logo

trugen jacn
18 Temmuz 2019

ÇİN’İN DOĞU TÜRKİSTAN KONUSUNDAKİ GERÇEKDIŞI SÖZ VE BEYANLARINA CEVAP !

Hamit GÖKTÜRK (UYHAM)

Milliyet Gazetesi  yazarı Didem Özel   Tümer 17 Temmuz tarihli “Çinliler Batılı Bakış açısından rahatsız”başlıklı  köşe yazısında Çin’in” Çin Ankara Büyükelçiliği  Maslahatgüzarı Bay Weihua’nun açıklamalarına yer veriyor.Yazar Tümer Yazısında İşgalci Çin yönetiminin Doğu Türkistan’daki baskı,zulüm ve soykırım uygulamaları ile Çin Nazi kamplarında tutulan milyonlarca Müslüman Türkün haksız ve hukuksuz tutulması yolundaki  gerçek bilgi ve kanıtlara dayanan raporlarını pek önemsemiyor.Çin’in insanlık dışı  cinayetlerini Örneğin geçen hafta Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Konseyi’ne üye 22 ülke Uygur Türklerine baskıyı eleştiren, “kitlesel gözaltıların durdurulması” çağrısında bulunan bir mektup imzaladığını ve Çin’in   kendisine  Doğu Türkistan’daki baskı,zulüm ve soykırım uygulamalarını onaylayarak destek  veren    işgalci, sömürgeci ve soykırımda Çin’in örnek aldığı ve zulüm ortağı Rusya başta İslam ülkeleri ile bazı Afrika ülkelerinin ortak mektubunu   delil olarak sunduğunu ve bu eleştirilere böylece cevap verildiğini iddia ediyor.

Öncelikle sayın Yazar köşe yazısında  BM.Irkçılıkla mücadele komitesi ve İnsan Hakları Yüksek Konseyi tarafından Çin Nazı kamplarında bir şekilde kurtulmayı başaran veya Çin baskı ve zulümünün mağdurlarının birinci elden ifade ve tanıklalıkları ile kanıtlanan ÇKP zulmünü  kullandığı bazı cümle ve sözcükler ile  “ACABA ?” noktasında sönükleştirmeye çalıştığı açıkça görülüyor. Ayrıca ÇKP Zulmünün mağdurlarının büyük bir kısmı Türkiye’de özellikle İstanbul’da yaşamalarına rağmen,bu tanıklarla en azından birkaçı ile görüşmeyi ve Çin işgal yönetiminin insanlık dışı baskı ve zulmüne maruz kalan mağdurları da l dinlemeyi ve onlarla temas kurmayı  onların de görüşlerini almayı aklının ucuna getirmiyor. Yazar Tümer’in yapmadığı ve yapmayı da belki aklına getirmediği bu  husus gazeteciliğin olmazsa olmaz temel kuralı olmanın yanında aklı başında ve normal bir insanın yapması gereken bir tutum ve davranış olacaktır.

Milliyet yazarı Tümer buna karşılık Çin İşgal yönetiminin Doğu Türkistan’da Müslüman Türklere yönelik etnik,dini kültürel  ve milli içerikli soykırım uygulamalarını masa başında oturarak Çin’in TÜrkiye’deki bu diplamotlarının bu iddialarını hiç bir sorgulamaya tabi tutmadan yanı teyit etmeye gerek duymadan tek yanlı olarak onlara inanıyor. Böylece bütün bu zulüm ve soykırım uygulamaları ile insanlık dışı cinayetlerin baş sorumlusu ve sanığı Çin’in Türkiye’deki Maslahatgüzarının  gerçek dışı iddialarına dayanarak  Çin yazısı yazıyor .

Yazar Tümer Devletin açıklamalarını Değil,ÇKP’nın maksatlı sözlerini kaynak olarak alıyor

Yazar Tümer ayrıca bu ayın başlarında Pekin’e resmi bir ziyarete gerçekleştiren Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyıp Erdoğan’ın Uygur Türkleri ile ilgili ifadelerini Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı,Dışişleri Bakanlığı veya devletimizin resmi Anadolu Ajansı’nın açıklamalarına göre değil,Çin Komünist Partisinin güdümündeki Çin resmi medyasının ifadelerine dayanarak  yer veriyor ve bu konuda büyük bir yanlışlığa imza atıyor.

 Çin, yalan  söylemeye ve Türk kamu oyunun yanıltmaya  devam ediyor.

