logo

trugen jacn
24 Şubat 2015

DOĞU TÜRKİSTAN’DAN DÖNEN UYGUR TÜRKÜ : ÇİN’İN UYGULAMALARI,1930’LU YILLARDAKİ STALİN DEVLET TERÖRÜ İLE AYNİ(1.BÖLÜM) .

Hamit Göktürk / Uygur Haber ve Araştırma Merkezi (UYHAM)
Bir süre önce Doğu Türkistan’a giderek ülkesinde bir süre kalan Türkiye’de yaşayan bir Uygur Türkü, Haber Merkezi’mize konuştu ve Doğu Türkistan’in genel durumu hakkında ilginç tesbitlerde bulundu.Doğu Türkistan’daki genel durumun filimlerde gördüğümüz,romanlarda okuduğumuz veya o devri yaşayanların anlattıkları ile bir bire örtüştüğünü söyledi ve İşgalcı Çin’in aynen Stalin’in “ ADEM BOLMİSA MESELE ÇIKMAYDU = insan (diri=mevcut) olmazsa sorun çıkmaz.” Söylemine göre hareket ettiklerini ifade etti.


Kendisi,yakınları ve Akrabalırın güvenlik ve selameti için adının ve kaldığı şehrin açıklanmasını isitemeyen Ziyaretçi Uygur sırf mevcut durumun haber olarak dış dünya’ya yansıması ve bu suretle Vatanına  bir az de olsa  hizmet etmek amacı ile bu söyleşiyi yapmayı kabul ettiğini ifade ederek şöyle dedi, “Ülke’de hiç kimsenin can güvenliği yok. Herkes geleceğinden ümitsız.Hiç kimsede huzur yok. Sadece bu ülkenin gerçek ve esas sahibi ve sakinleri Uygur Türkleri değil,bir çok imtiyazlar verilerek,Doğu Türkistan’da ev,iş ve bol para verilerek demografik asimilasyon amacı ile getirilen etnik Çinli göçmenler de çok huzursuzlar.Onlar de tedirgin ve bir bahene bulup ülkelerine bir an önce dönmek istiyorlar.İşgal yönetimi ülke’de sürekli sıkıyönetim ve askeri tedbirler uyguluyor.Uygur Türklerini tamamen Terörist ve huzur bozucu unsurlar olarak lanse ediyor. Zaten etnik olarak her sahada  kayırılan etnik Çinli göçmenler ile dışlanmış Müslüman Uygurlar arasındaki  mevcut ekonomik dengesizlikler ve uçurum etnik gerginlikleri de beraberinde getiriyor. Ülkeye Turistler(Çinli Turistler dahil)gelmiyor.Hoteller ve turistik tesisler bomboş.Ekonomi durma noktasına gelmiş durumda.

Devlete ait Turizm  İdaresinde calışan bir tanıdığım,Turist olmadığı için boş oturuyoruz.Yabancı Turistler ülkedeki sıkı baskılardan korktuğu ve Çinli Turistler de Uygurlardan çekindiği için gelmiyorlar,dedi.

      Yönetimde rüşvet,yolsuzluk ve usulsuzluk ayyuka çıkmış.Ben bile ikamet süremi uzatmak için Polis Amiri’ne 500 yen(83 $) rüşvet vererek işimi yaptırabildim. Para veremeden iş yaptırmak mümkün değil.Rüşvet ve yolsuzluk yönetimin tepesindekilerden en alt kademedekilere kadar revaçta.” Şeklinde konuştu.
Doğu Türkistan ziyaretinden dönen Uygur Türkü’nün  anlattıkları taze ve güncel bilgileri temel başlıklar halinde bilgilerinize sunuyoruz;

1. Dini ve Milli Hayata Yapılan Baskılar-Yasaklamalar 
Daha önceleri yerel idarecilerin insiyatıfı ile yürütülen Kadınların tesettürlü kiyafet giymeleri,Başörtü takması,erkeklerin sakal ve bıyık yasağı bu yıl başından itibaren yasal olarak yürürlüğe girmiş bulunuyor.Meydanlarda,cadde ve sokak başlarında birer masa konulmuş ve burada Polislerin de bulunduğu bir ekip yoldan geçenleri gözetliyerek kontrol ediyorlar.Tesettürlü giyinen Hanımıları Polis Merkezlerine götürerek tesettürlü elbiselerine el koyuyor..1-3 gün arasında Nezarethanede hapsediyor. Sürekli aşağılayıcı sözlerle ve din aleytarı konuşmalarla onlara manevi baskı uyguluyor.Nezarethanelerde intihar olaylarına de rastlanmaktadır. Eğer kişi ikinci kez Tesettürlü ve sakallı olarak yakalınlarsa çok ağır para cezası uyguluyorlar 5 bin yen(yaklaşık 830 $ en az 2 alyık maaş tutarı) 3.kez yakalanırsa doğru hapishaneye tıkıyorlar.Bu ceza 6 aydan başlıyor.
Halk arasında şöyle bir Koşuk’un kendi aralarında söylediklerini duydum ;
Tor Romalnı içivitidu (  Baş  örtüsünü zorla açarlar)
Abayı’ni yirtivitidu (Uzun tesettürü ve  Abai’yi ise yırtarlar)
Sakal koymang Yaş balaler (Sakal Bırakmayın,gençler)
Terörist dep itivitidu (Terörist diye vurup öldürürler)

