  bilinci ve geleneğinde  başkaları ile  de paylaşarak bir arada barış içinde yaşama kültürü  bulunmamaktadır.
  • Çin yönetimlerinin  tamamı Kendinden farklı olanları tehdit olarak görmektedir.
  • Tarihten beri milli  bir politika olarak   kabul ettiği Batı Bölgesi Teorisi yanı Doğu  Türkistan üzerinden batıya taşma, yayılma   ve egemen olma politikasıdır.
  • Çin günümüzde  bu politikayı  ÇKP Lideri Xi’nin  2013’de ortaya attığı  “Çin Rüyası- Demir İpek Yolu- Bir Kuşak-Bir Yol”   adı  ile  devam ettirmektedir.
  • Çin emperyalizminin fikir babası Konfüçyüs   bir sözünde “Bir Milleti Yok Etmek için  önce onun dilini yok etmekle  başlayın” sözü  ÇKP’nin bu emperyalist politikası için yol gösterici ve  çok açık bir örnektir.
  • Çin’e hakim olan tüm yönetimler bu söylemi güncelleyerek uygulamış ve günümüzdeki ÇKP iktidarı  da   Konfüçyüs’un  bu    sözlerini işgalindeki Doğu Türkistan’da bir    insanlık ve soykırım  suçları seviyesinde  sürdürmektedir
  • Çin’in Doğu Türkistan’daki Türk soykırımı   1949’daki işgal ile birlikte  başlamıştır. Bu uygulamalar, Devrim düşmanlarını yanı Milliyetçi vatanseverleri yok etmek Toprak reformu(Yer İslahatı),  Geriye dönük  olarak Kiraların faizi  ile birlikte  geri ödenmesi(İcare Kemeytiş) , zorla Koopretifleşme,  Açılmak ve sayramak (Açılarak ötmek-Binlerce  Çiçek Açsın kampanyası) Demir Çelik üretiminde  İngiltere’yi geçerek ABD’ye ulaşmak, Fikirlerin Düzeltilmesi(İstil Tüzütüş) Çalışma ile Dönüştürme Kampları(Emgek Bilen Özgertiş), Kömünleştirme Uygulaması(Topluca bir arada yaşamak), Kültür devrimi başta  sistemli ve sinsice devam ettirilen onlarca  kampanyalarla  günümüze kadar kesintisiz sürdürülmektedir.
  • Bütün bu kampanyaların amacı Türkleri zulüm ve işkence ile  sindirmek, sürekli baskı kurarak çaresizlik ve ümitsizliğe mahkum  ederek toptan  yok etmektir.
  • Çin’in  Şanghay İşbirliği Örgütünü kurmaktaki  esas amacı Doğu Türkistan Türklerinin özgürlük ve bağımsızlık mücadelesini  komşuları ;  soydaş ve dindaş ülkeler, Kazakistan, Kırgizistan ve Özbekistan’in kollamasını engellemek ve  ve desteklemelerini önlemektir.

ÇKP Lideri Xi Jingping’in Uygur Soykırımın Başlatması

Çin devlet Başkanı ve ÇKP Genel Sekreteri Xi Jingping  2012’de tek başına iktidara geldikten  sonra   Uygur soykırımını  ÇKP iktidarının resmi devlet politikası  haline getirmiştir. Bu soykırım kampanyasındaki  sözleri ve talimatları şöyledir ;

  • Nisan/2014’de Urumçi’de “ Uygur bölgesini Yerden Göğe Kadar  Çelik Kafesle Koruyun” talimatını vermiştir
  • Çin Lideri Xi,ÇKP Merkez Komitesinin üst düzey toplantılarında  ifade ettiği ve Sızdırılan Kaşgar/Eskişehir ve Karakaş gizli polis belgelerinde açığa çıkan konuşmalarında “Türklerin köklerini kurutun-Soylarını  Kırın “ emrini vermiştir.
  • En son Ocak/2024’te  yayınlanan Jamestown raporundaki şu maddeler  Çin’in Türk soykırımı  için dehşet vericidir.
  • Çin Lideri Xi ÇKP üst düzeyli bir toplantısında şunları söylemiştir.
  • Uygurların Toplama kamplarına hapsedilmesi, baskı, zulüm ve işkence ile ortadan kaldırılması, Türk ailelerin dağıtılması, onların Köle/İşçi işgücü olarak merkezi Çin’e  transferleri ve diğer uygulamalar bölgenin Çinlileştirilmesi   için yeterli olmayıp uzun   vadede ancak sonuç   alınabilecek tedbirlerdir.
  • Uygur bölgesinin daha kısa sürede  arındırılarak Çinlileştirilmesi  ve ana vatan topraklarına ebediyen katılmasını sağlamak için mevcut uygulamaların ve  tedbirlerin  yaygın şekilde  daha da sıklaştırılması gerekir.
  • Şanghay- Nankey Üniversitesinin  hazırladığı Nankey  Raporu ile önerilen ” Uygurları  daha tez zamanda reforme ederek eritmek ve   en kısa  zamanda asimile etmek için onların   merkezi Çin’e zorla göç ettirilmesi  ve Çin toplumu içinde eritilerek yok edilmesi  kısa vadede  en iyi  sonuç alıcı ‘Yöntem “‘ olarak  görülmektedir.
  • Uygur bölgesinde istikrarı korumak ve  hedeflenen  güvenlik normlarına  erişebilmek için yüksek profilli bir akademik araştırma raporu olan  Nankey raporunun hayata geçirilmesi bölgedeki istikrar ve güvenlik için  hayatı önem arz etmektedir

