logo

trugen jacn
21 Mayıs 2014

UYGUR MÜLTECİ RAPORU : KEYFİ TUTUKLAMALAR VE İŞKENCELERE BAHANELER

Uygur mülteci raporu: Keyfi tutuklamalar ve işkencelere bahaneler
Dünya Yetim Fonu Organizasyonu’nun Mart 2014 tarihli, Çin’deki zulümden kaçarak Tayland’a sığınan Doğu Türkistanlı Müslüman mültecileri de kapsayan “Uygur Mülteci Raporu” yayınlandı. Avustralya- Sydney Dünya Yetim Fonu tarafından, Güney Doğu Asya, Kamboçya ve Tayland bölgelerini kapsayan araştırmanın sonuçlarını içeren raporu sizlerle paylaşıyoruz:

“Tayland’da tutuklanan 300 mülteci kime sorduğunuza göre bağlı olarak ya azılı teröristler ya da korku içindeki aileler.
Yerel basın bunların trenle Türkiye’ye doğru yola çıkmış olan teröristler olduğu yönündeki Çin kaynaklı iddiaları aynen tekrar etse de, mülteci avukatları, grubun çoğu kadın ve çocuklardan oluşan ve Çin’in Sincan(Xinjiang) eyaletindeki evlerinde gördükleri şiddet ve tacizden kaçan Çinli Uygurlar olduğuna inanıldığını söylüyor.

MART 2014 İTİBARİYLE DURUM

Mart ortasından beri Güney Tayland’da bulunan Songkhla Göçmen Tutukevi’nde 220 kişi toplu olarak gözaltına alındı. Bunlardan 150 kadın ve çocuk, Toplumsal Gelişim ve Güvenlik Bakanlığı tarafından ayrı barınaklarda tutuluyor. O zamandan bu yana 314 şüpheli Uygur daha Tayland-Kamboçya sınırındaki SaKaew eyaletinde tutuklanıp Bangkok’taki SuanPhlu Göçmen Tutukevi’ ne getirildi. Kentsel mültecilerle ilgilenen Bangkok’taki dernekler Çin’e zorla geri gönderilmekten korktukları için Uygurların kimliklerini söylemediğini belirtiyor.

İltica talep edenlere ücretsiz danışmanlık yapan ve işinin doğası gereği adının açıklanmasını istemeyen bir avukat şunu belirtti: “Çin makamlarıyla ilişkisi olabilecek birinden o kadar korkuyorlar ki [mülteci olduklarını] söylemek istemiyorlar.” Çin’de kendilerine yönelik zulmün artmasıyla birlikte, ABD hükümetiyle birlikte korunmaları için çağrıda bulunan insan hakları gruplarına göre Uygurlar geri dönerlerse tacizle karşılaşma riskleri var. Öte yandan, Türk büyükelçiliği ve ülke çapında kentsel mültecilerin savunucusu konumunda bulunan Mülteci Derneği Tayland Komitesi söz konusu insanların Türkiye’ye ulaşmak için yardım istediğini belirtiyor.

ÇİN ZULMÜ

Uygurlar etnik olarak Hanların baskın olduğu Çin’de öteden beri zulüm görmesine rağmen son yıllarda gerilim arttı. Müslüman azınlık Çin’in özerk bölgesi Sincan(Xinjiang) eyaletinde yaşıyor ve hükümet tarafından geçtiğimiz 10 yıldır terörist saldırılar yapmakla suçlanıyor. Çinli yetkililer bunu keyfi tutuklamalara, kayıp ve işkencelere bahane olarak kullandılar.

Sukumarin“Çin hükümeti ayaklanmaları genellikle İslami terör gruplarıyla ilişki şeklinde yaftaladı ama bu iddialar şimdiye kadar herhangi bir şekilde doğrulanmış değil” dedi. Ayrıca Pekin (Beijing) ülkenin baskın etkin grubu olan Han Çinlilerinin büyük kitleler halinde Sincan(Xianjing)’a göçünü destekleyerek Uygur kültürünün altını oymakla suçlanıyor.

1997’de Gulca şehrindeki Uygurların bağımsızlık çağrısı Çin ordusunun halka ateş açması ve saldırısıyla bastırıldı. Öte yandan Uygur ayrılıkçılar 2008’de Kaşgar şehrinde polise yapılan terörist saldırıdan sorumlu tutuluyorlar. 1 Mart’ta bir tren istasyonunda 29 kişinin ölümü ve 100 kişinin yaralanmasıyla sonuçlanan bıçaklı saldırı da Çin makamları tarafından Uygur ayrılıkçıların üstüne atılmış ve daha sıkı baskı yapılmasına sebep olmuştur. İnsan hakları aktivistleri Tayland’daki Uygurlar Çin’e iade edilirlerse bu eylemlere dahil olmakla suçlanıp hükümetin taciziyle karşılaşacakları yönünde uyarılarda bulunuyorlar.

