UYGUR HABER VE ARAŞTIRMA MERKEZİ(UYHAM)
İstanbul 16. ve 18. İdare( İstinaf)Mahkemesinin ” Uygurlara Çin Zulmü Olmadığı ” iddiası ile Çin’e teslim edilmesine karar verdiği davacı Erkin Abdulveli adlı Uygur Türkü’nün Savunma Avukatı Av. Abdullah Tıkıç ” İstanbul İdare Mahkemelerinin verdiği hükmün kesin olduğunu ve bu sebeple Müvekkilinin her an Çin’e teslim edilebilme riski ” bulunduğunu açıkladı.
Washington’dan yayın yapan Özgür Asya(rfa.org/Uyghur) radyosunun Ankara Temsilcisi Erkin Tarım’a Uygur müvekkili hakkında verilen 28 Mart 2025 tarihli celsede Çin’e geri yollanabileceği hakkındaki verdiği hüküm ve sonrası gelişmeler hakkında açıklamalarda bulunan Av. Abdullah Tıkıç ” İdare Mahkemesinin davacı Uygur Türkü Erkin Abdulveli hakkında Çin’in işgalindeki ülkesi Doğu Türkistan’da “Uygurlara zulüm edildiğine dair iddiasını yeterli kanıtlarla ispat edememesi nedeniyle Çin’e iade edilebileceğine “hükmettiğini belirterek şunları söyledi : ” Ben yapılan duruşmada müvekkilim Erkin Abdulveli’nin Türkiye’de hiç bir suç işlemediğini ve bu nedenle Türk yasalarına göre suçsuz ve masum olduğunu savundum. Kendisinin Çin’e iade edilmesi halinde tutuklanarak hapsedileceğini ve cezalandırılacağını ve ailesinin parçalanacağını ve kendisinin Çin’e iade edilmemesini talep ettim. Mahkeme Müvekkilimin Çin’e geri verilmesi halinde baskı ve zulüm göreceğine dair yeterli kanıt sunamadığı ileri sürerek kendisinin Cin’e teslim edilmesinin mümkün olduğuna hükmetti. Bu karar Türkiye’de bir Uygur Türkü hakkında kaçtığı Çin’e teslim edilmesi için verilen ilk karar olarak tarihe geçmiştir.” dedi.
Erkin Abdulveli Her An Tutuklanabilir ve Çin’e Teslim Edilme Riski İle Karşı Karşıya
Av. Abdullah Tikic, İstanbul İdare Mahkemesinin Müvekkili hakkında verdiği söz konusu kararın yürütülmesinin durdurulması için 3 Mart’ta Anayasa Mahkemesi’ne dilekçe verdiğini belirtti ve şöyle konuştu “Ben Anayasa Mahkemesi’ne dilekçe verdim, Çin’e iade kararının bozulmasını talep ettim. Ancak ilgili yasaya göre Mahkemenin kararı kesindin ve Polis her an kendisi tutuklanarak doğru Hava alanına götürülebilir ve uçağa bindirilerek Çin’e yollanabilir. Ben bu nedenle kendisine şu anda yaşadığı Küçükçekmece İlçesi Şafaköy semtinden dışarı çıkmamasını ve dikkatli olmasını tavsiye ettim. ”
Türkiye’de Yaşayan Uygur Türkleri Sıkıntılı ve Zor Durumda
Av. Abdullah Tikiç yıllardan beri benzer olaylarda Uygurların avukatlığını yaptığını ve ülkemizde bulunan sığınmacı Uygur Türklerinin çektiği sıkıntılar ve yaşadığı zorlukların farkında olduğunu belirterek sözlerini şöyle sürdürdü : “Şu anda Türkiye’de yaşayan Uygurların en önemli sorunlarının başında ülkemizde yasal olarak kalabilmesi için oturma izni alabilme meselesidir. Yasal oturma belgesi olmayanlar eğitim-öğretim çalışma, sağlık hizmetleri ile sosyal güvenlik hizmetlerinden yararlanamıyorlar ve bu konuda büyük sıkıntılar ve zorluklar yaşıyorlar. Uygur Türklerinin Son dönemde insani ikamet başvuruları da reddediliyor. Bu insanlara oturma izni veya T.C. vatandaşlığı verilmezlerse ne yapacaklar? Vatandaşlık verilmese de en azından uzun dönem(süresiz ) oturma izni verilmesi gerekir. Bu konuda Türk hükümetinin Uygurlara yardım etmesi ve bu hayatı sorunlarını gidermesi ve elini uzatması gerektiğini düşünüyorum.”