Doğu Türkistan’ı Komşuları ve Kardeşlerinden Koparma Projesi : Şanghay İşbirliği Örgütü(ŞİÖ)

  • Çin’in 1996’de açıkladığı  Şanghay  Bildirisi günümüzde Türkistan Cumhuriyetleri, Pakistan, Rusya başta Avrasya’nin bir çok ülkesinin üyesi olduğu Şanghay İşbirliği Teşkilatına  dönüşmüştür
  • Çin, güdümündeki ŞİÖ anlaşması ile Doğu Türkistan ile kardeş Türk ülkeleri arasında  aşılmaz  çelik  bir set inşa etmiştir.
  • Çin Lideri Xi Jing Ping 2013’te Kazakistan’ın başkenti Astane’de  “ Çin Rüyası -İpek  Demir yolunun de içinde yer aldığı  “Bir Kuşak-Bir Yol “ projesini  ortaya atmıştır.
  • Bu proje ile Çin Doğu  Türkistan’in bir üs olarak kullanarak kendisinin  tarihi hedefi olan  taşma yayılma ve sömürgeleştirme emellerini  Türkistan coğrafyası  üzerinden ve daha ötelere  taşmayı hedeflemiştir.

Bir bir veya daha fazla kişi, hoparlör, kürsü, haber odası ve yazı görseli olabilir

Çin,  Türk Soykırımını  Yasalaştırıyor

  • Pekin’in Urumçi’ye Bölge ÇKP Sekreteri  olarak atadığı  Çin Çuenggo  ilk olarak Nisan/2017’de “Radikalızm ve Terörcülerle Savaş Yasası”ni çıkarmıştır.
  • Bölge ÇKP Sekreteri Çin’in ilk işi Pekin’den aldığı talimatla  Nazi Lideri Hitler’den ilham ve örnek alarak   ülke genelinde yüzlerce “Eğitim merkezleri” adını verdiği   Çin tipi toplama kamplarını kurmak olmuştur.
  • Türkler, toplu tutuklamalarla   gözaltına alınmış ve ülke genelinde kurulan yüzlerce Çin tipi  toplama kamplarına esir olarak  hapsedilmiştir.
  • Alman  Araştırmacı Dr.Adrian Zenz bilimsel araştırmalar ve uydu görüntüleri ve diğer ileri teknolojik  imkanlardan   yararlanarak  Çin’in Doğu Türkistan’da  “Eğitim Merkezleri” adı ile açtığı  Çin tipi bu Toplama Kamplarının  bin 200  adet ve bu kamplara hapsedilenlerin  sayısının  1-3 milyon arasında olduğunu tahmin etmektedir.
  • Çin yönetimi bu terör yasası ile  Türklerin  normal gündelik hayatlarındaki 72  çeşit  ritüel, hareket ve eylemi terör suçu  olarak ilan etmiştir.
  • Çin, Toplama Kamplarındaki tutuklulara her türlü insanlık dışı ve acımasız baskı ve zulümler uygulamakta, kadınlar zorla kısırlaştırılmakta ve  sistematik  taciz ve saldırılara yapılmaktadır.
  • Tutukluları  aç bırakma, bilinmeyen ilaçların zorla kullandırtma  ÇKP  Kurucusu Mao ve Xi Jingping’in sözleri  ve diğer komünist  ideolojik söylemler Çince olarak  zorla ezberletilmektedir.
  • Genç ve sağlıklı Türk Tutukluların canlı organlarını zorla çıkarılarak helal organ olarak  özellikle zengin  kişilere   yüksek fiyatlarla satılmaktadır.
  • Türk ailelerini zorla dağıtmış ve toplumun direği olan aile kurumunu yok edilmiştir. Anne ve babasından zorla koparılan çocuklar Melekler Okulu adı verilen Çocuk Dönüştürme kurslarında Çinli’ye dönüştürülmekte, Çince ve Çince giyim kuşam ve adetleri öğretilen bu masum Türk çocukları merkezi Çin’e götürülerek Çinli ailelere evlatlık olarak verilmektedir.
  • Çin, son yıllarda toplama kamplarının yanına küresel tedarik zincirleri temin eden küresel firmalara üretim yapan devasa üretim tesisleri kurmuş ve tutuklu   Türkler Köle/İşçi olarak zorla çalıştırılmaktadır
  • Doğu Türkistan dünyadan izole edilmiştir. Yurt dışında yaşayan Doğu Türkistanlıların ülkelerinde yaşayan aile ve yakınları ile tüm iletişimlerini keserek ülkeyi fani dünyanın cehennemine çevirmiştir.

