logo

trugen jacn
14 Ocak 2017

ABD.NİN YENİ BAŞKANI TRUMP’IN ASYA POLİTİKASI VE DOĞU TÜRKİSTAN’A ETKİLERİ(1.BÖLÜM)

Pasifikten Baltık denizine kadar uzanan Avrasya   büyük karasının üzerinde yaşayan  ve nüfusu 10 milyonu geçen Milletlerin içinde   bağımsızlığını elde edemeyen tek  halk Uygur Türkleridir. Uygurların hak ettiği özgürlüğe kavuşamamasındaki  sebeplerin başında  ise, uygar dünya ile  mensubiyeti olmayan, içe dönük ve  kapalı kültüre sahip bir uzakdoğu  ülkesi  olan Çin’in sömürgesi  ve bu  kendine özgü Çin ulusu’nun   benimsiyerek kabul ettiği  komünist  rejimin boyunduruğu altında bulunmasıdır.  Uygurların hala Diğer en önemli  ve esaret altında yaşamasındaki  temel dış  etken  ise , 2. Dünya savaşı  galipleri  ülkeler tarafından kurulan yeni  dünya düzeninin kurbanları arasında yer almış olmasında yatmaktadır.  

Mehmet Emin HAZRET

Maddiyat düşkünü ve bencil   batı dünyasının duyarsızlığı, Müslüman ülkelerin ise Müslüman Uygurlara olan bilinçli  olarak reva gördüğü  hıyaneti yüzünden 21. Yüz yılda yanı  günümüzde bile Uygur toplumu çok büyük acılar  çekmektedir. Çin, güçsüzü ezen, güçlüye ezilen bir  karakter ve pisikolojik  yapı ve tarihsel  geleneğe sahiptir.  Acizleri ezen Çin’i,  ezebilecek güçler yavaş- yavaş kendinlerini  göstermeye başlamıştır.

Son ve yeni gelişmeler Uygurların Çin esaretinden kesin olarak kurtulup,  ana vatanları Doğu Türkistan’ın bağımsızlığını tekrar kazanabilmesi  için ufukta  umutlar ve  kurtuluş  ışığı olarak gözükmektedir.

Şimdi,bu gelişmeler nelerdir? İnceleyelim ;

1.ABD Yeni Başkanı Donald Trump ve Ekibi Dış Düşman Olarak Çin’i Seçmiştir

ABD, dünyayı tek başına kontrol etme güç ve kapasite ve yeteneğini  yavaş- yavaş yetirmeye başlamıştır. Yeni seçilmiş başkan Donald Trump son çıkışları ile ,  iş adamı kökenli biri olarak daha pratik düşünen bir lider olduğunu göstermektedir. Onun “ ABD’yi büyük yapacağım.” Sloganının altında,  küçülen ABD’nin gerçeğini kabullenmekle beraber  “ABD’nin ekmeğini çalana da izin vermem.” mesaji de  yatmaktadır. Rasyonel politikacı Donald Trump, ”  Madem ABD tek başına  artık dünyayı yönetemiyor, o zaman iki ezeli rakipten birini dosta çevirmeli”  yolunu seçmeyi  zorunlu olarak  his etmiş ve tüm engelleri aşarak Putin Rusya’sı ile  barış yapmaya ve daha sonra ise, ortak olmaya karar vermiştir. Diğer rakip Çin’i  ise, ”  ABD.’nin yeni düşman adayı  Ülkesi  ” olarak seçilmiştir.

ABD’nin 2017 yıllık askeri bütçesi 622 milyar dolardır. ABD dev silah  endüstrisininin çarklarını   döndürmek için ABD. Ordu  sürekli hareket  ve operasayonlar yapması ve hatta savaşmak zorunda olmalıdır.  Bu yüzden Trump  kuracağı yeni  kabinesine ABD.Ordusunun 3 emekli  Generalini    Bakan adayı olarak açıklamıştır.  2015’de    dünya genelinde yapılan silah ticaretinin tutarı   yaklaşık   80 milyar dolar olaraka açıklanmıştır. Bu küresel silah ticaretinde  ABD’nin tek başına payı   40 milyar dolar olup, küresel silah ticaretinin % 50.lık   bölümü ile  bu ülke en önde gelmektedir.  Buna karşılık , ABD’nin  Eylül 2016′ de sadece Çin’den kaynaklanan cari ticaret açığı 42 milyar dolar olmuştur. ABD.nin  muhtemel  çöküşünün  bedeline Çin’in yükseldiğini ve Çin’in  efendisi ABD olan ABD.yerine  yer değiştirerek onun  efendisi olmaya çok az mesafe kaldığını yeni seçilen Başkan Donald Trump çok net görmektedir. Bu yüzden, durumun ciddiyet ve vehameteni kavrayan ve  kendisi gibi farkında olan 5 milyarder iş adamı arkadaşını de kabinesine almıştır. Milyarder iş adamlarından biri Exxon Mobil’in eski CEO’su Rex Tillerson’dur. Rex Tillerson ABD dış işleri bakanı olarak atanmıştır. O, Rusya ile çok iyi  ticari ilişkisi olan ve Putin tarafından Rusya devlet madalyası takdim edilen bir Rus dostu olarak tanınmaktadır.

