Türkçemizde kullanmakta olduğumuz “Kültür”Kelimesi yerine hars adının tercihi ve kullanılması isabetli bir başlangıç olacaktır. Fakat bu değişikliğin sebebini ‘kültür’ kelimesinin sadece Fransızca olmasına bağlamak meramımızın anlaşılmasını engeller. Zira Hars kelimesi de Arapçadır. Hars veya kültür tabiri Azerbaycan Türkçesinde “ “Medeniyet” olarak benimsenmiştir. Ayrıca, milliyetçilik anlayışımızda da “Müşterek Türk-İslam harsı siyasi bir kaygıya sahip bir ulusçuluk değildir. Bizim Milliyetçilik anlayışımız hiçbir siyasi fikriyatın malzemesi olamayacak kadar önemli ve bizim için “Varlık-Kokluk/Hayat-Mamat meselemizdir. Bizim Milliyetçilik anlayışımız Batıdaki Ulusçulukla asla Eşdeğer Değildir. Türk dünyasının ortak değerleri,örf adet gelenek görenek ve sanat ve folklorik değerlerinin genç nesillerimize tanıtılması ve yaşatılması için bir TÜRK HARS MÜZESİ oluşturulmalıdır. Bu müze için derhal hazırlıklara başlanılmalı, 2026 yılına kadar tamamlanarak bu müze açılmalıdır.
Nevruz,Türk Dünyasının Ortak Milli Bayram Olmalı
2024 yılında Nevruz’un Türk devletleri için ortak milli bayram olarak kabul edilmesi önerisinde de bulunmuştum. Hatırlanacağı üzere, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 21 Mart 2025 Nevruz Bayramı’nda, Nevruz’un Türkiye Cumhuriyeti’nin resmi bayramı olarak ilan edildiğini açıklamıştır.
Turizmle Bağdaştırılan Yaklaşım Manevi Duygu ve Değerlerimizi Zedeliyor
Ekonomik kalkınmamız için önemli bir sektör olan Turizm faaliyetleri ile bağdaştırılması ve milli zenginliklerimizin ticari bir malzeme haline getirilmesi manevi duygu ve milli değerlerimizi zedeliyor. Bu yaklaşım, manevi zenginliklerimizin gelecek nesillerin nazarında değersizleşmesine sebebiyet verecektir. Aslında tasavvufi olarak Yaradanımıza bir bağlılık, yakarış ve ibadet için yapılan Sema ritüelinin Ücretli semazen gösterileri gibi örneklemeler bu anlayışın sonuçlarını gözler önüne sermektedir.
Divanü Lügat-İt Türk ile Kutadgu Bilig ve Yazarları Kaşgarlı Mahmut ve Yusuf Has Hacip, Ortak Dilimiz İçin İlham Kaynağıdır”
10.yüzyılda Türkistan’da kurulan ilk Müslüman Türk Devletimiz Karahanlı’ların başkenti Kaşgar’da yaşayan ve halen bu kentte ebedi uykularını sürdüren ilk felsefe ve Hukuk kitabımızın yazarı Yusuf Has Hacip’in Kutadgu Bilig ile ilk Türkçe sözlüğümüzün yazarı Kaşgarlı Mahmut günümüzde Türk dünyasında ortak Türk dili çalışmalarımızda yol göstericilerimiz ve ilham kaynağımızdır. Bu eserler ortak düşünce ve ortak dil inşasında bizim için birer yol göstericidir. Kaşgarlı Mahmut eşsiz eseri Divanü Lügat-it Türk kitabı ile , Bağdat’ta halifelik makamında üç Müslüman milletin dilinin eşit olduğunu ortaya koymuştur.
“Türk Dünyasında Ortak Dil ve Ortak Müfredat Şart”
Türk dünyasında konuşulan çeşitli lehçe ve ağızların öğrenilmesinin Milli Eğitim Bakanlık planına alınmalıdır. İlk mektepten itibaren Türk Cumhuriyetlerinin Eğitim-öğretim Birimleri ile koordineli olarak Türk lehçe, şive ve ağızları ortak müfredat olarak tesbit edilmeli ve eğitim ve öğretime konulmalıdır.
Türk Ortak Hars Heyeti Kurulmalı, Ortak Tarih Müfredatı Hazırlanmalı”
Türk Devletleri Teşkilatı bünyesinde ortak bir Türk Hars Heyeti kurulması çok önemlidir. Tarih ve İslami din anlayışını anlatan ve işleyen filmlerin yapılması çok önemlidir. Türk dünyasında Genç Kuşaklar ve nesilleri arasında çeşitli amaçlarla seyahatler düzenlenmelidir. Türk gençleri ve soydaş coğrafyaları karşılıklı olarak bir birleri ile tanıştırmak çok önemlidir.
“Milli Merasimler ve Yayınlar Yeniden Millileştirilmeli”
Türk dünyasında resmi veya resmi olmayan tören, etkinlik ve ritüeller milli değerlere uygun şekilde Millileştirilmelidir. Milli harsımızın değerli ve özgün ürünlerinin icrası milli olmalıdır. Televizyon programları ve her türlü yayın medya ve yayınlarda milli duygular ve hassasiyetler mutlaka yer almalı ve özellikle işlenmelidir.