Çin  İşlediği İnsanlık suçlarını İnkardan Savunma Durumuna  Geçmiştir

  • Çin yönetimi başlangıca  toplama kamplarını ve  inkar etmiş, ancak  kendi yalanlarına yazıp söyleyecekleri iddiası  ile Doğu Türkistan’a götürdüğü  ve kamplardaki  insanlık dışı  kötü yaşam şartlarını   bizzat gören vicdanlı gazetecilerin açıklamaları ve  uluslararası  toplumun bu konuda gösterdiği çabalar  Çin’in bu  yalanlarını  açığa çıkarmıştır.
  • Çin işgal yönetimi şu anda Doğu Türkistan’daki bu uygulamaları konusunda  suçlarını inkar etme pozisyonundan  kendisini  savunma durumuna düşmüştür.
  • BM. başta tüm uluslararası platformlarda   İnsanlığa karşı suç işleyen ve etnik soykırım yapan bir ülke  olarak  sürekli ve  en sert şekilde kınanmaktadır

Çin’in Yurtdışında  Yaşayan  Uygurlara Karşı Sınır ötesi baskıları

  1. Çin işgal yönetimi sadece işgalindeki Doğu Türkistan’da yaşayan Türklere yönelik baskı, zulümleri ile  insanlık ve etnik soykırım  suçları  işlemekle ile yetinmiyor.
  2. ÇKP’in zulmünden, etnik ayırımcılık ve ırkı soykırımlarından kaçarak dünyanın 4  kıta ve 28 ülkesinde sığınmacı olarak yaşayan Doğu Türkistanlılara da  Deniz Aşırı /Sınırları Aşan/Sınır Ötesi olarak tanımlanan baskı ve zulümlerini devam ettiriyor.
  3. Devşirdiği işbirlikçi Vatan ve Millet Hainleri Casuslarını kullanarak Uygur diasporası  arasına fitne fesat  tohumları ekmek, insanları bir birlerine düşürerek  Uygurlar arasında düşmanlıklar  yaratarak  onların yaşadıkları ülkelerde hep birlikte kendisine karşı mücadele etmelerini engellemek için her türlü çareye baş vurmaktadır.
  4. Bu konuda  yetiştirerek görevli olarak yurt dışına   yolladığı adamlarından kendisine casusluk yapmayı reddedenlere suikast düzenleyerek yaralamak ve öldürmekten de asla çekinmiyor.
  5. 2021 yılında İstanbul’da Çin İstihbaratının Pakistan’a casus olarak gönderdiği ancak, verilen bu casusluk görevini yapmayı reddederek Türkiye’ye gelerek İstanbul’da yaşamaya başlayan Yusufcan isimli bir kişiye suikast düzenlemiştir. Yusufcan aldığı kurşun yarasından dolayı felç kalmıştır.
  6. Doğu Türkistan STK. larında çalışan bazı kişilere  ülkelerinde yaşayan aile ve yakınlarına pasaport verilerek Türkiye’ye gelmelerinin sağlanması karşılığında kendilerine maddi çıkarlar  vaat edilmekte ve görevli olduğu STK.ları hakkındaki bilgilerin;  kimlerin yardım ettiği ileride ne gibi faaliyetler yapılacağı  ülkemize gelerek Türkiye’de yüksek öğrenim gören Uygur öğrencilerin sayıları ile öğrencilerin  tam isim listelerinin kendilerine verilmesini  talep  etmiştir.
  7. Çin  Casusları  Türkiye’ye gelerek Uygurların yoğun olarak yaşadıkları İstanbul ve Kayseri gibi şehirlerde ev tutarak aylarca Uygurları yakından izledikleri ve casusluk konusunda kendilerine verilen görevlerinin tamamlanması ile  elini sallayarak geri döndükleri bilinmektedir.
  8. Çin casusları  Uygur öğrenciler için  yemekli   toplantılar düzenleyerek  onlarla bu toplantılarda bir araya geldikleri  ve onlarla  bire bir temas sağladıkları onlara açıkça talimatlar verdiği  hatta bazılarını ülkelerindeki aile ve yakınları üzerinden  şantaj yaparak Çin karşıtı toplantı ve eylemlere katılmamaları için  tehdit  ettiği   biliniyor.
  9. Çin’in  kuruluş yıl dönümü(01 Ekim)Çin yeni yıl bayramı(Çagan)  başta  ÇKP’nin çeşitli özel   günlerinde  hatta Doğu Türkistan’da yasakladıkları  Nevruz başta dini ve miilli  bayramları   resmi yetkilileri de davet ederek sinsice göz boyama ve soykırım cinayetlerini gizlemek için yoğun çabalar  sağlamaktadır.
  10. Çin’in Ankara ve İstanbul Temsilcileri  lüks otellerde Doğu Türkistan’da yasakladıkları Ramazan için iftar yemekleri dahi düzenleme yüzsüzlüğünde bulunmaktan çekinmemektedir.
  11. Çin istihbaratının Türkiye’nin   kolları  olan   Çindaş   ve işbirlikçi Dernekleri kullanarak   bazı düşük  profilli, vicdan yoksunu ve  zayıf karakterli Könglukara ( vicdanları Çin Parası ile Karartılmış Kara vicdanlılar) kullanarak    onların aracılığı ve çabası ile  Uygurların bu toplantılara katılmalarını  sağlamaktadır.
  12. Çin İşgal polisleri özellikle Türkiye’de yaşayan Uygurlara direkt telefon açarak onları Çin’in soykırım suçlarını protesto eden eylemleri  katılmamalarını aksi takdirde buradaki ailelerini  cezalandıracakları yolunda tehditler savurmaktadır.
  13. Çin yönetimi her yıl Çin’in Doğu Türkistan’ı işgal  ettiği gün olan 01 Ekim  tarihi başta diğer  günleri  ve çeşitli vesilelerle  düşük karakterli bazı Uygurları iğfal ederek Çin Muhacirlerinin Temsilcisi adı altında  Çin gezisine götürmekte ve Doğu Türkistan’da yaşayan  Türklerin huzurlu ve tüm temel insanı haklarına sahip oldukları yalanını bu sözde Çin Muhacir Temsilcilerine  söyleterek Doğu Türkistan’daki insanlık ve soykırım suçlarının üzerine örtmeye çalışmaktadır.
  14. Çin, Türkiye’de Çin’in Doğu Türkistan’daki  baskı, zulüm ve soykırım suçlarını ifşa ederek Çin’e tepki gösteren  Türk Vatandaşı bazı yazar ve Aktivistler hakkında kendilerine bağlı işbirlikçileri kullanarak  onların savunma avukatlarına bol ücret ödeyerek   Polis ve  Cumhuriyet Savcılığına  şikayet etmeyi  bir adet haline getirmiştir.
  15. Çin yönetimi, Çin’in Doğu Türkistan’daki zulmünden kaçarak   2014’te Güneydoğu Asya ülkelerine sığınan ve Devletimizce  Türkiye’ye uçaklarla getirilen    Uygurları Çin casuslarının İstanbul’a  göndererek   Suriye ve Irak’taki çatışma bölgelerine gitmelerini organize ettikleri  bilinmektedir.
  16. Haklı  ve meşru Doğu Türkistan davasını  itibarsızlaştırmak  ve Türk Milleti nezdindeki  saygın yerini, sevgi ve desteğini  yok etmek amacı  ile yine  casuslarını Türkiye’ye salarak hiçbir karşılığı olmayan çeşitli isimler altında  yasadışı  oluşumlar kurdurmaktadır.
  17. Türkiye’de yaşayan   Doğu Türkistan toplumu arasındaki birlik ve beraberliği bozmak  ve birleşerek birlikte tek koldan mücadelesini sürdürmelerini engellemek için  ajanlarını görevlendirmiştir.
  18. Bu  münafık casuslar görünürde hiç bir iş yapmamakta  buna karşılık bol  harcamalar yapmaktadır. Bu Çin Ajanları aldıkları  emri yerine getirmek için var gücü ile fesatçı eylemlerini sürdürmektedir.
  19. Devletimiz  Çin casuslarının  Türkiye’deki bu menfur eylemlerine son vermek amacı ile 20 Şubat tarihinde   MİT ve  İstanbul Emniyet Müdürlüğünün ilgili birimleri ile birlikte  ortaklaşa bir operasyon düzenlemiştir. Sonuçta  6 Çin casusu gözaltına alınarak tutuklanmıştır. Bu casusların evlerinde yapılan aramalarında  casusluk yaptıklarına  ait çeşitli belge ve bilgiler, önemli miktarda çeşitli  ülkelere ait paralar silahlar  ve mermiler ele geçirilmiştir.
  20. Önceki yıllarda İstanbul’da tutuklanan içlerinde bir Uygur’un de bulunduğu 6 Çin ajanı yakalanmış toplam 32 yıl hapis cezasına çarptırılmış bu cezası da   Yargıtay 3 Cezası tarafından  onaylanarak kesinleşmiştir.

