logo

trugen jacn
24 Ağustos 2015

DOĞU TÜRKİSTAN : KAFA KARIŞIKLIĞI VE TEMEL BİLGİLER

 

D.T - Çin Haritası

Recep KONALGA(Gazi Ün.Tarih ABD.Doktora Öğrencisi)

“ÇİN İÇİN DOĞU TÜRKİSTAN’IN VAZGEÇİLMEZLİĞİ”

Hem yakın çevremde hem de milletimizin genelinde Doğu Türkistan hakkında bir kafa karışıklığı olduğunu görmek zor olmasa gerek. Kafa karışıklığı ifadesi yerine yeterli malumata sahip olmama da diyebiliriz. Ancak bu bilgi eksikliği ve yanı sıra bilgi kirliliği milletimizin Doğu Türkistan konusunda hassasiyet sahibi olmasına mani olmamıştır. Nitekim geçtiğimiz Ramazan ayında ülkemizde Doğu Türkistan hakkında gösterilen hassasiyet de bu duruma bir örnektir.

Çevremizde Doğu Türkistan meselesini merak eden ancak yeterli bilgiye sahip olmayanların, Doğu Türkistan hakkında temel bilgileri duyduklarındaki şaşkınlıklarına sık sık şahit olmaktayız. Bu nedenle de Doğu Türkistan hakkında genel bilgiler vermenin faydalı olacağını düşünüyorum. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Çin ziyaretinin sonrasında böyle bir bilgilendirmenin yerinde olacağını düşündüğümü de belirtmeliyim.

Doğu Türkistan bugün Çin Halk Cumhuriyeti yönetimi altında bulunan bir bölgedir. Bölge deyip geçtiğimize bakmayın. Doğu Türkistan toprakları Türkiye’nin iki katından daha büyük bir alanı kaplamaktadır. Doğu Türkistan’ın yüzölçümü hakkında çeşitli kaynaklarda farklı ölçümler yer almaktadır. Çin kaynaklarında 1.6 milyon kilometre kare (küsüratı var) ölçüsü verilmektedir. Doğu Türkistanlıların ve başkalarının çalışmalarında ise 1.8 milyon kilometre kare (bu ölçünün de küsüratı var) ölçüsü kullanılmaktadır.

Doğu Türkistan resmi olarak Sincan Uygur Özerk Bölgesi olarak kayıtlarda geçmektedir. “Sincan” kelimesi Çince birleşik bir kelimedir ve İngilizce yazılışı “Xinjiang”dır. Bu kelimenin anlamı yeni ülke, yeni topraktır. 1860’larda Yakup Han Doğu Türkistan’da bir hanlık kurmuştu. Hanlığın ömrü Yakup Han’ın ölümüyle 1877’de sona erdi ve Çin İmparatorluğu Doğu Türkistan’ı işgal etti. Çin İmparatorluğu 1884’te Doğu Türkistan’a Sincan ismini verdi.

Bu tarihten yani Çin İmparatorluğunun Doğu Türkistan’ı işgal etmesinden sonra Çin’e karşı irili ufaklı yüzlerce ayaklanma meydana gelmiştir. Bu ayaklanmalar neticesinde on binlerce insan hayatını kaybetmiştir.

Yaşanan ayaklanmaların ikisinin sonunda, 1933’te Şarki Türkistan İslam Cumhuriyeti ve 1944’te Şarki Türkistan Cumhuriyeti adlarıyla iki devlet kurulmuştur. İlki Doğu Türkistan’ın hemen hemen tamamına hakim olmuşken, 1944’teki devlet Doğu Türkistan’ın kuzeyinde hakimiyet kurmuştur. Doğu Türkistan’ın unutulmaz kahramanlarından Osman Batur da 1944’te devlet kurulmasıyla neticelenen ayaklamada yer almış, 1951’deki şehadetine kadar Çinlilerle mücadele etmiştir.

2. Dünya Savaşının sona ermesiyle birlikte Çin’de iç karışıklıklar daha da büyümüş, komünist kuvvetler gittikçe güçlenmiştir. 1949 güzünde ise Çin’in tamamına hakim olan komünist kuvvetler yönetimi ele geçirmişlerdir. Aralık 1949’da Doğu Türkistan için komünist işgal dönemi başlamış oldu ve bugüne kadar geldi.

Çin Halk Cumhuriyeti idaresi altında 1955’te bugünki özerk yönetim sistemine geçilmiştir. Ayrıca Çin yönetimi Doğu Türkistan’da bölgesel ve etnik yönetim sistemini uygulamaya sokmuştur. Yani aleni bir şekilde Türk milletinin varlığını reddeden Çin, Uygur’u, Kazak’ı, Kırgız’ı ve diğer boylar ve milletleri ayrı etnik unsurlar olarak kabul etmekte ve buna göre bir yönetim şekli uygulamaktadır.