Ortak Senaryolarla Türk Dünyası Film ve Dizileri Üretilmeli
Türk devletlerinin ilgili bakanlıkları,Kurum ve Kuruluşları ile ortaklaşa senaryolar hazırlanmalıdır. Çeşitli dizi ve sinema filim projeleri yapılmalıdır. Bu projelerle özellikle genç nesillere ve Türk Halklarına müşterek Türk harsının yeniden hatırlatılması esas amaç ve hedef olmalıdır.
Türk Dünyasında Ortak Ödül/Armağanlar/ Mükafatları Düzenlenmeli”
Türk dünyası ülkeleri arasında çeşitli alanlarda ortak ödül ve armağanlar oluşturulmalıdır. Özellikle ortak duygu ve harsımızı yansıtan ve bizleri duygusal ve düşünsel olarak birleştiren Türk Dünyası Ortak Müzik, Sinema, Şiir-Edebiyat, Moda, Bilim ve Kur’ani Kerim okuma ve diğer dallarda ortak Ödül/Armağan/Mükafatlar oluşturulmalıdır.
Türk Tarihinin Ortak Değerleri ve Yön Veren Önemli Kişilerin Hayatı Çizgi Roman Yapılarak Tanıtılmalı”
Türk dünyasının ortak değerlerimiz Oğuzhan, Mete Han, Bilge Kağan, Bilgemiz Vezir Tonyokuk, Ortak Milli Kahramanımız Kürşad Hun, Göktürk, Uygur, Selçuklu, Osmanlı başta tüm Türk devletlerimizin Kurucu Liderleri, Hakanları, Kaşgarlı Mahmut,Yusuf Has Hacip,Mevlana, Yunus Emre gibi önemli şahsiyetlerin hayatlarının çizgi roman olarak basılmalı, bu ortak değerlerimiz ilkokul ve ortaokul öğrencilerine tanıtılmalıdır.
“Rusya, Ukrayna Savaşıyla Parçalanma Sürecine Girdi”
Aydın, Rusya’nın Ukrayna’yı işgali sonrası ikinci bir Afganistan sürecine girdiğini söyledi. “Bu savaşın sonunda Rusya 14 veya 16’ya bölünecek. İçindeki 85 milyon Türk nüfusu birden fazla Türk devletinin ortaya çıkmasına vesile olabilir,” dedi.
“Batı/Qarbi Azerbaycan Türkleri, Doğdukları Topraklara Dönmek İstiyor”
Prof. Dr. Seyit Aydın’ın konuşmasında değindiği bir diğer önemli konu ise Qarbi Azerbaycan meselesi oldu. Aydın, 1800’lü yıllara gelinceye dek Kafkaslar’da nüfusun önemli bölümünün hatta çoğunluğunun Türklerden oluştuğunu belirtti. 19. yüzyılın başlarında Rusların, Kafkaslar’daki Türkleri zarla göç ettirerek tehcir edip yerlerine Ermenileri yerleştirme projesini hayata geçirdiğini, bu süreçte Türkmençay Anlaşması ile bu tehcirlerin daha da hızlandığını söyledi. Türklere karşı ağır zulüm ve katliamların yapıldığını vurgulayan Aydın, Sovyetler Birliği kurulurken Qarbi Azerbaycan’ın son Türk toprağının da Ermenistan sınırları içinde tutulduğunu ifade etti. 1987-1991 yılları arasında Ermenistan’daki Türklerin şiddetli zulme uğrayarak Azerbaycan’a göç etmek zorunda kaldığını belirtti. Bugün Qarbi Azerbaycan’dan sürgün edilen 300 bin Azerbaycan Türkü, doğdukları topraklara dönmek istiyor. Bu amaçla kurulan Qarbi Azerbaycan İcması (Batı Azerbaycan Topluluğu), Ermeni işgali altındaki 26 il ve 300 ilçeden oluşan Türk vatanını barışçıl yollarla kurtarmayı hedefliyor.
Batı/Qarbi Azerbaycan Davası Türk Milletinin Ortak Meselesidir!
Prof.Dr.Seyit Aydın konuşmasının son bölümünde Batı Azerbaycan Topluluğu(Batı/Garbı Azerbaycan Türkleri İcması) Temsilcisi olarak yaptığı açıklamasında “Biz sulh ile, liyakatle ve milletlerarası hukuk çerçevesinde hasretini çektiğimiz öz yurtlarımıza dönmek istiyoruz. Karabağ’in işgalden kurtarıldığı gibi batı Azerbaycan’ın de kurtarılması hatırlatılarak “Sıra Qarbi Azerbaycan Türkleri’nin öz vatanına kavuşmasındadır! Bütün Türklerin ortak davası olan BATİ/QARBİ AZERBAYCAN’ın kurtarılması için her türlü çalışma ve gayreti gösteren, Azerbaycan Devlet Başkanı İlham Aliyev, Qarbi Azerbaycan İcmaı Başkanı Milletvekili Aziz Aliekberli, Türkiye temsilcisi Asıf Kurban başta olmak üzere davamıza gönül veren ve fiilen çalışan destek veren Aziz Milletimize teşekkür ediyoruz.” ifadelerini de kullandı.
Kaynak : https://www.ngazete.com/azerbaycan-toplulugunun-ankara-temsilcisi-prof-dr-aydin-narin-cinin-isgalinden-211620h.htm?fbclid=I