Çin’in Türkiye’deki  Hadsız Çıkışları ve Yalan Propaganda Çalışmaları

  • Türk Milletince çok iyi bilinen, sürekli olarak isim değiştiren ve son olarak Vatan  adını alan  bir  siyası Partinin Genel Başkanı  Türkiye’de Çin’in Doğu Türkistan Türklerine yönelik baskı, zulüm ve soykırım cinayetlerinin  suç  ortaklığını yıllardan beri büyük bir sadakatle  sürdürmekte Çin’in Çocuk ve kadın katliamlarının savunucusu olarak yıllardan beri   Çin’in cinayetlerinin üzerine örtmek için canla başla çalıştığı bilinmektedir.
  • Çin yönetimi bu Çin yanlısı  bu vicdansız ve yalancı Guruhun Türk Milletini yalanları ile  kandıramadığını ve  çalışmalarını yeterli görmemiş olacak ki,  Türkiye’de  ÇKP. Merkez Komitesi Propaganda Bürosuna bağlı olarak çalışan 4 Tv. kanalı ile 3 radyo kurmuştur. Bunlardan Uluslar arası Çin Radyosu CİR-Türk  adında bir  radyosu  ve buna bağlı birkaç haber sitesi 24 saat hiç durmaksızın Çin yalanlarının  propagandasını sürdürmektedir.
  • Çin’in Türkiye’deki Temsilcilikleri diplomatik teamüller ile nezaket  kurallarını  ve kendilerinin Türkiye’de misafir olduklarını  dikkate almadan  Doğu Türkistan ve Uygur Türklerinin dramatik durumu hakkında görüş beyan eden ve onlara destek açıklaması yapan  Ülkemizin  resmi kurum ve kişilerine saldırabilmektedir
  • Ankara Büyükelçiliği 2021 yılında  Çin’in Kaşgar/Barın katliamı için mesaj yayınlayan Ankara BŞB.Başkanı ile İYİ Parti Genel Başkanı Sayın Meral Akşener’e diplomatik kurulları hiçe sayarak hadsızca  tepki gösteren açıklamalar yapmıştır.
  • Çin’in beyni Han Faşizmi ile zehirlenmiş zeka özürlü İstanbul Başkonsolosu Wei haddini aşarak Çinli İşgalcıların   toplama Kamplarında esir tutukları  Türkler için  “ Onların beyinleri hastalıklı ve biz onları bu kampa tedavi ediyoruz.”   Sözleri ile mazlumları alçakça suçlamış ve Türk kamu oyundan gerekli cevabı de almıştı

