logo

trugen jacn

SEVGİLİ BABAM İLE 5 YIL ÖNCEKİ SON TELEFON KONUŞMAM(BABAMIN SON SÖZLERİ)

Bir 2 kişi ve oturan insanlar görseli olabilir

Abdurehim Gheni UYGUR  (Doğu Türkistanlı Yazar ve Aktivist-Hollanda)

Garibin derdini gurbettekine  sor,
Visal özlemini aşkına kavuşamayana sor,
Vatansız hayatın ne anlamı var, ne de tadı,
Bunu da  sen, vatanından cüda olana sor.

                                                             “Garip Ruh” Romanından

5 yıl önce   Mayıs ayının 23. günü. Benim unutmadığım ve asla hiç unutamayacağım bir gün. Benim için en bu dünyadaki değerli  Varlıklarım Annemden sonra  Babamın sesini en son duyduğum  bir tarih. O gün  günü babamla telefonda son kez  görüşebilmiştim. konuştum.

Daha sonraki günlerde Sevgili Yurdum Doğu Türkistan’da İşgalcı Çin’in  toplu  kampanyasını  başlattı ve benim ailemden  babam başta olmak üzere  toplam 19  yakınımı  gözaltına alarak Çin tipi Nazi Kamplarına hapsetti.  5 sene önceki bu günde, yani babamla aramızda telefonda konuştuğum şu sözler  kelime kelimesine kadar  daha dünkü gibi aklımda.
– Nasılsın baba? İyi misin? Annem rahmetli olduğundan beri yüzün hiç gülmedi, üvey annem sana iyi bakıyor mu? Senin çok sevdiğin ve gurur duyduğun oğlun, bu zorlu günlerinden yanında olamadı, seni teselli edemedi. Sen hastalandığında ziyaretine gelemedi, sana bakamadı. Evlatlık görevimi yerine getiremedim. Bunları düşündükçe kendimi suçlu hissediyorum. Telefonda konuşurken “Bu vefasız oğlunu affet baba!”  cümleleri ile  yürek sözlerimi  göz yaşlarımı akıtarak hıçkırıklar içinde ifade  etmiştim.

Babam  ise beni şöyle teselli etmişti “- Oğlum, üzülme. Senin böyle yurt dışında gurbetçi olacağını  hiç birimiz  düşünemezdik. Olsun, her şeyde bir hayır vardır.  “Ata yurtung aman bolsa-Rengi ruying saman bolmas = Ana yurdun aman ise,  beti benzin hiç sararmaz (hiç solmaz) demiş atalarımız. Gurbette her şeyin tam olsa da, hep bir yanının  eksik kaldığını  hissedersin, hiçbir zaman tam anlamıyla mutlu olamazsın.  Gürbet ve Gariplik seni türlü zorlukların üstesinden gelerek şekilde  cesurca yaşamanı sürdürmeye  mecbur edecektir. Şimdiye kadar bizim bile görmediğimiz nice zorluklarla karşılaştın, dünyayı ve kendini daha iyi tanıma fırsatı buldun. Umarım neden anne babanı, aile ve yakınlarını, akrabalarını, çocukluk arkadaşlarını,dostlarını  ve buradaki işini bırakıp yaban ellerde elgin olmayı seçtiğinin cevabını bulmuşsundur. Nerede yaşarsan yaşa, doğup büyüdüğün ana vatanını hiçbir zaman unutma oğlum. Ailene iyi bak, çocuklarını güzelce eğit ve onları iyi terbiyelemeye  gayret et. Gurbette seni  teselli edecek, ve mutlu edecek olan eşin ve çocuklarındır. Onları mutlu edersen beni  de mutlu etmiş olursun.” diye bana teselli ve  öğütlerde bulunmuştu.

Ben kendimi bildim bileli Babam rahmetli dedemin sözünü hep dinlerdi, bir dediğini iki etmezdi.  Biz Uygurların “ Ata razı-Ana Razı  Huda Razı = Atası razı olandan Allah da razı olur” diye bir atasözü vardır. Herkes bunu bilir ve herkes bu söze uygun olarak davranış sergilemeye gayret ederdi.

Elbette ki,  ben de bu sözlerden  müstesna değildim. Babamın öğütlerine hep kulak verir, onu  daima sever ve  sayar,  kendisine saygıda kusur etmezdim.

