logo

trugen jacn
02 Aralık 2019

MOĞOL ÖĞRENCİ : DOĞU TÜRKİSTAN’DA İŞGALCİ ÇİN’İN TÜRK SOYKIRIMINI GÖRDÜM !

Doğu Türkistan’da Türk soykırımı: Moğol bir öğrencinin gözlemleri

UYGUR HABER VE ARAŞTIRMA MERKEZİ (UYHAM)

Bu yazı İngilizce aslından Uygur Meşale Gurubu tarafından Türkçeye aktarılmıştır.

Ben Avrupa’da yüksek lisans yapan genç bir Moğol öğrenciyim. Bu yaz Doğu Türkistan’a gittiğimde orada Uygur arkadaşımın düğününe katıldım. Arkadaşımın abisi Urumçi şehrinde devlet memuru, Uygur halkının bastırılması hakkında ondan bilgi aldım ve insanlığa karşı işlenen bu suçları uluslararası toplumla paylaşmak istiyorum.

1- 2016’da Chen Quango, Sincan Parti Sekreteri olarak göreve başladığı zaman, yaptığı ilk şey, Sincan’daki Müslüman azınlık nüfusu hakkında istatistikler yapmak olmuş. İstatistiklerden sonra, Uygur nüfusunun 20 milyonun üzerinde olduğu tespit edildikten sonra Hükümet, Özerk Bölgede Çin asıllı bürokratlarını toplayarak on beş yıl içinde Uygur halkının dörtte üçünü yok etmek için bir plan yapmalarını istemiştir. Chen Quango`nun bu isteğini bazı çinli bürokratlar aşırıya kaçmak olarak itiraz etmiştir. Fakat Chen Quango yetkililere sert bir tonla “Bu işi yapacak mısınız yoksa yapmayacak mısınız?” diye cevap vermiş ve ‘’Eğer yapmazsanız, sonuçlarına katlanırsınız ” diyerek Çinli bürokratları da tehdit etmiş ve böylece Uygur halkına yönelik sindirme, baskı ve yok etme politikasını şiddetle uygulamaya koymuştur. Bu toplantıya katılan bazı Çinli bürokratların Uygur arkadaşları vardı ve özelliklede bu bürokratlar sarhoş olduğunda Chen Quango’nun planını üzülerek ifade ediyorlardı.

2- İlk adım olarak hükümet, Özerk Bölgesel Politika ve Hukuk Bölümünün doğrudan gözetimi altında, Urumçi Ekonomik Kalkınma Bölgesi’nde Entegre Ortak İşlemler Platformu (IJOP) inşa etti. IJOP merkezi bir futbol sahasından büyüktü. Arkadaşımın kardeşi, IJOP sistemi azınlıklarla ilgili her türlü fişleme dokümanlarını bir puanlama sistemi ile depolandığını söyledi. Örneğin, eğer izleme sistemi bir kez camiye gittiğini gösterdiyse 10 puan; pasaport için başvuruda bulunursa 5 puan; Türkiye, Suudi Arabistan veya beş Orta Asya Ülkesinden birini ziyaret etmişse 10 puan; Batıda herhangi bir ülkeyi ziyaret etmişse 5 puan; eğer bir devlet memuru değilse 10 puan; Sincan’daki bir şehirden diğerine taşındıysa ve nüfus kaydını bir şehirden diğerine taşıdıysa 10 puan veriliyordu. Eğer IJOP sistemi, bir kişinin toplam puanı 15’in üzerinde olduğunu gösterdiyse tutuklanarak toplama kampına gönderiliyordu. Sonuç olarak, üç milyondan fazla insan rastgele tutuklandı. Öncelikle on binlerce aydın ve işçiyi tutukladılar, tüm mal varlığına el konuldu ve bunlar “istikrarın sağlanması” projeleri için doğrudan devlet hazinesine aktarıldı. Ders kitapları, tarihi Uygur romanları, hikayeleri ve Kur’an gibi dini kitapların da dahil olduğu tüm Uygurca kitapları, zehirli kitaplar ve kötü öğretici materyaller olarak etiketlendi ve imha edildi. Sadece birkaç gün içinde on binlerce Uygur aydın tutuklandı. Aydınların bir çoğu çoktan ölmüştür. Çünkü acımasız işkenceye dayanamıyorlardı. Tutuklananlar arasında ünlü yazar Yalqun Rozi de var. Özerk Bölge Propaganda Dairesi’nden 35 yaşındaki genç Uygur memur 2017 yılının başlarında bir makale yayınladı ve kitlesel gözaltına alma konusundaki görüşlerini dile getirdi. Makaledede herhangi bir suçlunun etnik kökeninden dolayı tutuklandığını söyledi. Makalenin yayınlanmasından sonraki 30 dakika içinde, bütün ailesi ortadan kayboldu. Urumçi’deki insanlar için Güney Sincan‘daki akrabalarına telefon etmek bile onları IJOP sistemi için şüpheli kılacaktır. Bütün Uygur halkı şu an devlet terörizmi altında tehlike içinde yaşamını devam ettirmektedir.