Doğu Türkistan : Çin’in Bir Kuşak-Bir Yol”  Projesinde Düğüm  Noktası

  • Çin’in batıya açılabilmek için tek  açılım, düğüm ve  dağılım  noktası  olan  Doğu Türkistan  “Bir Kuşak-Bir Yol”  için hayatı öneme sahiptir.
  • Çin, bu küresel projesi ile  başta  rakip batılı ülkelerin siyasi ve ekonomik çıkarlarının  engellemek,  kesmek ve   kendisini dünyada  ABD’nin yerine hegemon bir güç olmak  amacı taşımaktadır.
  • Çin bu proje ile ABD’nin kontrolündeki  Pasifik bölgesinde bulunan Malaka boğazı yerine  Doğu Türkistan’dan geçen Türkistan Cumhuriyetleri,İran,Azerbaycan ve Türkiye  üzerinden kara ve demir  yolu ile Avrasya, Afrika ve diğer komşu ülkelere ulaşmak istemektedir.
  • Günümüzde Doğu Türkistan meselesi, Çin’in bu ekonomik hamlesi Batı ülkeleri için  Çin’i dengelemek ve karşı koymak için yıllardan beri  Uygurlara yapılan baskı, zulüm ve soykırıma göz yuman  üstelik  üretim üslerini ucuz  işçilik sebebiyle  Çin’e kuran ve Çin’i bugünkü bu saldırgan ve agresif haline getiren materyalist  batılılar için çok önemli bir ülke haline gelmiştir

Diasporadaki Doğu Türkistan Mücadelesi

  • Çin’in işgalindeki ülkeleri Doğu Türkistan’daki baskı, zulüm. etnik soykırım ve diğer uygulamaları nedeniyle Çin işgalinden beri geçen 75 yıl içinde dış dünyaya  çeşitli yollarla göç etme, sığınma  ve öğrenim amacı ile  giderek kalmak şeklinde yerleşmeler  2017 yılına kadar  devam etmiştir.
  • Şu anda dünyanın 4 kıta ve 28 ülkesinde Doğu Türkistanlı Uygur Türkleri yaşamaktadır.
  • Doğu Türkistanlılar yaşadıkları ülkelerdeki STK. larının etrafında birleşerek  1950’lı yıllarda  Liderlerimiz Mehmet Emin Buğra ve İsa Yusuf Alptekin tarafından Türkiye merkezli olarak başlattıkları Doğu Türkistan milli hareketin yılmadan büyük bir cesaretle sürdürmeyi devam etmektedir.
  • 1992 yılında İstanbul’da Türkistan Cumhuriyetleri başta  tüm dünyada yaşayan Doğu Türkistanlıların katılımı ile  toplanan  Kurultay sonucunda uluşturulan Doğu Türkistan Milli Kurultayı Türkiye’de çalışma imkanı  kalmaması üzerine Ekim 1999’da Almanya’nın Münih kentine taşınmıştır.
  • Halen Almanya’nın Münih kentinde bulunan  Dünya Uygur Kurultayı,  Doğu Türkistan Milli hareketinin şemsiye ve üst organı olarak faaliyetlerini uluslar arası düzeyde sürdürmektedir.

Doğu Türkistan Davası Uluslar arası  Bir Sorun   Olarak  Küresel Düzeyde Gündeme Gelmektedir  