ABD.’nin yeni Dış işleri Bakanı Tillerson 12 ocak 2017 günü Senatodaki oturumda, Güney Çin denizini kast ederek “Biz Çin’e net  olarak  şu mesajı göndereceğiz;

  1. Çin  yapay adalar  yapımını durdurmalı.
  2. Çin’in bu adalara yaklaşmasına  kesinlikle ve  asla izin vermeyeceğiz.” Diye konuşmuştur.

13 Ocak Çin komünist partisi resmi   yayın organı gazetesi “Global Times” İngilizce yayınında  Rex Tillerson’a cevaben “Bu bahaneyle Washington güney Çin denizine büyük çapta asker sevkiyatı yapma niyetindedir.  Başvuracağı yöntemler ile Çin’in güney Çin denize girmesi engellemeyi düşünmesi aptallıktır.”  diye yazmış ve ABD’ni açıkca tehdit etmiştir. Bu sözleri ile Rusları sevindiren mustakbel Dış işleri bakanı  Rex Tillerson daha  ilk adımda  Çin’e gözdağı vermiş ve korkuya kapılan Çin’i çileden çıkartmıştır.

Aynı gün Başkan Trump tarafından savunma bakanı olarak atanan Orgeneral James Mattis savaş tehlikesi üzerinde konuşurken “ İkinci dünya savaşından beri günümüzdeki en büyük tehlike terörizm ve Çin’in güney Çin denizindeki harekatıdır… Çin  çevresinde ve bölge’de  uluslar arası toplumun kendisine olan  güvenini  kaybetmiştir.” Diye konuştu.

Donald Trump kabinesini oluşturmaya devam ederken,21 aralık 2016 günü  Beyaz Saray Ulusal  Ticaret Kuruluna (White House National Trade Council)  Başkanlığına ünlü akademisyen  Peter Navarro’yu atamıştır. Yeni başkan  Peter Navarro  yeni kabinedeki tek akademisyendir. O,Harvard Üniversitesi’nde doktorasını yapmış ve daha sonra Kaliforniya Üniversitesi’nde uzun süre  ekonomi Profesör olarak çalışmıştır.Prof.Navarro’nun  çeşitli tarihilerde  ABD hükümeti  ile  kamuoyunu Çine karşı uyaran 3 kitabı  bulunmaktadır.Bu kitaplar şunlardır ;

  • Yaklaşan Çin Savaşı”( The Coming China Wars).
  • “ Ölümcül Çin” (Death by China),
  • “Yatan Kaplan: Çinin Askeri Doktrini Dünyaya ne anlama Geliyor?” (Crouching Tiger: What China’s Militarism Means for the World)  adlı eserleridir.

Navarro bu eserlerinde,  küresel serbest rekabet kurallarına uyumayan Çin’in, ABD ekonomisinin altını oyduğuna dair yol ve  yöntemlerini bütün açıklığı ile ortaya sermiş Çin’in  ABD  endüstrisi ile  üretiminin  çökmesine  nasıl sebep olduğunu  vurgulamıştır.  Seçim kampanyasında Trump’in dillendirdiği Çin mallarına % 45 oranında  gümrük vergisi  uygulayacağı söylemi ile   fikrinin arkasında Peter Navarro’un etkisinin olduğu bilinmektedir.   ABD kamuoyuna “Çin, ABD ekonomisinin katilidir.” diye  yüksek sesle haykıran bu  ünlü akademisyenin bu göreve atanmasının özel bir anlamı  bulunmaktadır.

