logo

trugen jacn

GEÇMİŞİ VE BUGÜNÜ İLE UYGUR TÜRKLERİ VE DOĞU TÜRKİSTAN

Geçmişi ve bugünüyle Uygurlar!

Uygar sözcüğü eski Türkçedeki  Udgur kelimesinden gelmiştir ve Çin kaynakları  Uygurlardan Hudgur olarak bahseder. Udgur tanımlaması Fonetik değişikliklerle  günümüze Uygur olarak gelmiştir. Türkler arasında en yenilikçi ve en  ilerici toplum Uygurlar olmuştur ve diğer Türkler bu yönlerinden dolayı Uygurlara medeni, çağdaş anlamında uygar demişlerdir, ve Uygurlar bütün Türk topluluklarını bilgi ve becerileriyle etkileyen tek Türk toplumudur, her Türk devleti ve medeniyetinde katkıları vardır.

Peki,  ne oldu da  Uygurlar bugün Çin esaretine Nasıl Geldiler ?   

Uygur Türkleri, 13. Yüzyılda Moğol istilasına karşı koymayıp gönüllüce girmeleri bugüne gelişlerinin başlangıcı oldu aslında.

Buna rağmen Moğollara devlet idaresi ve diplomasiyi öğreterek de özellikle Selçuklu coğrafyasında İlhanlılar olarak karşımıza çıkan Moğolların Selçuklu’ya pek çok hizmet ve eser vermelerini de o bilgi ve becerilerini aktarmanın inkar edilmez bir rolü olmuştur.

Moğollara bu teslimiyetten çıkarmamız gereken ders; Türklerin savaşçı karakterlerini kaybetmemeleri gerektiğidir. Savaşçı özelliklerini kaybeden Uygurlar  bu dönüşüm sonrasında ilime ve bilime katkılarında da çok gerilemiştir.

Uygurların Moğollara teslimiyetten önce yaptıkları bir başka affedilmez hataları da Arap-Türk savaşlarında dönüm noktası olan, Talas Savaşı’nda Araplardan yana olmaları!

751’de Araplarla Çinliler arasında bugün Kırgızistan’da bulunan Talas’taki savaşta, Kırgızlarla birlikte Fergana’daki Türk boyları, Ezgişler, Türkeşler, Ciğiller ve İlhaklar daha önce Arapların sözlerini tutmamaları, özellikle Arapların 674’te Maveraünnehir’i (Seyhun ve Ceyhun nehirleri arasında ki Türk yurdu) ve Batı Türkistan’ı ele geçirerek Semerkant ve Buhara’da katliam yaparak pek çok Türk gencini asker diye alıp, Arap köle pazarlarında satmalarından dolayı can düşmanı olarak gördükleri Çinlileri Araplara tercih edip Çin’in yanında yer alırken, Uygurların savaşçı kollarından Karluklar biraz da bugünkü Fergana ve Özbekistan’a hakim olmak maksadıyla Araplarla ittifak kurup Çinlileri mağlup ettiler.

Bu savaşla kaybeden Çin bölgeden geri çekilince Uygurlar da bugün Türkiye’nin iki katı büyüklüğünde olan Turfan bölgesine , yani  bugünkü Doğu Türkistan’a tamamen hakim oldular ama Araplarla işbirliğinin meyvesini yemeleri bir  asır bile sürmedi.

840 yılında  ise,  bir başka Türk toplumu Kırgızlar kuzeyden gelerek  Uygurların egemenliğine  son verdiler.

Türklerin ne zaman kiminle, kime karşı savaşacaklarına doğru karar veremeyen bu toplumunun asıl bilinen ve önemli özelikleri ise Türk toplulukları arasında en çok ilki, ilmi ve bilimsel gelişmeyi gerçekleştiren topluluk olmalarıdır.

Bunlara bir göz atmak gerekirse, 13 başlık altında ele aldığım Uygurların bu özelliklerini  şunlardır ;