3 – Çok sayıda insanı tutuklamak ve onlara işkence etmek için sıraya koymak, başka insanları toplama kampına göndermeye devam edebilmeleri için dini faaliyetlere katıldığını itiraf ettirmeye zorluyorlar. Sorgulama sırasında sorulan sorular arasında “Yurtdışında kiminle tanıştın? Komünist Partiye aykırı herhangi bir medya raporu gördün mü?” gibi sorular soruyor.

Sıradan insanlar acımasızca yapılan işkenceye karşı dayanacak fiziksel ve zihinsel güce sahip değiller ve sözde “suç delilleri” belgesini işkenceden kurtulmak için mecburi olarak imzalayacaklar. Eğer turist olarak herhangi bir ülkeye gitmişse, yurtdışında anti-komünist videolar izlediklerini, gösterilere katıldıklarını veya camilerde veya evlerde dini etkinliklere katıldıklarını mecburi itiraf edeceklerdir. Ve ardından doğrudan gözaltı merkezlerinde veya toplama kamplarında mahkeme kurularak cezaya çarptırılıyor. 2016’dan bu yana yeni bir Ağ Bilgi Ofisi kuruldu (yetkili bir Çinli ve üyeler çin kuklası Uygur, Kazak, Çince ve İngilizce gibi birçok dil bilen etnik azınlık insanlar). Her zaman baskı ve gözetim altındalar. Her polis memurun günlük bir görevi vardır, görevi ise tutsakların suçlu olduğuna dair delil bulmaktır. Örneğin, Uygurlar tarafından kurulmuş izdinix, misranim gibi 10’dan fazla web sitesinin tüm üyelerine, herhangi bir suçtan suçlu bulunmasalar bile mahkum edildi. Sadece Uygur şarkılarını dinlemek ve Uygur dili filmlerini izlemek, ciddi bir milliyetçi duyarlılığa sahip olarak kabul ediliyor ve Çin kültürünü benimsemiyor olarak sayılıyor. Uygurlar, sadece suç olarak kabul edilen Uygur dilindeki web sitelerini taradıkları için mahkum ediliyor.

Örneğin, Çin’de izdinix web sitesinden yüzlerce kişi tutuklandı ve 96’sı, ABD’deki Dr. Erkin Sidick ile iletişim kurduklarından dolayı teröristlerle bağlantısı olduğu iddia edilerek mahkum edildi. Bingtuan (Üretim ve İnşaat Birliği) Komul Şehrindeki Entegre Han-Uygur Okulu Şehrinden 50’den fazla Uygur öğretmeni aynı zamanda, Eğitim Bürosu politikasından memnun olmadıkları ve bir kişi için dışarı çıktıkları için cezalandırıldılar. 2006’da ciddi milliyetçi bir duyguya sahip oldukları ve 2017’de Parti’nin politikasına uymadıkları için cezalandırıldılar. Kizilsu Kırgız Özerk Bölgesi’ndeki 1 Nolu Ortaokuldan 40’tan fazla öğretmen ve müdür, önceki yıllardan 200’den fazla mezun 2013 yılındaki “Başörtüsü Olayı” na katılmaları nedeniyle cezalandırıldı. (“Başörtüsü Olayı” “O sırada okulun başörtüsü takan bazı öğrencilerin okula girmesine izin vermemesi, lisedeki bazı kız ve erkek öğrenciler ile okul yönetimi arasında çatışma çıkmasına neden olmasıydı). 2018 yılında, Sincan Tıp Üniversitesi’ndeki bir Uygur kızı, çinli öğretmeni ile sözlü bir tartışma yaptı. Öğretmen daha sonra Üniversite yöneticilerini bu olay hakkında bilgilendirdi. Okul yöneticileri anında kızın koridorda dua ettiğini iddia ederek onu tutukladı, tutuklamak için uyduruk suçlama ile geldi. Tutuklanmasından bir gün önce, çinli öğretmeni ile bir sınıftaki tıp fakültesinin 20’den fazla öğrencisi de itiraz etmiş. Bu öğrencilerin hepsi tutuklandı. Bu üç yıl içinde mahkum edilenlerin sayısı 500.000’i aştı ve yargılanacaklar. Toplama kamplarındakiler hariç. Toplama kamplarının, gözaltı merkezlerinin ve hapishanelerin şartları, dünyanın en kötü hapishaneleriyle aynıdır. Bütün gün, bu insanlar baş aşağı pozisyonda oturmak zorunda olup hareket edemiyorlar ve hareket ettiklerinde işkence görüyorlar. Güneşi göremeyen ve hareket edemeyen, yüz binlerce insan zaten sebepsiz nedenlerle öldü. Çin medyasında bildirilen toplama kampı koşullarındaki beyaz kitabın hepsi sahte. Medya raporlarında gösterilen bu toplama kampı göstericileri aslında geçici olarak stajyerlerin rollerini oynayan topluluk hükümet görevlileri ve polis memurlarıydı. 2017 yılında toplama kamplarında ya da hapishanelerde ölen kişilerin aile üyelerine, sevdiklerinin kalp krizi nedeniyle öldüğünü bildirmiştir; ancak 2018’de ölenler için aileleri artık haberdar bile edilmedi.