  1. Çin’in Doğu Türkistan’daki insan hakları ihlalleri İnsanlık ve Soykırım Suçu : 2021 ABD. Kanada, İngiltere, Hollanda başta olmak üzere 10 batılı ülke Çin’in işgalindeki Doğu Türkistan’daki  insan hakları ihlallerini İnsanlığa karşı suç ve Etnik soykırım olarak tanımıştır.
  2. Bağımsız Uygur Mahkemesi : Dünya Uygur Kurultayının girişimi ile Mart 2021’de Londra’da Eski Yogoslavya Savaş Suçları Mahkemesi Başsavcısı Goofery Nice başkanlığında 13  üyeli  bir özel mahkeme kurulmuştur.Bu Mahkeme toplam 3 kez toplanmıştır.  İçlerinde batıya sığınmış ve Uygurlara işkence yapmış bir Çinli polis olmak üzere Toplama Kampları tanık ve  mağdurları, insan hakları uzmanlarından  oluşan 80 tanık dinlenmiştir. Mahkeme 09 Aralık 2021’deki son oturumunda Çin’in İşgalindeki Doğu Türkistan’daki insan hakları ihlallerinin İnsanlığa Karşı işlenmiş  ve etnik soykırım suçu olduğuna hükmetmiştir
  3. Pekin Kış Olimpiyatlarını Boykot : Şubat/2022’de Pekin’de yapılan  Kış Olimpiyatlarını    Müslüman ülke  Kosova  başta 20 kadar   batılı ülkeler Çin’in Doğu Türkistan’daki insan hakları ihlalleri  sebebiyle boykot etmiştir.
  4. BM.Uygur Raporu : BM.Örgütüne bağlı 3 ayrı birimin 2018 – 2022 yılları arasında  Doğu Türkistan’daki  hak ihlalleri  ile ilgili çalışmalarına ait Uygur raporu 31.08.2022’de BM.İnsan Hakları Yüksek Konseyi toplantısında Genel Sekreter Michelle Bachalet tarafından açıklanmıştır. Raporda   Çin’in  Doğu  Türkistan’daki hak ve hukuk ihlallerinin “İnsanlık ve Soykırım suçu olduğu “ ihtimalinin  kanıtlarının çok güçlü olduğu belirtilmiştir.  .
  5. Her yıl Cenevre’de İnsan hakları Yüksek Konseyinde yapılan  Çin’in insan hakları durumunun tartışıldığı değerlendirme toplantılarına  DUK Başkan İsa  katılarak  Üye ülkelere Çin’in Doğu Türkistan’daki soykırım  suçlarını  anlatmakta ve Çin’in bu insanlık suçlarının  durdurması  için harekete geçme çağrısında bulunmaktadır.
  6. 22-23 Ocak 2024 arasında İnsan Hakları Yüksek Konseyinin bu 45.  dönem Toplantısında Çin yönetimi ülkeler tarafından adeta topa tutuldu ve Çin yönetiminden BM.’ın 31.08.2022  tarihli Uygur raporunun gereklerinin yerine getirilmesini talep edilmiştir.
  7. 16-17 Şubat 2024’de Almanya’da toplanan Münih Güvenlik Konferansında konuşan DUK Başkanı İsa Çin’in Doğu Türkistan’daki insanlık ve soykırım cinayetlerinin bölge ve dünya barışını tehdit ettiği ve bu konuda acil önlemler alınmasını talep eden bir konuşma yapmıştır.