      Çinlilerin Milli yılbaşı bayramı Çagan kutlamasını Uygurlara zorla  kutlattılar.Evden çıkmayanları ve meydanlara gelmeyenleri  zorla getirdiler.Soğuk karlı hava’da saatlerce meydanlarda yaşlıları ve çocukları zorla seklettiler.Cami imamlarına Çinlilerin icat ettikleri “Yarım Elma Oyunu” adını verdikleri Çin figürleri ile bezeli oyun oynattılar.Gençlere  zorla Çince  elbiseler giydirdiler ve ellerine Çin davulları vererek çaldırdılar. Cebirle ve zorla Çin Milli Bayramını kutlamaya mecbur ettiler.Halbuki,bizim milli Bayramımız Nevruz yasak.Onu kutlamak bölücülük ve Ülke Bütünlüğünu Tehdit eden eylem olarak tanımlanıyor.Ramazan ve Kurban bayramları de Çin işgal Ordusunun  kuşatması altında kutlanıyor.Camilerin çevresi  askeri araçlar ve Zırhlı araçlarla kuşatılmış durumda.Koku salıyorlar.

2. Çin işgal Ordusu Zırhlı Araçlarla 24 saat hiç durmadan devriye geziyorlar.

    Geçen yılın başlarında Urumçi’de meydana gelen intihar saldırılarını bahane eden Çin işgal Ordusu, 27 Mayıs’ta Hoten merkezli başlattığı “Tetörle Savaş ve Sert Darbeler Curma Operasyonları”nı hız kesmeden sürdürüyor,Müslüman Uygurların çoğunluğu oluşuturduğu Güney vilayetlerinde  askerler ve Polisler birlikte sürekli şehir,köy,kasabalarda ve hatta birkaç ailenin yaşadığı uzak mezralarda dahi halka korku vermek için devriye geziyorlar. Bunun  asıl amacı halkı bastırmak,korkutmak ve sindirmektir. Müslüman Uygurlara düşman gözü ile bakıyorlar.Uygurlar onlar için düşman ve Hedeftir.Çünkü,bunlar bu şekilde aşırı Çin Milliyetçiliği ve Han şovenizmi temelli söylemlerle eğitiliyorlar.
Geçenlerde bu askerler bir Köy Camisi önünden geçerlerken,Cami’den toplu çıkan camaatı kendilerine saldıracaklar savı ile üzerlerine ateş açıyorlar ve birkaç kişiyi öldürüyorlar.
Bir diğer uzak köyde yine İşgal askerleri devriye gezerken,4-5 yaşlarındaki bir Uygur Çocuk evinden pişmiş mısırı alarak yolda yiyerek yürüyor ve  yediği Mısırın koçanını tarlaya atıyor.Bunu gören Çin askerleri bu Çocuk Bize bomba attı diye hemen orada vurup öldürüyorlar.

      Pazar’da 75 rakamı basılı bir tişört ile gezen bir genci Polis yakalıyor ve Polis Merkezi’ne götürüp işkenceden geçiriyor.Sebep olarak de 5 Temmu 2009’daki Urumçi’deki   İşgalcı Çin Askerlerinin  yaptığı  insanlık dışı katliamlarını hatırlattığı  gösteriliyor. Yanı 7.ayın 5.gününü akıllara getirdiği için.

         Önceki yıllarda yolda hilal,ayyıldız basılı tişörtler giyen Uygur gençlerine rastlamak mümkündü. Şimde ise bunları giyen  hiç kimse yok.Çünkü giyilmesi yasaklanmış.Caddelerde,meydanlarda ve Kavşaklarda giyilmesi yasak kıyafetlerin arasında ay yıldız baskılı tişörtlerin giyilmesi de yasak kapsamında,.Büyük boy bu afişleri Çin işgal polisi 24 saat bekliyor.Çünkü,Çin’de para çok.Doğu Türkistan’ın zenginileklerini sarfederek Müslüman UYgurları böyle bastırıyor ve sindiriyorlar.Yanı  Uygurları kendi yağı ile kendi etini kavuruyor.

Halk,Çin’in bu hile,yalan ve kandırmacılarının  geç de olsa farkına varmış durumda. Derler ya ; bir müsibet,bin nasihattan  iyidir diye. 5.7.2009 Urumçı katliamı ve sonrasında gelişen olaylar Uygur Türklerine çok net ve açık bir nasihat olmuş.Bu durum  Halk Koşaklarına de yansıtmışlar.Şöyle ki ;

Koğun bolsa Piçivirimiz (Kavunu bulursak hemen keseriz)

Haraknı körsek içivirimiz(İçkiyi görünce hemen içiveriyoruz)

Özimizge özimiz Noçilik kılıp (Kendimize(Uygurlara)Efelik Taslarız)

Hitaynı körsek kaçivirimiz ( Çinli’yi görünce Kaçıveririz=Kaçarız)

Bu Misalleri çoğaltmak mümkündür. (Devam edecek)

NOT : Bu  bilgileri bizlerle paylaşan vatanperver Hemşehrimize teşekkür ediyoruz.

Etiketler: » » »
Share
3123 Kez Görüntülendi.