Pekin,  son aylarda Çin parasını uluslararası rezervler arasına sokmayı başarmıştır. Çin bununla ABD.  dolarını  altetmeyi amaçlamaktadır.  Çin parası Yuan, dolar gibi rezerv konumuna geldiğinde ABD’nin elindeki en büyük koz Çin’in eline geçmiş olacaktır. Dolar  ise,dünya’da ABD’nin en önemli güvenirliği, itibarı ve karşı konulumaz bir  etkin silahtır.  ABD. sadece  dünya piyasasını kontrol eden milli parası ABD.dolarının geçerliliği ve  üstünlüğünü korumak ve sarsılmaz  ve  sorunsuz bir şekilde devam ettirmek   için bile Çin ile savaşa girmeyi göze alabilecektir.

Tayvan’dan Başlayan Gerginlik

Donald Trump başkanlık seçimini  kazandıktan sonra, Tayvan devlet başkanı Sey Yingven’in tebrik telefonunu kabul etmiştir.  Bu durum ise,  ABD’nin Tayvan ile diplomatik ilişkisi kesildikten sonraki 37 yıl içinde bir ABD başkanının ilk defa Tayvan ile üst düzey temasa geçmesi olarak bilinmektedir.  Bu telefon görüşmesinden dolayı  çileden çıkan Çin hükümeti, Donald Trump’a karşı  daha önceleri en ufak bir eleştiri yapmaya  bile cesaret edemezken, Tayvan devlet başkanı Seyyingven’ı “ durumdan vazife çıkaran  bir şark kurnazı”  olarak suçlamıştır. Çin komünist Parti organ gazetesi “Global Times”  “Tayvan’ı bir an önce silah zoru ile Çin ana karasına mutlaka   bağlayacağız ve Çin’i birleştireceğiz.” açıklamasını yapmıştır.  Buna karşılık Başkan  Trump, demokratik seçimlerle işbaşına gelen  ve ABD den milyarlarca dolarlık silah  satın alan müttefik bir ülkenin başkanının tebrik telefonunu kabul ederken, Çin’den izin alma gereği duymadığını açıklamıştır. Başkan Trump,ayrıca   “Çin, güney Çin denizinde  yapay  ada inşa ederken,  Çin parasının  gerçek değeri üzerinde spikülasyonlar  yaparken, ABD.ne ithal edilen Çin mallarına %  1.8-2%  oranında  gümrük vergi uygularken,  buna karşılık ABD mallarına % 9-10 arasında vergi  uygularken,bütün bunları  Çin yönetimi  bize sordu mu ? ”  sözleri ile twitter hesabından   cevaplamıştır. Ayrıca,Trump  bir adım daha ileri giderek “ Ne zamana kadar tek  Çin politikası takıntısına takılacağız?”   açıklamasını de   sözlerine eklemiştir.   Yeni Başkan Donald Trump’ın  bu sözleri Çin’de şok etkisi yaratmıştır. Pekin şoktayken,  ABD’nın Pasifikteki deniz kuvvetleri  komutanı  Amiral Harry Haris 15 aralık 2016 günü Avustralya ziyaretinde “ Çin ile savaşmaya  her zaman hazırız .”  açıklamasında bulunmuştur.

Çin’nin iktidardaki ÇKP.li yöneticilerinin , bir çok ülkenin devlet ve hükümet yetkililerini   rüşvet ve sağladığı çeşitli çıkarlarla   satın aldığı bilinen bir gerçektir. Hatta  eski ABD.başkanı Bush’un Kardeşini Çin’de Milyarder yaptığı gibi, iş adamı kökenli  yeni başkan Donald  Trump’ı da para ile satın alabileceğine inandığı için bir müddet sessiz kalmayı tercih etmiştir. Ancak, meselenin  yalnız Trump  ile sınırlı olmayıp, onun yeni atanan, tüm ekibinin Çin karşıtı kişilerden oluştuğu netleşmeye başladıktan sonra sesini çıkarmaya başlamıştır.  Yeni ABD yönetiminin  küresel politikasını yeniden dizayn etmeye  kararlı olduğu açık  olarak netleşmiştir.

Başkan Barak Obama da, ABD parlamentosunda kabul edilen 2017  Yıllık askeri bütçe tasarısında Tayvan ile resmi üst düzey askeri ilişkide bulunmak gibi bir çok maddeyi içeren kanun maddeleri eklemiş ve bu tasarı de  onaylanmıştır. Böylelikle,ABD.  Tayvan ile olan ilişkilerini  en alt seviyeden,  devlet seviyesine yükseltmiştir.  Böylece yeni Başkan  Donald Trump’un  yeni uzak Doğu stratejisi netleşmiş ve uygulamalarının de  önü açılmıştır.

(1.bölümün sonu.Yazı devam edecek.)

Etiketler: » » » » » » » » »
Share
1331 Kez Görüntülendi.