Doğu Türkistanlıların Türkiye Devletimiz ve Türk Cumhuriyetlerinden Beklentileri

  • Doğu Türkistan Türklerinde “ Yorukluk Gapten kiledur= Işık Batıdan/Türkiyeden gelir.”  Ata sözü  bir umut ve teselli  kaynağı  olarak  yıllardır  söylenegelmektir.
  • Türk Milleti  ve Devleti tarih boyunca    Doğu Türkistanlı Kardeşlerini de asla unutmamıştır. Onlara  zor gülerinde daima kucak açmiştir. Elinden geldiğince  onların haklarını savunmuştur ve savunmayı de sürdürmektedir.
  • Ancak son yıllarda ülkemizin batı ile olumsuz ilişkiler ve ekonomik şartlar nedeniyle  Çin bir denge unsuru olarak ön plana çıkmıştır.
  • Özellikle Çin’in 2017’de  başlayan Toplu Tutuklamalar/Toplama Kampları  uygulamasından  yanı Uygur soykırımından sonra  Doğu Türkistan meselesi resmi anlamda ve kamu oyunda eski gündemini  kaybetmiştir.
  • C. Devletimiz Tüm Türklerin ana vatanı ilham teselli ve güç  kaynağıdır. Aziz Türkiye’mizin çıkarları da elbette Uygurların ve tüm Türkler için son derece önemlidir.
  • Devletimizin 1930’lı yıllarda Türkiye’ye getirerek Askeri okullara yerleştirdiği ve Türk Ordusunda General rütbesine erişen Doğu Türkistan Vakfını  1986 yılında  ihya ederek 25 yıl süre ile Başkanlığını yürüten ve Doğu Türkistan davasında ilklere imza atan ve derin izler bırakan merhum M.Rıza Bekin Paşamızın bize  vasiyet niteliğindeki :”  Güçlü ve muktedir bir Türkiye olmadan Doğu Türkistan ve diğerleri asla olmaz!”  vasiyet değerindeki sözüne yürükten inanıyor ve  buna bağlı olduğumuzu  özellikle ifade etmek istiyoruz.
  • Ancak, Çin Doğu Türkistan’da yaşayan Türkleri top yekün soykırım ile yok etmeye çalışırken, bu duruma göz yumulması asla kabul ve  tasvip edilemez, hiçbir  gerekçe bu soykırımı  göz ardı etmemizi sağlayamaz.
  • Doğu Türkistan meselesinin özellikle batılı ülkeler nezdinde Çin ile olan hegemonya çekişmesinde ön plana çıkması ve uluslar arası platformlarda gündeme gelmeye başlaması Türk siyasetine  son  dönemlerde kısmı de olsa yansımıştır.
  • Cumhurbaşkanımız Sayın  Recep Tayyip Erdoğan’ın Birleşmiş Milletler Genel Kurulu ile TBMM.’nın açılışında yaptığı “Uygur Türklerinin temel insan Hakları” şeklindeki  açıklaması  Dışişleri Bakanımız başta diğer üst düzey devlet yetkililerimizin  Uygur Türkleri başlıklı  açıklamaları çok önemlidir :Bundan büyük memnuniyet duyduğumuzu özellikle ifade etmek istiyorum.
  • Ancak, İsrail’in Gazze’deki Dindaşlarımızın insanlık dışı soykırım çinayetlerinden kat be kat daha ağır bir soykırımla karşı karşıya olan ve Çin’in toptan soykırımla yok etmek istediği Doğu Türkistan sorununa  resmi  ve kamu oyumuzun yaklaşımı hiç de adil ve hakkaniyetli değildir.
  • Gazze, Arakan, Filistin başta diğer mazlum Müslüman topluluklara  gösterilen duyarlılığın Doğu Türkistan’da  öldürülen masum çocuk, kadın ve yaşlı Türkçe konuşan Müslümanlara da gösterilmesini haklı olarak  bekliyoruz .
  • Muhalefet Partilerinin  Doğu Türkistan’daki İnsan hakları ihlallerinin  araştırılması yönündeki bu ortak önergeleri asla Çin’e savaş açılmasını talep etmiyor. Sadece Çin’in Doğu Türkistan’da Çin’in işlediği insan hakları ihlallerinin  araştırılması talep ediliyor.
  • Çin’in Doğu Türkistan’daki insan hakları ihlallerinin araştırılması için  İYİ Parti’nin hazırladığı ve Muhalefet Partilerinin tamamının  destek verdiği   ve 7 kez TBMM:’ne sunulan  önergelerin bir an önce yasalaşması ve  Doğu Türkistan’daki dramatik ve feci insan hakları durumunun tesbit edilmesi  ve açıklanmasını   sabırsızlıkla beklediğimizi ifade etmek istiyorum.
  • Bunun  bunların yanında  Merkez medya  olarak tanımlanan nüfuzlu ve etkin medya kuruluşlarının Doğu Türkistan meselesine karşı  tutumu de acı verici hatta yüz kızartıcıdır. Kedi- köpek haberlerini gündeme taşıyan Türk medyası Doğu Türkistan’daki insanlık dramını görmezlikten gelmeyi sürdürmektedir. Bir kısım Türk medyası  ile kalemlerini  Çin’e kiralamış bazı Çindaş ve yandaş  sözde gazeteci ve yazar takımı  bu konuda sınıfta kalmış ve  adeta Çin’e teslim olmuş durumdadır.
  • Doğu Türkistan meselesi konusunda gerekli duyarlılığı gösteren   Türk medyasına  da ayrıca  buradan bir kez daha  teşekkürlerimizi sunuyoruz.
  • Doğu Türkistan meselesinin Üniversitelerimiz, Siyasi Partilerimiz, STK.larımız Araştırma Merkezlerimiz nezdinde gündeme getirilmesini  unutulmamasını ve bu insanlık dramına sessiz ve kayıt kalınmamasını özellikle  ve önemle

Türkistan Cumhuriyetler ve Doğu Türkistan

  • Tarihten beri Büyük Türkistan halklarının kaderi hep bir  ve aynı  olmuştur. 19.yüzyılın 2.yarısında  Batı Türkistan Rusların, Doğu Türkistan  ise Çinlilerin saldırısına uğramış  ve  bu ülkelerce işgal edilmiştir.
  • Doğu Türkistan’in önemi hakkında, Pakistan’in manevi kurucusu  Müslüman Düşünürü Dr.Muhammad İkbal 1933 yılında Kaşgar’da kurulan Doğu Türkistan İslam Cumhuriyeti için   “Kaşgar, İslam dünyasının  Doğu’daki  Mustahkem Kalesidir.” Sözü günümüzde Türk dünyası için de geçerlidir ve önemini korumaktadır.
  • Doğu Türkistan Türkleri 255 yıldan seri Sarı Tehlike  Çin’e karşı kendisini  savunurken, aynı zamanda Batı Türkistanlı kardeşlerini de Çin tehlikesinden korumuş olmaktadır.
  • Günümüzde Kazakistan, Kırgızistan ve Özbekistan gibi Türk Cumhuriyetlerinde  bir milyonu aşkın  Uygur Türkleri yaşamaktadır.
  • Bu ülkeler Çin’in baskısı ile bu ülkelerde yaşayan Doğu Türkistan  asıllı Uygur Türklerinin kültürel ve sosyal faaliyetlerini kısıtlamaktadır.
  • Kazakistan ve Kırgızistan’daki Uygur Teşkilatları şehitlerini  anma, milli günleri kutlama    gibi  sosyal ve kültürel etkinliklerini  Alma-Ata ve Bişkek’teki restoran ve Kafe/Çayhanelerde  ancak yapabilmektedir.  Orta Asya’nın en önemli ülkelerinden biri olan Özbekistan’da ise Uygur  Medeniyet merkezleri adında kuruluş var ise de şimdiye kadar her hangi bir faaliyetlerine rastlanabilmiş değildir.
  • Türkistan ülkeleri Çin’in baskısı ile bu ülkelerde  yaşayan Uygurların  faaliyetlerine  resmi olarak  izin vermiyor. Böylece Çin, bu ülkelerin kardeş halklarının  soykırım  girdabındaki  Uygur Kardeşlerini  unutturmak istiyor.
  • Halbuki aynı tarih, aynı kader aynı dili, dini ve gelenekleri paylaşan Türk halklarının kendi gelecekleri açısından Doğu Türkistanlı Kardeşlerinin dramatik durumuna göz yummaması ve onları desteklemeleri  kendi gelecekleri açısından  tarihi bir zorunluluk ve  gerekliliktir.
  • Bu Cumhuriyetlerimizin aydınları  son zamanlarda Doğu Türkistan ve Çin tehlikesi konusunda bu konuda bir hayli bilinçli hale gelmiştir.
  • Türkistan Aydınları geliştirdikleri yeni  fikir ve söylemleri ile  ortak ve  olumlu   bir düşünce içerisinde olmaları  bizleri son derece mutlu etmekte  teselli umut ve güc vermektedir.