Doğu Türkistan’da özerk bir yönetim olduğundan bahsetmişken şunu belirtmekte fayda var: Doğu Türkistan’da bizim anladığımız gibi bir özerk yönetimden bahsetmek mümkün değildir. İç işlerinde bağımsız, dış işlerinde merkeze bağlı bir özerklikten bahsedilemez. Her iş merkezin ve Komünist Partinin kontrolü altında yürümektedir. Bunun yanı sıra özerk yönetimin altında daha küçük özerk birimler, birkaç vilayeti kapsayan özerk yahut özerk olmayan yönetim birimleri, özerk yönetime bağlı olan ve olmayan alt yönetim birimleri de bulunmaktadır.

Doğu Türkistan, bulunduğu coğrafi konum, yer altı ve yer üstü zenginlikleri sebebiyle siyasi, iktisadi, stratejik öneme sahiptir.

Günümüzde eski usulde kullanılmasa da tarihi İpek Yolu’nun en önemli kavşak noktalarından biridir Doğu Türkistan. Bugün o eski İpek Yolu kalmamışsa da yeni projeler ile Doğu Türkistan’ın bulunduğu bölgenin önemi gittikçe artmaktadır. Örneğin Çin’in Türkistan’daki Türk cumhuriyetlerinden aldığı petrolün taşınacağı güzergah Doğu Türkistan’dan geçmektedir. Ayrıca Çin’in iç bölgelerini Asya’nın ortasına ve Rusya’ya bağlayan demiryolu da Doğu Türkistan’dan geçmektedir.

Çin ekonomisi gittikçe büyümektedir. Bu büyümeye paralel olarak da Çin’in hammadde ve ürünlerini satacağı pazar ihtiyacı artmaktadır. Bu bağlamda Çin, Afrika ve Güney Amerika ülkeleri ile olan ilişkilerini kuvvetlendirmektedir. İşte büyüyen Çin ekonomisinin ihtiyaç duyduğu hammaddelerin ve enerji kaynaklarının önemli bir kısmı Doğu Türkistan topraklarında yer almaktadır.

Bütün Çin topraklarında bulunan 162 ‘den fazla maden çeşidinin 148 kadarı Doğu Türkistan topraklarında da bulunmaktadır.

Kimi bilim adamları ve araştırmacılar, bulunan ve tahmin edilen petrol ve doğal gaz rezervleri dolayısıyla Doğu Türkistan’ı “21. yüzyılın Kuveyt’i” olarak tanımlamaktadırlar. Doğu Türkistan’daki petrol ve doğal gaz rezervleri Çin’in toplam rezervlerinin %33’ünden fazlasını oluşturmaktadır.

Doğu Türkistan’daki kömür rezervleri Çin’in toplam kömür rezervlerinin yarısını oluşturmaktadır. Bunun yanı sıra Çin’in en zengin bakır madenlerinin Doğu Türkistan’da olduğu belirtilmektedir.

Bahsedilen madenlerden başka altın, uranyum, volfram gibi kıymetli madenlerin de Doğu Türkistan’da oldukça zengin rezervlere sahip olduğu yapılan araştırmalarda ortaya çıkarılmıştır.

Doğu Türkistan coğrafyası, Çin’in nükleer denemelerini gerçekleştirdiği bir bölge durumundadır. Özellikle Lupnor Gölü bölgesinde yapılan nükleer faaliyetler nedeniyle binlerce insan zarar görmekte; ölümlere, sakatlıklara, sakat doğumlara neden olmaktadır.

Çin, Doğu Türkistan’a dönük uyguladığı göç politikası ile hem Doğu Türkistan’daki Müslüman Türkleri asimile etmeye çalışmaktadır hem de Çin ana karasındaki nüfus yoğunluğunu bir nebze de olsa hafifletmeye çalışmaktadır. 1950’lerde Doğu Türkistan’daki Çinli nüfusu %5 civarında iken bugün bu oran %50’ye yaklaşmıştır. Ayrıca Çin’in eski cumhurbaşkanlarının da aralarında bulunduğu üst düzey Çinli yetkililer devletin Doğu Türkistan’a 200 milyon Çinli yerleştirme hedefinde olduğunu ifade ve belki de itiraf etmişlerdir.

Bugünkü halde Doğu Türkistan’ın nüfusunun, resmi açıklamalara göre 20 milyon civarında, bizim tahminlerimize göre 35 milyon civarında olduğu göz önünde tutulursa bu göç politikasının asimilasyon amacı daha net bir şekilde görülecektir.

Son olarak Çin’in “Ey genç! Batı’ya git” ifadesi ile sloganlaştırılan Doğu Türkistan’a göçü teşvik politikası ile özellikle gençleri Doğu Türkistan’a taşımaya çalıştığını belirtmekte fayda var.

Etiketler: » » » » » »
Share
1706 Kez Görüntülendi.