Bu ve benzer İstenmeyen Durumları Yaşamamanın Çaresi Türk Kamu oyunun Desteği ile İdareye Seslerini Duyurmaktır
Avukat Abdullah Tikic, Çin’e geri gönderme işlemlerini durdurma ve benzeri istenmeyen olayların tekrar yaşanmaması için Türkiye’de yaşayan Doğu Türkistanlıların daha aktif olmaları gerektiğini belirtti ve şöyle dedi : “Doğu Türkistan ve Uygur STK.ları birlik oluşturarak Türkk Milletine bu sıkıntılarını daha etkin anlatmalı ve onların desteklerini elde etmelidir. Türkiye’de kamuoyunun bir araya getirilmesi durumunda Uygurların Çin’e geri gönderilmesi başta bir çok sıkıntıları giderilebilir. Öncelikle, Türkiye’deki Doğu Türkistan STK. ları tüm Uygurların ikamet başta olmak üzere tüm sorunlarını tesbit yani ikamet izni olup olmadığını belirlemeli ve daha sonra hükümete bir talep yazısı ile birlikte bu sorunlar iletmelidir. Devletimiz ve özellikle Türk halkı Uygurlara sıcak bakıyor ve onlara önem veriyor. Dolayısıyla Doğu Türkistan STK.ları Uygurların bu sıkıntılarını geniş çapta duyurup kamuoyu oluşturabilirlerse hem idareyi hem de Türk yargısını etkileyebilirler.” şeklinde konuştu.
Türkiye İmzaladığı Uluslararası Anlaşmalar Gereği Uygurları Çin’e Gönderemez
Av.Abdullah Tikiç, Türkiye’nin mültecilerle ilgili çok sayıda uluslararası anlaşma imzaladığını ve kendisine sığınan mültecilerin güvenliklerini sağlayacağını taahhüt ettiğini belirterek : ” Türkiye taahhüt ettiği bu uluslararası yükümlülüklere uymak zorundadır. Dolayısıyla Müvekkilim Erkin veya diğer sığınmacı Uygurları hiçbir zaman kaçtıkları Çin’e geri göndermeyecektir. Türkiye’deki Doğu Türkistan STK.larının en öncelikli görevi bu sorunun çözümüdür ve bu konuda kendilerine büyük görev düşmektedir.” ifadelerini kullandı.
9 Yıldır Ailem ve Çocuklarımdan Haber Alamıyorum. Bundan Daha Büyük Zulüm Olabilir mi ?
Hakkında Çin’e geri gönderilmesi hükmü verilen Erkin Abdulveli Özgür Asya radyosuna kendisi, yargılanması ve Türkiye’deki yaşantısı hakkında şunları söyledi : ” 1980 doğumluyum ve 9 yıldır Türkiye’de yaşıyorum. Ben Nisan 2016’da Türkiye’ye geldim ve 2016 yılı sonunda Kayseri’ye gittim, evlendim ve orada bir süre yaşadım. 2019 yılında Kayseri’de hakkımda şikayet olduğu gerekçesi ile tutuklandım ve 39 gün hapis yattım. Uzun bir sorgulamalardan sonra suçsuzluğuma karar verildi ve serbest bırakıldım. Daha sonra İstanbul’a taşındım. Temmuz 2023’te İstanbul’da tekrar göz altına alındım ve geri gönderme merkezine götürülerek hapsedildim ve 45 gün burada tutulduktan sonra salıverildim. Ancak, bu kez Mahkeme bir buçuk yıldan fazla süren yargılamanın ardından hakkımda “Çin’e iade edilmesi halinde risk altında olacağı iddiamı ispat edilemediğim için Çin’e geri gönderilebileceğim hükmünü verdi. Çin’in işgalindeki Doğu Türkistan’da Müslüman Türklere baskı ve etnik soykırım uyguladığını acımasız zulüm ve işkenceler yaptığını BM. başta tüm dünya bilmektedir. Ayrıca, 9 yıldır memleketimde yaşayan 5 çocuğum yaşlı Ana ve Babamla hiç bir şekilde iletişim kuramıyorum ve onlar hakkında haber alamıyorum. Benim ve Türkiye’de yaşayan diğer tüm Uygurların çektiği sıkıntılar baskı ve zulüm değil de nedir Allah aşkına ? dünyada bundan daha büyük bir zulüm olabilir mi ?” şeklinde konuştu.