Sayın yazar masa başında ve Çin’in  Doğu Türkistan’daki insanlık dışı soykırım cinayetlerinin üstünü örtmek için yalanlar ve manipülasyonlar yapmakla  görevli  Türkiye’deki diplomatları yerine keşki İstanbul’da yaşayan ve belki de kendilerine komşu olan 10 bin civarında tahmin edilen Çin baskı ve zulmünden ölümü göze alarak kaçan birkaç Doğu Türkistanlı Uygur  Türkü ile görüşerek ve onları  Çinli diplomatları dinlediği gibi yanı    Çin’in mağduru Uygur Türklerini  de dinleyerek bu yazıyı kaleme almış olsa idi tarafsız ve  gazetecilik yapmış  ve kamu oyunu da doğru bilgilerle aydınlatmış olurdu.

Çin’in Doğu Türkistan’daki İnsanlık dışı cinayetlerini gizlemek için yıllardan beri faaliyette.

Milliyet yazarı Tümer Çin işgal yönetiminin  Doğu Türkistan’daki baskı zulüm ve soykırım uygulamaları konusunda daha çok yeni ve  bu konuda çok acemi olduğu görülüyor.

Sayın Tümer Çinli Diplomatların şu  yanılıtıcı ve aldatıcı sözlerine yazısında özellikle yer veriyor “Çin, bu konuda kendini anlatabilmek ama özellikle de çoğunluğu Müslüman Türkiye’de anlaşılmak için bir süredir yoğun çaba içerisinde. Türkçe kitapçıklar bastırılıyor, sık aralıklarla gazeteciler Sincan’a davet ediliyor. Ramazan ayında büyükelçilikte ilk kez iftar düzenlendi. Geçtiğimiz hafta da bundan sonra düzenli hale getirilmesi planlanan ‘çay sohbeti’ için bir grup gazeteci büyükelçiliğe davet edildi. Türkçeye son derece hâkim Maslahatgüzar Cheng Weihua ve Siyasi İşler Müsteşarı Wang Fei sözlerine “Çin ve Çinlilerin içe kapalı olduğu algısı var ama bu doğru değil. Her soruyu cevaplamaya hazırız” diyerek başladığını anlatıyor.”

Didem Özel Tümer

Milliyet Gazetesi Köşe yazarı Sayın Tümer

Çin Türk kamu oyunu Doğu Türkistan’daki baskı zulüm ve soykırım uygulamaları ile her biri birer insanlığa karşı işlenen insanlık suçu olabilecek cinayetlerini Türk kamu oyundan gizlemek için yıllardan beri Çin yanlıları yazar çizer takımı ile kiralık kalemlerini kullanarak gizlemeye yönelik faaliyetlerini sürdürüyor. Türkçe   kitaplar,renkli broşörler görsel malzemeler hazırlayarak Dış Temsilcilikleri kanalı ile gelen gidenlere dağıtıyor.  Bu yıllardan beri bilinen bir durum. Ancak, Çin  yönetimi kendisi yanlısı savunucusu ve taraftarı yazar çizer takımı ile kiralık kalemşörlerini ve medya organlarının  Türkiye’deki  Çin cinayetlerini örtmeye yönelik çalışmalarını  yeterli görmemiş olacak ki, Kasım 2016’den itibaren ÇKP Merkez Komitesi Propaganda Bürosuna direk bağlı  ve çok önem verdiği Çin uluslar arası Radyosu’nun Türkiye’de CIR-TÜRK adı ile bir ticari medya şirketi olarak bir şubesini kurmuş bulunuyor. Bu ÇKP’nın Türkiye’deki yayın organı 24 saat durmadan  Türkçe alt yazılı canlı Çince  Tv . Yayını yapıyor .Türkçe radyosu de 24 saat kesintisiz Türkiye’nin önde gelen Program yapımcılarına bol maaş vererek  onlara Çin’in uygulamalarını öven ve göklere çıkaran    yayınlar yaptırıyor. Bu yayınlar  tamamen Çin Komünist Partisi ve onun Doğu Türkistan’daki işgal yönetiminin   propagandasına yöneliktir ve tamamen yalan ve sahte haberlerden oluşmaktadır. Buna  karşılık Çin işgal yönetimi Doğu Türkistan’da Uygur Türkçesini yasaklıyor.Herkesi Çince konuşmaya ve birer Çinli olmaya zorluyor. Çin yönetiminin bu konudaki uygulamaları Hitler’in Propaganda ve Halkı Aydınlatma bakanı Geobles’in uygulamaları ile aynı.  Yani   Kendi kamu oyunu yalanlarla aldatmak ve Türk milletini de kandırma amaçlıdır.