Türk Devletleri Teşkilatı(TDT) ve Doğu Türkistan

  • Modern çağların Türk tarihindeki  en önemli olayı 12 Kasım 2021’de  Türk Milletinin birliği ve dirliğini sağlamak amacı ile İstanbul’da  kurulan Türk Devletleri Teşkilatı’dır.
  • Türkiye’nin önderliğinde kurulan bu Teşkilat tüm Türklerde olduğu gibi Doğu Türkistan Türklerine de büyük bir umut ,güç ve ilham kaynağı olmuş ve  çok mutlu etmiştir.
  • Ancak, kurulduğu tarihten beri Doğu Türkistan’da Çin’in soykırım konusunda sessizliğini ve  kayıtsızlığını ısrarla koruyagelmektedir.
  • Türk dünyası Türk Halklarının geleceği için Çin’in ne kadar sinsi bir tehlike ve  nasıl büyük bir tehdit olduğunu  çok iyi anlamalı ve iyi bilmelidir.
  • Çin emperyalıst emellerinde Doğu Türkistan ile yetinmemekte ve tüm Türk coğrafyasını işgalini  hedeflemektedir.
  • Nitekim Çin Milli Savunma Üniversitesi Rektörü General Liu Yacu 15 Ekim 2010’da “Batı Bölgesi Teorisi” başlıklı konuşmasında:  “ Doğu Türkistan, Tacikistan, Kırgizistan, Kazakistan. Özbekistan ve Türkmenistan coğrafi olarak orta Asya  adı ile tanımlanan bu ülkeler Tanrı’nın bugünkü biz Çin ulusuna  altın tepsi içinde  lütfettiği bir pastadır.” Sözü  ile Çin’in gerçek niyet ve hedefini ortaya koymaktadır.
  • Bizler Doğu Türkistan Türkleri olarak Türk  Soydaş ve dindaşlarımza, “ Çin’e karşı Bizimle birlikte Savaşınız!”  talebinde bulunmuyoruz. Sadece bizden ibret alınız. Bizim düştüğümüz duruma düşmeyiniz. Çin tehdide karşı önlemler  alınız. Çin’in   art niyetli sinsi, kötü ve  yayılmacı politikasına karşı mücadele eden Uygur Kardeşlerinizin  temel hak ve hukuk mücadelesinde   kendi geleceğinizi de düşünerek  engel olmayınız. Aksine onlara geçmişte olduğu gibi yardımcı ve destek olunuz ” Diyoruz.

Doğu Türkistan, Türk Milletinin Bir Sorunu ve Milli Bir Davasıdır

  • Doğu Türkistan Türkleri kendi varlıklarını koruma mücadelesi verirlerken devletimizden siz Kardeş ve Soydaşlarından ilham, feyiz ve güç almaktadır.
  • Çin,  ülkelerin Doğu Türkistan ile ne amaçla ilgilendiğini çok iyi bilmektedir. Batılı ülkelerde en üst düzeyde verilen sert eleştirilere hiç aldırmayan Çin, Türkiye’de kendisine gösterilen en  küçük ve zayıf eleştiriye anında  eşek arısı gibi anında sert tepki vermektedir.
  • Bu  durum ise, Türkiye’nin   Doğu Türkistan konusundaki  duyarlılığının ne kadar önemli olduğu  konusunda iyi bir fikir vermektedir.

Konuşmamı  Doğu Türkistan Türklerinin   son Lideri  merhum İsa Yusuf  Alptekin’in tarihe not düşen şu sözleri ile bitirmek istiyorum :

” Türkiye Türk   dünyasının  yegane sığınağı ve istinatgahidir. Allah aziz Türkiye’mizi daima Korusun  ilelebet  payidar eylesin !”

“ Gönül Arzu eder ki ; Doğu Türkistan davasına  öncülük etme şerefi aziz Türkiye’mizin olsun!”

Share
1046 Kez Görüntülendi.