logo

trugen jacn
22 Mayıs 2019

UNUTTURULMAK İSTENEN DOĞU TÜRKİSTAN

Geçtiğimiz Cumartesi günü Ankara Millî Kütüphane’de bir panel vardı. Türk Ocakları Genel Merkezi tarafından düzenlenen “Doğu Türkistan’da insan hakları” başlıklı panelde anlatılanlar tarihî öneme sahip bu etkinlikle
ilgili tek haberi Kırım Haber Ajansı’nda (QHA) bulabildim.

AA, DHA ve İHA gibi diğer haber ajansları konuyu görmezden geldi.

Panelin ilk konuşmacısı Doğu Türkistan’daki bir Çin Nazi Kampında 8 ay hapiste kalan Ömürbek Bekali idi. Bekali Doğu Türkistan’daki Çin kampından “Kazakistan vatandaşı” olduğu için çıkabiliyor. Anlattıkları korkunçtu ve kampta yaşadıklarına dikkat çekebilmek için kürsüye elleri ve ayakları zincirlenmiş olarak çıkıyor ve şunları anlatıyor:

“Ben bir turizmciyim. Bir Doğu Türkistanlıyım. Kazak vatandaşıyım. Dedemi görmek için gittiğim Şark-ı Türkistan’da 8 ay tutuklu kaldım. Kazakistan vatandaşı olduğum halde kamplara alındım. Orada Türk olmanız, Müslüman olmanız tutuklanmanız için yeterlidir. Ben bugün Şark-ı Türkistan’daki 30 milyon Uygur Türkünün durumunu, yaşadığı zulmü anlatmak için geldim, bunun için çok gururluyum.

Kamplarda bize, ‘Siz Suriye’deki teröristlere yardım ediyorsunuz terörü buraya da taşıyacaksınız’ diye aşağılıyorlardı. Bir öğün yemek için, Çin liderlerini, devlet başkanını, komünist parti başkanlarını metheden şarkılar söylemeniz gerekiyordu. Buraya zincirlerle çıktım çünkü kampa ilk geleni bu şekilde tutuyorlar. Hiçbir yere gidemiyorsunuz tüm ihtiyaçlarınızı orada gidermek zorundasınız. Yerinize yeni biri gelene kadar. Böyle bir zulüm ve baskı var. Çin, yakın zamana kadar varlığını bile inkâr ettiği kampları dünyaya “eğitim kampları” olarak göstermeye çalışıyor. Orası eğitim kampı falan değil! Benim eğitime ihtiyacım mı var? Ailemde kamplara alınan akademisyenler, eğitimciler var bunların eğitime ihtiyacı olabilir mi? O kamplardan ben Kazakistan vatandaşı olduğum için çıkabildim. Başka türlü çıkma ihtimaliniz yok. Ancak ölünüz çıkar. Nitekim geçen ay (18 Eylül’de) kampta olan babamın ölüm haberini aldım. Bu haberi de kardeşim Doğu Türkistan’dan kendini tehlikeye atarak bana iletti. Muhtemelen bu haberi verdiği için onu da kampa aldılar. Zulüm bu seviyede.

Ben bir Hun evladı ve Türk soylu biri olarak, oradaki kardeşlerimin halini dünyaya anlatmayı kendime bir vazife olarak görüyorum. Ömrümün sonuna kadar, Şarki Türkistan’ın bağımsızlığı için mücadele vereceğim. Doğu Türkistan’da Türk, Türkiye dediğiniz zaman oradaki insanlar için akan sular durur. Türkiye’yi çok severler. Ancak Türkiye’nin bizim yaşadığımız duruma tepki vermemesi bizi çok üzüyor. Son olarak, bize Türk diyorlar. Böyle doğduk böyle öleceğiz.”

İşte Doğu Türkistan’daki yaşananların kısa bir özeti…

Türk oldukları için uğramadıkları işkence kalmayan milyonlarca insan.Daha ne kadar susabiliriz, daha ne kadar duyarsız kalabiliriz? Soydaşlarını unutan bir millet, geleceğine nasıl umutla bakabilir? Hepsinden de ötesi soydaşını unutan bir millet, ümmetini nasıl kurtaracak?

Kayanak : www.kirsehirarenagazetesi.com/unutturulmak-istenen-dogu-turkistan-7.html?fbclid=IwAR0gfcUqImOE

Etiketler:
Share
373 Kez Görüntülendi.