KİMLİK TEŞHİSİ KORKUSU

Bu yılın başlarında Sincan(Xinjiang) eyaletinden gizlice kaçtıklarına inanılan Tayland’daki grubun çoğu Türkiye’ye gitmeyi istiyor. BM Asya Pasifik Mülteciler Yüksek Komiserliği sözcüsü Vivian Tan, “Türk olduklarını ve Türkiye’ye iade edilmek istediklerini söylediler” demektedir. Tayland, meselenin kendi dış işlerine yansıyacak durumu konusunda hassas olduğu için henüz mültecilerin uyruğunu açıklamadı ve Türk konsolosluğunun grupla görüşmesine izin veriyor.

Tayland Songkhla Göçmen Polis Komiseri Thatchai Pitaneelaboot: “Güneydeki 14 eyaletimizde ilk defa böyle bir grupla karşılaşıyoruz. Şu anda bunların Uygur olup olmadığını söyleyemeyiz” dedi. Türkçenin bir lehçesini konuşan Uygurların Türk yetkililerle iletişim kurabildiği belirtiliyor.

Türk Büyükelçiliği 1. Başkatibi Ahmet Akay: “Tayland’da olduğu gibi Türkiye’de de bölgeden bölgeye değişen lehçeler var. Yani esasen Türkçe iletişim kurabiliyoruz. Şimdilik söyleyebileceklerim bu kadar” dedi. Buna rağmen insan hakları savunucuları Uygurların kimliklerinin teşhis edilmesi ve Çin’e geri iade edilmelerine ilişkin korkularının gerçek bir korku olduğunu söyleyerek seslerini yükseltiyor.

Human Rights Watch Asya masası başkan yardımcısı Phil Robertson : “Daha önce Malezya, Tayland ve Kamboçya’dan zorla iade edilen Uygurlar bir tür kara delikte kayboldular. Öyle ki akıbetlerine dair bir bilgi edinmek çok zor” dedi. İnsan hakları savunucuları Çinli otoritelerin grubun iade edilmesi için Tayland’ı sıkıştırmasından korkuyor. Robertson “Çin’in onlara ulaşma imkanı var ve bu grubun Çin’e zorla iade edilmesi tehlikesine karşısında endişeliyiz” diye uyardı. Tayland 1951 Mülteci Anlaşması’na katılmamış olmakla beraber 1984 tarihli “işkenceye maruz kalacakları bir duruma düşeceklerse insanları geldikleri ülkeye iade etmekten hükümetleri men eden” İşkence Karşıtı Sözleşme’ye imza atmıştı.

BANKOK MÜLTECİ MERKEZİ’NDE BULUNAN UYGUR MÜLTECİLERİN                                                                            SAYISI

KADIN                        :    78  KİŞİ

ÇOCUK(Kız)              :     84  KİŞİ

ÇOCUK(Erkek)         :    55   KİŞİ

KADIN (Hamile)     :       7   KİŞİ

ERKEK                        :    97    KİŞİ

                                              TOPLAM                    :   321    KİŞİ

 

ENDİŞE VE TAVSİYELERİMİZ

Dünya Yetim Fonu Kamboçya ve Tayland

Endişeler

1.Uygur Türklerine Çin Hükümeti tarafından eziyet edilmesi

2.İnsan kaçakçılarına ödenen paralar

3. Kamboçya’daki Cinsel Çocuk İstismarcıları

4. Güney Doğu Asya’daki Organ Mafyası

5.Kamboçya’da saklananların yiyecek ve içeceğinin olmaması

6. Tıbbi yardım ve ilaç eksikliği

7. Kamboçya’daki Uygur Mültecilerin kıyafet ve temel ihtiyaçlarından mahrum olması

8. Uygur Türklerinin helal yiyecek bulabilmeleri ve dini ihtiyaçlarını karşılayabilmekten mahrum olması

9. Kamboçya, Tayland ve Vietnam’daki Mültecilerin Güvenliğinin tehlikede olması

10. Çocukların güvenlik ve sıhhati

Tavsiyeler

• Dünya Yetim Fonu ve Partner Kuruluşların Geçici olarak İnsani Yardım Sorumluluğunu üstlenmesi

• Kamboçya’daki mülteciler için acil olarak yardım toplanması ve saklanmakta olan Uygur Türkleri için Uluslararası STK desteği

• Bütün Türk camilerinde ve cemaatlerinde konuyla ilgili farkındalık yaratılması ve konunun vurgulanması

• Bütün Türk dernekleri ve dini derneklerde Kamboçya ve Tayland’daki mülteciler için acil yardım toplanması

• Avustralya’daki bütün İslami Kuruluşlar’ın Kamboçya ve Tayland’daki İnsani Yardım’la ilgili bilgilendirilmesi

• Yerel Türk basını ve Sosyal Medya platformlarının farkındalık yaratması ve yardım toplanması sırasında kullanılması

• Dünya Yerim Fonu ve partnerlerinin ihtiyaç sahibi mültecilere yardım etmek için harekete geçmesi

• Bütün yardım çalışmaları Avustralya hükümeti kanunlarına uygun olarak muhasebe ve kanıtlara dayalı standartlara uygun şekilde yapılması

NOT: Dünya Yetim Fonu yerleşik bir kurumdur ve Kamboçya’daki en büyük Türk İslami Kurumdur”

Kaynak  : http://www.timeturk.com/tr/2014/04/03/uygur-multeci-raporu.html#.U3yDhtJ_t48

Etiketler:
Share
1523 Kez Görüntülendi.