Çin’in İftar Ziyafeti Düzenlemesi tamamen Kandırma amaçlı

Çin Doğu TÜrkistan’da Ramazan ayında Müslüman Türklerin dini inançlarının bir gereği olan oruç tutmalarını yasaklıyor. Ramazan ibadetlerini engelliyor.Buna karşılık Türk Milletini aldatmak için Ankara’da bir Uygur Lokantasında 2018 yılında bir iftar yemeği düzenledi.Ancak geçtiğimiz yıl bu sahtekarlık ve iki yüzlülüğüne karşı Doğu Türkistanlıların anayasal haklarını kullanarak yaptıkları barışçıl protesto eylemlerinden çekindiği için iftar yemeği düzenlemeye cesaret edememiştir. Çin işgal yönetimi Doğu Türkistan’da Milli Bölücülüğü Çağrıştırdığı iddiası ile dini ve milli bayramları özellikle Nevruz bayramını yıllardan beri yasaklamıışken,geçtiğimiz yıllarda Ankara Büyükelçiliği yine utanmaz ve arlanmaz bir iki yüzlülüğe imza atarak Ankara’da lüks bir otelde Nevruz Kutlaması düzenlemiştir.

160 milyon Çinli Seyahat ediyor,Ama Doğu Türkistanlı Türklerin Yurt dışı ile temasları tamamen kesik vee Çin engelliyor

Sayın yazar  yazısında  Büyükelçilikte Rap müziği ile Çay partisi düzenlendiğini belirtiyor ve ekliyor “   “160 milyon Çinli serbest seyahat ediyor. Bu kadar merhametli bir diktatörlük olabilir mi?” diye sordu. Çin açısından özgürlük ve güvenlik ayrımı ise, “İdlib’de 5 bin ila 7 bin arasında Uygurlu savaşçı olduğu düşünülüyor. Savaş tecrübesi elde ederek Çin’e gelip cihat yapmak istiyorlar. Terör ve şiddet konusunda Çin’in karşı karşıya kaldığı tehdit çok açıktır” cümleleri ile anlattığını yazıyor.

Yılda 160 milyon Çinli’nin turist olarak dünyayı dolaştığı  doğru.Ancan bunların tamamı etnik Han Çinlisidir ve bunlardan birkaç bini de Türkiye’ye uğruyor.

Ama Çin komünist yönetimi Doğu Türkistan’da etnik ayırımcı bir uygulama yapıyor.Etnik  Han Çinlisi Çin vatandaşlarına seyahat etme izni verilirken Doğu Türkistanlı Müslüman Türklere bu hak asla verilmiyor. Çin bu konuda aynı ülke’de 2 farklı uygulama yapıyor. Etnik Han Çinlilerine her türlü hak ve hukuk serbest ama Çinli olmayan Türkler ve Tibetlilere bu hakların tamamı yasaktır. ÇKP yönetiminin bu uygulaması Hitler faşizminin ırkçı ve faşist uygulamalarının tıpkısının aynısı. Hitler’in 1940’lı yıllarda Yahudilere yaptığını Xİ’TLER 21.yüz yılda  Müslüman Türklere  uyguluyor.  Çin işgal yönetimi 2017 yılından itibaren  Doğu Türkistan Türklerinin ellerinde bulunan pasaportlarına el koydu.Yurt dışında bulunan Uygurları ailelerini tehdit ve şantaj yaparak ülkesine geri dönmelerini sağladı.Mısır,BAE.gibi Müslüman Arap ülkelerine Çin polis ve ajanlarını yollayarak bu ülke makamlarının da katkısı ile bu ülkelerde öğrenim,ticaret vediğer amaçlarla bulunan Uygur Türkleri zorla Doğu Türkistan’a  zorla  geri getirdi.Bu gelenlerin tamamını da daha hava alınanda tutuklayarak Eğitim merkezi adını verdikleri Toplama kamplarına kapattı.Şu anda ülke  genelinde kurduğu  yüzlerce Çin Nazi Kampları denilen toplama kamplarında milyonlarca Müslüman Uygur,Kazak ve Kırgiz Türkleri ile diğer azınlık halkları hapiste tutuluyorlar. Özetlersek ; Çin Doğu Türkistan’ı fani dünyanın bir cehennemine dönüştürmüş bulunuyor. Bu konuda yazılacak Çin’in insanlık dışı uygulamalar o kadar çok ki,Bunların hangisini yazayım.Bende şaşırmış ve bunalmış durumdayım.