  1. Göktürk Alfabesinden sonra tarihteki ikinci Türk alfabesini geliştirdiler. Örneğin Fatih Sultan Mehmet’in Otlukbeli Savaşı’ndan sonra Özbek Hanı’na ve diğer Türk hanlarına gönderdiği Zafername/Fetiihname  bizzat Fatih Sultan Mehmet tarafından Uygur alfabesiyle yazılmıştır ve 2. Beyazit’a kadar Uygurca alfabesiyle birlikte Osmanlı Sarayı’nda diplomatik bir dil olarak ayrıca kullanılmıştır.
  2.  Talas savaşı sonrası Semerkant’ta esir alınan Çinlilerden kağıt yapmasını öğrenip bugün Semerkant Kağıdı olarak bilinen Çinlilerinkinden çok daha ileri seviyede ve kalitede kağıt yaparak ahşap harflerin kullanıldığı matbaa makinesi yapmayı başardılar ve kağıt kullanarak kitaplar bastılar ve kütüphaneler  kurdular.
  3.  Tıp bilimine  özel bir önem verdiler, Akupunkturla tedaviyi pazarlandığı gibi Çinliler değil, Uygurlar bulmuştur.
  4. Astronomi biliminde  büyük ilerlemeler kaydettiler.  Bu  bilim dalına da  çok önem verdiler.Günümüzde Çinlilerin kullandıkları  12 hayvanlı geleneksel Türk takvimini geliştirdiler.
  5. Uzun yazmaya gerek yok, Turfanda yetiştirilen meyve ve  sebzeleri herkes bilir. Uygur Türkleri  Kariz denilen yeraltı su kanallarını bulmada,  ekstansif tarımda, maden işleme, inşaat ve mimarlık gibi konularda uzmanlaştılar ve çok önemli eserlere imza attılar.
  6. Amonyak  başta olmak üzere o güne kadar pek bilinmeyen  bir takım kimyasalları elde etmeyi ve hayatta kullanmayı  başardılar.
  7.  Özel ve Kamu hukuku  alanında   çok ilerlediler ve bu konuda  kendilerine özgü bir  hukuk ve yargı sistem kurdular.
  8.  Benzerlerine  Avrupa’da ancak, 18. Yüzyıl’da rastlanan  kiralama , satış, vasiyet,  bankacılık sistemi(faiz) tarımsal amaçlı toprak kiralama veya yarıcılık(ortak tarımcılık faaliyetleri) gibi özel   ekonomik alanlar  ve benzeri birçok ticaret ve hukuk kavramını  buldular ve günlük hayatta önceden kullandılar.
  9. Bugünkü uygulamaların ilk numuneleri olan  ülkeler arası seyahat ve ticarette  kullanılan  pasaport ve vize uygulamalarını ilk hayata geçirenlerde Uygurlar olmuştur.
  10. Dokumacılık( Tekstil üretiminde) de çok ileriye gittiler. Sadece pamuklu ve ipekli dokumada değil, tekstil boyacılığında da  bir çok ilklere imza attılar.
  11. Güzel Sanatlarda, resim, dans ve müzikte özgün üsluplar buldular.  Minyatür sanatı ve orta oyunu, Opera ve  benzeri gösteri ve eğlence gelenekleri ile Türk  ve dünya tarihi içerisinde önemli bir konuma sahip oldular.
  12. Bugün Tataristan’ı de kapsayan  İdil Ural  topraklarında hüküm süren İdil Bulgar Devleti 922’de İslamı her ne kadar ilk kabul eden Türk devleti olsa da, İslam dinini resmi  devlet dini olarak kabul eden  Karahanlılar devletidir. Karahanlılar İslamı devlet  ilk kabul eden devlet olarak bilinir. Karahanlıların hüküm sürdüğü topraklar, bugünkü  Doğu Türkistan toprakları olup bu devletin başkenti Kaşgar kentidir.
  13.  İlk Türkçe sözlüğü ile  ilk ansiklopedik Türk  dili tarihi olan Divanü Lugat-İt Türk’ün  yazarı Kaşgarlı Mahmut ayanı zamanda bur Karahanlı Şehzadesidir ve Türbesi Kaşgar’da bulunmaktadır. Kaşgarlı Mahmut bu eşsiz esinde  Türkçenin karanlıkta kalan  pek çok konusunu aydınlatmıştır. Kaşgarlı Mahmut aynı zamanda  Türklük biliminin (Türkoloji) kurucusu olup, Türk sözlükçülüğünün atasıdır.