Şimdi, her bir ilçenin yönetim sistemi farklıdır ve ilçe yöneticiler tarafından istedikleri şekilde yönetiliyor. Bazıları daha insancıl, ancak çoğu Müslüman Uygurlara terörist muamelesi yapıyor. Uygurlar arasındaki tüm aydınlar ve zengin insanlar tutuklandı ve çeşitli milletlerden nefret doruğa ulaştı!

4- Arkadaşım 2000 yılından bu yana, Kuzey Sincan’daki Uygurların işsizlik oranının çok yüksek olduğunu söyledi. Pek çok başarılı yetenekli Uygur Üniversite mezunu, çoğunlukla polis mesleği haricinde ideal iş bulamadı. İç politika öncelikli olarak çinlilere iş fırsatı sunuyor. Uzun yıllardır, Çinliler çoğu Sincan’da, özellikle Güney Sincan’da çalışmak istemiyordu. Hükümet, çinli üniversite çalışanlarına veya çinlilere yalnızca ilk / orta okul eğitimi alan Çinlilere sahte üniversite mezuniyet sertifikalarıyla, onlara Güneydoğu Eyaletinin dört ilçesindeki anaokullarında ve ilk / orta okullarda öğretmenlik pozisyonları önerdi. Yerlilerin Çinlilere verilen özel muameleyi sorgulamalarına izin verilmedi. “Üç Bilgi Edinmeme” adlı bir politika var, yani maaş; mezun olduğu üniversite ve ana dal; memleket hakkında bilgi edinmek ya da soru sormak yasak. Bu öğretmenlerin nitelikleri çok düşük olduğundan, etnik çatışmalara neden olması şaşırtıcı değildir. Yarkent’te birinci sınıf bir ilkokul öğretmeni sınıfındaki tüm Uygur kızlarına tecavüz etti ve çok ağır bir suç olayı bile yaşandı. Sonunda hükümet, zihinsel engelli belgesi vererek yargılanmadan onu serbest bıraktı. Bu kadar yıllarca süren baskıdan sonra Uygurların karşı gelmemesi için ne beklenir ?

5- Chen Quanguo gelmeden önce, Kuzey Sincan’da, bazı ilk / orta okullar hala iki dilli eğitim görüyordu. Güney Sincan’da iki dilli olanın yanı sıra Uygurca dil eğitimi bile vardı. Chen’in gelişinden bu yana, eğitimde iki yıl ileriye doğru büyük bir adım atıldı. Neredeyse tüm iki dilli ve Uygur dil eğitimleri sona erdi ve Çin dili eğitimi uygulandı. Sanji, Korla ve Karamay gibi bazı şehirler zaten yüzde 100 çin dili eğitimini benimsenmiştir. Urumçi’deki bazı okullarda iki dilli eğitimli öğrencilerin son yılı kaldı. Han dili eğitimi ilkokulda birinci sınıftan lisenin ikinci yılına kadar zorunlu hale geldi. Güney Sincan’da kalifiye olmayan kadrolara iki yıl önce Çin dil eğitimi almak şart koşuldu, bu da öğrencilerin çoğunun Uygur ve Çinceyi iyi öğrenememelerine neden oldu. böylece onları kaliteli eğitimden uzak tuttu. Bir Moğol olarak, merkezi hükümetin Sincan’a karşı böylesine baskıcı, yıkıcı ve sindirici politikasının er ya da geç onarılmaz bir hasara yol açacağını düşünüyorum. Xi Jinping ve Chen Quanguo gibi hükümetin başkanları bunun bedelini ödeyecek. Arkadaşımın erkek kardeşi Kashghar ziyaretinden sonra, yalnızca Kashghar eyaletinde bir milyondan fazla kişinin gözaltına alındığını söyledi. Neredeyse tüm çiftçiler ve küçük iş adamları toplama kamplarında acı çekiyorlardı. Uygur gençlerini köy sokaklarında bulmak neredeyse imkansız. Kamplarda olmayanlar sadece polis, bazı devlet işçileri ve etiketli öğrenciler. O bana fakir, kibar, masum çiftçilerin ne yaptığını anlatırken, gözyaşlarını tutamadı.

İngilizce: http://blog.freedomsherald.org/?p=2744
Japonca : http://blog.freedomsherald.org/?p=2754

Information about the work of Torchlight Uyghur Group:
https://www.facebook.com/torchuyghur/

http://habernida.com/dogu-turkistanda-turk-soykirimi-mogol-bir-ogrencinin-gozlemleri/?fbclid=
Etiketler:
Share
609 Kez Görüntülendi.