Uygur Militanlar bölgeye Çin yönetimi özellikle göndermiştir.

Çinli Meslahatgüzar Suriye’de ve diğer savaş bölgelerinde 5-7 bin civarında Uygur Militan olduğunu öne sürüyor.Şunu unutmayalım ki,bu militanları Çin yönetimi özellikle yetiştirerek bu savaş bölgesine göndermiştir. Bu olay tamamen Çin’in bir tertibidir. Çin’in bundan 2 türlü amacı vardır ;

1.- Uygur gençleri bölge’ye göndererek yok olmalarını temin etmek.Soykırımın daniskası

2.- Bunları örnek göstererek kendilerinin Uygur soykırımına bahane icat ederek kılıf bulmaktır. Bölgede sadece Uygurlar değil.Çin’in gönderdiği ve Türkiye’ye karşı PKK/PYD saflarında savaşan etnik han Çinilisi Terörist Çinliler de vardır.Ayrıca bu terör örgütlerinin elindeki silahların % 60’ı Çin menşe’ilidir. Bu sözde Uygur Militanlar bölgeye nasıl geldi ? Bunlara pasaportlarını kim verdi ? Bunların ülkelerinden kaçmasına ve savaş bölgesine gelmelerine kim göz yumdu ? Bu ve benzeri soruların sayısını çoğaltabiliriz. Bütün bunlar Çin yönetiminin çok usta ve mahir olduğu adice tertip ve oyunlarıdır.

Sayın Milliyet yazarı Tümer bu konuda doğru bilgilere ulaşmayı arzu ederseniz ve Çin zulmünün mağdurlarını de okumak ve dünyanın da bu konudaki girişimleri hakkında bilgi sahibi olmak isterseniz benim bizzat yönettiğim Uyghurnet.org haber sitesi başta olmak üzere onlarca konu ile ilgili yayın yapan haber sitelerinden bilgi alabilmeniz mümkündür.

Çin Doğu Türkistan’daki Cinayetlerini gizliyor,Batı İse Bu cinayetleri ifşa ediyor.

Sayın Milliyet yazarı köşe yazısında Çin’in  “Batılı” bakış açısından rahatsız olduğunu öne sürüyor.

Sayın yazar, Çin elbette doğrulardan ve gerçeklerden ve Yanı kendilerinin işgali altında tuttuğu,sömürdüğü ve insafsıza bütün varlıklarını gasbettiği ve üstelik bununla da yetinmeyerek Müslüman Türklerin hayatlarına kastettiği ve toptan etnik soykırımla yok etme  cinayetlerinin duyulmasından son derece rahatsız olduğu kesin. Çin yönetimlerinde tarihten beri başka toplumlarla  bir arada barış içinde yaşama ve paylaşma kültürü yoktur.Şimdiki ÇKP Diktatörlüğü ise bu konuda en acımasız ve en vahşi Türk soykırımlarını gerçekleştirmeye çalışmaktadır. Bu durum BM.tarafından ve dünyanın önde gelen insan hakları kuruluşları tarafından tanıkların beyanı ve birinci elden kanıtlarla belgelenmiş ve rapor halinde uluslar arası toplumun bilgisine ve vicdanına  sunulmuştur.

Çin bunun için  elbetteki “Batılı Bakış Açısından” rahatsız olacaktır.Çünkü onurlu,vicdanlı insana haklarına saygılı  batılı   kuruluşlar ve diğer STK.lar çalışmaları ile ÇKP işgal yönetiminin Doğu Türkistan’daki insanlık dışı soykırım cinayetlerini ifşa  ederek Çin’i rezil ve  rüsva etmektedir.

Çinliler ‘batılı’ bakış açısından rahatsız

Bay Weihua :  Yaşasın Hür ve Bağımsız Doğu Türkistan ! İşgalcı ÇKP   Faşizmi Doğu Türkistan’dan defol !