Doğu Türkistan’da  Hanlıklar Devri ve İlk Çin İstilası  

Uygurlar   ana yurtları Doğu Türkistan’a ilk Çin istilasının başladığı 1759 yılına kadar ‘a kadar  kadim  ipek yolunu kullanarak  tüm dünya ile ticaret yaptılar. Sosyal kültürel,  ekonomik yönden   komşuları ile  iyi ilişkiler kurarak  bölgesel hanlıkların egemenliğinde  bağımsız olarak   yaşadılar. Çin Hanedanlığının(1644-1911 arası) sona  erdirilip  1911 yılında Çin Cumhuriyeti ilan edildi. Yeni Çin rejimi Doğu Türkistan’ı doğrudan doğruya  Çin’e bağlı ve  Çinli Genel Valilerin yönettiği  bir idari yapıya dönüştürdüler.  İşgalci Çin’in Doğu Türkistan’daki baskı ve zulmü günümüzde etnik soykırım olarak devam ettirilmektedir.  Osmanlı devletine tabı Doğu Türkistan Kaşgarya İslam devletinin  1877’de 2.  Mançur-Çin İşgaline uğramasından 7 yıl sonra 18 Kasım 1884’te ülkenin tarihi  Türk   ismini Çince Xinjiang( Yeni Topraklar) olarak değiştirdiler.
Uygur Türkleri 20.yüzyılda  2 kez  bağımsız devlet kurmayı başardılar. Bu devletler  12 Kasım  1933’te Kaşgar merkezli Doğu Türkistan İslam Cumhuriyeti ikincisi ise,  Gulca başkentli 12 Kasım 1944’te kurulan  Doğu TÜrkistan Cumhuriyetidir. Bu her iki Cumhuriyet Sovyet Diktatörü Stalin’in  Çin yönetimine verdiği askeri yardımlarla kanlı bir şekilde  ortadan kaldırıldı. Ekim/ 1949’te ise ülke Çin’deki iç savaşta galip olan Mao Liderliğindeki Çin Kızıl Ordularınca işgal edildi.

Doğu Türkistan'da yıkılan bir cami

Doğu Türkistan’ın Türk-İslam Kimliği Yok Ediliyor 

Günümüzde  ise ÇKP İşgalci Yönetimi tüm Uygur Türklerini potansiyal “Terörcü -Radikal” olarak ilan etmiş olup,  Çin’in baskı, zulmü ve diğer insanlık suçları  etnik soykırım  şeklinde   devam ettirilmektedir. Çin komünist işgal yönetimi Doğu Türkistan genelinde Hitler Faşizminden ilham ve örnek olarak kurduğu yüzlerce Çin tipi  toplama kaplarında 1-3 milyon arasında tahmin edilen Uygur,Kazak ve diğer Türkleri  hapiste tutmaktadır. Ayrıca,bu kamplarda tutulan Uygurları küresel batılı firmalar için kurdukları devasa üretim tesislerinde Köle/İşçi olarak zorla çalıştırmaktadır. Bunun yanında  yüzlerce yıllık Camiler,Medreseler, Mezarlıklar başta Türk kültürüne ait pek çok  tarihi eserin yıkılması insanı kahrediyor.

 Çin’in Doğu Türkistan’daki İnsan Hakları İhlalleri İnsanlık ve Soykırım Suçudur

Çin işgal yönetimi Doğu Türkistanlıların ve uluslararası toplumun  bu konudaki şikayetlerinin  asılsız olarak tanımlıyor ve sürekli reddediyor. Fakat, Çin’in bu baskı ve zulüm uygulamaları   BM.başta olmak üzere uluslararası kurum ve kuruluşlarca kanıtlanınca  toplama kamplarının “Eğitim ve Meslek Edindirme Merkezleri” olduğunu iddia ediyor.  Uygurların “Radikal İslamcı teröristlerdi” bahanesini  ve yıkarak yok ettiği  yüzlerce yıllık tarihi Uygur camileri ve eserlerin  ” terörle ne ilgisi  olduğu yolundaki  sorularına ise  cevap veremiyor ve suskun kalmayı sürdürüyor.

Çin’in işgalindeki Doğu Türkistan’da yaşayan Türklere yönelik insanlık ve soykırım uygulamaları karşısında  Türkiye’nin suskun ve tepkisiz kalması yürekleri dağlıyor. Türk Halkının Türklerin medeniyete en çok katkısı olmuş  bir  topluluk  olan  Uygurları, Çinlilerin “Terörist ve Amerikan uşağı” ilan etmesine tepkisizliği  derinden üzüyor. Bu durum Türkiye’nin Mazlumların   ve Türk Dünyası mazlumlarının  koruyucu hamisi olma  vasfından  uzaklaştırıyor. Ayrıca  Türk Halkının ve diğer Türk halklarının Çin’in  Uygur Türklerine karşı  baskı, zulüm ve etnik soykırım suçlarına karşısındaki  tepkisizliği gerçekten şaşırtıyor ve   derinden üzüyor ve kahrediyor.

Kaynak : https://www.nationalturk.com/kultur/gecmisi-ve-bugunuyle-uygurlar/…

Share
350 Kez Görüntülendi.