Bu son konuşmamız sırasında babam bana “Oğlum, sen şimdi dini inancı, örfü ve adedi bizimle tamamen farklı olan bir ülkede yaşıyorsun. O ülkenin kanunlarına uyan iyi bir vatandaş olarak yaşayasın. Alın terinle ve helal kazançla yaşamını idame ettiresin. İşte o zaman her yerde değerin olur. Hollanda senin ikinci ana vatanın, çocuklarının ise artık doğup büyüdüğü ana vatanı oldu. Sen nasıl yaşarsan evlatların da senden onu öğrenecektir. Onlar için çok çalışarak iyi  bir örnek  Baba olmaya çalış.  onların iyi yetişmeleri için hiç bir fedakarlıktan kaçınma.” demişti.
O konuşmamız  sevgili   babam  ile benim  aramızda geçen son konuşmamız olacaktı.  Babam bu son konuşmamızda bana çok güzel öğütlerde bulunmuştu. Ancak ben  bunun  babamla son konuşmamız olacağını aklımın ucundan bile geçirmemişim. Göz açıp kapayıncaya kadar aradan 5   yıl  geçmiş.

Şu sevecen, merhametli ve şafkat dolu, evlatları için gecesini gündüzüne katarak çalışa, gayretli, samimi  ve benim için örnek bir insan olan sevgili babacığımı  çok özledim. Hiç olmaz ise sesini duyabilse idim hiç olmazsa bu özlemim ve hicranım biraz de olsa hafiflerdi.Uygurlarda selam hat yarım didar = mektup yarım görüşmek gibi (günümüzde telefon mektubun yerine aldı elbette)

Onun  şafkat ve sevgi dolu siması gözümün önünden hiç gitmiyor. Bazen rüyamda babamla çok güzel muhabbet ettiğimizi görüyorum. Bazen gördüğüm rüyamdan korkular içerisinde uyanıyorum.

Sevgili Babacığım, seni çok özlüyorum. Senin değerini ve kıymetini  gün geçtikçe daha iyi anlıyorum. Zira ben de baba oldum ve çocuklarımı iyi eğiterek onları sağlıklı  bir şekilde büyütmenin ne kadar zor olduğunun farkına  yeni yeni varmaya başladım.

Bir 2 kişi, ayakta duran insanlar ve açık hava görseli olabilir

Babacığım, sen sık sık  Ben köyermen balamga – Balam köyer balasıga = Ben  yanarım balama = Balam yanar balasına”  derdin.

Yavrularımı her omzuma aldığımda bu sözlerin aklıma,  melek yüzlü saf siman  hayalimde tekrar  canlanır ve uzun süre de  gözümün önünde gitmez.

Sevgili Babacığım, Sen  benim için babalık görevini yerine getirdin, benim  babalık görevlerim  ise daha yeni başlıyor.

“Oğullar  Babalarının  sırrıdır” derler hani. Kendimin olumlu yanlarımı düşünüp bunu  fark edince bunun senden bana kalan genetik bir miras olduğunu düşünerek Cenabı Hakk’a şükrediyorum ve bunu çocuklarıma  da aktarmaya çalışıyorum.

Senin  yüzündeki  hiç eksilmeyen  tebessüm şafkat ve sevgi dolu  güzel  yüzün bana her zaman güç veriyor. Senin şu ağır başlı  ve daima düşünceli halin, bana  daha etraflı düşünmemi ve  daha da sabırlı olmamı  hatırlatıyor  her zaman.

Senin  engin  sevgin ve  güçlü nefretin ve tepkin  bana hak  ile  batılı, dost ile  düşmanı  çok iyi ayrıt etmeyi öğretti.

Sen benim şanlı ecdadımın bana ulaşan bir emaneti  ve  benim her zaman yol göstericim idin ve yine de  şu gurbat diyarlarda benim için öylesin. Sen  hayatımın ve tüm yaşamımın   kaynağısın babacığım.

Eğer hayatta isen, daima  esenlikli ol  Babacığım!

Şayet eğer Hakkın rahmetine kavuştu isen, mekanın cennet olsun canım Babacığım! Ben gurbetteki  çaresizlik içindeki  oğlun  göz yaşlarımla sana  Allah’tan  sonsuz rahmet ve mağfiret diliyorum.

23 Nisan 2022 Amsterdam-Hollanda   ( Uygurcadan Türkiye Türkçesine aktaran: Erkin Köktuğ)

Share
4698 Kez Görüntülendi.