Sayın Milliyet yazarı yazısında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bahsettiği Doğu Türkistan’ı ziyaret edecek heyetin kimlerden oluşacağı hakkındaki sorusunun Çinli Maslahatgüzar Weihua “Çin’e karşı bölücülük faaliyetlerine destek vermemiş kişileri davet edeceğiz. Bazı siyasilerin yaptığı açıklamalar çok sorumsuz. Örneğin, ‘Yaşasın bağımsız Türkistan’ ifadesi sorunlu” cevabını verdiğini öne sürüyor.

Elbette Çinli diplomatlar onurlu,vicdanlı ve dürüst gazeteci ve kişileri  Doğu Türkistan’daki  ÇKP İşgal yönetiminin baskı,zulüm ve cinayetleri ile soykırım uygulamalarını yanı gerçeklerin farkında olanları davet etmeyeceği kesindir.Doğu Türkistan’daki baskı ve zulmü Çin yönetiminin kendilerine verdiği çeşitli hediyeler  her türlü rüşvetler karşılığı  görmeyen,duymayın vicdanları pas tutmuş olanları davet edecek ve ağırlayacaktır. ÇKP’li işgalcıların  Doğu Türkistan’daki   soykırım cinayetlerini insanlık onuru ve vicdanına ve imanına uygun ve yakışır şekilde dile getirenleri elbette davet etmeyecektir.Bu şerefli kişiler de Çin’in yalan ve sahtekarlıklarına alet olmamak ve  ÇKP zulmüne ortak olmamak için Çin’in davetini asla kabul etmeyeceklerdir.

Bay Meslahatgüzar Doğu Türkistan’ın hür ve bağımsız olmasını isteyen ve “Yaşasın Hür ve Bağımsız Doğu Türkistan !” sloganlarını atanları istemediklerini söylüyor.Bay Meslahatgüzar,Doğu TÜrkistan’ın bağımsızlığını ve hür olmasını ve ÇKP Faşizminin esaretinden kurtulmasını isteyen kişilerin tamamı onurlu ve insan haysiyeti taşıyan barışsever insanlardır.Esareti, Çin boyunduruğunu ve işbirlikçi olmayı ve kendi toplumuna ihanet etmeyen şerefli insanlardır. Bu insanlar da Çin’in Doğu TÜrkistan’daki işgal,istila ve sömürge yönetimini asla kabul etmemekte ve bundan böyle da asla kabul etmeyeceklerdir. İşgalcıların bir an önce bu kutsal topraklardan defolup gitmesini isteyen şerefli Vatanseverlerdir.

Biz de Çinli Meslahatgüzara şunu hatırlatmak istiyoruz ; diyoruz ki,İnsanlık düşmanı ÇKP Faşiziminin ömrü az kalmıştır. Tarihin karanlık çukuruna defolup yok olması çok yakındır.  Xİ’TLER Nazizminin ömrü de en çok Hitler Faşizminin ömrü kadar olacaktır. Ana babasından zorla koparılarak Çin Nazi Dönüştürme kamplarında Çinliye dönüştürülmek istenen  masum Müslüman Türk çocuklarının  ahu feryatları yer ve göğü inletmektedir. ÇKP Faşizmi de bu masumların insanlığın vicdanını sızlatan,yürek yakan canhiraş feryatlarında boğularak yok olacaktır. ÇKP Faşizmi er kısa zamanda Doğu Türkistan’dan defolacak ve özgür ve bağımsız Doğu Türkistan Cumhuriyeti devletimiz er geç tekrar kurulacaktır.

Sayın Milliyet Yazarı   Didem Özer Tümer

Siz eğer  Doğu Türkistan’ın gerçek durumunu Çin’in mağdur ve mazlumların ağzından bizzat duyarak öğrenmek isterseniz ben size bu konuda her türlü yardımı yapmaya hazır olduğumu ifade ediyorum. Çin’in rahatsız olduğu batılı haber ajansları,Tv.ları ve Japonya’dan ABD’ye Avustralya’dan İngiltere ve AB.Ülkelerine kadar tüm medya organları Türkiye’ye sırf bu mağdurlarla mülakat yapmak için geldiler.Ama siz bunlarla görüşmeyi arzu ederseniz Türkiye’de bu konuda bir ilki gerçekleştirmiş olacaksınız. Bana e-mail adresi üzerinden ulaşabilirsiniz.

Size sağlık ve başarılar dilerim.selamlarımla.

Etiketler: » » » » » » » » » » » » » »
Share
1101 Kez Görüntülendi.